9 Eylül 2024 - 5 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şûrâ Suresi 44. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vemen yudlili(A)llâhu femâ lehu min veliyyin min ba’dih(i)(k) ve terâ-zzâlimîne lemmâ raevû-l’ażâbe yekûlûne hel ilâ meraddin min sebîl(in)

Ve Allah, kimi saptırırsa artık ona, bundan böyle bir dost yoktur ve zalimleri görürsün ki azabı görünce, geriye dünyaya dönmeye derler, bir yol var mı ki?

Allah (inkârı, isyanı ve din istismarı nedeniyle) kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiçbir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman o zalimleri bir görsen; "(dünyaya) geri dönecek (ve hayırlı ameller işleyecek) bir yol var mı acaba?" diyeceklerdir.

Artık Allah sapmak isteyeni sapıklık içinde bırakır, ondan sonra onun için hiçbir dost bulunmaz. Yaratılış gayesi dışında yaşayanların azabı gördüklerinde: “Eyvah bunun dönüşü yok mu?” diyeceklerini görürsün.

Allah kimin hak yoldan uzaklaşmasına, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihine özgürlük tanırsa, artık bundan sonra onu hiç kimse koruyamaz, ona hiç kimse yardım edemez. Baskı, zulüm ve işkenceyle temel hak ve hürriyetleri, Allah yolunu ve Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen, inkârda, isyanda ısrar eden zâlimlerin, azâbı gördükleri zaman:
“Dünyaya dönecek bir yol, bir çıkış yolu var mı?” dediklerini göreceksin.

bk. Kur’an-ı Kerim, 6/27-28; 18/17.

Allah kimi saptırırsa artık onun O'ndan sonra bir dostu olmaz. Zalimlerin azabı gördüklerinde: "Geri dönmeye bir yol var mı?" dediklerini görürsün.

Allah, kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen; 'Geri dönmeye bir yol var mı?' derler.

Her kimi de Allah saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir yardımcısı yoktur; ve o zalimleri göreceksin ki, onlar azabı görünce şöyle diyecekler: “- Var mı geri dönmeye bir yol?”

Artık Allah kimi saptırırsa, ondan sonra onun için hiçbir dost bulunmaz. Ve zalimlerin, azabı gördüklerinde; “Dönüş için bir yol yok mudur?” diyeceklerini görürsün.

İşte, Allah kimi saptırırsa, artık onun hiçbir koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, “Geri dönüşün hiçbir yolu yok mu?” dediklerini görürsün.

Allah, kimi şaşırtırsa, artık ondan sonra, ona dost yoktur; zalimleri görürsün ki, azabı gördüklerinde derler: «Geri dönmek için, bir yol yok mudur?»

Allah kimi (yaptıkları yüzünden bulunduğu) sapıklıkta bırakırsa artık onun hiçbir koruyucusu olmaz. Azapla yüz yüze geldikleri zaman zalimlerin: “Geri dönecek bir yol yok mu?” dediklerini göreceksin!

Allâh’ın dalâlete sevk itdiği başka nereden hâmî bulabilür? Zâlimlerin ’azâbı görünce "Yeryüzüne ’avdet itmek çâresi yok mıdır?" diyu bağırdıklarını göreceksin.

Allah kimi saptırırsa, artık onun bundan sonra bir dostu olmaz. Azabı gördüklerinde, zalimlerin: "Dönecek bir yol yok mudur?" dediklerini görürsün.

Allah, kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, “Dünyaya dönmek için bir yol var mı?” dediklerini görürsün.

Allah kimi sapkınlığıyla baş başa bırakırsa, artık onun bir velîsi olmaz. Azapla yüz yüze geldiklerinde zalimlerin, “Geri dönmenin bir yolu yok mu?” diye feryat ettiklerini göreceksin.

Allah kimi saptırırsa, bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin: Dönecek bir yol var mı? dediklerini görürsün.

ALLAH kimi saptırmışsa, artık O'ndan sonra onun bir koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde, zalimlerin, "Bizim için bir şans daha yok mu?" dediklerini görürsün.

Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Sen, azabı gördüklerinde zalimlerin: "Acaba dönecek bir yol var mıdır?" dediklerini görürsün.

Her kimi de Allah şaşırtırsa artık ondan sonra ona hiç bir veliy yoktur ve göreceksin o zalimleri azâbı gördükleri vakıt diyecekler: var mı geri dönmiye bir yol?

(Israrla hakkı inkâr etmeleri ve hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf etmediklerinden dolayı) Allah kimi (cüz’î irâdesi ile tercih etmiş olduğu) sapkınlıkta bırakırsa, artık bundan sonra onun (başına gelecek olan azabı, engelleyecek) hiçbir dostu yoktur. (Resûlüm!) Zâlimlerin, (kâfirlerin, âhirette) azabı gördüklerinde: “(Dünyaya) geri dönmeye bir yol var mı?” dediklerini görürsün.

Allah, kimi sapkınlıkta bırakırsa¹, artık bunun ardından onun için bir veli² bulunmaz. Haksızlık yapanların, azabı gördüklerinde: “Acaba geri dönmenin bir yolu var mı?” dediklerini göreceksin.

1- Yaptıkları nedeniyle. Doğru yoldan sapan aslında insanın kendisidir. Allah da onun sapmasına müsaade etmektedir. Bu, ona tanıdığı seçme özgürlüğünü... Devamı..

Allah kimi şaşırtırsa bundan sonra onun hiçbir haamîsi yokdur. O zaalimleri göreceksin ki onlar azâbı gördükleri zaman «(Dünyâye) geri dönmiye bir yol var mı?» diyeceklerdir.

Ve Allah (küfürlerindeki inadları sebebiyle) kimi dalâlete atarsa, artık bundan sonra onun için hiçbir dost yoktur. Azâbı gördüklerinde ise, o zâlimleri: “(Dünyaya) geri dönecek bir yol var mı?” derlerken görürsün.

Ve Allah kimi, (inkâr ve sapıklığı tercih etmesinden dolayı) sapıklıkta bırakırsa artık ondan sonra onun hiçbir velisi (koruyucu ve kurtarıcısı) olmaz. Ve (hesap günü) azabı gördükleri zaman zalimlerin: “Geri dönecek bir yol var mı?” dediklerini görürsün!

Allah kimi sapıklık içinde bırakırsa, ondan sonra onun koruyucusu yoktur. Azabı gördüklerinde zalimlerin “Azabı geri döndürmenin bir yolu yok mu?” dediklerini görürsün.

Allah kimi yoldan çıkarırsa artık onun koruyucusu olmaz. Sen o kıyıcıları göreceksin, azabı görünce: «Geri dönmek için yol var mı?» diyeceklerdir.

Allah her kimi yoldan çıkarırsa Allah/tan başka onun işini görecek yoktur. Zalimlerin azap gördükleri zaman «— Acaba dünyaya dönmeye bir yol var mıdır?» dediklerini göreceksin.

Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur²⁵. Azabı gördükleri zaman zalimlerin “Geri dönmeye bir yol var mı?” dediklerini görürsün.

25 Krş. Kehf, 18/17

Allah kimi saptırırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, o zalimleri bir görsen, “Geri dönmeye bir yol var mı?” derler.

Evet, Allah, işlediği günahlardan dolayı kimi saptırırsa, O’ndan başka hiç kimse onu sapkınlıktan kurtaramaz! Nitekim, Hesap Günükarşılarında azâbı görünce, o zâlimlerin, “Eyvah! Tekrar dünyaya dönüş imkânı yok mu acaba?” diye feryat ettiklerini göreceksin.

Allah kimi şaşırtırsa, ardından onun için hiçbir veliyy yoktur. Zâlimler’i de görürsün, Azab’ı gördüklerinde:
“Geri dönüşe hiçbir yol var mı?” derler.

Resulüm! Allah'ın yalnızlığa mahkum ettiği kimseyi daha savunan olamaz. Nitekim az sonra sen, felaketi yakından gördüklerinde zalimlerin: " acaba bir çıkış yolu mar mı " diye kıvrandıklarını göreceksin.

Allah; inkâr eden, yasalarına karşı çıkarak insanların uydurduğu yasalarla hayat sürenleri hesaba çekecek. Hesap günü inkârcıların hiçbir dostu yoktur. İnkâr edenlerin cezayı gördüklerinde; "Dünyaya tekrar dönmenin bir yolu yok mu? Dünyaya dönüp biz de Allah’a inanan, yasalarına uyarak yaşayan insanlar olarak hesaba gelelim!” dediklerini bir görsen! Artık iş işten geçmiş, dünya yolu kapanmıştır. Biz insana dünya hayatını imtihan için bir defalığına vermişizdir. Onların kendi kafalarından “Dünyaya tekrar tekrar geliriz!” demelerinin hiçbir delili yoktur. Üstelik gerçek dışıdır.

Allah kimi saptırırsa (sapkınlığını onaylarsa), bundan sonra artık onun hiçbir dostu yoktur. [*] Azabı gördüklerinde zalimlerin “Dönecek bir yol var mı?” dediklerini görürsün.

Yüce Allah’ın saptırdığını, yani sapma kararı verenin bu kararını onayladığı hiç kimsenin artık doğru yola ulaşamayacağıyla ilgili benzer mesajlar: A‘... Devamı..

Allah kimi saptırırsa artık bundan sonra onun için bir dost yoktur. (Ey Muhammed!) Ahirette o zâlimlerin azabı görür görmez “(dünyaya) geri dönmeğe bir yol var mı?” dediklerini göreceksin.

İŞTE [böyle:] Allah kimi saptırırsa ⁴³ artık onun hiçbir koruyucusu olmaz; böylece sen bu zalimlerin ⁴⁴ [Kıyamet Günü kendilerini bekleyen] azabı görür görmez, “[Eyvah!] Bunun dönüşü yok mu?” ⁴⁵ diye feryad ettiklerini görecek [ve duyacak]sın.

43 Bkz. 14:4’e ait not 4.44 Bu, “[başka] insanları baskı altına alan ve yeryüzünde gaddarca davranarak her türlü haksızlığı yapanlar”a (ayet 42) bir a... Devamı..

Allah kimin sapkınlığını onaylamışsa artık bundan sonra onu koruyacak hiçbir velisi yoktur. Gün gelecek sen bu sapkınların azabı gördüklerinde “Buradan çıkmanın bir yolu yok mu?” diye feryat ettiklerini göreceksin. 23/99...108, 35/37

[⁴³⁵³]ALLAH kimin sapmasına (izin) verirse,[⁴³⁵⁴] artık onun için candan bir dost bulunmaz; ve sen bu zalimlerin azabı gördüklerinde, “Geri dönüşün bir yolu yok mu?” dediklerini bir görmelisin.

[4353] Birçok kez olduğu gibi burada bulunan vav, çeviriye anlam olarak değil, ibtidaiyye işlevinden dolayı parantez başı olarak yansımıştır. [4354... Devamı..

(Haksız yere, zulümde haddi aştığından ötürü) Allah kimi, doğru yoldan saptıracak olursa, artık onun için (sapıklıktan kurtaracak) bir dost ve bir yardımcı yoktur. (Ey Muhammed, ahirette) o zalimlerin azabı gördüklerinde “(Ah!.. Acaba dünyaya) dönecek bir yol var mı?" diye feryâd ettiklerini;

Allah, kimi saptırırsa artık bundan sonra onun hiçbir dostu yoktur. Azabı gördüklerinde zâlimlerin, "(Dünyaya geri) dönmek için bir yol var mı?" dediklerini görürsün.

Ve Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun için ondan sonra bir velî yoktur. Ve zalimleri göreceksin ki, azabı gördükleri zaman diyeceklerdir ki: «Acaba geri dönmeye bir yol var mıdır?»

Allah kimi şaşırtırsa, artık ondan sonra kendisini koruyacak kimse bulunamaz. O zalimlerin azabı görünce, imanlı kul olmak için “Acaba geri dönme imkânı var mıdır? ” dediklerini görürsün. [18, 17; 6, 27-28]

Allah kimi sapıklıkta bırakırsa artık onun, Allah'tan sonra bir velisi yoktur. Zalimlerin, azabı gördükleri zaman: "Geri dönecek bir yol var mı?" dediklerini görürsün.

Allâh'ın dalâlete düşürdiğine Allâh'dan başka bir velî yokdur. 'azâbı gördüklerinde zâlimlerin hallerini görsen. Onlar: "Dünyâya red olunmak içün bir çâre yok mıdır?" dirler.

Allah kimin sapıklığını onaylarsa artık onu Allah’a karşı kimse koruyamaz. Azabı gördüklerinde yanlışlar içindeki o kimselerin: “Buradan çıkışın bir yolu var mı?” dediklerini göreceksin.

Allah kimi sapıklıkta bırakırsa, artık bundan sonra onun hiç bir velisi yoktur. Azabı gördükleri zaman, zalimlerin şöyle dediğini göreceksin:-Geri dönmeye bir yol var mı?

Allah kimi saptırırsa, artık onun dostu olmaz. Zalimleri de görürsün ki, azabı gördükleri zaman “Geri dönmenin bir yolu yok mu?” demektedirler.

Allah'ın saptırdığına, O'ndan başka dost yoktur. Zalimlerin, azapla yüz yüze geldiklerinde, "Geri dönüşe bir yol yok mu?" diye söylendiklerini göreceksin.

daħı her kimi azdura Tañrı yoķdur anuñ hįç dost andan śoñra. daħı göresin žālimleri ol vaķt kim gördiler 'azābı eyideler “hįç girü dönmekdin yaña yol var mı?”

Tañrı Ta‘ālā kimi azdursa aña mu‘īn yoḳdur. Andan ṣoñra daḫı görürsin ẓālimleri. ‘Aẕābı anlar gördükde eydürler: Hīç dünyāya dönmege yol var mı‐dur? diyeler.

Allahın yoldan çıxartdığı kimsəyə (Allahın) Özündən başqa yol göstərən olmaz. (Ya Peyğəmbər!) Sən zalımları əzabı gördükləri zaman: “(Pərvərdigara!) Geri dönməyə dünyaya qayıtmağa) bir yol varmıdır?” – deyən görəcəksən.

He whom Allah sendeth astray, for him there is no protecting friend after Him. And thou (Muhammad) wilt see the evil doers when they see the doom, (how) they say: Is there any way of return?

For any whom Allah leaves astray, there is no protector thereafter. And thou wilt see the Wrongdoers, when in sight of the Penalty, Say: "Is there any way(4587) (to effect) a return?"

4587 When the actual consequences of evil are in sight, the foolish sinner wishes that it were possible to get back to the life of probation. But he n... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.