Ve cezâu seyyi-etin seyyi-etun miśluhâ(s) femen ‘afâ ve asleha fe-ecruhu ‘ala(A)llâh(i)(c) innehu lâ yuhibbu-zzâlimîn(e)
(Ancak) Kötülüğün cezası yine onun misli gibi (onun kadar) bir kötülüktür. (Fazlası zulümdür.) Kim (intikam imkânı ve fırsatı eline geçince) affedip bağışlarsa onun mükâfaatı da Allah’a aittir. Doğrusu O (Allah) zalimleri asla sevmemektedir.
Ve kötülüğün karşılığı, ona benzer bir kötü cezadır. Gerçekten de kim bağışlar ve barışı sağlarsa mükafatı, Allah'a aittir; şüphe yok ki o, zulmedenleri sevmez.
Ve kötülüğün karşılığı, ona benzer kötü bir cezadır. Gerçekten de kim bağışlar ve barışı sağlarsa, mükafatı Allah'a aittir. Şüphe yok ki O, yaratılış gayesi dışında hayat sürenleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası, o kötülüğe denk bir ceza olmalıdır.
Kim sorgusuz sualsiz affeder ve sulha vesile olursa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Allah zâlimleri, haksız davranışlarda bulunanları sevmez.*
Bir kötülüğün cezası onun benzeri bir kötülüktür. Kim affeder ve barışı sağlarsa onun ecri Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve ıslah ederse (dirliği kurup-sağlarsa) artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.
Kötülüğün cezası da ona denk bir kötülüktür. Fakat kim bağışlar ve (kendisiyle düşmanı arasını) düzeltirse, onun mükâfatı Allah'a aiddir. Elbette O, zalimleri sevmez.
Ve (bilirler ki:) Kötülüğün cezası, onun gibi bir kötülüktür. Artık kim affeder barışırsa, onun ücreti Allah’a aittir. Şüphesiz O, zalimleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası, ona denk bir cezadır. Kim affeder ve barışı sağlarsa, onun ödülü Allah'a aittir. Doğrusu Allah zâlimleri sevmez.[523]*
Kötülüğün cezası da, onun gibi kötülüktür, bağışlayan, barış yapan kimsenin sevabı da Allahadır, zalimleri sevmez O
Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kötülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu Allah zalimleri sevmez.
Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür. Ama kim affeder ve barışırsa, onun ecri Allah'a aittir. Doğrusu O, zulmedenleri sevmez.
Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zâlimleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası, ona denk bir kötülüktür. Kim bağışlar ve barışı sağlarsa, onun mükâfatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
Kötülüğün cezası, benzeri bir kötülüktür; ancak kim affeder ve erdemli davranırsa ALLAH tarafından ödüllendirilir. O, zalimleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası yine onun gibi bir kötülüktür, ama kim affeder, bağışlarsa onun mükafatı Allah'a aittir. Şüphesiz ki Allah, zalimleri sevmez.
Kötülüğün cezası da misli kötülüktür, fakat her kim afvedip ıslâh ederse onun da ecri Allahadır, her halde o zalimleri sevmez
Bir kötülüğün karşılığı o kötülük ölçüsündedir. Ama kim bağışlar ve düzeltici olursa artık onun karşılığı Allah'a aittir. Kuşkusuz O, haksızlık yapanları sevmez.
Kötülüğün karşılığı ona denk bir kötülük (bir misilleme) dir. Fakat kim afveder, barışı sağlarsa mükâfatı Allaha âiddir. Şübhe yok ki O, zaalimleri asla sevmez.
Bir kötülüğün cezâsı ise, onun misli olan bir kötülüktür. Artık kim affeder ve ıslâh eder (arayı düzeltir)se, işte onun mükâfâtı Allah'a âiddir. Muhakkak ki O, zâlimleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası, yapılan kötülüğün misli ile karşılık verilir. Bundan sonra kim kendisine yapılan o kötülüğü affederse ve doğru işler yaparsa, onun karşılığını vermek Allaha aittir. Şüphesiz ki Allah haksızlık yapanları sevmez.
Kötülüğün cezası, yine onun gibi kötülüktür. Bununla beraber her kim kendine zulmedenlerden vazgeçer ve onlarla barışırsa onun mükâfatı Allah/a ait olur. Allah zulüme girişenleri sevmez.
Kötülüğün karşılığı, onun misli (benzeri) olan kötülüktür. Ama kim affeder ve (bozuklukları) ıslah ederse artık onun ecri Allah'a aittir. Gerçekten O, zalimleri sevmez.
Fakat aşırı gitmemek şartıyla. Çünkü kötülüğün karşılığı, ancak ona denk bir cezadır. Bununla birlikte, her kim hasmını cezalandırmaya gücü yettiği hâlde onu bağışlar ve böylece düşmanlıkları sona erdirip barışı sağlarsa, onun mükafatını vermek bizzat Allah’a aittir.
Hiç kuşkusuz Allah, her ne sebeple olursa olsun, insanlara zulmedenleri sevmez!
Kötülüğün cezâsı yine onun gibi bir kötülüktür.1 Kim de affeder ve bağışlarsa onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O zâlimleri kesinlikle sevmez.*
Zira bir kötülüğün karşılığı o kötülüğe denk bir cezadır. Ama kim de kötülüğü affeder ve barıştan yana olursa artık onun mükâfatı Allah’a aittir. Fakat Allah, saldırganlık yapanları sevmez. 6/159, 27/89-90
Ama kötülüğün cezası, ancak ona denk bir karşılık[4352] olabilir; ne var ki kim affeder ve barış yaparsa, işte onun mükâfatı Allah’a aittir: Şüphe yok ki O, zalimleri asla sevmez.*
Bir kötüIüğün cezası da onun misli bir kötülüktür. Fakat kim affeder ve ıslahta bulunursa artık onun mükâfaatı da Allah'a aittir. Şüphe yok ki O, zalimleri sevmez.
Ama unutmayın ki haksızlığın karşılığı, yapılan haksızlık kadar olabilir, fazlası helâl olmaz. Bununla beraber kim affeder, haksızlık edenle arasını düzeltirse onun da mükâfatı artık Allah'a yaraşan tarzda olur. Şu kesindir ki Allah zalimleri sevmez. [2, 194; 16, 126]
Kötülüğün cezası, yine onun gibi bir kütülüktür. Kim affeder, barışırsa onun mükafatı Allah'a aittir. Doğrusu O, zalimleri sevmez.
Bir kötülüğün cezası, onun dengi bir kötülüktür. Kim bağışlar da arayı düzeltirse karşılığını Allah verir. O, yanlış yapanları sevmez.
Bir kötülüğün cezası, onun benzeri bir kötülüktür. Kim de affeder ve düzeltirse, onun mükafatı Allah'a aittir. Allah, zalimleri sevmez.
Kötülüğün karşılığı, ona denk bir kötülüktür. Fakat kim bağışlar ve barış yolunu seçerse, onun ödülü Allah'a aittir. O ise zalimleri hiç sevmez.
Bir kötülüğün cezası, tıpkısı bir kötülüktür. Fakat affedip barışmayı esas alanın ücretini bizzat Allah verir. O, zalimleri hiç sevmez.
daħı yavuz cezāsı yavuzdur anuñ gibi. pes her kim 'afv eyleye daħı eyü işleye müzdi anuñ Tañrı üzeredür. bayıķ ol sevmez žālimleri.
Hər hansı bir pisliyin cəzası onun özü kimi bir pislikdir. Bununla belə hər kəs (pislik edəni) bağışlasa və (onunla) barışsa, onun mükafatı Allaha aiddir. Həqiqətən, O, zalımları sevməz!
The guerdon of an ill deed is an ill the like thereof. But whosoever pardoneth and amendeth, his wage is the affair of Allah. Lo! He loveth not wrong doers.
The recompense for an injury is an injury equal thereto(4581) (in degree): but if a person forgives and makes reconciliation, his reward is due(4582) from Allah. for (Allah) loveth not those who do wrong.(4583)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |