13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şûrâ Suresi 8. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velev şâa(A)llâhu lece’alehum ummeten vâhideten velâkin yudḣilu men yeşâu fî rahmetih(i)(c) ve-zzâlimûne mâ lehum min veliyyin velâ nasîr(in)

Ve Allah isteseydi elbette onları bir ümmet olarak halkederdi ve fakat dilediğini rahmetine ithal eder ve zalimlere gelince: Onlara ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.

Eğer Allah dileseydi, onları (insanların hepsini) herhalde (aynı düşüncede) tek bir ümmet kılardı (ama imtihan gereği serbest bıraktı). Lâkin O, dilediğini (ve hak edeni) Kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulunabilir).

Eğer Allah dileseydi, bütün insanları hidayete ermiş tek bir din ve millet üzere, yani İslâm dinine mensup kılardı. Bununla birlikte O, rahmetine girmeyi dileyeni rahmetine kavuşturur. Halbuki yaratılış gayesi dışında ömür tüketenler, Allah'ın azabına karşı ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

Allah'ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olsaydı, bütün insanları aynı inanç ve düşünceyi paylaşan bir tek millet yapardı. Fakat Allah, irade hürriyeti ve seçme özgürlüğü tanıdığı, insanları imtihana tâbi tuttuğu için, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi olan akıllı ve sorumlu varlıkları rahmetine gark ediyor. Zâlimlerin, haksızların ne bir velisi, dostu, koruyucusu, ne de bir yardım edeni vardır.

Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Ancak dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince onların ne bir dostları ne de bir yardımcıları vardır.

Eğer Allah dileseydi, onları elbette tek bir ümmet kılardı. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardır, ne bir yardımcı (bulursun).

Eğer Allah dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet (aynı dine bağlı kimseler) yapardı; fakat dilediğini rahmetine koyar. Zalimlere ise, bir dost da yok, bir yardımcı da yok...

Eğer Allah dileseydi, hepsini bir tek toplum (ümmet) yapardı. Fakat Allah, istediğini rahmetine mazhar eder. Zalimler ise, onlar için hiçbir dost ve yardımcı olamaz.

Eğer Allah dileseydi, onları bir tek inanç etrafında toplardı. Fakat O, dileyenleri rahmetinin içine alır. Zâlimler için hiçbir koruyucu ve yardımcı yoktur.[517]

[517] Ümmet ve rahmet kelimeleri hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XVII, 184-187.

Eğer Allah dileseydi, hepsini, bir tek ümmet yapardı, Allah dilediğin alır rahmetine; zalimlerçin ne dost vardır, ne de yardımcı

Eğer Allah dileseydi onları (aynı inanç ve hayat tarzı üzerinde) tek bir ümmet yapardı. Fakat O, dileyeni rahmetine kavuşturur. Zalimlerin ise ne bir dostu ne de bir yardımcısı vardır.

“Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı” söylemi, “onların rahmetine kavuşmasını” dilemedi demek değildir. Allah, insanı iradeli bir varlık olar... Devamı..

Eğer Allâh istese idi yalnız bir millet yaratır idi fakat istediğine rahmet idecek ve zâlimlerin hiç velîsi hiç bir müdâfi’i bulunmayacakdır.

Eğer dilemiş olsaydı hepsini bir tek ümmet yapardı. Ama, O, rahmetine dilediğini kavuşturur. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı olmaz.

Allah dileseydi, onları (aynı dine mensup) bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur.

Allah dileseydi onları elbette (aynı inançta) tek bir ümmet yapardı, fakat O kimi dilerse onu rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise ne bir velisi (arka çıkanı) ne de bir yardımcısı olacaktır.

Allah dileseydi onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine kavuşturur; zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.  

 Ayrı dinlerdeki bütün insanlar İslâm dinine girebilirlerdi. Ama hidayet ve dalâlet ilâhî iradeye bağlıdır. Bununla birlikte inkârla kendilerine zulme... Devamı..

ALLAH dileseydi onları bir tek toplum kılardı. Ancak O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlerin bir sahibi ve yardımcısı yoktur.

Eğer Allah dileseydi bütün insanları bir tek ümmet yapardı. Fakat O yalnız dilediğini rahmetinin içine almaktadır. Zalimler için ne bir dost vardır, ne de bir yardımcı.

Dilese idi Allah elbet hepsini bir ümmet de yapardı ve lâkin dilediğini rahmetine koyuyor da zalimlere gelince ne bir veliy var onlara ne de bir nasîr

Şâyet Allah dileseydi, onları (insanları, zorla îmâna getirir ve bu şekilde, hidâyete ermiş) tek bir ümmet yapardı. (Lâkin Allah, imtihân gereği insanların hak-bâtıl tercihlerinde, cüz’î irâdelerine müdahalede bulunmaz) Allah, hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf eden kimseyi (lütfuyla) rahmetine eriştirir. Zâlimlere (kâfirlere) gelince... (Cüz’î irâdeleri ile tercihlerini, hakkı inkârdan yana kullandıkları için, hesap gününde) onlar için ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Eğer Allah dileseydi¹ kesinlikle onları bir tek ümmet² yapardı. Ne var ki O dilediği³ kimseyi rahmetinin içine koyar. Zalimlere gelince, onların velisi ve yardımcısı yoktur.

1- Kimseye seçme hakkı tanımayarak, irade sahibi yapmayarak. İnsanları, seçimlerinde özgür bırakmayarak. 2- Topluluk, toplum. Sözcüğün birincil anla... Devamı..

Eğer Allah dileseydi onları elbet birtek ümmet de yapardı. Fakat O, kimi dilerse onu rahmetine sokar. Zaalimler (e gelince:) Onların ne bir haamisi, ne de (başkaca) bir yardımcısı yokdur.

Hâlbuki Allah dilese idi, onları elbette (hepsi îmân etmiş) tek bir ümmet yapardı; fakat(O), dilediğini (hikmetine binâen kendi lütfundan) rahmetine koyar. Zâlimlere gelince, onlar için ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

Ve eğer Allah dilemiş olsaydı, onların (insanların iradelerine müdahale etmek suretiyle) hepsini (aynı inanç ve hayat tarzı üzerinde zorla) tek bir ümmet kılabilirdi. Fakat (bununla birlikte) O, dileyeni (iman ve hidayeti tercih edip kötülüklerden sakınanı) rahmetine dâhil eder. Zalimlere gelince, (hesap günü) onlar için ne işlerini üzerine alacak bir veli (sahip ve koruyucu) vardır, ne de bir yardımcı. (*)

(*) Yani yüce Allah hiçbir kimseyi bir şeye zorlamaz. Yoksa insanlardan özgür iradeyi alır ve hepsini bir ümmet ve mümin yapardı. Bunu yapmadığına gör... Devamı..

Allah dileseydi onların hepsini tek bir inanç üzerinde bir araya getirirdi. Ancak Allah, rahmetine girmek isteyeni rahmetinin içine alır. Zalimlere gelince, onlar için, ne bir koruyucu nede bir yardımcı vardır.

Eğer Allah dileseydi onları kesenkes bir tek topluluk yapardı. Ancak, Allah kimi dilerse onu esirgeyiciliği içine alır. Kıyıcılara gelince, onların ne bir koruyucusu, ne de bir yardımcısı yoktur.

Allah dileseydi onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini fazl-ı keremiyle daire-i rahmetine sokar, öz nefislerine zulmedenlerin ne yâr ve iş görenleri ne medetkârları yoktur.

Şayet Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı.⁵ Fakat O, dilediğini rahmetine gark eder/dâhil eder. Zalimler içinse ne bir dost ne bir yardımcı vardır.

5 Krş. Hûd, 11/118; Kehf, 18/29

Eğer Allah dileseydi, onları tek bir ümmet kılmış olurdu. Ancak O, dilediğini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir veli vardır, ne de bir yardımcı.

Gerçi Allah dileseydi, onları da zorla imana getirir ve tüm insanlığı, ister istemez Allah’a kulluk eden tek tip bir toplum yapabilirdi fakat öyle yapmadı. Allah, insana özgür bir irâde vermiş ve onu, dilediği inanç ve hayat tarzını seçme konusunda serbest bırakmıştır. Bu yüzden O, samîmî bir kalple Kendisine yönelerek lütuf ve merhametine nâil olmak isteyen kimseyi sonsuz lütuf ve rahmetine kavuşturur. Bile bile kötülüğü tercih ederek zulüm ve haksızlık yapanlara gelince, onlar Hesap Gününde, kendilerini Allah’ın gazâbından koruyabilecek ne bir dost bulabilirler, ne de bir yardımcı!

Allah dileseydi, elbette onları bir tek ümmet yapardı; ama dileyeceği kimseleri rahmetine girdiriyor. Zâlimler’e gelince; onlar için hiçbir veliyy yoktur, yardım edici de yoktur.

Eğer Allah isteseydi insanlığı tek bir millet yapabilirdi. Ama yapmadı. Çünkü istediğini sevgi halkasına alacak, zalimleri ise, kolsuz kanatsız bırakacaktı.

Allah dileseydi bütün insanları aynı inanç etrafında toplar, tek bir toplum yapardı. İnsana sorumluluğunu yüklenmek şartıyla dilediğine inanma, dilediği gibi yaşama imkânı verdi. Rabbinden yardım isteyenlere yardım etti. İnkâr edip şımaran, yasalarımıza aykırı yaşayan zalimlerin katımızda yeri oktur. Onların hiçbir dostu ve yardımcısı olmayacak!

Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. [*] Fakat O, dileyeni (layık gördüğünü) rahmetine koyar. Zalimlerin ise hiçbir dostu ve yardımcısı yoktur.

Benzer mesajlar: Mâide 5:48; En‘âm 6:35, 107, 149; Yûnus 10:99; Hûd 11:118-119; Ra‘d 13:31; Nahl 16:9, 93; Secde 32:13.

Eğer Allah dileseydi, kesinlikle onları tek bir ümmet kılardı. Ama O, ancak dilediğini rahmetine sokar. Zâlimlere gelince; onlar için Allah’tan başka dost da yardımcı da yoktur.

Eğer Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı: ⁶ bununla birlikte O, [kavuşturulmayı] dileyeni rahmetine kavuşturur; ⁷ halbuki [Hesap Günü] zalimler ne kendilerini koruyacak bir kimse, ne de bir yardımcı bulamayacaklardır.

6 Zımnen, “ama dilememiştir”: bkz. 5:48’in ikinci paragrafı ve ilgili notlar 66-67 ve 16:93, not 116 ve 10:19, not 29.7 Yahut: “dilediğini rahmetine k... Devamı..

Eğer Allah isteseydi onları tevhit inancını benimsemiş tek bir ümmet yapardı. Ancak o tercihi insana bırakmış, dileyeni rahmetine dâhil eder. Ama yanlışta ısrar eden zalimlerin ise ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı. 10/99, 16/37

Ama eğer Allah isteseydi onları tek bir ümmet yapardı:[⁴³⁰⁶] Ne var ki O, tercih edeni/tercih ettiğini rahmetine gark eder;[⁴³⁰⁷] zalimler ise ne candan bir dost ne de bir yardımcı bulabilecekler.

[4306] Varlığın çift kutupluluğu yasasını ele alan 11. âyetle birlikte okunursa, zımnen şu anlama gelir: iman-inkâr, mü’min-kâfir kutupları bu yasa ge... Devamı..

Şayet Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. (*) Fakat Allah, kimi dilerse onu hidayete erdirir, zalimlerin ise hiçbir dostu yoktur! (**)

(*) İnsanları bambaşka fıtratta yaratır, hepsinin hareketlerini birleştirir, varacakları son durağı ya cennet, ya da cehennem olmak üzere bir yerde to... Devamı..

Allah dileseydi, tüm toplulukları bir tek topluluk yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Ve zalimlerin ise bir dostu ve yardımcısı da yoktur.

Ve eğer Allah dilemiş olsa idi elbette onları bir ümmet kılmış olurdu. Velâkin dilediği kimseyi rahmetine girdirir. Zalimlere gelince onlar için ne bir velî ve ne de bir yardımcı vardır.

Eğer Allah dileseydi bütün insanları, aynı dine bağlı, tek ümmet yapardı. Ama O, insanların hak etmelerine göre dilediği kimseyi rahmetine dahil eder, Zalimlerin ise ne hâmileri, ne de yardımcıları vardır.

Allah dileseydi, onları bir tek millet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar. Zalimlere gelince: Onların ne velisi ne de yardımcısı vardır.

Eğer Allâh istemiş olsa idi bütün insânları bir tek ümmet kılardı. Ve lâkin dilediğini rahmetine idhâl ider. Ve zâlimlere dost ve yardımcı yokdur.

Tercihi Allah yapsaydı[*] onları kesinlikle bir tek toplum (ümmet) haline getirirdi. Ancak Allah, doğru tercihte bulunanı ikramı ile kuşatır. Yanlış yapanların ne bir dostu ne de yardımcısı olur.

[*] "Şâe = شاء" fiili, bir şeyi var etti, demektir (Müfredat). Allah bazı şeyleri kulunun tercihine göre yarattığından öznesi kul olursa "tercih edip ... Devamı..

Allah dileseydi onları tek bir ümmet yapardı. Fakat, dilediğini rahmetine katar. Ama zalimlerin ne bir velisi vardır ne de bir yardımcısı...

Allah dileseydi, onların hepsini tek bir ümmet yapardı. Fakat Allah dilediğini rahmetine eriştirir. Zalimlerin ise ne bir dostu vardır, ne de bir yardımcısı.

Eğer Allah dileseydi onları bir tek ümmet elbette yapıverirdi. Fakat O, dilediği kişiyi/dileyeni rahmetine sokar. Zalimlere gelince, onlar için ne bir dost vardır ne de bir yardımcı.

daħı eger dilese-di Tañrı eyleye-di anları bir ümmet ya'nį müsülmān velįkin givürür anı kim diler raḥmetine ya'nį islām’a. [258a] daħı žālimler yoķdur anlaruñ hįç dost ne daħı arķa virici.

Eger Tañrı Ta‘ālā dilese‐y‐di barça ḫalḳı bir ümmet ḳılurdı. Lākin givürürkimi dilese raḥmeti içine. Ẓālimlere daḫı yoḳdur hīç kimse ‘aẕābdan ḳurta‐rıcı, yardım idici. Dirildür ölüleri.

Əgər Allah diləsəydi, onların hamısını (eyni dində olan) vahid bir ümmət edərdi. Amma Allah istədiyini (haqq dinə gətirməklə) Öz mərhəmətinə qovuşdurar. Zalımların isə nə bir dostu olar, nə də bir imdada yetəni!

Had Allah willed, He could have made them one community, but Allah bringeth whom He will into His mercy. And the wrong doers have no friend nor helper.

If Allah had so willed,(4536) He could have made them a single people; but He admits whom He will to His Mercy; and the Wrong-doers will have no protector nor helper.

4536 Cf. 5:48 , and n. 761. It is one of the Signs of Allah that He has made us different, that we may be tried in the exercise of our will, and that ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.