13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kâf Suresi 2. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Bel ‘acibû en câehum munżirun minhum fekâle-lkâfirûne hâżâ şey-un ‘acîb(un)

Hayır, onlar, içlerinden bir korkutucunun gelmesine şaşıp kaldılar da kafirler, gerçekten de dediler, bu şaşılacak bir şey.

Doğrusu onlara kendi içlerinden bir uyarıcı (elçi) gelmesine hayret etmişler de, o kâfirler: "Bu (garip ve acayip) şaşılacak bir şey" diyerek (Peygamberi inkâra ve istihfafa kalkışmışlardır).

İçlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar. O Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenler: “Bu ne tuhaf şey!” dediler.

Bunu kabullenmeyenler içlerinden, kendilerine, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı, bir peygamber geldiğinde doğrusu şaşırdılar. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler:
“- Bu şaşılacak bir şeydir.”dediler.

Hayır, kendilerine içlerinden bir uyarıcı gelmesine hayret ettiler de o inkar edenler: "Bu şaşılacak bir şeydir" dediler.

Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: 'Bu şaşılacak bir şey' dediler.

Doğrusu (o Kureyşli) kâfirler, kendilerine içlerinden korkutucu bir peygamber geldiğine şaştılar da şöyle dediler: “- Bu, tuhaf bir şey!...

Fakat kendilerinden bir uyarıcı, onlara geldi diye şaşırdılar. O kâfirler: “Bu, çok tuhaf birşeydir” dediler.

Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: “Bu şaşılacak bir şeydir.”

1,2. Kaf, ünlü, sanlı Kur'ana ant, olabilir kendi içlerinden onlara, bir kocunduran gelmesine şaşıyorlar, küfredenler dediler ki: «Bu nice bir iştir?

Fakat inkârcılar, içlerinden birinin uyarıcı olarak gelmesine şaştılar ve “Bu gerçekten hayret edilecek bir şeydir” dediler.

2,3.- İçlerinden kendilerini îkâz idecek bir âdemin zuhûrundan dolayı taaccüb idiyorlar. Kâfirler "Bu ’acîb bir şeydir, bir kere ölüb de toprak oldukdan sonra tekrâr hayâta gelmek çok ba’îddir" diyorlar.

2,3. Kafirler, Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da: "Bu şaşılacak bir şey; öldüğümüz ve toprak olduğumuz zaman dirilecek miyiz? Bu, ihtimali olmayan bir dönüştür" dediler.

1,2. Kâf.[501] Şerefli Kur’ân’a andolsun ki kâfirler, aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve şöyle dediler: “Bu tuhaf bir şeydir!”

Bu harf ile ilgili olarak Bakara sûresinin ilk âyetinin dipnotuna bakınız.

2-3. Kâfirler, içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, “Bu tuhaf bir şey, öldükten ve toprak olduktan sonra mı (dirileceğiz)? Bu olmayacak bir dönüş!” dediler.

Aralarından bir uyarıcının gelmesine şaştılar da, kâfirler şöyle dediler: «Bu şaşılacak bir şeydir.»  

 Âyetin belirttiği ve inkâr edenlerin şaşılacak şey saydıkları husus dirilme ve cehennem azabının haber verilmesidir.

İçlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesini tuhaf karşıladılar! Kafirler, "Bu tuhaf bir şey" dediler,

Doğrusu kâfirler kendi içlerinden uyarıcı bir peygamber geldiğine şaşırdılar da dediler ki: "Bu şaşılacak bir şeydir!

Doğrusu şaştılar da kendilerine içlerinden korkutucu bir Peygamber geldiğine dediler ki kâfirler bu acîb bir şey

Doğrusu (o Kureyşli) kâfirler, kendi içlerinden bir uyarıcının (insanoğlundan bir peygamberin) gelmesine şaşırarak, “Bu şaşılacak/tuhaf bir şeydir” dediler.

Müşriklerin Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] efendimizin peygamberliğini kabul etmemelerinin en büyük sebeplerinden biri, peygamberlerin insanl... Devamı..

Ama kendilerinden bir uyarıcının onlara gelmesine şaşırdılar. Gerçeği yalanlayan nankörler: “Bu şaşılacak bir şey.” dediler.

Bil'akis o kâfirler, kendilerine içlerinden inzâr edici (bir peygamber) geldi diye, hayrete düşdüler de «Bu, dediler, şaşılacak bir şey».

Bil'akis kendilerine içlerinden bir korkutucu gelmesine hayret ettiler de, o kâfirler dedi ki: “Bu, şaşılacak bir şeydir!”

Doğrusu kendilerine içlerinden bir uyarıcı (elçi) geldi diye şaşıp kaldılar. İnkâr edenler “Bu şaşılacak bir şeydir’’ dediler.

Onlar kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaşıp kaldılar. İnkâr edenler “Bu şaşılacak bir şey.”

kendi aralarından biri uyarıcı olarak geldi diye şaştılar kaldılar da dediler: "Ne şaşılacak iş bu böyle!

Belki içlerinden Allah azabıyle korkutucu bir peygamberin geldiğine taaccüp ettiler. O kâfirler «— Bu garip bir şeydir;

Bilakis, kâfirler içlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da “Bu tuhaf [acîb] bir şeydir!” dediler.

Hayır, onlara kendilerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar da o kâfirler, “Bu (diriliş) şaşılacak bir şey!” dediler.

Fakat hakîkati inkâr edenler, içlerinden kendileri gibi beşeri özelliklere sahip bir uyarıcının onlara gelip bu gerçeği bildirmesine şaştılar da, “Bu gerçekten tuhaf bir şey!” dediler. Ve eklediler:

Onlara, onlardan bir uyarıcı geldi diye hayret ettiler / şaştılar. İnkârcılar dedi ki: -“Bu acayip / şaşılası bir şey!”.

asıl onlar, gelen uyarıcının kendilerinden biri olmasına şaşırdılar. İnkarcılar dediler ki: " olacak şey değil,

Doğrusu inkâr edenler içlerinden bir uyarıcı gelmesine şaşarak şöyle dediler: "Bu tuhaf bir şeydir!"

Doğrusu kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaştılar ve kâfirler “Bu, şaşılacak bir şeydir! [*]

Benzer mesajlar: Yûnus 10:2; Sâd 38:4.

2,3. Fakat o kâfirler, kendi aralarından bir uyarıcının gelmesini yadırgadılar da: “Bu, gerçekten yadırganacak bir şey. Yani biz öleceğiz, toprak olacağız (sonra da dirileceğiz) ha!¹ Bu, gerçekleşme ihtimâli olmayan bir dönüştür.” dediler.

1 Yani, “Muhammed bizi âhirette tekrar dirilmekle ve cezâlandırılmakla mı korkutuyor?” demek istediler.

Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar; ² ve bu hakikat inkarcıları: “Ne tuhaf bir şey bu!” diyorlar,

2 Bu ayet, toplumun, ilahî bir mesajın “kendi içlerinden biri”, yani kendileri gibi ölümlü biri tarafından tebliğ edilmesini “tuhaf görmeleri”nin Kur’... Devamı..

Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesini şaşkınlıkla karşıladılar da gerçekleri örtbas eden kâfirler: “Bu gerçekten hayret edilecek bir şey! 7/59...64, 38/3...8

Ama nerde! Onlar içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar[⁴⁶⁶⁰] ve içlerindeki kâfirler dediler ki: “Bu ne acayip bir iş!

[4660] Kendi içlerinden insan bir elçi gelmesine muhatapların şaşkınlığından söz eden ilk âyet. Şaştılar, zira kendileri umutsuz vaka oldukları için i... Devamı..

O kâfirler; içlerinden bir peygamber gelmesine hayret ettiler de. (Söylediği şeye bakın ne kadar şaşılacak şey)

Kendi içlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kâfirler: "Bu acayip bir şeydir" dediler.

Belki kendilerinden bir korkutucu gelmesinden teaccüb ettiler. O kâfirler dedi ki: «Bu şaşılacak birşey.»

2, 3. Doğrusu, onlar, kendilerinden birinin, uyarıp irşad etmek için gelmesine şaşırdılar da kâfirler: “Bu, ne tuhaf şey! ” dediler, “Biz ölüp de toprak olduktan sonra mı dirileceğiz? Bu, aklın alamayacağı kadar uzak bir ihtimal! ” [10, 2]

İçlerinden bir uyarıcı gelmesine şaştılar da, o kafirler: "Bu tuhaf bir şeydir" dediler.

Evet: kâfirler, kendi cinslerinden inzâr idici rasûl geldiğine ta'accüb iderler. Ve: "Bu 'acâyib bir şeydir."

Bunları asıl şaşırtan içlerinden bir uyarıcının gelmesidir. Ayetleri görmezlikten gelenler (kafirler): "Bu şaşılacak bir şey” dediler.

Kendilerine içlerinden bir uyarıcının gelmesine şaşırdılar da, kafirler: Bu, acayip bir şey, dediler.

Kâfirler içlerinden bir uyarıcının kendilerine gelmesine şaştılar da “Bu ne acaip şey!” dediler.

İş sanıldığı gibi değil! Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye şaştılar da şöyle dediler o küfre batanlar: "Acayip şey bu!"

belki ŧañladılar kim geldi anlara ķorķıdıcı anlardan pes eyitti kāfirler “uşbu, nesenedür ŧañsı.”

Bel ki kāfirler Muḥammed ‘aleyhi’s‐selāmıñ kendi cinslerinden inẕār idici geldigineta‘accüb idüp risāletini ‘acīb bir şey’ görürler.

Bəli! Özlərindən (Onları Allahın əzabı ilə) qorxudan bir peyğəmbər gəldiyinə təəccüb etdilər. Kafirlər dedilər:” Bu əcaba bir şeydir! (İnsandan da peyğəmbər olarmı?! Ancaq mələk peyğəmbər ola bilər!)

Nay, but they marvel that a warner of their own hath come unto them; and the disbelievers say: This is a strange thing:

But they wonder that(4941) there has come to them a Warner from among themselves. So the Unbelievers say: "This is a wonderful thing!

4941 In a sense their wonder is natural: do we wonder at the glorious sun? In another sense it is unnatural: what should we say of a man who fails to ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.