16 Ekim 2024 - 13 Rebiü'l-Ahir 1446 Çarşamba

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fetih Suresi 29. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Muhammedun rasûlu(A)llâh(i)(c) velleżîne me’ahu eşiddâu ‘alâ-lkuffâri ruhamâu beynehum(s) terâhum rukke’an succeden yebteġûne fadlen mina(A)llâhi ve ridvânâ(en)(s) sîmâhum fî vucûhihim min eśeri-ssucûd(i)(c) żâlike meśeluhum fî-ttevrât(i)(c) ve meśeluhum fî-l-incîli kezer’in aḣrace şat-ehu feâzerahu festaġleza festevâ ‘alâ sûkihi yu’cibu-zzurrâ’a liyaġîza bihimu-lkuffâr(a)(k) va’ada(A)llâhu-lleżîne âmenû ve ’amilû-ssâlihâti minhum maġfiraten ve ecran ‘azîmâ(n)

Muhammed, Allah'ın peygamberidir ve onunla beraber bulunanlar, kafirlere karşı çetindirler, kendi aralarında merhametli, onları görürsün ki rüku etmekteler, secdeye kapanmaktalar Allah'tan lütuf ve ihsan ve razılık dileyerek; yüzlerinde, secde eserinin alametleri görünmededir ve onların bu vasıfları, Tevrat'ta da vardır ve onlara ait bu vasıflar, İncil'de de var; adeta ekilmiş bir taneye benzer ki filiz vermiştir, derken filizi kuvvetlenmiştir, derken kalınlaşmıştır da dümdüz boy vermiştir, gövdelerine dayanıp yücelmiştir; ekincileri şaşırtır, sevindirir, kafirleri, bununla kızdırıp yerindirmek için. Allah, inananlara ve iyi işlerde bulunanlara yarlıganma ve pek büyük bir mükafat vaad etmiştir.

Ahd-i Atıyk'te de birçok yerde buna benzer örnekler olduğu gibi Matyus İncili'nin 13. babında da vardır (3-22).

(Elbette ve kesinlikle Hz.) Muhammed (SAV) Allah’ın Resulüdür; beraberinde bulunanlar (ve kıyamete kadar Onun yanında ve yolunda olanlar) da; inkârcı (zalimlere) karşı şiddetli (cesaretli, mert ve metin), kendi aralarında ise (gayet müsamahalı ve) merhametlidirler. Onları rükû ve secde ederek (her hizmet ve ibadetlerinde sadece) Allah’ın fazlını (lütfu ihsanını) ve rızasını ararken görürsün. Onların nişanları, (nurlu) yüzlerindeki secde izleridir. Bu onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları ise şöyledir: Sanki bir ekin (tohum kabuğunu) yarıp filizlerini çıkarmış, gittikçe onu (bitki fidesini ve gövdesini) kuvvetlendirerek kalınlaşmış, derken sapları üzerine doğrulup boy atmıştır. Ki bu durum (emek çeken) ziraatçıların da hoşuna gider. Allah’ın (mü’minleri ve İslami hareketleri böyle tedricen geliştirip güçlendirmesi) bunlarla kâfirleri öfkelendirmek (ve zalimleri kahretmek) içindir. (Ama onlardan, sonunda inadından ve inkârından dönüp) İman eden ve salih ameller işleyenlere Allah (yine de) mağfiret ve büyük mükâfat va’ad etmiştir.

Muhammed Allah'ın elçisidir. O'nun yanında bulunan mü'minler, Allah'tan gelen gerçekleri örtbas edenlerin tümüne karşı, kararlı ve tavizsiz; ama birbirlerine karşı daima merhametlidirler. Onların namazda eğilerek ve yere kapanarak, Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün, yüzlerinde secde izi görünmektedir. Bu onların Tevrat'taki tasvirleridir, İncil'de de onların vasıfları şudur: ”Bir ekin gibidirler ki filizini çıkardı, derken filizi kuvvetlenmiştir, derken kalınlaşmıştır, derken gövdesinin üzerinde dümdüz boy vermiştir, ekincileri hayrette bırakır ve sevindirir.” Peygamberin ashabı ve gerçek müslümanlar hakkındaki bu benzetme, kâfirleri öfkelendirmek içindir. Ama yine de onlar içinden, inanıp doğru ve yararlı işler yapanlara,  Allah bağışlanma ve büyük bir mükafaat vaadetmiştir.

Muhammed, Allah'ın ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasûlüdür. Onunla beraber bulunanlar, müslümanlar, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı güçlü, kararlı ve tavizsiz, başları dik, aralarında engin merhamet sahibidirler. Onları, Hakka ve tevhide yönelenler, cemaatle namaz kılanlar, saygıyla Allah'ın emirlerine itaat ederek İslâmî faaliyetlere, kamu hizmetlerine katılanlar, secde edenler olarak görürsün. Allah'ın lütfunu ve O'nun rızasını, rızasına ulaşma mertebesini isterler. Yüzlerindeki secde izlerinden tanınırlar. Bu onların, yazılı ve şifahî bilgileri, sünneti içeren Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar, filizini yarıp çıkarmış, gittikçe kuvvetlenerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş çiftçilerin hoşuna giden ekine benzer. Allah böylece, onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah mü'minlerden, imanda kemale erip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenlere, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlara, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlara, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlere koruma kalkanı, bağışlanma ve büyük bir mükâfat va'detmiştir

bk. Kur’ân-ı Kerim, 5/54.

Muhammed Allah'ın elçisidir. Onunla birlikte olanlar da inkarcılara karşı şiddetli kendi aralarında merhametlidirler. Onların rüku ve secde ederek Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Yüzlerinde secde izlerinden (meydana gelen) belirtiler vardır. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'deki vasıfları da (şöyledir): Filizini çıkaran, onu güçlendiren, kalınlaşan ve böylece gövdesinin üzerine duran ekin gibi ki ekincilerin hoşuna gider. (Bu benzetme) inkarcıları onlarla öfkelendirmek içindir. Allah onlardan iman edip salih ameller işleyenlere bağışlama ve büyük bir ecir vaadetmiştir.

Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va'detmiştir.

MUHAMMED (s.a.v.) Allah'ın peygamberidir. O'nun beraberinde bulunanlar (ashab-ı kiram), kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gayet merhametlidirler. Onları, rükû ve secde eder halde (namaz kılarken) Allah'dan sevab ve rıza istediklerini görürsün. Secde eserinden (çok namaz kılmaları yüzünden meydana gelen) nişanları yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'daki vasıfları budur. İncil'deki vasıfları da şu: Onlar, filizini çıkarmış bir ekine benzerler. Derken o filizi kuvvetlendirmiş de kalınlaşmı, nihayet gövdeleri üzerinde doğrulub kalkmış; ekincilerin hoşuna gidiyor. (İşte ashab-ı kiram da böyle olmuştur. Bidayette azlıktılar, sonra çoğalıb kuvvetlendiler ve güzel bir cemiyyet meydana getirdiler). Bu teşbih, kâfirleri ashabla öfkelendirmek içindir. O iman edip salih âmeller işliyenlere, (ashaba), Allah bir mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.

Muhammed, Allah’ın elçisidir. Onunla beraber olanlar; kâfirlere karşı şedittirler, aralarında birbirine şefkatlidirler. Onları sürekli rükûda, secdede, Allah’tan fazl ve rıza isteyenler olarak görürsün. Alametleri, yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrattaki tarifleridir. İncildeki tanımları ise “Dal budak salan, güçlenip kalınlaşan gövdesi üstüne dimdik duran, ekincileri hayrette bırakan, böylece kâfirlerin kinlerini boğazlarında tıkatan, (zaman tarlasında kudret eliyle ekilen, iman ve İslam nuru ile sulanan) sağlam, kuvvetli bir ekin(nesil)dirler. Onlardan iman edip salih amel işleyenlere, Allah mağfiret ve büyük bir ecir vaadetmiştir.

(*) Metindeki “İstewa ala sukıh” deyimi, çarşı ve pazar piyasasına hâkim olan, manasına da gelir. Veya o manayı da çağrıştırır.

Muhammed, Allah'ın peygamberidir. Onunla beraber olanlar kâfirlere karşı kararlı ve tavizsiz, kendi aralarında ise son derece merhametlidirler. Onları rukû ve secde ederken görürsün. Allah'ın lütfunu ve rızasını kazanmayı arzularlar. Onların nişanları, yüzlerindeki secde izidir. Bu onların Tevrat'taki özellikleridir. İncil'deki özellikleri de şudur: Filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerinde dimdik duran bir ekine benzerler. Bu ekincilerin hoşuna gider. Allah bunlarla, kâfirleri öfkelendirecektir. Allah, inanıp yararlı işler yapanlara af ve büyük bir ödül vaad etmiştir.[568]

[568] Müminlerin özellikleri hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVIII, 144-149.Fetih sûresinden çıkarılacak genel ilkeler için bk... Devamı..

Muhammed, Allahın peygamberidir, yanında bulunanlar kâfirlere serttirler; kendi aralarında esirgeyici, onları görürsün ki rükû ederler, secde ederler, Allahın erdeminden hoşnutluğun isterler, yüzlerinde belgeleri, secdenin izleridir; işte bunların Tevrattaki, İncildeki örnekleri, —filiz veren, gürbüzleşen, kalınlaşan, gövdesi üzerinde doğrulan, ekenleri hoşlandıran— bir ekin gibi, kâfirleri bununla öfkelendirir, içlerinden inanarak, yararlı iş görenleri bağışlamayı, büyük sevap vermeyi Allah vadetti !

Muhammed, Allah'ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı kararlı ve tavizsiz, birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler. Sen onları rükû ve secde halinde Allah'ın lütfunu ve hoşnutluğunu kazanmaya çalışırken görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat'ta anlatılan özellikleridir. Onların bir de İncil'de anlatılan özellikleri vardır ki o da şöyledir: (Onlar) filizini yarıp çıkarmış (bir tohum gibidir ki ondan çıkan), onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir filiz gibidir. Allah, inkârcıları öfkelendirmek için onları (inananları) çoğaltır, sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip iyi işler yapanlara bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir. 

Bkz. 9/73, 123, 66/9Muhammed ismi bu ayetle beraber Kur’an’ı Kerim’de dört yerde geçmektedir. 3/144, 33/40, 47/2Bu ayet, hem Hudeybiye Sözleşmesinde “... Devamı..

Muhammed Allâh’ın rasûlüdür, ânınla berâber olanlar kâfirlere karşu şedîd ve kendi beynlerinde rahîmdirler. Ânların secde iderek Allâh’ın lafzını ve rızâsını taleb itdiklerini görirsin. Alınlarında secde eserleri zâhirdir. Tevrat ve İncil’de ânlar evvelâ ince filiz çıkaran ve bilâhare büyüyerek kalınlaşan ve kuvvetlenüb çiftçiyi sevindiren bir ekine teşbîh olunmuşlardır. Allâh kâfirleri iğzâb içün bu temsîli bast iyledi. Allâh’a îmân idüb a’mâl-i sâlihada bulunanlara günâhlarının ’afvıyla ’azîm bir mükâfât va’d iylemişdir.

Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun beraberinde bulunanlar, inkarcılara karşı sert, birbirlerine merhametlidirler. Onları rükua varırken, secde ederken, Allah'tan lütuf ve hoşnudluk dilerken görürsün. Onlar, yüzlerindeki secde izi ile tanınırlar. İşte bu, onların Tevrat'ta anlatılan vasıflarıdır. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardı: Filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ekincilerin hoşuna giden ekin gibidirler. Allah böylece bunları çoğaltıp kuvvetlendirmekle inkarcıları öfkelendirir. Allah, inanıp yararlı işler işleyenlere, bağışlama ve büyük ecir vadetmiştir.*

Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde hâlinde, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istediklerini görürsün. Onların secde eseri olan alametleri yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.

O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler. Onları, Allah’ın lutuf ve rızâsına talip olarak hep rükûda ve secdede görürsün. Secdenin tesiriyle yüzlerine simaları oturmuştur; Tevrat’ta onlar için yapılan benzetme budur. İncil’deki misalleri ise bir ekindir: Çiftçileri sevindirmek üzere filiz verir, onu güçlendirir, kalınlaşır ve kendi sapları üzerinde durur. Onlar (müminler) yüzünden kâfirler öfkeden kahrolsunlar diye (böyle olmuştur). Onlar arasından iman edip dünya ve âhirete yararlı işler yapanlara Allah bir bağışlama ve büyük bir ödül vaad etmektedir.

Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.

 Hz. Peygamber ve arkadaşlarının ilk ve son durumları bir benzetme ile anlatılmaktadır. İlk defa yere atılan bir dane gibi filizlenmeye başlayan müslü... Devamı..

ALLAH'ın elçisi Muhammed ve beraberinde bulunanlar inkarcılara karşı sert ve kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, eğilip secde ederek ALLAH'tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün. Yüzlerinde secdelerin izleri vardır. Bu, onların Tevrat'taki nitelikleridir. İncil'deki nitelikleri ise, filizini çıkarıp güçlendirmiş ve kalınlaşıp gövdesi üzerine dikilerek ekincileri sevindiren bitki gibidir. O, onlarla inkarcıları öfkelendirir. ALLAH, onlardan inanıp erdemli davrananlara bağışlanma ve büyük bir ödül söz vermiştir.

Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûa varırken secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Yüzlerinde secdelerin izinden nişanları vardır. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ziraatçıların da hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.

Muhammed Resulullahdır, onun maıyyetindekiler ise küffara karşı çok çetin, kendi aralarında gayet merhametlidirler. Onları görürsün cemâatle rükû', sücud ederek, Allahdan fadl-u rıdvan isterler. Sîmaları secde eserinden yüzlerindedir. Bu onların Tevrattaki meselleri' İncîldeki meselleri de bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, derken sakları üzerinde bir düze istikamet almış, zürrâın hoşuna gidiyor. Onlarla kâfirlere gayz vermek için, onlardan iyman edib de salih salih ameller yapanlara Allah hem bir mağfiret va'd buyurdu hem de bir ecri azîm

(Ey insanlar!) Muhammed, Allah’ın Resûlü’dür. Onunla beraber olan mü’minler, kâfirlere karşı (vakarlı ve) sert, birbirlerine karşı ise (çok) merhametlidirler. Onları rükû ve secde halinde Allah’ın lütfunu (rahmetini) ve rızasını isterken görürsün *Onların, secde eseri olan alâmetleri yüzlerindedir. Bu, onların Tevrât’taki vasıflarıdır. İncîl’deki vasıfları ise şöyledir: (Onlar) filizini yarıp çıkaran, gittikçe kuvvetlenerek kalınlaşan ve gövdesinin üstünde dimdik duran bir ekine benzerler ki bu (durum) çiftçilerin hoşuna gider (Müslümanlar hakkındaki) bu (benzetme) kâfirleri öfkelendirmek (kahretmek) içindir. Allah, îmân edip sâlih amel işleyenlere, (âhirette) mağfiret ve büyük bir mükâfat vadetmiştir.

* “Onların, secde eseri olan alâmetleri yüzlerindedir” Müfessirlerimizin beyanı üzere; bu alâmet, Allah Teâlâ tarafından kendilerine verilen, manevî b... Devamı..

Muhammed, Allah'ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, gerçeği yalanlayan nankörlere karşı sert, birbirlerine çok merhametlidirler. Onları; rükû ederken¹, secde ederken² ve Allah'tan bağışlanma ve hoşnutluk isterlerken görürsün. Onların belirtileri, yüzlerindeki secde izleridir.³ İşte bunlar, onların Tevrat'taki örnekleridir. İncil'deki örnekleri de filizini yarıp çıkaran, sonra onu güçlendirerek kalınlaşıp, gövdesi üzerinde yükselen ekin gibidir. Bu, ekincilerin hoşuna gider. Allah, gerçeği yalanlayan nankörlere, onlarla üzüntü vermektedir. Allah, inanıp salihatı⁴ yapan kimselere bağışlanma ve büyük bir ödül sözü vermiştir.

1- Allah\a bağlılığı ortaya koymak, buyruklarına içtenlikle teslim olmak. 2- Saygı gösterip, değerini takdir etme. 3- Hayatlarının her alanında, t... Devamı..

Muhammed Allahın resulüdür. Onun maiyyetinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin (ve metîn), kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükû' ediciler, secde ediciler olarak görürsün. Onlar Allahdan (dâima) fazl (-u kerem) ve rızaa isterler. Secde izinden (meydana gelen) nişanları yüzlerindedir. İşte onların Tevrâtdaki vasıfları budur. İncildeki vasıfları da (şöyledir: Onlar) filizini yarıb çıkarmış, gitgide onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, sakları üzerine doğrulub kalkmış bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. (Ashab hakkındaki bu teşbîh) onunla kâfirleri öfkelendirmek için (dir). İçlerinden îman edib de iyi iyi amel (ve hareket) de bulunanlara Allah hem mağfiret, hem büyük mükâfat va'd etmişdir.

Muhammed Allah'ın Resûlüdür. Ve onun berâberinde bulunanlar; kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında gāyet merhametlidirler; onları çokça rükû' eden kimseler ve çokça secde eden kimseler olarak görürsün; (onlar)Allah'dan bir lütuf ve bir rıdvân (sâdece O'nunrızâsını) isterler.(1)

Secde eserinden olan alâmetleri, yüzlerindedir. Bu, onların Tevrât'taki vasıflarıdır.
İncîl'deki vasıfları ise, bir ekin gibidir ki filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra kalınlaşmış da gövdesi üzerine dikilmiştir; (bu hâl) ekincilerin hoşuna gider; (onlar hakkındaki bu benzetme) kâfirleri onlarla öfkelendirmek içindir.
Allah, onlardan îmân edip sâlih ameller iş leyen lere bir mağfiret ve (pek) büyük bir mükâfât va'd etmiştir.

(1)“(Şu âyet) ma‘nâ-yı sarîhiyle (açık ma‘nâsıyla); tabakāt-ı sahâbenin istikbâlde muttasıf oldukları(vasıflandıkları) ayrı ayrı mümtâz ve hâs sıfatla... Devamı..

Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da (o saldırgan) inkârcılara karşı (hem) güçlü (kararlı, cesur ve onurlu)dur, (hem de gerek) kendi aralarında (gerekse saldırgan olmayanlara karşı da) çok şefkatlidirler. Onları rüküa varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Böylece onlar (inananlar) çoğalıp kuvvetlendikçe (saldırgan) inkârcıların öfkeleri de artar. Allah onlardan inanıp (ve insanlara güven verip) iyi işler yapmış (ve yapmakta) olanlara mağfiret ve büyük mükâfat vadetmiştir. *

(*) Ashabın, o saldırgan inkârcılara karşı şedid/güçlü olmaları, onların saldırgan inkârcılara haşin ve katı davranmaları mânasına gelmeyip imanlarını... Devamı..

Muhammed Allah’ın elçisidir ve Allah’ın elçisiyle beraber olanlar, doğruları inkâr edenlere karşı sert ve şiddetli oldukları halde, kendi aralarında merhametlidirler. Sen onları (Allah’a) saygı ile eğilirken (rükû ederken) ve yüzüstü secde ederken görürsün. Onlar Allah’ın razılığını kazanmak için lütfundan kendilerine (rızık) bağışlamasını isterler. Onların simalarını secde izlerinden tanırsın. Tevrat da ve İncil de onların benzerleri vardı. Filiz veren ekin gibi, Allah o filizi güçlendirir, gövdesi üzerinde sertleşir ve toplanacak duruma geldiğinde, çiftçilerin hoşuna gider ki, bu misalle Allah inkâr edenlerin öfkelerini artırır. Allah, onların içinden iman edip salih amel işleyenlere bağışlanma ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.

Muhammet Allah’ın elçisidir. Kendisiyle birlik olanlar tanımazlara karşı ne kerte sert iseler, kendi aralarında o kerte yumuşaktırlar. Onları secdede, rüküda görürsün. Onların aradığı yalnız Allah’ın kayırıcılığı, gönül dileğidir. Onların kim olduklarını secdelerinin izlerini taşıyan yüzlerinde okursun. İşte onların bu oluşu Tevrat’ta, İncil’deki şu oluş gibidir. Onlar o ekine benzerler ki filiz çıkarır, filizini besler, filizi pekleşir, kalınlaşır, sapı üzerinde dikilir de ekincileri sevindirir. Bütün bunlar inanmazları öfkelendirmek içindir. Allah inananlara, iyilik yapanlara yarlıganma, hem de pek büyük karşılıklar adamıştır.

Muhammed Allah/ın peygamberidir. Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı pek sert, aralarında ise merhametlidir, sen onları rükû ve sücut halinde görürsün, onlar Allah/ın inayetini ve hoşnutluğunu ararlar. İtaat çehresi yüzlerinde secde eserinden belli olur. Tevrat/ta, İncil/de onların vasıfları bir ekin gibidir ki o ekin filiz çıkarır, filizini besler, filizleri kuvvetlenir, kalınlaşır. Ayakta dik durur, ekincilerin hoşuna gider. Allah kâfirleri öfkelendirmek için bu misali getirdi. Allah, içlerinden mü/min olup iyi amel işleyenlere yarlıganma ve büyük mükâfat vaat buyurmuştur.

Muhammed Allah’ın elçisidir. Onunla beraber olanlar kâfirlere karşı çok sert ve kendi aralarında ise merhametlidirler¹⁴. Sen, onları rükû ve secde hâlinde Allah’tan lütuf ve hoşnutluk [rıdvânân] dilerken görürsün. İşaretleri yüzlerindeki secde izleridir. Bu, onların Tevrat’taki özellikleridir. İncil’deki özellikleri de şöyledir: Tıpkı onlar filizini çıkarmış, onu güçlendirmiş kalınlaşmış ve sapı/ gövdesi üzerine dikilerek ekincilerin de hoşuna giden bir ekin gibidir. Bu misal kâfirleri öfkelendirir. Allah, onlardan inanıp, iyi ve yararlı işler [sâlihât] yapanlara bağışlama ve büyük bir mükâfat vaat etmiştir.

14 Krş. Mâide, 5/54

Muhammed, Allah'ın resulüdür ve onunla birlikte olanlar da kâfirlere karşı zorlu, kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları rükû edenler, secde edenler olarak görürsün. Onlar, Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk dilerler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. İşte bu onların Tevrat'taki ve İncil'deki örnekleridir. Onlar; filizini yarıp çıkarmış, derken onu (filizini) kuvvetlendirmiş, sonra semizleyip kalınlaşmış ve ekincilerin hoşuna gidecek şekilde sapları üzerine dikilmiş bir ekine benzerler (Bu örnek,) Onunla kâfirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir vaat etmiştir.

Muhammed Allah’ın Elçisidir. Onun yanında yer alan Müslümanlar ise, inkârcılara karşı son derece kararlı ve çetin, birbirlerine karşı ise çok şefkatli ve merhametlidirler. Onlar imanlarının sağlamlığı, prensiplerinin kesinliği, düşüncelerinin netliği sayesinde, kâfirlerin baskı ve dayatmaları karşısında çelik gibi sağlam dururlar. Onların, namazda bazen ruku edip eğilerek, bazen secdeye kapanarak Allah’ın lütuf ve rızası için yalvardıklarını görürsün. Secde izindenoluşan nişanları, yüzlerinde tevazu, şefkat, sevecenlik ışıltısı halinde parlamakta, ibadetin kazandırdığı güzellik, letâfet ve aydınlık, bütün tavır ve davranışlarında görülmektedir. Bu, onların Tevrat’ta anlatılan nitelikleridir. İncil’deki nitelikleri ise şöyledir: Mümin, tıpkı filiz veren bir tohuma benzer ki, bu minicik filiz zamanla güçlenir, serpilir ve kökü üzerinde dimdik ayağa kalkar. Öyle ki, kendisini yetiştiren çiftçileri hayran bırakır. İşte Allah, her devirde böyle müminler yetiştirecektir ki, onlar sayesinde, mazlumlara kan kusturan inkârcıları çileden çıkarsın ve zulmün saltanatını, onların eliyle alaşağı etsin!
İşte bu yetişmekte olan taptaze filizler var ya; Allah, onlar arasından Kur’an’a yürekten inanan ve bu imana yaraşır güzel ve yararlı davranışlar gösterenlere, kendi katından bir bağışlama ve muhteşem bir ödül vaad etmiştir.

Muhammed Allah’ın rasûlüdür. Onunla birlikte olanlar da Kâfirler’e karşı şiddetli, kendi aralarında oldukça merhametlidir. Allah’tan lütuf ve hoşnutluk istemek üzere onları rukü’ ve secde halinde görürsün. Onların yüzlerindeki sîması, Secdeler’in eserindendir / izindendir. Onların Tevrat’taki misâli ve İncil’deki misâli işte böyledir. Bir ekin gibidir; filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşıp sertleşmiş, Kâfirler’i / Ekinciler’i kıskandırması için Ziraatçılar’ı hayrete düşürecek şekilde sapı üzerinde dikilmiştir. Allah, onlardan iman etmiş ve Salih Ameller’i işlemiş (İyi İşler’i yapmış) olanlara, bağışlanma ve çok büyük bir ecir / ücret / ödül vaad etti.

Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun safında yer alanlar inkarcılara sert, birbirilerine karşı son derece naziktirler. Onları hep namazda eğrilip doğrulurken Allah'ın ilgi ve rızasını isterken görürsün. Simaları, yüzlerindeki secde izinden bellidir... Tevrat ve İncil, Müslümanları ekine benzetir: uç verip çıkan, sürgün olup gelişen, sonunda sap olup dikilen, çiftçileri sevinçten deli eden ekine. İslâm’ın yükselişi, inkarcıları çılgına çeviriyor. Ama Allah, onlardan imana gelip yararlı işler yapanlara da, af yanısıra büyük ödüller vadediyor.

Muhammed Allah’ın Resulüdür. Onunla beraber olanlar inkârcılara karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidir. Onlar sadece Allah’ın huzurunda eğilirler. Başka hiçbir varlığın önünde eğilmezler. Sadece Allah’ın emirlerinin, Allah’ın yasalarının üstünlüğünü kabul ederler. Başka hiçbir emri, hiçbir yasayı üstün tutmazlar. Hayatlarını insanların yasalarına göre yaşamazlar. Onlar hep birlikte Allah’ı üstün tutarak, yasalarına uyarak, Allah’tan lütuf ve hoşnutluk beklerler. Allah’ın huzurunda yaptıkları secdenin izleri yüzlerindedir. Yüzlerindeki mutluluk Allah’ın yasalarına uygun yaşama mutluluğudur. Yüzlerindeki bilinç hiçbir gücün önünde secde etmeme bilincidir. Onların kendilerinden emin dimdik duruşları insanların dikkatini çeker. Onların her biri filizini çıkarmış, sonra filizini kuvvetlendirmiş, gövdesini kalınlaştırarak gökyüzüne doğru yükselmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidir. Allah Müminleri böyle sağlam, böyle bilinçli dirençli kılmıştır ki; inkâr edenler gördüklerinde kıskançlıklarından, öfkelerinden kudursun! Böylece Allah’ın hidayetini nasip ettiği Müminlerle, inkârcıların arasındaki fark ortaya çıksın! Allah; inanarak iyi güzel işler yapan, hatalarından pişman olarak tövbe eden, Allah’a inanıp yasalarına uyanlara bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vadetmiştir.

Muhammed, Allah’ın Elçisidir. [*] Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidir. [*] Allah’tan lütuf ve rıza isteyerek onları rükû halinde, secde halinde görürsün. Onların nişanları, yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki örneğidir. İncil’deki örneği ise şöyledir: (Onlar) filizini yarıp çıkarmış, onu güçlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekin gibidir. (Bu), çiftçilerin hoşuna gider. (Allah) böylece onlar (güçlenen müminler) sebebiyle kâfirleri öfkelendirir. [*] Allah onlardan iman edip iyi işler yapanlara bağışlanma ve büyük ödül vadetmiştir.

Bu cümle Hudeybiye antlaşmasının başına [Rasûlüllâh] yazılmasını kabul etmeyen Mekkeli müşriklere karşı bir cevaptır. Onlar ne kadar kabul etmese de “... Devamı..

(Ey İnsanlar!) Muhammed, Allah’ın Elçisidir. Onunla birlikte¹ (Allah’a) rükû’ ve secde ettiklerini gördükleriniz; kâfirlere karşı son derece katı, birbirlerine karşı ise son derece merhametlidirler. İşte onlar, sadece Allah’ın lütuf ve rızasını isterler ve onların en belirgin özellikleri yüzlerindeki secde izidir.² İşte bu onların Tevrât’ta belirtilen özellikleridir.³ Onların İncil’de belirtilen özellikleri ise (şöyledir.) Onlar tıpkı kendisiyle kâfirleri öfkelendirmesi için filizini çıkaran, onu güçlendiren, kalınlaşan, sonra gövdesinin üstünde dimdik duran ve üreticilerin hoşuna giden bir ekin gibidir. İşte Allah onlardan (kendisinin istediği gibi) îman edip, (inandığı) iyi işleri yaşayanlara büyük bir af ve mükâfat vâdetmiştir.

1 (وَالَّذ۪ينَ مَعَهُ)’nun başındaki (و)’ı başlangıç değil de atıf olarak alıp Peygamber (s.a.v)’le birlikte onunla beraber olanları ve tüm ümmeti pey... Devamı..

MUHAMMED Allah’ın Elçisi’dir; ve [sadakatle] o’nun yanında olanlar, bütün hakikat inkarcılarına karşı kararlı ve tavizsiz, ⁴³ [ama] birbirlerine karşı ⁴⁴ merhamet doludurlar. Onların [namazda] eğilerek (ve) yere kapanarak Allah’ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün: onların işaretleri, yüzlerindeki secde izleridir. ⁴⁵ Şu, onların hem Tevrat’taki ve hem de İncil’deki temsîlleridir: ⁴⁶ [onlar] filiz veren bir tohum gibi[dirler], sonra Allah o (filizi) güçlendirir ki sağlam şekilde büyüsün ve [sonunda] kökü üzerinde dimdik dursun ve üreticileri sevindirsin… [Allah böylece müminleri sağlam ve dayanıklı/dirençli kılar] ki onlar aracılığıyla hakikat inkarcılarını şaşırtsın. ⁴⁷ [Ama] onlardan inanıp doğru ve yararlı işler yapanlara Allah mağfiret ve büyük bir mükafat vaad etmiştir. ⁴⁸

43 Bu bileşik tanımlama (yani, “kararlı ve tavizsiz” ifadesi -T.ç.n.), kanaatimce eşiddâ’ teriminin (tekili şedîd) bu bağlamdaki en uygun karşılığıdır... Devamı..

Muhammed, kesinlikle Allah’ın elçisidir. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı tavizsiz çok çetin ve birbirlerine karşı ise çok şefkatli ve merhametlidirler. Sen onları Allah’ın lütuf ve rızasına ermek için sürekli rükû ve secdede görürsün, alametleri ise alınlarındaki secde izleridir. Yüzlerindeki samimiyet ve davranışlarıdır. Bu onların Tevrat’taki örneğidir. İncil’deki örnekleri ise şöyledir: Onlar filiz vermiş bir tohum gibidir Allah o filizi güçlendirir ve kalınlaştırır ki kökü üzerinde dimdik dursun da ziraatçıyı sevindirsin. Müminlerin böyle güçlenmeleri küffarın öfkeye boğulmasına sebep olur. Allah onlara yani iman edip iyi ve güzel işler yapanlara hem katından sonsuz bir bağışlama hem de muhteşem bir ödül vaat etmiştir. 9/123, 66/9, 4/173

(Birileri itiraz etse de) Muhammed Allah’ın Elçisi’dir[⁴⁶²¹] ve[⁴⁶²²] onun safında duranlar, hakkı inkâr edenlere karşı kararlı ve ödünsüz, birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler. Onları hep rükû ve secde halinde Allah’ın kerem ve rızasını ararken görürsün;[⁴⁶²³] onların nişanları yüzlerindeki secde izleridir.[⁴⁶²⁴] Bu onların Tevrat’taki temsilidir.[⁴⁶²⁵] Bir de onların İncil’deki temsili var: Onlar filiz vermiş tohum gibidir; derken (Allah) o filizi güçlendirmiş ve kalınlaştırmış, o da kökü üzerine lök gibi durmuştur; bu da üreticiyi sevindirir.[⁴⁶²⁶] Kendisiyle küfürde zirve yapanları kızdırmak için verilmiş bir (örnektir) bu. Allah onlar içerisinden[⁴⁶²⁷] iman eden ve ıslah edici eylemler ortaya koyanlara sınırsız bir bağış[⁴⁶²⁸] ve büyük bir ödül vaad etmiştir.

[4621] Hudeybiye’de akdedilen anlaşmanın “Bu Allah’ın Rasulü Muhammed’in Mekkelilerle akdettiği anlaşmadır” (haza mâ sâleha ‘aleyhi Rasulullah ehle Me... Devamı..

Muhammed, Allah’ın Resulüdür, beraberinde bulunanlar da, kâfirlere karşı çetin -ve metin- kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları rüku'ya varanlar, secde edenler olarak görürsün onlar Allah'tan (daima) lütfunu ve rızasını isterler. Onlar yüzlerindeki secde izinden tanılırlar. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur. İncil'de de şöyle vasıflandırılmışlardır. Ki onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer; bu ise, ekicilerin çok hoşuna gider. (Ashab hakkındaki bu benzetme) onunla kâfirleri öfkelendirmek içindir. (Çünkü onlar azlık ve zayıflık içinde işe başlamışlar, sonra çoğalmışlar, kuvvetlenmişler ve örnek bir topluluk vücuda getirmişlerdir içlerinden) İman edip sâlih ameller işleyenlere Allah hem bağışlanma, hem de büyük bir mükâfat va'd etmiştir.

Muhammed, Allah’ın Resûlüdür. Onunla beraber olanlar, kâfirlere karşı çetin, birbirlerine karşı da merhametlidirler. Onların, rükû ve secde ederek, Allah’tan lütufunu ve hoşnutluğunu aradıklarını görürsün. Onların alametleri secde eseri olan yüzlerindedir. İşte bu, onların Tevrat’ta ve Incil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış, onu kuvvetlendirmiş, kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden bir ekin gibidirler. Allah, kendileri sebebiyle inkarcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar. Allah, içlerinden iman edip salih amel işleyenlere bir bağışlama ve büyük bir mükâfat vaad etmiştir.

Muhammed, (aleyhisselâm) Allah'ın peygamberidir. O'nunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı pek şiddetlidirler, kendi aralarında ise pek merhametlidirler. Onları rükû ediciler, secde ediciler olarak görürsün. Allah Teâlâ'dan inâyet ve rıdvân dilerler, yüzlerindeki nişaneleri, secdelerinin eserindendir. Bu (na't) Onların Tevrattaki vasıflarıdır ve onların İncil'deki meselleri (vasıfları) ise bir ekin gibidir ki, filizini çıkarmış, sonra onu kuvvetlendirmiş, sonra da kalınlaşmış, sonra da sakları üzerine yükselmiş (istikamet almış) ekincilerin hoşlarına gidiyor, onlar ile kâfirleri öfkelendirmek için. Allah Teâlâ, onlardan imân edip sâlih sâlih amellerde bulunmuşlar için bir mağfiret ve pek büyük bir mükâfaat vaad buyurmuştur.

Muhammed Allah'ın resulüdür. Onun beraberindeki müminler de kâfirlere karşı şiddetli olup kendi aralarında şefkatlidirler. Sen onları rükû ederken, secde ederken, Allah'tan lütuf ve rıza ararken görürsün. Onların alâmeti, yüzlerindeki secde izi, secde aydınlığıdır. Bunlar, Tevrat'taki sıfatları olup İncîl'deki meselleri ise şöyledir: Öyle bir ekin ki filizini çıkarmış, sonra da onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış da artık gövdesi üzerinde doğrulmuş. Öyle ki ekicilerin hoşuna gider, kâfirleri de öfkelendirir. İşte böylece Allah, onlar gibi iman edip makbul ve güzel işler yapanlara mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır. [5, 54] {KM, Vahiy 14, 1; Matta 13, 31-32; Markos 4, 26-27; Luka 13, 18}

Ashabın kâfirlere karşı sert olmaları, onların kâfirlere haşin ve katı davranmaları mânasına gelmeyip imanlarının sağlamlığı, prensiplerinin kesinliği... Devamı..

Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kafirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rüku' ve secde ederek Allah'ın lutuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kafirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat va'detmiştir.

Bu benzetme, Allah Elçisinin ve arkadaşlarının, ilk ve son durumlarını anlatmaktadır. İlk defa yere atılan bir dâne gibi filizlenmeğe başlayan İslâm c... Devamı..

Muhammed Allâh'ın rasûlidir. Onunla berâber olanlar (mü'minler) küffâra karşı şiddetli ve kendi aralarında merhamet ve şefkatlidirler. Sen onları rükû' ve sücûd ider görirsin. Allâh'dan fazl ve kerem ve rızâ taleb iderler. Yüzlerinde secdelerinin eserlerinden 'alâmet-i îmân varır. Onların Tevrât'da meselleri böyledir. İncîl'de meselleri bir ekin gibidir ki ibtidâ ince bir filiz çıkarır. Sonra bu filiz kuvvetleşir. Sonra kalınlaşub sâkı üzerinde dimdik olur. Bundan çiftciler memnûn olurlar. Allâh'ın onları böyle temsîl buyurması küffârı gayz itdirmek içündir. Allâh onlardan îmân idüb a'mâl-i sâliha işleyenlere mağfiret ve büyük bir ecir ve mükâfât va'd itdi.

Muhammed Allah’ın elçisidir. Onunla birlik olanların, kendini doğrulara kapatanlara karşı sarsılmaz duruşları vardır. Birbirlerine karşı ise merhametlidirler. Allah’ın rızasını ve ikramını kazanmak için rüku ve secde ettiklerini görürsün. Onları tanıtan, secdenin yüzlerinde bıraktığı etkidir. Tevrat’ta da böyle anılırlar. İncil’de ise filiz vermiş ekine benzetilirler. Güçlenmiş, kalınlaşmış, sapı üzerinde dik durmuş, çiftçileri pek hayran bırakan ekin gibidir. Bunlar, kendini doğrulara kapatanları kıskandırmak içindir. Allah, onlardan inanıp güvenen ve iyi işler yapanlara bağışlama ve büyük bir ödül vadetmiştir.

Muhammed, Allah'ın elçisidir. Onunla beraber olanlar, kafirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onların rükû ve secde ederek Allah'ın lütuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Onların işareti yüzlerindeki secde izleridir. İşte bu onların Tevrat'taki örneğidir. İncildeki örneği ise: Filizini vermiş bir ekin gibidir. Onu kuvvetlendirmiş, o da çiftçilerin hoşuna gidecek şekilde kalınlaşmış ve gövdesi üzerinde dikilmişti. Onunla kafirleri öfkelendirmek için Allah, onlardan iman eden ve doğruları yapanlara mağfiret ve büyük bir ödül vaat etmiştir.

Muhammed Allah'ın Resulüdür. Beraberindekiler ise kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûda, secdede, hep Allah'ın lütuf ve hoşnutluğunu ararken görürsün. Yüzlerinde de secde izi vardır. Bu onların Tevrat'taki tasvirleridir. İncil'deki tasvirlerine gelince: Onlar filiz vermiş, git gide güçlenmiş, kalınlaşmış, nihayet gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzer ki, ekincilerin pek hoşuna gider. Onlarla Allah kâfirleri böylece öfkelendirir. Onlardan iman eden ve güzel işler yapanlar için, Allah bağışlanma ve büyük bir ödül vaad etmiştir.

Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.

muḥammed Tañrı yalavacıdur. daħı anlar kim anuñ-iledur ķatılardur kāfirler üzere esirgeyiciler aralarında ya'nį biribiri arasında. göreseñ anları ruķū' eyleyicilerken isterler fażl Tañrı’dan daħı ħoşnūdlıķ. 'alāmetleri anlaruñ yüzlerindedür secde eylemek eŝerinden. şol meŝelleridür [274b] tevrįt içinde daħı meŝelleri incįl içinde ekin gibi ya'nį muḥammed kim çıķardı oġulduġını ya'nį mü’minleri pes ķavl eyledi anı pes yoġnaldı pes ŧoġru oldı incükleri üzere. ŧañlatdurur ekincįleri tā ķaķıda anlaruñ-ıla ya'nį mü’minler-ile kāfırleri. va'de eyledi Tañrı anlara kim įmān getürdiler daħı işlediler eyü işler anlardan yarlıġamaķ daħı müzd ulu.

Muḥammed Tañrınuñ peyġamberi. Özi‐y‐le olanlar muḥkem ḳuvvetlülerüstine kāfirlerüñ. Şefḳatlülerdür biri biri ortasında. Anları dāyim rükū‘dave sücūdda görürsin. Tañrıdan raḥmet isterler, daḫı rāżīlıġın isterler. ‘Alāmet‐leri yüzlerindedür, sücūd eẟerinden. Ol anlaruñ eẟeri Tevrāt içindeve anlaruñ meẟeli İncīl içinde, bir ekine beñzer, budaḳların çıḳarur. Pesḳuvvetlü olur, yoġun olur. Pes doġru durur incikleri üzere. Begendürürekincileri. Anlar‐ıla ḳaḳışmaġ‐ıçun kāfirleri. Va‘de itdi Allāh īmān getüren‐lere ve ‘amel‐i ṣāliḥ işleyenlere. Anlardan maġfireti daḫı ulu ẟevābı.

Muhəmməd (əleyhissəlam) Allahın Peyğəmbəridir. Onunla birlikdə olanlar (mö’minlər) kafirlərə qarşı sərt, bir-birinə (öz aralarında) isə mərhəmətlidirlər. Sən onları (namaz vaxtı) rüku edən, səcdəyə qapanan, Allahdan riza və lütf diləyən görərsən. Onların əlaməti üzlərində olan səcdə izidir. (Qiyamət günü onlar üzlərindəki mö’minlik nuru alınlarındakı möhür yeri ilə tanınırlar). Bu onların Tövratdakı vəsfidir. İncildə isə onlar elə bir əkinə bənzədilirlər ki, o artıq cücərtisini üzə çıxarmış, onu bəsləyib cana-qüvvətə gətirmiş, o da (o cücərti də) möhkəmlənib gövdəsi üstünə qalxaraq əkinçiləri heyran qoymuşdur. (Allahın bu təşbihi) kafirləri qəzəbləndirmək üçündür. Onlardan iman gətirib yaxşı əməllər edənlərə Allah məğfirət (günahlardan bağışlanma) və böyük mükafat (Cənnət) və’d buyurmuşdur!

Muhammad is the messenger of Allah. And those with him are hard against the disbelievers and merciful among themselves. Thou (O Muhammad) seest them bowing and falling prostrate (in worship), seeking bounty from Allah and (His) acceptance. The mark of them is on their foreheads from the traces of prostration. Such is their likeness in the Torah and their likeness in the Gospel like as sown corn that sendeth forth its shoot and strengtheneth it and riseth firm upon its stalk, delighting the sowers that He may enrage the disbelievers with (the sight of) them. Allah hath promised, unto such of them as believe and do good works, forgiveness and immense reward.

Muhammad is the messenger of Allah. and those who are with him are strong against Unbelievers, (but) compassionate amongst each other.(4913) Thou wilt see them bow and prostrate themselves (in prayer), seeking Grace from Allah and (His) Good Pleasure.(4914) On their faces are their marks, (being) the traces(4915) of their prostration. This is their similitude in the Tawrah;(4916) and their similitude in the Gospel is:(4917) like a seed which sends forth its blade, then makes it strong; it then becomes thick, and it stands on its own stem, (filling) the sowers with wonder and delight. As a result,(4918) it fills the Unbelievers with rage at them. Allah has promised those among them who believe and do righteous deeds forgiveness, and a great Reward.

4913 Cf. 9:128. The devotees of Allah wage unceasing war against evil, for themselves, and for others; but to their own brethren in faith—especially t... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.