Keżâlik(e)(s) ve evraśnâhâ kavmen âḣarîn(e)
İşte böyle; Biz bütün bunları, (iman ve itaat ehli) başka bir kavme miras olarak vermiştik.
Böyle işte ve onları miras verdik bir başka topluluğa.
İşte böyle oldu ve sonra başka bir toplumu, onların geride bıraktıklarına varis kıldık.
İşte böylece, biz onların servetlerini başka kavimlere, miras olarak devrettik.
İşte böyle. Biz onları başka bir topluluğa miras bıraktık.
İşte böyle; Biz bunları başka bir kavime miras olarak verdik.
İşte bize isyan edenlere böyle yaparız. Onların mülklerini başka bir kavme miras bıraktık.
Ve Biz, onları başka bir kavme miras bıraktık.
Böylece biz de bıraktıklarına başka bir toplumu mirasçı kıldık.
İşte, bunculayın, bizler de onu, başka bir ulusa miras bıraktık
İşte böyle! Onlara başka bir toplumu mirasçı kıldık.*
Bu böyledir; onları başka bir millete miras bıraktık.
İşte böyle! Onları başka bir topluma miras bıraktık.
İşte böylece biz de onları başka bir topluma miras bıraktık.
Böylece hepsini başka bir topluluğa miras bıraktık.
İşte böylece biz onları başka bir kavme miras bıraktık.
Evet öyle ve hep onları başka bir kavma miras kıldık
Böylece, sonraki halkı onlara mirasçı kıldık.
İşte (emir) böyledir. Biz (bütün) bunları başka başka kavmler) e mîras verdik.
İşte böyle! Artık onları, başka bir kavme (İsrâiloğullarına) mîras bıraktık.
İşte kaybettikleriniz bunlar. Biz onları diğer bir topluluğa (arkadan gelenlere) miras olarak verdik.
Onları böyle mahrum ettiğimiz gibi yerlerine dinleri, kavmiyetleri başka bir kavmi [³] vâris yaptık.*
İşte böyle, biz bunları başka bir kavime miras olarak verdik.
İşte böyledir zâlimlerin âkıbeti… Ve onların ardından, başka bir toplumu bu nimetlere varis kıldık.
Böylece Biz de bunları başka bir topluma miras olarak verdik.
İşte böyle oldu. Ve [sonra] başka bir toplumu [onların geride bıraktıklarına] varis kıldık;
Evet onlar işte böyle yok olup gittiler. Biz bunların hepsini başka topluma bıraktık. 7/104...110, 10/88.92, 44/19...33
işte böylece (geride kalmış) oldu. Sonuçta Biz, onların bıraktıklarına başka toplulukları mirasçı kıldık.
İşte böyle oldu, ve onları başkalar olan bir kavmi miras kıldık.
28, 29. İşte böyle oldu! Sonra bütün bunları, başka bir topluma miras bıraktık. Merhamete lâyık olma haklarını kaybettiklerinden, perişan hallerine gök de ağlamadı, yer de ağlamadı. Artık onlara yeni bir mühlet de verilmedi. [26, 59; 7, 137]*
İşte böyle oldu ve biz onları başka bir topluma miras verdik.
Hepsi geride kaldı. Biz de onları başka bir halka (İsrailoğullarına) verdik.
İşte böyle... Onu bir başka topluma miras bıraktık.
Bütün bunlara Biz başka bir halkı vâris yaptık.
İşte böyle! Onlara başka bir toplumu mirasçı kıldık.
[265a] ancılayın daħı mįrāŝ virdük anları bir ķavma ayruķlar.
(Onları) belə (cəzalandırdıq) və ona (onların sərvətlərinə, mülklərinə) başqalarını (İsrail oğullarını) varis etdik!
Even so (it was), and We made it an inheritance for other folk;
Thus (was their end)! And We made other people inherit (those things)!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |