Vetruki-lbahra rahvâ(en)(s) innehum cundun muġrakûn(e)
(Siz geçtikten sonra) "Denizi (ikiye yarılıp arasında yol açılmış vaziyette) durgun ve açık bırakıp terk et, çünkü (Firavun ve ekibi) suda boğulacak bir ordudur" (felaket günleri gelmiştir).
Deniz açılmışken öylece bırak, şüphe yok, onlar bir ordudur ki boğulacak.
Denizi sen ve toplumun geçtikten sonra, açılmış durumda öylece bırak, çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
”Karşıya geçince, denizi olduğu gibi açık bırak. Onlar, denizde boğulacak askerî erkân ve ordudur.”
Denizi sakin bir halde bırak. Şüphesiz onlar boğulacak bir ordudur."
'Denizi durgun ve açık bırak. Çünkü suda boğulacak bir ordudur.'
Denizi de (karşı yakaya geçtikten sonra, sana açılan yolu da kapamayıp) açık bırak; çünkü onlar (açık görecekleri bu yola girip) bir ordu halinde boğulmuş olacaklardır.”
“Ve denizi açık bırakarak git! Onlar gerçekten boğulacaklar.”
“Denizi sükûnetle geç/terk et; çünkü onlar boğulacak bir ordudur.”
«Denizi sâkin bırak, evet onlar boğulacak bir sürüdür!»
“Denizi yarıp (ashabını geçirdikten sonra) onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulmayı hak etmiş bir ordudur.”
"Denizi sakin iken geride bırak, doğrusu onlar suda boğulacak bir ordudur."
“Denizi açık hâlde bırak.”[487] Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.*
Denizi açık halde bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. *
"Denizi yarılmış olarak terket. Onlar boğulmaya mahkum bir ordudur."
Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur."
Ve denizi açık bırak, çünkü onlar ordu halinde gelip gark olunacaklar
Denizi olduğu hal üzere bırak.¹ Onlar, boğulacak olan bir ordudur.*
«Denizi (sen ve ashaabın selâmetle geçdikden sonra) durgun ve açık bırak. Çünkü onlar boğul (mıya mahkûm ol) muş bir ordudur».
“Ve (karşıya geçince asânla vurarak kapanmasını isteme,) denizi açık bırak! Çünki onlar suda boğul(malarına hükmedil)miş bir ordudur.”
Siz denizi kolaylıkla geçin. Sizi takip eden ordu kesinlikle denizde boğulacaktır.
Denizi durgun [²] bırak, çünkü onlar boğulacak adamlardır.» dedik.*
“Denizi açık bırak. Doğrusu onlar, suda boğulacak bir ordudur.”
“Kızıldeniz’e varınca, asânla vurup denizi ikiye ayır; inananlar karşıya geçtikten sonra da, Firavun ve askerlerinin arkanızdan gelmesi için deniziöylece ikiye ayrılmış bir hâlde bırak; çünkü bu ordu, kesinlikledenizde boğulacaktır!”
23,24. (Allah:) “Kullarımı hemen geceleyin yola çıkart. Çünkü siz takip edileceksiniz. Sonra denizi geçerken acele etme.1 Çünkü onlar, zâten suda boğulacak bir ordudur.” buyurdu.*
ve denizi [seninle Firavun'un adamları arasında] öyle, olduğu gibi bırak: 12 zaten onlar boğulmaya mahkum bir topluluktur!” dedi.
Sen denizi rahat bir şekilde geç ve yolu öylece bırak. Şu kesin ki o ordu mutlaka boğulacak. 10/88...92
Ziyanı yok, sen denizi rahat bir biçimde terk et! Onlar hakkındaki karar kesin: o ordu mutlaka boğulacak!”[4447]*
Ve denizi hâli üzere bırak. Çünkü onlar boğulmuşlar olan bir ordudur.
23, 24. Yüce Allah buyurdu: “Mümin kullarımla geceleyin çıkıp git. Muhakkak ki sizi takip edeceklerdir. Denizi yarıp maiyetini geçirdikten sonra, onu olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur. *
Denizi (yarıp toplumunu geçirdikten sonra olduğu gibi) açık bırak. Çünkü onlar boğulacak bir ordudur.
“Denizi de olduğu gibi bırak. Çünkü onlar, boğulacak bir ordudur.”
Denizi durgun olarak terket, şüphesiz onlar, suda boğulacak bir ordudur.
“Denizi sakin halde bırak. Onlar boğulmaya mahkûm bir ordudur.”
"Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur."
daħı ķoġıl deñizi dölenmiş bayıķ anlar südür ġarķ olınanışlar.”
Dənizi də açıq (və sakit) burax! (Dəryanı – Nil çayını keçdikdən sonra əsanı suya vurub orada açılmış yolları bağlama. Qoy Fir’on və qoşunu dəryada yollar açıldığını görüb ora girsinlər). Onlar suya qərq olacaq əsgərlərdir!”
And leave the sea behind at rest, for lo! they are a drowned host.
"And leave the sea as a furrow (divided):(4708) for they are a host (destined) to be drowned."*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |