13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Zuhruf Suresi 47. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felemmâ câehum bi-âyâtinâ iżâ hum minhâ yadhakûn(e)

Onlara delillerimizle gelince o delillere gülmeye başladılar.

Fakat (Musa) onlara ayetlerimizle (mucizelerimiz ve emirlerimizle) geldiği zaman, (ibret almak ve tâbi olmak yerine,) onlar bunlara (alay edip) gülüyorlardı.

Musa onlara delillerimizle gelince, onlar birdenbire işi alaya alıp, gülmeye başladılar.

Mûsâ onlara âyetlerimizi, mûcizelerimizi getirince, o sırada mûcizelerle alay ederek güldüler.

Fakat, onlara ayetlerimizi getirince bir de ne görsün: Onlarla alay ediyorlar.

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, bir de ne görsün, onlar bunlara (alay edip) gülüyorlar.

Fakat onlara böyle mucizelerimizle varınca, hemen onlar bunlara gülüverdiler.

Musa, ayetlerimizi onlara getirince, alaya alıp gülmeye başladılar.

Onlara mucizelerimizi getirince mucizelere gülüvermişlerdi.

Bizim belgelerimizle onlara vardığında, bu işten gülmeye koyuldular

Musa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.

Bizim mu’cizelerimizi hâmilen ânların huzûrına çıkdığı vakit eğlendiler.

Onlara mucizelerimizi getirdiği zaman, bunlara gülüvermişlerdi.

(Mûsâ) mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın, o mucizelere gülüyorlar!

Onlara mûcizelerimizi gösterince bunlara gülüverdiler.

Onlara âyetlerimizi getirince, bunlara gülüvermişlerdi.

Mucizelerimizi kendilerine götürdüğü zaman, o mucizelere gülmüşlerdi.

Musa onlara mucizelerimizi getirince onlar hemen bu mucizelere gülüverdiler.

Vaktâ ki onlara böyle âyetlerimizle vardı, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler

(Fakat Mûsâ) onlara âyetlerimizle (mu‘cizelerimizle) gelince, onlar, (“bu bir sihirdir” diyerek, mu‘cizelerimizi) alaya alıp, gülmeye başladılar.

Fakat Mûsâ onlara âyetlerimizle¹ gelince, onlar hemen alay etmeye başladılar.

1- Mucizelerimizle, kanıtlarımızla.

Fakat onlara âyetlerimiz gelince bir de ne görsünler, onlar bu (âyetlere) gülüyorlar!

Fakat onlara mu'cizelerimizi getirdiğinde, o vakit onlar bunlara gülüverdiler.

(Musa) onlara ayetlerimizle (delillerimizle) gelince, onlar birdenbire (işi alaya alıp) gülmeye başladılar.

Musa onlara açık ayetleri getirip gösterdiğinde, onlar hemen o ayetlere gülüp, alay ettiler.

Ancak Musa belgelerimizle yanlarına varınca onlar bunlara gülüverdiler.

Musa onlara mûcizelerimizle varınca hemen onlar, bu mûcizelere gülüştüler.

Sonra mucizelerimizi kendilerine getirince, bir de bakmışsın onlara gülüyorlar.

Fakat onlara ayetlerimizle geldiği zaman, birdenbire onlar bunlara gülüverdiler.

Fakat Mûsâ apaçık delillerimizle onların karşısına çıkınca,Firavun ve adamları, bu mûcizeler ile alay etmeye başladılar.

Onlara âyetlerimiz ile geldiğinde, o anda onlara gülüyorlardı.

ama, daha mucizelerimizi sergilerken, başladılar alay etmeye.

Musa onlara ayetlerimizi tebliğ edince gülüvermişlerdi.

Onlara delillerimizi getirince hemen onlara gülmüşlerdi. [*]

Burada kafirlerin kibri ve alaycılığı görülmektedir.

Fakat (Mûsa) onlara mûcizelerimizi getirince onlar başladılar, o mûcizelerimizle (alay edip) gülmeğe.

Ama önlerine [mucizevî] işaretlerimizi getirince, ⁴⁰ hemen onları alaya aldılar,

40 Bkz. 6:109’un son cümlesi ile ilgili not 94.

Musa onlara mucizelerimizi/ayetlerimizi gösterdiği zaman alay edip gülmeye başladılar. 7/104...110

Fakat ardından, onların önüne mucizevî âyetlerimizi sürünce, onlar hemen alay etmeye başladılar.[⁴⁴⁰⁰]

[4400] Lafzen: “güldüler”.

O, (peygamber olduğunu kanıtlamak için) mucizelerimizi sıralayınca, güldüler. (Onu alaya aldılar)

Onlara âyetlerimizle gelince onlar âyetlerle alay edip gülmeğe başladılar.

Vaktâ ki onlara Bizim âyetlerimizle geldi, onlar o zaman, bunlardan gülüşür oldular.

O, delillerimizle onlara gidince onlar alay edip gülmeye koyuldular.

Onlara ayetlerimizi getirince onlar o ayetlerle alay edip gülmeğe başladılar.

Âyât ve mu'cizât ile Mûsâ onların yanına geldikde onlar, Mûsâ'ya ve mu'cizâta güldiler.

Onlara belgelerimizi getirince hemen gülüverdiler.

Onlara ayetlerle geldiği zaman onlar, ona gülüp geçmişlerdi.

Onlara âyetlerimizi getirdiğinde, onlar buna güldüler.

Mûsa onlara ayetlerimizi getirdiğinde onlar bu ayetlere gülüyorlardı.

pes ol vaķt kim geldi anlara nişānlarumuz-ıla anlar aña gülerler.

Ḳaçan ki geldi anlara bizüm āyetlerümüzle, anlar aña gülerlerdi.

(Musa) mö’cüzələrimizi onlara gətirər-gətirməz onlar bu mö’cüzələrə lağ edib gülmüşdülər.

But when he brought them Our tokens, behold! they laughed at them.

But when he came to them with Our Signs, behold they ridiculed them.(4650)

4650 For the mockery of Moses and his Signs see 17:101; also below, 43:49, 52- 53.


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.