Żuk inneke ente-l’azîzu-lkerîm(u)
“(Haydi azabı) Tad (bakalım), çünkü sen (kendince) çok ulu ve gururlu idin” (deyin).
Tat, şüphe yok ki sen üstündün, kerem sahibiydin.
Bu azabı tat, zannına göre üstündün, güçlüydün, saygı değerdin.
“Tat bakalım, sana böyle bir ceza lâyık! Çünkü sen güçlüsün, iktidar sahibisin, şerefli, itibarlısın.” denir.
"Tat. Çünkü (kendince) üstün ve şerefli olan sendin."*
'(Azabı) Tad; çünkü sen, (kendince) üstün, onurluydun.'
(Sonra ona şöyle deyin): Tad bakalım, çünkü sen, (zannınca kavminin arasında) çok şerefli ve çok iyi bir kimse idin!...
(Ona da:) “İşte azabını tat! Sen kendince şerefli ve büyük bir makamda idin..
Kendisine şöyle denir: “Tat bakalım, hani sen şerefli ve güçlü idin!”
Tadasın sen; emre idin, kerim idin
(Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!
47,48,49,50. "Suçluyu yakalayın, cehennemin ortasına sürükleyin, sonra başına azap olarak kaynar su dökün" denir, sonra ona: "Tad bakalım, hani şerefli olan, değerli olan yalnız sendin. İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir" denir.
(Deyin ki:) “Tat bakalım! Hani sen güçlüydün, şerefliydin!?”
47, 48, 49, 50. (Allah zebânilere emreder): Tutun onu! Cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! (ve deyin ki:) Tat bakalım. Hani sen kendince üstündün, şerefliydin! İşte bu, şüphelenip durduğunuz şeydir.
"Tad bakalım; sen çok üstün ve şerefliydin!"
Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün.
Dat bakalım deyin: çünkü sen azîzdin, kerîmdin
Tat bakalım! Hani sen gerçekten çok güçlü ve şerefli biriydin!¹ *
Tat (o azâbı). Çünkü sen, (evet iddiânca) sen çok ulu, çok şerefli idin»!
(Ve ona denir ki:) “Tat (bakalım)! Çünki (zannınca) güçlü olan, şerefli olan ancak sendin!”
Tat bakalım azabı, hani sen çok güçlü ve değerli birisiydin!
Zebaniler diyecekler: Bunu tat, sen za/mınca muazzez ve mükerremdin.
“(Azabı) Tat; sen, (hani) güçlü ve yüceydin!”
“Ey zâlim! Geçmişte yaptıklarının acı meyvesini şimdi tat bakalım! Sana ikramda bulunmak gerek. Öyle ya; sen kudretliydin, şeref sahibiydin!”
(Ona da): “(Şu azabı) tad bakalım! Hani sen, kendine göre çok şerefli ve onurluydun.”
Bunları tat ey [yeryüzünde] kendini böyle kudret sahibi, böyle üstün gören! 27
– Şimdi tat bakalım bu azabı! Hani sen hatırlı saygın biri idin! 7/35...40
‘Tat bakalım; çünkü sen, evet sen hatırlı, saygın biri olmalısın (!)
(Deyin ki) «Tad! Şüphe yok, sen (zûm ediyordun ki) pek kuvvetli, pek âlicenap olan sensin.»
47, 48, 49, 50. Allah Zebanîlere: “Tutun onu da, buyurur, cehennemin ta ortasına sürükleyin. Sonra da başının üstünden kaynar su dökün! ”ve deyin ki: “Tat bakalım! Hani üstündün, kudretliydin, asildin! ”İşte hakkında şüphe ve mücadele ettiğiniz o gerçek budur. [52, 13-15]
Tad, zira sen kendince üstündün, şerefliydin.
Tat bu azabı; hani sen çok üstün ve çok değerlisin ya!
-Tat bunu, hani sen güçlü ve şerefliydin.
Tat bakalım; sen çok güçlü, şerefli biriydin!
"Tat bakalım! Hani sen onurluydun, seçkindin."
“đat bayıķ sen sensin 'azįz ḥürmetlü!”
(Və ona belə deyin: ) “(Bu əzabı) bir dad görək! Sən ki (öz aləmində) çox qüvvətli, möhtərəm bir şəxs idin!”
(Saying): Taste! Lo! thou wast forsooth the mighty, the noble!
"Taste thou (this)! Truly wast thou mighty, full of honour!(4723)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |