Ve nufiḣa fî-ssûr(i)(c) żâlike yevmu-lva’îd(i)
Ve üfürülür su'ra, işte bu gündür azap günü.
(Derken kıyamet kopmuş ve yeniden diriliş için) Sur’a da üfürülmüştür ki; işte bu, (İlahi) tehdidin (ve Kur’ani haberlerin gerçekleştiği) gündür. (Düşünün, hazırlığınız var mıdır?)
Sûra üfürüldü mü, işte o bir uyarının gerçek olacağı gündür.
Sûra üfürülür. İşte bu, tehdidin gerçekleşme günüdür.
Sur'a da üflenmiştir. İşte bu tehdid(in gerçekleşmesi) günüdür.
Sur'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
(İnsanlar öldükten sonra dirilmeleri için) Sûr'a da üfürülmüş olacaktır. İşte bu vakit, azap günüdür.
Ve sura üfürülür. İşte vaadedilen azap günü budur.
Sûr'a üfürülür, işte bu, geleceği vaad edilen gündür.
Sûr üfrüldüğünde, işte budur korkulan gün!»
(Öldükten sonra tekrar diriliş için) Sur'a (ikinci kez) üfürülür. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür!
Sûr nefh olunacakdır. İşte bu haber virilen gündür.
Sura üfürülür. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
(İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmeleri için) Sûr’a üfürülecek. İşte bu, tehdidin gerçekleşeceği gündür.
Derken sûra üfürülür; işte bu, ceza uyarısı yapılmış olan gündür.
Sûr'a üfürülür; işte bu, geleceği vâdedilen gündür.
Boruya üflenmiştir. Bu, söz verilen gündür.
Sur'a üfürülür, işte bu, tehdid(in gerçekleşme) günüdür.
Ve Sur üfürüldükte: ki işte o veîd günüdür
(Öldükten sonra tekrar diriliş için, İsrâfil tarafından) Sûr’a (ikinci kez) üfürülür. İşte bu, (gün, kâfirlere azap) tehdidin (in) gerçekleşeceği gündür!
Ve Sûr'a üfürülür. “ İşte bu, vaktiyle uyarıldığınız gündür.”
Suur'a da üfürülmüşdür. İşte bu, tehdîdin (tehakkuk etmiş) günüdür.
Sûra da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür!
Ve (bütün insanlar öldükten sonra dirilmeleri için) Sûr’a da üfürülmüş (olacak)tır. İşte bu geleceği söz verilen gündür.
İşaret verildiğinde de “Bu da vaat edilen gün” der.
Boru üfürülecek, "İşte size adana gün bu gündür" denilecek.
Kıyamet borusu üfürülür, ona «— İşte bu da mev/ut olan azap günüdür» denir.
Sur'a üfürülür. İşte bu, tehdidin (gerçekleştiği) gündür.
Çünkü yeniden diriliş için Sura üflenmiştir! Bu, vaktiyle size vaad edilmiş olan büyük Gündür.
Sûr’a üfürüldü: -“Bu Va’îd’in / Vaad’in günü’dür”.
Ardından sûra üflenecek, artık sözü edilen gün gelip çatmıştır.
Sonra diriliş günü gelir. O gün Sûr’a üfürülür. Diriltildiğinde dehşetten ne yapacağını bilmeyen insana; “İşte bu yeryüzünde yaşarken sürekli uyardığımız hesap günüdür!” denilir.
Sûr’a üflenecektir. İşte bu, vadedilen gündür.
Sonra sura üfürülür. İşte bu da geleceği vâdedilen (kıyamet) günüdür.
ve [yeniden diriliş] sûru, [sonunda] üflenecektir: işte o, bir uyarının gerçek olacağı Gün’dür.
Nihayet sura üflenildiğinde de: -İşte bu da vaat edilen azap günü! 39/68...74
(Kıyamet koptuğunda) Sûr'a üfürülür, işte bu geleceği va'd edilen gündür. (Hesap verme günüdür.)
Ve Sûr’a üflendi. İşte bu, vaat edilen gündür.
Ve Sûr'a da üfürülmüştür. İşte bu, tehdid günüdür.
Sûra üfürülür kalk borusu çalar. İşte bu da tehdit edilen azabın günüdür.
Sur'a üflendi. İşte bu, kendisine karşı uyarılan gündür.
Sûra nefh olunub (kabirlerden nâs çıkdığı zamân yine melekler) "İşte bu size va'd olunan gündür" dirler.
Sura üflenir; işte bu tehdit edildiğin gündür.
Sûr'a da üfürülecektir.- İşte azap günü!
Ve sûra üfürülür. Bu da vaad edilen gündür.
Ve sûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen gündür.
daħı ürildi śūr içine şol ķorķıtmaķ günidür.
Daḫı ürile ṣūr içine. Oldur ḳabrden ḫurūc‐içün ṣūr üfürüldükde meleklernās işite bu sözi ḳorḳudulan günde.
(Öləndən sonra yenidən dirilmək üçün) sur çalınacaqdır. Bu və’d olunmuş gündür (əzab günüdür)!
And the trumpet is blown. This is the threatened Day.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |