Velibuyûtihim ebvâben ve sururan ‘aleyhâ yetteki-ûn(e)
Ve evlerinin kapılarını ve üstüne oturup yaslandıkları tahtları gümüşten yapardık.
Evlerinin kapılarını ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklarını da (en kıymetli madenlerden ve en görkemli malzemelerden hazırlardık).
Ve evlerine, gümüş kapılar üzerine yaslanacakları koltukları da hep gümüşten yapardık.
Evlerini, kapılarını ve üzerine oturup yaslanacakları koltukları da, hep gümüşten yapardık.
Evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar (yapardık).
Evlerine kapılar ve üzerinde yaslanıp-dayanacakları koltuklar,
Odalarına da (gümüşten) kapılar ve üzerlerine kurulub yaslanacakları koltuklar (yapardık)...
Ve gümüşten evleri için kapılar ve üzerine yaslandıkları koltuklar verirdik.
34,35. Evlerini gümüşten kapılar ve yaslanacakları koltuklarla donatıp süslerdik. Bütün bunlar sadece geçici dünya malıdır. Âhiret ise Rabbin katında muttakiler/ Allah'a saygı duyanlar içindir.
33,34. İnsanların, hep bir tek ümmet olarak, küfre sapmaları olmasaydı, Tanrıya küfredenlerin evlerinin çatılarını, merdivenlerini, kapılarını, dayanmış oldukları koltuklarını gümüşten yaratırdık
34-35. (İnkârcıların dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık. Ve (daha nice) çekici süsler (de verirdik). Bütün bunlar sadece dünya hayatının geçici malından ibarettir. Ahiret nimeti ise, Rabbinin katında, Allah'ın azabından sakınıp rahmetine sığınanlara mahsustur.
33,34,35. Eğer tekmîl insânların kâfir bir millet teşkîl itmeleri ihtimâli olmaya idi, Allâh’a inanmayanların hânelerinin sakfını gümüşden yapar ve oraya çıkmak içün gümüşden merdivenler, gümüşden kapular ve rahat oturmaları içün sedirler ve altundan müzeyyinât virir idik bunlar hep dünyâda görilen muvakkat zevklerdir. Âhiretin hayât-ı ebedîsini Allâh mü’minlere, muttakîlere tahsîs iylemişdir.
33,34,35. Eğer bütün insanlar tek ümmet olma durumuna gelmeyecek olsaydı, Rahman olan Allah'ı inkar edenlerin evlerinin tavanlarını, üzerinde yükseldikleri merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine yaslanacakları kerevetleri gümüşten yapar ve altın bezeklerle işlerdik. Bunların hepsi ancak dünya hayatının geçimliğidir. Ahiret, Rabbinin katında O'na karşı gelmekten sakınanlaradır.*
34,35. Evlerine (gümüşten) kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar ve altın süslemeler yapardık. Bütün bunlar, sadece dünya hayatının geçimliğidir. Rabbinin katında ahiret ise, O’na karşı gelmekten sakınanlarındır.
34-35. (Ayrıca) evleri için kapılar, üzerlerinde yaslanıp istirahat edecekleri koltuklar yapar, altınla da süslerdik. Ama bunların hepsi dünya hayatına ait geçici faydalardan ibarettir, rabbinin katında âhiret (mutluluğu) ise takvâ sahiplerine mahsustur.
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Evlerine kapılar ve konforlu mobilyalar.
Onların evleri için gümüşten kapılar, üzerine yaslanacakları koltuklar yapardık.
Ve odalarına kapılar ve üzerlerine kurulacakları koltuklar kanepeler,
(Kâfirlerin dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık.
Ve evlerinin kapılarını ve üzerine oturup yaslandıkları koltuklarını da.
odalarının kapılarını, üzerine yaslanacakları tahtları hep gümüşden yapardık!
Hem evleri için (gümüşten) kapılar ve üzerlerinde yaslanacakları koltuklar(yapardık).
Ve onların (Rahman olan Allah’ı ınkâr edip nankörlük edenlerin dünyadaki) evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da (gümüşten) yapardık.
Evlerinin kapılarını ve üzerlerine uzanıp yattıkları koltuklarını da,
evlerinin kapılarını, üzerlerine yaslandıkları kerevetlerini hep gümüşten yapardık,
Evlerinin kapılarını, üzerlerine yaslandıkları tahtları hep gümüşten yapardık;
Evlerine kapılar ve üzerine yaslanıp kurulacakları koltukları da (gümüşlerle donatırdık).
Evlerinin kapılarını ve üzerinde yaslanıp dayanacakları koltukları da (hep gümüşten yapardık).
Odalarının kapılarını ve yaslanacaklarıtahtları hep gümüşten yapardık.
Evlerine kapılar, kurulup oturdukları koltuklar;
ayrıca evlerini, kapılarla, fısır fısır yataklarla zenginleştirir,
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları gümüşten yapardık!
Evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları da (gümüşten yapardık).
(Hatta) onların evlerinin kapılarını ve yaslanacakları koltukları (gümüşten yapardık.)
ve evlerine [gümüş] kapılar, üzerinde yatıp uzanacakları [gümüş] yataklar,
Hatta evlerinin kapılarını ve arkalarına yaslandıkları koltukları da. 9/24, 28/60
Dahası evlerini (gümüş) kapılarla, üzerinde yayıla yayıla oturacakları koltuklarla (donatır)
Odalarının kapılarını ve üzerine yaslanacakları kerevetleri hep gümüşten yapardık.
33-34. İnsanlar (küfürde birleşen) bir tek topluluk olacak olmasaydı, Rahmân’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve üzerine binip çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını ve üzerine yaslanacakları koltukları hep gümüşten yapardık.
Ve evleri için (yine gümüşten) kapılar ve üzerine yaslandıkları tahtlar) yapardık.
33, 34, 35. Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici metâından ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah'a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur.
Ve evlerine kapılar ve üzerine yaslanacakları koltuklar, divanlar.
33,34. Eğer nâsın (kâfirlerin ni'met ve refâhını görerek onlara iltihâk ile) bir ümmet olmaları melhûz olsa idi, Allâh'a küfür idenlerin hânelerinin tavanlarını, onunla çıkdıkları merdivenlerini, odalarının kapularını, üstünde oturdukları serîrleri gümüşden kılardık.
Evlerinin kapılarını, üzerine kuruldukları koltukları (sedirleri)...
Kapılarını ve arkalarına yaslandıkları koltukları
Evlerinin kapılarını ve üzerine kuruldukları koltuklarını da gümüşten yapardık.
Evlerine kapılar, üzerlerinde yan yatacakları koltuklar yapardık;
33-35. daħı eger degül-misse, olmaġı ādemįlerüñ bir bölük ķıladuķ aña kim kāfir olur raḥmān’a ya'nį kāfir evlerine örtüler gümişden daħı nerdübenler anuñ üzere aġalar daħı evlerine ķapular daħı taħtlar. anuñ üzere tekye uralar daħı altun ya'nį bay eyleyedük. daħı degül dükeli şunuñ illā yaķın dirlik gönenmegi daħı āħiret çalabuñ ķatında ķorķıcılaruñdur.
Daḫı evlerinüñ ḳapularını üstine oturacaḳ taḫtları daḫı gümişdenḳılurduḳ.
Eləcə də evlərinin qapılarını və söykəndikləri taxtları (gümüşdən düzəldərdik).
And for their houses doors (of silver) and couches of silver whereon to recline,
And (silver) doors to their houses, and thrones (of silver) on which they could recline,
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |