İnnâ fetahnâ leke fethan mubînâ(n)
Şüphe yok ki biz, sana apaçık bir fetih vermişizdir.
Doğrusu Biz Sana (zafer yollarını) açtık; apaçık bir fetih ihsan ettik.
Şüphesiz biz senin için, apaçık bir zaferin önünü açtık.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.
(Ey Rasûlüm, Mekke'nin ve diğer memleketlerin fethine sebeb olacak Hudeybiye sulhu ile) biz sana gerçekten açık bir zafer verdik.
Biz, sana (senin ümmetine) apaçık bir fetih yolunu (Mekke fethinin yolunu) açtık.
Biz sana apaçık zaferin kapılarını açtık. [562][563]
Sana biz, belli bir fetih verdik
Gerçek şu ki (ey Muhammed!) Biz senin için apaçık bir zaferin önünü açtık.
Senin içün büyük bir zafer hükm itdik.
Doğrusu Biz sana apaçık bir zafer sağlamışızdır.
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.[495]
1-3. Senin geçmiş gelecek bütün günahını Allah’ın bağışlaması, sana nimetini eksiksiz vermesi, seni dosdoğru yolda yürütmesi ve Allah’ın sana güçlü bir şekilde yardım etmesi için sana apaçık bir fetih ihsan ettik.
Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik.
Biz sana apaçık bir zafer verdik.
Doğrusu biz sana apaçık bir fetih ihsân ettik.
Elhak biz sana bir fethi mübîn açtık
(Habibim! Hikmetine binâen, başlangıçta aleyhinize gibi görünen, ancak neticeleri itibariyle gelecek nice fetihlerin öncüsü ve müjdecisi olan, *Hudeybiye antlaşması ile) Şüphesiz biz (müşriklere karşı) senin (ve ashabının) lehine sonuçlanacak apaçık bir hüküm verdik,
Biz, sana apaçık bir fethin yolunu açtık.
Biz hakıykat sana (Hudeybiyye musaalehası ile) apâşikâr bir feth (-u zafer yolu) açdık.
Şübhesiz ki biz sana, apaçık bir fetih açtık (ihsân ettik).
(Resulüm!) Gerçekten biz senin için (insan hak ve özgürlüklerine, evrensel hukuka uygun olarak saldırganlara karşı) açık bir fethin (zafer ve başarının) önünü açtık. *
Gerçekten biz sana açık bir zaferin kapılarını açtık ki.
Gerçekten Biz sana savaşta öyle bir algı elde ettirdik ki,
Muhakkak ki biz sana muazzam ve aşikâr bir fetih ve zafer verdik [²].
(Ey Peygamber!) Muhakkak ki Biz sana apaçık bir fetih verdik.¹
Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.
Ey Şanlı Elçi! Gerçekten Biz sana, ardı ardına gelecek nice fetihlerin öncüsü ve müjdecisi olan apaçık bir zafer verdik!
Biz, sana açıkça bir FETİH açtık;
Resulüm! Artık biz sana yepyeni ufuklar açtık.
Resulüm şüphesiz sana apaçık bir fetih verdik!
Şüphesiz ki biz sana (Hudeybiye’de) apaçık bir zafer verdik.
1,2,3. (Ey Muhammed!) Şüphesiz Biz sana (Hudeybiye’de) Allah’ın geçmiş ve gelecek hatalarını bağışlaması,¹ üzerindeki nîmetini tamamlaması, seni dosdoğru bir yola yöneltmesi ve Allah’ın sana çok şerefli bir zaferle yardım etmesi için, apaçık bir fetih² (zincirinin) önünü açtık.³
GERÇEK ŞU Kİ [ey Muhammed,] Biz senin için apaçık bir zaferin ¹ önünü açtık,
Hiç şüphen olmasın ki biz sana parlak bir fethin ve zaferin yolunu açtık. 14/13...15, 28/35
ELBET sana, tartışmasız[⁴⁵⁸⁵] bir fethin önünü açan Biziz.[⁴⁵⁸⁶]
(Ey Muhammed) Biz sana gerçekten apaçık bir fetih ihsan ettik! (Zafer yolu açtık)
Biz sana apaçık bir fetih verdik.
Muhakkak Biz sana bir apaçık fetih sağlamışızdır.
Biz sana aşikâr bir fetih ve zafer ihsan ettik.
Biz sana apaçık bir fetih verdik.
1,2,3. Yâ Muhammed! senin geçen ve gelecek günâhlarını mağfiret itmek ve senin üzerine ni'metini itmâm iylemek ve sana gâlib ve 'azîz bir nusret virmek içün Allâh Te'âlâ sana âşikâr bir fetih ile fütuhât virdi.
Şüphesiz biz, sana apaçık bir fetih verdik.
Biz sana apaçık bir fetih yolu açtık.
Şu bir gerçek ki, biz sana apaçık bir fetih nasip ettik.
bayıķ biz açŧuķ saña ya'nį mekke’yi açmaķ bellü.
Taḥḳīḳ biz saña eyledük yā Muḥammed ulu fetḥ eylemek.
(Ya Peyğəmbər!) Həqiqətən, Biz sənə (müsəlmanların fütuhatının başlanğıcını qoyan, Kə’bənin yerləşdiyi Məkkə şəhərinin, habelə bir çox başqa məmləkətlərin fəthinə səbəb olacaq Hüdeybiyyə sülhü ilə) açıq-aşkar bir zəfər bəxş etdik!
Lo! We have given thee (O Muhammad) a signal victory,
Verily We have granted thee a manifest Victory:(4866)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |