Velleżîne-stecâbû lirabbihim ve ekâmû-ssalâte ve emruhum şûrâ beynehum ve mimmâ razeknâhum yunfikûn(e)
Ve Rablerinin davetine icabet edenlere ve namaz kılanlara ve işlerini, aralarında danışarak yapanlara ve onları rızıklandırdığımız şeylerin bir kısmını ayırıp yoksulları doyuranlara, hayra harcayanlara.
Onlar Rablerinin (her emrine) icabet ederler, namazı dosdoğru yerine getirirler, (devlet, millet ve hükümet) işlerinde meşveret ederler (ülkeyi danışma ve dayanışma sonucu alınan ortak kararla yönetirler.) Kendilerine verdiğimiz rızıktan da (Allah yolunda) harcayıp infak ederler.
Onlar Rablerinin davetine uyarlar. Namazlarına dikkatli ve devamlıdırlar. İşlerini aralarında danışarak yaparlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden başkalarına da harcarlar.
İman edenler, Rablerinin davetini kabul edenler, namazı erkanına, şartlarına, vaktine riayet ederek âşikâre kılanlar, işlerini, kurulu düzenlerini, devletlerini, ekonomilerini, savunmalarını, sosyal hayatlarını aralarında, meclislerinde istişâre ile karar vererek yürütenler, kararlarını istişâre ile alanlar, yönetime katılanlar, kendilerine verdiğimiz rızık ve servetten, Allah yolunda karşılık beklemeden, gönüllü harcayanlar, insanların ihtiyaçlarını görenlerdir.
Rablerinin çağrısına uyar ve namazı kılarlar. İşleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan hayra harcarlar.
Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler,
O kimselerdir ki, Rablerine itaate icabet etmişler ve namazı gereği üzere kılmışlardır. İşleri de hep aralarında danışıklıdır. Kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
Onlar ki; Rablerinin çağrısına icabet ederler, namazı doğruca kılarlar ve idareleri, aralarında şura iledir. Ve Bizim onlara verdiğimiz rızıktan nafaka verirler.
Onlar, Rabblerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. İşlerini birbirlerine danışarak yaparlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayırda harcarlar.
Allahın çağrısına uyup da namaz kılanlarçin, kendi aralarında işlerini danışanlarçin, verdiğimiz azıktan yedirenlerçin
36,37,38,39,40. Dünyâda nâil oldığınız şeylerden istifâdeniz muvakkatdır. Allâh’ın âhiretde ihzâr iylediği, îmân ve tevekkül idenler, büyük günâhlardan ve fuhuşdan ictinâb iyleyenler ve hiddetine mağlûb olmayub ’afv itmesini bilenler, Allâh’ına itâ’at idüb namâz kılanlar ve umûrları içün meşveret idenler ve ihsân iylediğimiz rızıklardan sadaka virenler ve dûçâr oldukları küffârın zulümlerini def’ iyleyenler ve seyyiâta seyyiât ile mukâbele iyleyenler içün daha hayırlı ve daha devâmlıdır. Ma’mâfîh seyyiâtı ’afv ile sulh idenlere Allâh mükâfât virecekdir. Zîrâ Allâh zâlimleri sevmez.
36,37,38. Size verilen herhangi bir şey, sadece dünya hayatının bir geçimliğidir. Allah katında olan; inanıp Rablerine güvenen, büyük günahlardan ve hayasızlıklardan çekinen, öfkelendiklerinde bile bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namaz kılanlar için daha iyi ve daha süreklidir. Onların işleri aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da sarfederler.
36,37,38,39. (Dünyalık olarak) size her ne verilmişse, bu dünya hayatının geçimliğidir. Allah’ın yanında bulunanlar ise daha hayırlı ve kalıcıdır. Bu mükâfat, inananlar ve Rablerine tevekkül edenler, büyük günahlardan ve çirkin işlerden kaçınanlar, öfkelendikleri zaman bağışlayanlar, Rablerinin çağrısına cevap verenler ve namazı dosdoğru kılanlar; işleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar, bir saldırıya uğradıkları zaman, aralarında yardımlaşanlar içindir.
Rablerinin çağrısına uyarlar, namazı özenle kılarlar. İşleri de aralarındaki danışma ile yürür. Kendilerine verdiğimiz rızıktan başkaları için harcarlar.
Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da harcarlar.
Onlar, Rab'lerinin çağrısına karşılık verirler, namazı gözetirler, işlerini aralarında danışma ile kararlaştırırlar ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan yardım için verirler.
Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar. Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar.
Ve onlar ki rabları için da'vete icâbet etmekte ve namazı kılmaktadırlar, buyurukları da aralarında şurâdır (danışıklıdır), kendilerine kısmet ettiğimiz rızıklardan onlar masraf da verirler
Onlar, Rablerinin îmân davetine icabet ederler ve namazı dosdoğru kılarlar, onlar işlerini kendi aralarında birbirlerine danışarak, istişare ile yaparlar, kendilerine rızık olarak verdiklerimizden (bir kısmını, Allah rızası için, yoksullara) harcarlar.
Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikâme¹ ederler. Onlar, işlerini birbirlerine danışarak² yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak³ ederler.
36,37,38,39. Size verilen şey dünyâ hayaatının (geçici birer) fâidesidir. Allah indinde olan (sevab) ise daha hayırlı, daha süreklidir. (Bu sevablar) îman edib de ancak Rablerine güvenib dayanmakda, büyük günâhlardan ve faahiş kötülüklerden kaçınmakda, öfkelendikleri zaman bizzat (kusurları) örtmekde (bağışlamakda) olanlara, Rablerinin (tevhîd ve ibâdete âid da'vetine) icabet edenlere, namaz (ların) ı dosdoğru kılanlara — ki bunların işleri aralarında müşavere (ile) dir—, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allaha tâat uğrunda) harcamakda bulunanlara, kendilerine tağallüb ve zulüm vaaki olduğu zaman elbirlik (mazluma) yardım eyleyenlere mahsusdur.
Ve onlar ki, Rablerin(in da'vetin)e icâbet ederler ve namazı hakkıyla edâ ederler. Onların işleri ise, aralarında şûrâdır (istişâre iledir).(1) Ve (onlar) kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden (Allah yolunda) sarf ederler.
Yine onlar ki (iman ederek Rablerine dayanıp, güvenenler) Rablerinin çağrısına uyar ve namazı (dosdoğru) kılarlar, işleri (yönetimleri) ise, aralarında danışma iledir (devlet, millet, hükümet ve bütün toplumsal işlerini hava ve heveslerine göre değil, haktan ve halktan aldıkları güçle danışma ve dayanışma sonucu ortak kararla yönetirler). Kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden de (toplumun yoksul, işsiz ve muhtaçlarına) harcarlar. *
Rablerinin çağrısına uyanların ve namazlarını kılanların işleri, aralarında danışma iledir. Onlara verdiğimiz rızıklardan da ihtiyaç sahiplerine dağıtırlar.
çalaplarının çağrısına gelirler, yalvarıya dururlar, işlerini hep biribirlerine danışarak görürler, kendilerini azıklandırdıklarımızdan başkalarına da harcarlar,
Rablerinin dâvetine icabet edip namazı dosdoğru kılanlar, işlerini birbirine danışarak görenler, rızk olmak üzere verdiğimiz şeylerden hayra harcedenler hakkında;
Onlar, Rablerinin çağrısına uyanlar, namazları dosdoğru kılanlar, işlerini de aralarında istişare/danışarak [şûrâ]²³ yapanlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan da Allah için harcayanlardır.
Rablerine icabet ederler, dosdoğru namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler.
Onlar, Rablerinin iman çağrısına kulak veren, namazı dosdoğru kılan,işlerini aralarında danışarak karara bağlayan ve kendilerine bahşettiğimiz nîmetlerden bir kısmını Allah için yoksullara harcayanlardır.
Rabb’lerinin çağrısına koştular, Namaz’ı kıldılar; Onların işleri kendi aralarında ŞÛRÂ / Danışmalı’dır; Kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden harcıyorlar;
Rablerine olumlu yanıt verenler, namaza devam edenler, birbirilerine danışarak karar verenler, bizim verdiğimizden verenler,
İman edenler Allah’ın çağrısına uyarlar. Salât-ı İkame ederek ayetlerin ışığında bilgiyle, bilinçle güçlenirler. Allah’ın huzuruna durarak öz eleştirilerini yapar, hatalarına karşılık bağışlanma dilerler. Onların işleri insanlar arasında görüşme, karşılıklı fikirleri istişare iledir. Kavgayı, dövüşü, savaşı seçmezler. Barışı, huzuru, esenliği, sevgiyi, saygıyı, paylaşımı insanlar arasında sağlamaya çalışırlar. Verdiğimiz servetlerden bolca dağıtarak insanlar arasında bozulan ekonomik dengesizlikleri ortadan kaldırmaya çaba harcarlar.
Onlar Rablerinin çağrısına cevap verir ve namazı kılarlar. Onların işleri, aralarında danışma iledir. [*] Kendilerine verdiğimiz rızıktan da infak ederler (verirler).
Rablerinin davetini kabul eder, namazı dosdoğru ve devamlı kılar, işlerini kendi aralarında birbirlerine danışarak (istişare ile) yaparlar¹ ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden de Allah yolunda harcarlar.²
Rablerinin [çağrısına] karşılık verenler ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar [için]; ve [bütün ortak meselelerini] aralarında danışma ile karara bağlayanlar [için]; ³⁸ ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden başkalarına harcayanlar ³⁹ [için];
Yine onlar Rabblerinin çağrısına uyarak namazlarını hakkıyla kılarlar, bütün işlerini aralarında istişare ile yürütürler ve kendilerine verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcarlar. 13/18, 22/78
Yine onlar Rablerinin (davetine) koşarlar, namazı hakkını vererek eda ederler, toplumsal işlerini aralarında danışma yoluyla görürler[⁴³⁵¹] ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden harcarlar;
Rablerinin davetini (emir ve yasaklarını) yerine getirirler, namazı dosdoğru kılarlar. (Memleket işlerinde doğruyu bulmak için) aralarında görüşüp danışırlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da (Rablerinin rızasına ermek için) harcarlar.
Ve onlar Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan da hayır için harcarlar.
Ve o kimseler için ki Rablerine icabette bulundular ve namazı dosdoğru kıldılar ve onların işleri aralarında meşveret iledir ve kendilerini merzûk ettiğimiz şeylerden infakta bulunurlar.
Onlar öyle kimselerdir ki Rab'lerinin çağrısına kulak verip, namazı hakkıyla ifa ederler. İşlerini istişare ile yürütürler, kendilerine nasib ettiğimiz imkânlardan hayırlı işlerde sarf ederler [3, 159]
Rablerinin çağrısına gelirler, namazı kılarlar. İşleri, aralarında danışma iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıktan hayır için harcarlar.
Ve rablerinin da'vetine icâbetle namâzlarını kılan ve işlerini aralarında meşveret iden ve kendilerine rızık iylediğimiz şeylerden infâk iyleyenlere de o ni'metler vardır.
Rab'lerinin çağrısına koşarlar, namazlarını kılarlar ve onların işleri aralarındaki şûrâ iledir. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da infak ederler.
Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işleri ise istişare iledir. Onlara rızık olarak verdiğimiz şeylerden de bağışta bulunurlar.
Rablerinin çağrısına cevap verirler, namazı/duayı yerine getirirler. İşleri/yönetimleri, aralarında bir şûradır. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan infak ederler.
daħı anlar kim uy virdiler [260a] çalabı’larına daħı ŧururdılar namāzı daħı işleri ŧanışıķ eylemekdür aralarında daħı andan kim rūzį virdük anlara nafaķa eylerler.
Ve ol kişiler ki icābet iderler Tañrılarına ve namāzı durġururlar ve her iş kiişlerler meşveret iderler. Daḫı özlerine virdügümüz rızḳdan ṣadaḳa iderler.
O kəslər üçün ki, Rəbbinin də’vətini qəbul edər (iman gətirər), namaz qılar, işlərini öz aralarında məsləhət-məşvərətlə görər, onlara verdiyimiz ruzidən (Allah yolunda) sərf edərlər.
And those who answer the call of their Lord and establish worship, and whose affairs are a matter of counsel, and who spend of what We have bestowed on them,
Those who hearken(4578) to their Lord, and establish regular Prayer; who (conduct) their affairs by mutual Consultation;(4579) who spend out of what We bestow on them for Sustenance;
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |