Felemmâ câehum bi-âyâtinâ iżâ hum minhâ yadhakûn(e)
Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.
Fakat (Musa) onlara ayetlerimizle (mucizelerimiz ve emirlerimizle) geldiği zaman, (ibret almak ve tâbi olmak yerine,) onlar bunlara (alay edip) gülüyorlardı.
Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar.
Mûsâ onlara âyetlerimizi, mûcizelerimizi getirince, o sırada mûcizelerle alay ederek güldüler.
Fakat, onlara ayetlerimizi getirince bir de ne görsün: Onlarla alay ediyorlar.
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.
Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.
Musa, ayetlerimizi onlara getirince, alaya alıp gülmeye başladılar.
Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.
Bizim belgelerimizle onlara vardığında, bu işten gülmeye koyuldular
Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
Bizim mu’cizelerimizi hâmilen ânların huzûrına çıkdığı vakit eğlendiler.
Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi.
(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!
Onlara mûcizelerimizi gösterince bunlara gülüverdiler.
Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.
Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.
Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.
Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler
(Fakat Mûsâ) onlara âyetlerimizle (mu‘cizelerimizle) gelince, onlar, (“bu bir sihirdir” diyerek, mu‘cizelerimizi) alaya alıp, gülmeye başladılar.
Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!
Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.
(Musa) onlara ayetlerimizle (delillerimizle) gelince, onlar birdenbire (işi alaya alıp) gülmeye başladılar.
Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, onlar hemen o ayetlere gülüp, alay ettiler.
Ancak Musa belgelerimizle yanlarına varınca onlar bunlara gülüverdiler.
Musa onlara mûcizelerimizle varınca hemen onlar, bu mûcizelere gülüştüler.
Sonra mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın onlara gülüyorlar.
Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.
Fakat Mûsâ apaçık delillerimizle onların karşısına çıkınca,Firavun ve adamları, bu mûcizeler ile alay etmeye başladılar.
Onlara âyetlerimiz ile geldiğinde, o anda onlara gülüyorlardı.
ama, daha mucizelerimizi sergilerken, başladılar alay etmeye.
Musa onlara ayetlerimizi tebliğ edince gülüvermişlerdi.
Fakat (Mûsa) onlara mûcizelerimizi getirince onlar başladılar, o mûcizelerimizle (alay edip) gülmeğe.
Musa onlara mucizelerimizi/ayetlerimizi gösterdiği zaman alay edip gülmeye başladılar. 7/104...110
O, (peygamber olduğunu kanıtlamak için) mucizelerimizi sıralayınca, güldüler. (Onu alaya aldılar)
Onlara âyetlerimizle gelince onlar âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar.
Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.
O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.
Onlara ayetlerimizi getirince onlar o ayetlerle alay edip gülmeğe başladılar.
Âyât ve mu'cizât ile Mûsâ onların yanına geldikde onlar, Mûsâ'ya ve mu'cizâta güldiler.
Onlara belgelerimizi getirince hemen gülüverdiler.
Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.
Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler.
Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.
pes ol vaķt kim geldi anlara nişānlarumuz-ıla anlar aña gülerler.
Ḳaçan ki geldi anlara bizüm āyetlerümüzle, anlar aña gülerlerdi.
(Musa) mö’cüzələrimizi onlara gətirər-gətirməz onlar bu mö’cüzələrə lağ edib gülmüşdülər.
But when he brought them Our tokens, behold! they laughed at them.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |