Ve lekad ehleknâ mâ havlekum mine-lkurâ ve sarrafnâ-l-âyâti le’allehum yerci’ûn(e)
Ve andolsun ki çevrenizdeki şehirleri de helak ettik ve tuttukları yoldan dönsünler diye de delilleri tekrartekrar açıklamadayız, bildirmedeyiz.
Andolsun, Biz çevrenizde bulunan (ülke ve) şehirlerden (birçoğunu) yıkıma uğratmışız ve belki (inkâr ve inattan) dönerler diye (daha önce) ayetleri çeşitli şekillerde açıklamaktayız.
Zaman ve mekan yönünden, çevrenizde yaşayan birçok günahkar topluluğu bu şekilde yok ettik, ama onları yok etmeden önce, belki eğri yollardan dönerler diye, ayetlerimizi tekrar tekrar değişik şekillerde dile getirdik.
Andolsun, biz, sizin etrafınızda olan birçok memleketleri helâk ettik. Belki küfürlerinden, inkârlarından vazgeçip tevhide, hakka, doğru yola dönerler diye ikaz ifade eden kalıntıları çok yönlü açıkladık.
Andolsun ki, çevrenizde bulunan kasabalardan (çoğunu) helak ettik ve olur ki dönerler diye kendilerine ayetleri çeşitli şekillerde açıkladık.
Andolsun, biz çevrenizde bulunan şehirlerden (birçoğunu) yıkıma uğrattık ve belki dönerler diye ayetleri çeşitli şekillerde açıkladık.
Gerçekten biz, etrafınızdaki memleketleri helâk ettik. Âyetleri (türlü şekillerde) açıklayıb beyan da ettik; olur ki, (küfürden) dönerler.
Andolsun! Biz etrafınızdaki köy ve kasbaları helak ettik. Ayetleri tekrar tekrar açıkladık; belki dönerler diye…
Andolsun ki biz, sizin çevrenizde bulunan nice ülkeleri de yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye, âyetleri tekrar tekrar açıkladık.
Sizin yürenizde, nice kentler yok etmiş idik, belgeleri dahi açıklamıştık, umulur ki dönerler
Andolsun ki biz, (halkı kötülük üreten) çevrenizdeki kentleri de yok ettik. Ama (onları yok etmeden önce) belki dönerler diye (gerçeği apaçık gösteren) ayetlerimizi farklı üsluplarla, farklı şekillerde çok boyutlu olarak (onlara) açıkladık.
Etrâflarındaki karyeleri tecziye iyledik, bize rücû’ itmeleri içün her tarafda âyâtımızı intişâr itdirdik.
And olsun ki, çevrenizde bulunan birçok kentleri yok etmişizdir. Belki doğru yola dönerler diye ayetleri türlü türlü anlatmışızdır.
Andolsun, biz çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. (Doğru yola) dönsünler diye âyetleri tekrar tekrar açıkladık.
Çevrenizdeki nice şehirleri helâk ettik, belki dönerler diye uyarıcı işaretler de vermiştik.
Çevrenizdeki nice kentleri de yok ettik. Dönerler diye onlara ayetleri açıklamıştık.
Andolsun ki, biz sizin etrafınızda bulunan bir çok memleketleri helak ettik. Belki tevhide dönerler diye ayetlerimizi çeşitli şekillerde açıkladık.
Celâlım hakkı için hakikaten etrafınızdaki memleketleri helâk etmişizdir, âyetleri tasrif de etmiştik, gerekti ki rücu' edeler
Kasem olsun ki, biz sizin etrafınızda bulunan birçok memleketleri (oranın halkını, ısrarla hakkı inkâr ettikleri için) helâk ettik. (Her birini helâk etmeden önce, doğru yola) dönsünler (de îmân etsinler), diye âyetleri (mizi) tekrar tekrar açıkladık.
Ant olsun ki çevrenizdeki beldeleri yok ettik. Oysaki dönerler diye ayetlerimizi açıkça bildirmiştik.
Andolsun ki, biz kendi çevrenizdeki memleketleri helak etdik. Âyetleri, belki onlar (küfürden îmaana) dönerler diye, tekrar tekrar açıkladık.
And olsun ki, etrâfınızdaki (birçok) şehirleri (böyle isyanları yüzünden) helâk etmişizdir; belki (inkârlarından) dönerler diye âyetleri tekrar tekrar açıklamışızdır.
Sizin çevrenizde de yok ettiğimiz pek çok şehirler var. Belki dönerler diye ayetlerimizi böyle kullanıyoruz.
Ant olsun ki Biz dolayınızdaki illeri yok ettik. Ayetlerimizi de evire çevire anlattık, dönsünler diye.
Andolsun, Biz çevrenizdeki beldelerden birçoğunu yok ettik. Belki doğru yola dönerler diye ayetleri tekrar tekrar [sarrafnâ] açıkladık.
Şüphesiz biz çevrenizde bulunan şehirlerden (birçoğunu) yıkıma uğrattık ve belki dönerler diye ayetleri çeşitli şekillerde açıkladık.
Ey insanlar! Doğrusu Biz, çevrenizdeki daha nice şehirleri böyle helâk ettik ve her birini helâk etmeden önce, belki doğru yola dönerler diye ayetlerimizi tekrar tekrar ve açıkça bildirdik.
And olsun, Şehirler’den çevrenizdekileri helâk ettik!
Âyetler’i evire çevire açıkladık.
Umulur ki dönerler.
Aslında, çevrenizde gördüğünüz kentleri de hep biz yok ettik. Ama belki insanlar hatalarından döner diye de sözlerimizi habire tekrar ettik.
Andolsun! Biz çevrenizdeki memleketleri de yok ettik. Akıl edip düşünün, doğru yola gelin diye ayetleri tekrar tekrar açıkladık.
Yemin olsun ki biz çevrenizdeki şehirleri (halklarını) helak etmiştik. (Gerçeğe) dönerler diye ayetleri (onlara) tekrar tekrar açıklamıştık.
Yemin olsun çevrenizde bulunan ülkelerden (birçoğunu)¹ helâk ettik ve (hak yola) dönsünler diye onlara âyetleri çeşitli şekillerde açıkladık.
Çevrenizde yaşayan ³² birçok [günahkar] topluluğu bu şekilde yok ettik; ama [onları yok etmeden önce] belki [eğri yollarından] dönerler diye [uyarıcı] mesajlar[ımız]ı çok yönlü şekilde dile getirdik.
Andolsun ki biz çevrenizdeki buna benzer daha nice ülkeleri de helak etmiştik. Hâlbuki biz onlara belki vazgeçip dönerler diye ayetlerimizi değişik şekillerde tekrar tekrar bildirmiştik. 10/13, 14/13
Doğrusu, çevrenizdeki ülkelerden birçoğunu da (işte böyle) yok ettik; ama (ondan önce) belki vazgeçerler diye mesajlarımızı her tür anlatım tarzını kullanarak açıklamıştık.
Andolsun ki biz, çevrenizdeki beldeler halkını da helâk ettik. (Helâk etmeden evvel de) Belki (küfürden imana) dönerler diye ayetleri (uyarıları) çok kez tekrarladık.
Ve biz çevrenizdeki beldelerden de yok ettik Belki dönerler diye kanıtları sarf ettik.
Celalim hakkı için etrafınızda beldelerden bulunanları helâk etmiştik ve âyetleri de beyan etmiştik, gerekti ki, geri dönüversinler.
(Mekkeliler! ) Etrafınızda bulunan birçok şehirleri yerle bir ettik ve yanlış yoldan dönsünler diye âyetlerimizi farklı üsluplarla tekrar tekrar açıkladık!
Andolsun, biz çevrenizdeki kentleri de yok ettik ve belki (küfürlerinden) dönerler diye ayetleri tekrar tekrar açıkladık.
Ey Ehl-i Mekke: "Etrâfınızda bulunan ve belki küfür ve şirklerinden rücû' iderler diye âyetlerimizi kendilerine tekrâr iylediklerimizden bir takım kurâ halkını (küfürde 'inâd ve ısrârları içün) helâk iyledik.
Çevrenizdeki nice kentleri de etkisizleştirmişizdir. Halbuki yanlışlarından dönsünler diye onlara ayetlerimizi değişik biçimlerde anlatmıştık.
Nitekim, çevrenizdeki şehirleri de helak etmişti. Belki dönerler diye ayetleri detaylı olarak açıklamıştık da...
Sizin civarınızdaki beldelerden de nicelerini Biz helâk ettik ki, belki inkâr ve isyandan dönerler diye, âyetlerimizi kendilerine çeşitli şekillerde açıklamıştık.
Yemin olsun, sizi çevreleyen kentleri/medeniyetleri de helâk ettik. Belki dönerler diye ayetleri değişik biçimlerde sıralayıp durmuştuk.
daħı bayıķ helāk eyledük anı kim yöreñüzdedür köylerden. daħı beyān eyledük āyetleri ola kim anlar döneler.
Taḥḳīḳ biz helāk itdük sizüñ çevreñüzde olan şehrler ḳavmlerini. Daḫıbeyān itdük āyetleri. Ola kim Tañrıya döneler.
And olsun ki, Biz sizin ətrafınızda olan məmləkətləri (Səmud, Lut tayfalarının yurdlarını) məhv etdik. Bəlkə, (haqqa, imana) qayıdalar deyə, ayələri onlara cürbəcür şəkildə bəyan etdik (təkrar-təkrar göstərdik).
And verily We have destroyed townships round about you, and displayed (for them) Our revelation, that haply they might return.
We destroyed aforetime populations round about you;(4807) and We have shown the Signs in various ways, that they may turn (to Us).
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |