Ve-innehu leżikrun leke velikavmik(e)(s) ve sevfe tus-elûn(e)
Ve şüphe yok ki o, sana da elbet öğüttür, kavmine de ve soruya çekileceksiniz yakında.
Ve şüphesiz O (Kur’an), Senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. (Hüküm ve hikmet kaynağıdır.) Siz ileride (Onu anlama ve uygulama çabanızdan) sorulacaksınız.
Şüphesiz o vahiy yolu Kur'ân, sana ve toplumuna bir şereftir, ama zamanı gelince hepiniz O'na karşı, tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz.
Kur'ân senin için de, toplumun için de büyük bir şereftir, bir öğüttür, bir ikazdır, okunması ibadet olan bir övünç kaynağıdır. Kur'ân'daki ilâhî emir ve yasaklardan sorumlu tutulacaksınız.
Şüphesiz o (Kur'an) sen ve kavmin için bir şereftir (veya öğüttür). (Ondan) sorulacaksınız.
Ve şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Muhakkak ki o Kûr'an, hem senin için, hem kavmin için bir şereftir. İleride de (kıyamet günü, onun hakkını yerine getirib getirmemekten) sorumlu olacaksınız.
Ve şüphesiz bu Kur’an, hem senin için hem kavmin için bir zikirdir. (Öğüttür, yasadır, bilgidir.) Bu, ilerde size sorulacaktır.
O sana da, senin ulusuna da bir öğüttür, sorguya çekileceksiniz
Muhakkak ki bu (Kur'an) senin ve halkın/kavmin için bir öğüttür. Zamanı gelince hepiniz O'na karşı, tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz.
Kur’ân sana ve kavmine bir ihtârdır, bir gün size ânın hesâbı sorılacakdır.
Doğrusu bu Kuran sana ve ümmetine bir öğüttür, ondan sorumlu tutulacaksınız.
Şüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öğüt ve bir şereftir, ondan hesaba çekileceksiniz.
O kitap sana ve kavmine bir hatırlatmadır; yakında sorgulanacaksınız.
Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Bu, sana ve halkına bir mesajdır; ondan sorulacaksınız.
Doğrusu o Kur'an, senin için de, kavmin için de bir öğüttür ve siz ondan sorguya çekileceksiniz.
Ve muhakkak ki o, hem senin için, hem kavmın için bir şereftir ve ileride ondan mes'ul olacaksınız
Şüphesiz o (Kur’ân) senin ve kavmin için büyük bir şereftir ve ileride (hesap gününde) ondan sorulacaksınız.
O senin için de halkın için de bir öğüttür. Siz ondan sorulacaksınız.
Şübhe yok ki o (Kur'an) senin için de, kavmin için de kat'î bir şerefdir. Siz (ondan) mes'ûl olacaksınız.
Şübhesiz ki o (Kur'ân) senin için de kavmin için de elbette bir şereftir. Artık ileride(ondan) suâl olunacaksınız.
Şüphesiz o (Kur’an), hem senin hem de milletin (ümmetin sayılan bütün insanlar) için bir öğüttür (vahiydir, mesajdır, yasadır, bilgidir, evrensel değerler manzumesidir). Ve ileride hepiniz (ona karşı tutumunuzdan dolayı) hesaba çekileceksiniz. *
O vahy ettiğimiz Kur’an, sana ve kavmine bir öğüttür ve kesinlikle Kur’an’dan sorulacaksınız.
Gerçekten Kur’an sana da, ulusuna da bir öğüttür. Siz yarın bundan sorumlu tutulacaksınız.
Kur/an sana da, kavmine de büyük bir şereftir. Hakkını eda hususunda sorguya uğrayacaksınız.
Muhakkak ki bu (Kur’an) senin ve kavmin için elbette bir itibar kaynağıdır [zikr]¹⁷, ondan sorulacaksınız.
Ve hiç şüphesiz o (Kur'an), senin ve kavmin için gerçekten bir hatırlatıcı uyarıdır. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Bu muhteşem Kitap, senin ve halkın için mutluluğa ulaştıran bir öğüt,bir onur ve itibar kaynağı olacaktır ve zamanı gelince, hepinizona karşı tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz!
Bu, senin için ve kavmin için bir zikir / anma / öğüttür. Sorguya çekileceksiniz.
Bu Kuran, senin de halkının da diline tespih olmuştur. Artık ondan sorumlusunuz.
Onlara okuduğun Kur’an; sana ve toplumuna bir öğüttür. Ahiretteki hesap günü; Kur’an’dan hep birlikte sorumlu olacaksınız.
Şüphesiz ki o (Kur’an), senin ve kavmin için (gerçeği) hatırlatan (öğüt)tür. İlerde ondan sorgulanacaksınız. [*]
Şüphesiz o (Kur’an), senin ve toplumun için gerçekten (gündeminizi) oluşturacak (bir kitaptır)¹ ve siz (âhirette) ondan hesaba çekileceksiniz.
ve bu [vahiy] şüphesiz senin ve halkın için bir şeref ve itibar [kaynağı] olacaktır: ³⁶ ama zamanı gelince hepiniz [ona karşı tutumunuzdan dolayı] hesaba çekileceksiniz. ³⁷
Kuşkusuz bu Kuran senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır. Bilin ki bu Kuran’dan sorgulanacaksınız. 39/71, 67/6...12
Kuşkusuz bu (vahiy), senin ve kavmin için bir şeref ve itibar kaynağıdır:[⁴³⁹⁷] fakat zamanı gelince hepiniz (ona karşı aldığınız tutuma göre) hesaba çekileceksiniz.[⁴³⁹⁸]
Muhakkak ki Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür, ileride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Şüphesiz bu Kur’an, sana ve bulunduğun topluma bir öğüttür ve siz ondan hesaba çekileceksiniz.
Ve muhakkak ki o, elbette senin için ve kavmin için pek büyük bir şereftir ve ileride sual olunacaksınızdır.
Bu Kur'ân hem sana, hem milletine güzel bir namdır, şereftir. İleride ondan dolayı sorguya çekileceksiniz.
O (Kur'an) sana ve kavmine bir Zikir(uyarı, şan ve şeref)dir ve yakında (ona uyup uymadığınızdan) sorulacaksınız.
Ve Kur'ân sana ve kavmine mev'ızadır. Bundan suâl olunursunuz.
Kur’an, hem senin için, hem de halkın için doğru bilgidir. Yakında bu konuda sorguya çekileceksiniz.
Şüphesiz, (Kur'an) senin için ve kavmin için de sorgulanacağınız bir hatırlatmadır.
Bu Kur'ân ise senin için de, kavmin için de bir şereftir. Yakında ondan sorguya çekileceksiniz.
Gerçek şu: Bu Kur'an sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.
daħı bayıķ ol şerefdür saña daħı ķavmuña daħı tįz śorınılasız.
Taḥḳīḳ bu Ḳur’ān ögütdür saña, ḳavmüñe daḫı. Daḫı siz ṣorulaçaḳsız.
Şübhəsiz ki, o (Qur’an) sənin üçün və sənin qövmün üçün şərəfdir (şərəfli bir xatırlama, öyüd-nəsihətdir). Siz (qiyamət günü Allahın əmrlərinə dünyada necə əməl etdiyiniz barədə) mütləq sorğu-sual olunacaqsınız!
And lo! it is in truth a Reminder for thee and for thy folk; and ye will be questioned.
The (Qur´an) is indeed the message,(4647) for thee and for thy people; and soon shall ye (all) be brought to account.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |