14 Aralık 2024 - 13 Cemaziye'l-Ahir 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Hucurât Suresi 6. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû in câekum fâsikun binebe-in fetebeyyenû en tusîbû kavmen bicehâletin fetusbihû ‘alâ mâ fe’altum nâdimîn(e)

Ey inananlar, buyruktan çıkmış biri, size bir haber getirdi mi doğru, yahut yanlış veya yalan olup olmadığını araştırıp iyice bir anlayın, yoksa bir topluluğa, bilgisizlikle bir kötülükte bulunur da yaptığınıza nadim oluverirsiniz.

Ey iman edenler, eğer bir fasık, (harama ve yalana meyilli şahıslar, oluşumlar ve yayın organları) size (kızdırıp kışkırtıcı veya oyalayıp aldatıcı) bir haber getirip (verirse), onu ’etraflıca araştırın’ (her anlatılana hemen inanıp kanmayın). Yoksa bilmeden (ve yanlış yönlendirme sonucu), bir kavme (ve kesime) kötülükle sataşıp (haklarına tecavüz etmiş duruma düşersiniz) de ardından bu işlediklerinize pişman oluverirsiniz.

Ey iman edenler! Şeriatın koyduğu sınırlardan dışarıya çıkmayı adet haline getiren biri, size bir haber getirirse, ona inanmadan önce, doğru olup olmadığını iyice araştırın, yoksa bir topluluğa yanlışlıkla bilmeden kötülükte bulunur, incitirsiniz de, sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

Ey iman edenler, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkeden bir fâsık, bir bozguncu, kötü niyetli bir âsi size, hükümetinize, emniyet güçlerinize, ordunuza önemli bir haber getirirse, doğruluğunu araştırın. Araştırmadan, ciddî, zarar verici tedbirler almaya kalkarsanız, bilmeden, yanlış bilgilendirme sonucu suçsuz bir kavme, bir topluluğa kötülük yapmış, hoş olmayan bir davranış sergilemiş olabilirsiniz. Sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.

bk. et-Tefsîru’l-Kebir, 28/118-121.

Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun aslını araştırın. Yoksa bilmeden bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

6.Ahmed bin Hanbel`in ve daha başkalarının Haris bin Dırar el-Huza`i`den rivayet ettiklerine göre; Haris (r.a.) Resulullah (a.s.)`ın yanına gider. Res... Devamı..

Ey iman edenler, eğer bir fasık, size bir haber getirirse, onu 'etraflıca araştırın'. Yoksa cehalet sonucu, bir kavme kötülükte bulunursunuz da, sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Eğer size bir fâsık, bir haber getirirse, onu araştırın (doğruluğunu anlayıncaya kadar tahkik edin). Değilse bilmiyerek bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Eğer bir fasık (yasalara riayet etmeyen biri) size bir haber ile gelirse, durup araştırın. Yoksa bilmeden bir topluma vurursunuz da yaptıklarınızdan dolayı pişman olursunuz.

Ey inananlar! Eğer bir fâsık/yalan haber taşıyan size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de, sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.[572]

[572] Haberin aslının araştırılması hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVIII, 168-169.

Ey inanmış olanlar! Bir inansız, size salık getirirse, onu inceleyin ki, bilmeksizin birtakım kimselere sataşırsınız, sonra pişman olursunuz yaptığınıza

Ey inananlar! Size (herhangi bir kimse, özellikle de) güvenilir olmayan birisi, bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın! Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Hz. Peygamber Velid b. Ukbe’yi Beni Mustalik kabilesine zekât memuru olarak göndermişti. Aralarında önceden var olan özel bir sebepten dolayı Velid, k... Devamı..

Bir fâsık âdem size bir haber getürdiği vakit evvelâ o haberin hakîkatini anlamağa çalışınız, ’aksi takdîrde bilmeyerek birine fenâlık ider ve nâdim olursunuz.

Ey inananlar! Eğer yoldan çıkmışın biri size bir haber getirirse, onun iç yüzünü araştırın, yoksa bilmeden bir millete fenalık edersiniz de sonra ettiğinize pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.

Ey iman edenler! Bilmeden birilerine zarar verip de sonra yaptığınıza pişman olmamanız için, yoldan çıkmışın biri size bir haber getirdiğinde doğruluğunu araştırın.

Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.  

 Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber, Velîd b. Ukbe’yi Benî Mustalik kabilesine zekât memuru olarak göndermişti: Velid, bunlarla arasında önceden va... Devamı..

Ey inananlar, kötü huylara sahip birisi size bir haber getirirse onu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa karşı haksızlık edersiniz ve daha sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.

Ey iman edenler! Eğer fasıkın biri size bir haber getirirsen onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa sataşırsınız da sonra yaptığınızdan pişman olursunuz.

Ey o bütün iyman edenler! eğer size bir fâsık bir haberle gelirse onu tahkık edin ki cehaletle bir kavme sataşırsınız da yaptığınıza peşiyman olursunuz

Ey îmân edenler! Size bir fâsık haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Eğer fasık¹ bir kimse, size bir haber getirirse doğru olup olmadığını araştırın. Yoksa bir topluma cahilce kötülük edersiniz de sonra yaptığınız şeye pişman olursunuz.²

1- Doğru yoldan sapmış olan. Vahyin belirlediği sınırların dışına çıkan. İyi, doğru, temiz ve güzel şeylerden uzak kalan. 2- Birbirlerine cahilce kö... Devamı..

Ey îman edenler, eğer bir faasık size bir haber getirirse onu tahkıyk edin. (Yoksa) bilmeyerek bir kavme sataşırsınız da yapdığınıza peşîman kimseler olursunuz.

Ey îmân edenler! Eğer fâsık (yalancı, günahkâr) bir kimse size bir haber getirirse, önce (onun doğruluğunu) iyice araştırın ki(1) bilmeyerek bir topluluğa sataşırsınız da (bu hareketiniz doğru olmadığından) yaptığınıza pişmân olan kimseler olursunuz.

(1)Âlimlerimiz bu âyetin mefhûm-ı muhâlifinden (zıd ma‘nâsından), haber-i vâhidin yani âdil bir kişi tarafından yapılan rivâyetin kabûl edilir bir del... Devamı..

Ey inanmış olanlar! Eğer bir fasık (yoldan sapmış biri) size bir haber getirirse (onu hemen ne kabul ne de reddedin), onun doğruluğunu araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz. *

(*) Buradan, “fasık kişinin getirdiği haberi araştırın ama diğerlerine araştırmadan itibar edin” gibi bir anlam çıkarmamak lazım. Zira ayetin ikinci c... Devamı..

Ey iman edenler! Yoldan çıkmış (günahkâr) birisi, size bir haber getirdiği zaman, bilmeyerek bir topluma bir zarar vermeden önce, o haberin doğruluğunu araştırın. Sonra yaptıklarınıza pişman olanlardan olursunuz.

Ey inananlar! Eğer bir karıştırıcı size bir haber getirecek olursa onun doğru olup olmadığını araştırın. Yoksa yanlışlıkla bir ulusa sataşıp da sonra ettiğinize yanmıyasınız.

Mü/minler! Bir fasık gelip size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın ki yanlışlıkla bir cemaata fenalık getirirsiniz de yaptığınız işe sonradan pişman olursunuz.

Ey inananlar! Size yoldan çıkmış/günahkâr [fâsık] biri bir haber getirirse onu iyice araştırınız. Yoksa bilmeden bir topluluğa [kavm] kötülük yapmış olursunuz da sonra ettiğinizden pişmanlık duyarsınız.

Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haberle gelirse, onu etraflıca araştırın. Yoksa cehalet sonucu bir kavme kötülükte bulunursunuz da sonra işlediklerinize pişman olursunuz.

Ey inananlar! Herhangi bir kimse, özellikle de kötü huylara sahip biri size önemli bir haber getirirse, bu habere göre hareket etmeden önce, onun doğruluk derecesini iyice araştırın; yoksa bilmeyerek bir toplumun hakkını çiğnersiniz de, yaptığınıza pişman olur ve uzun süre vicdan azâbına mahkûm olursunuz!

Ey iman edenler! Eğer bir fâsık (yoldan çıkıp sapmış kimse) size bir haber ile geldiyse iyice araştırıp anlayın! Yoksa cehalet ile / bilmeyerek bir kavme kötülük edersiniz de yaptığınıza pişman olursunuz.

Sevgili müminler! Eğer kötü niyetli bir adam size bir ihbarda bulunacak olursa, araştırın. Yoksa bilmeden birilerine zarar verebilir, yaptıklarınıza pişman olabilirsiniz.

Ey iman edenler! Eğer, bozgunculuk yapan fitne fücur içinde olan biri size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın! Yoksa bilmeden bir kavme kötülük edersiniz. Sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Yoldan çıkmış biri size bir haber getirirse (onun doğruluğunu) araştırın! (Yoksa) bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. [*]

Bu ayet İsrâ 17:36. ayetle birlikte okunmalıdır. Hz. Muhammed şöyle buyurmuştur: “Duyduğu her şeyi aktarmak kişiye günah olarak yeter” (Müslim, Mukadd... Devamı..

Ey îman edenler! Eğer fasığın¹ biri, size bir haber getirirse, onun doğruluğunu etraflıca araştırın.² Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülükte bulunursunuz da sonra yaptıklarınıza pişman olursunuz.³

1 Fâsık: Yoldan çıkan, adil olmayan ve dini emirlere uymayan demektir. Fâsık İslâmi terim olarak: Büyük günâh işleyerek veya küçük günâhlarda ısrar ed... Devamı..

SİZ EY imana ermiş olanlar! Yoldan çıkmışın biri size [yalan] bir haber getirirse, muhakemenizi kullanın; ⁵ yoksa istemeden insanları incitir ve sonra yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız. ⁶

5 Yani, bu tür haberlere veya söylentilere inanmadan önce gerçeği araştırın. Haber taşıyanlar burada “yoldan çıkmış/fâsık” olarak nitelendirilmişlerdi... Devamı..

Ey iman edenler yoldan çıkmış fasıkın birisi size önemli bir haber getirdiğinde o haberin doğru olup olmadığını iyice araştırın aksi halde bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de sonra pişman olursunuz. 24/4...14, 68/10-11

SİZ ey iman edenler! Fâsığın[⁴⁶³⁵] teki size (önemli) bir haberle geldiğinde, durup gerçeği araştırın![⁴⁶³⁶] Yoksa cehalet sebebiyle bir toplumun başına iş açar, ardından da yaptığınızdan pişmanlık duyarsınız.[⁴⁶³⁷]

[4635] Fâsık, benzer bağlamlarda muttakinin zıddı olarak “sorumsuz” anlamına kullanılmıştır (Krş: 9:24, not 28). Bu tür bir hareket, 1. âyetteki “soru... Devamı..

Ey iman edenler, eğer bir fâsık size bir haberle gelirse, o haberin doğru olup olmadığını iyice araştırın. Yoksa bilmeden (mümin) bir topluluğa sataşırsınız da, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

(Çünkü o haber, iki mümin topluluğun arasını açmak maksadıyla uydurulmuş olabilir ve siz o haberin doğru olup olmadığını iyice araştırmadığınız takdir... Devamı..

Ey iman edenler, size fâsık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey imân etmiş olanlar! Eğer size bir fâsık bir haber ile gelirse hemen onu tahkik ediniz. Belki, bilmeksizin bir kavme saldırırsınız da sonra yaptığınızın üzerine peşimânlar olmuş olursunuz.

Ey iman edenler, herhangi bir fâsık size bir haber getirecek olursa, onu iyice tahkik edin, doğruluğunu araştırın. Yoksa, gerçeği bilmeyerek, birtakım kimselere karşı fenalık edip sonra yaptığınıza pişman olursunuz. Fâsık kelimesi burada, “çizgi dışına çıkmış, itaatsiz, emirleri yerine getirmeyen” anlamındadır. )

Peygamberimiz Velid İbn Ukbe adlı sahabîyi, Beni Mustalık kabilesine zekât toplamak için gönderdi. Velid ile onlar arasında daha önce bir kin vardı. K... Devamı..

Ey inananlar, size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey Mü'minler! Eğer size bir fâsık bir haber getirse onı iyice tedkîk ile tebeyyün itdirin, yoksa bilmeyerek ve 'acele ile bir kavme zarar isâbet itdirir sonra yapdığınız işe nâdimlerden olursunuz. [²]

[2] Hicretin dokuzıncı yılında Rasûl-ü Ekrem Velid bin Ukbe'yi zekât tahsîli içün Benî Mustalik kabîlesine gönderdi. Onlar buna hürmeten istikbâle çık... Devamı..

İnanıp güvenenler! Yanlış işler yapan birisi, size bir haber getirecek olursa iyice araştırın. Yoksa bilmeden bir toplulukla aranızı bozarsınız da yaptığınıza pişman olursunuz.

-Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse, cahillikle bir topluluğa kötülük etmemek için iyice araştırın, sonra yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey iman edenler! Eğer fâsıkın biri size bir haber getirecek olursa onu araştırın. Yoksa cahillikle bir topluluğa sataşır da yaptığınıza pişman olursunuz.

Ey iman sahipleri! Özü-sözü bozuk birisi size bir haber getirdiğinde, hemen araştırıp inceleyin/delil arayın! Yoksa bilgisizlikle bir topluluğu suçlar da yapmış olduğunuza pişmanlık duyar hale gelirsiniz.

ey anlar kim įmān getürdiler! [275a] eger gelürse bize bir fāsıķ bir ħaber ile bellü eyleñ ya'nį girçegin yalanından kim irmeyesiz ya'nį yavuzlıġıla bir ķavma bilmemeklikle pes olasız anuñ üzere kim işledüñüz peşimen olıcılar.

İy mü’minler, eger bir fāsıḳ size bir ḫaber‐ile gelse, pes bellü oluñuz. Megerki bir ḳavme doḳınasız ḫabersüz, pes işledügüñüz işe peşīmānolursız.

Ey iman gətirənlər! Əgər bir fasiq sizə (pis) bir xəbər gətirsə, dərhal (onun doğruluğunu) yoxlayın, yoxsa bilmədən bir qövmə pislik edər, sonra da etdiyinizə peşman olarsınız!

O ye who believe! If an evil liver bring you tidings, verify it, lest ye smite some folk in ignorance and afterward repent of what ye did.

O ye who believe! If a wicked person comes(4924) to you with any news, ascertain the truth, lest ye harm people unwittingly, and afterwards become full of repentance for what ye have done.

4924 All tittle-tattle or reports—especially if emanating from persons you do not know—are to be tested, and the truth ascertained. If they were belie... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.