Ve ya’leme-lleżîne yucâdilûne fî âyâtinâ mâ lehum min mehîs(in)
Delillerimiz hakkında cedelleşmeye kalkışanlar, bilsinler ki onlara hiçbir yer yok ki kaçıp da kurtulsunlar.
(Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele (ve münakaşa) edenler, kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler (diye bunlar size haber verilmektedir.)
Allah'ın ayetlerini hükümsüz bırakmak için tartışıp didişenler, kendileri için kaçıp kurtulacak bir yer olmadığını bilsinler.
Âyetlerimizi, ilkelerimizi bertaraf etme konusunda mücadele edenler bilsinler ki, azaptan kaçıp kurtulabilecekleri bir yer yoktur.
Öyle ki, ayetlerimiz hakkında mücadele edenler kendileri için hiçbir kaçacak yer olmadığını bilsinler.
(Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiç bir kaçacak yer olmadığını bilip-öğrensinler.
Hem ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, (onları inkâr edenler) bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
(Allah, onları suda boğar ki) ayetlerimize karşı mücadele edenler, kendileri için hiçbir kurtuluş olmadığını bilsinler.
Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Bizim âyetlerimizde tartışanlar, bilsinler ki, onlar için bir kurtuluş bulunmaz
Ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler!
Bizim âyâtımızı münâkaşa idenler içün melce’ ve penâh yokdur.
Ayetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak yer olmadığını bilsinler.
Allah, böyle yapar ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Böylece âyetlerimize karşı mücadele verenler bilsinler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.
Böylece âyetlerimiz üzerinde tartışanlar, kendilerine kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Ayetlerimiz ve mucizelerimiz üzerinde tartışanlar kendilerinin kaçacak bir yeri olmadığını bilirler.
Âyetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
Hem bilsinler diye o âyetlerimizde mücadele edenler ki kendileri için kaçacak yer yoktur
Bizim âyetlerimiz hakkında tartışıp ileri geri konuşanlar bilsinler ki onların (azabımızdan) kaçıp kurtulacakları bir yer yoktur.
Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için sığınacak bir yer olmadığını bilsinler.
(Tâki) âyetlerimiz hakkında mücâdele etmekde olanlar, kendileri için kaç (ıb kurtul) acakları hiçbir yer olmadığını bilsin (ler).
(Tâ ki) âyetlerimiz hakkında mücâdele edenler, kendileri için (azâbımızdan) kaçacak hiçbir yer olmadığını bilsinler!
Hem ayetlerimiz hakkında polemik yapanlar, (hükümsüz yapmaya çalışanlar) bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yer yoktur.
Ayetlerimiz hakkında mücadele edenlerin kaçacak hiçbir yerlerinin olmadığını bilsinler.
Belgelerimiz üzerinde çekişip duranlar bilsinler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.
Böyle muamele eder. Bir de âyetlerimiz hakkında cidale girişenler kendileri için azabımızdan kurtuluş olmadığını bilmiş olsunlar.
Ayetlerimize karşı mücadele edenler için kaçıp kurtulacakları [mahîs] bir yer yoktur.
(Öyle ki) Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler, kendileri için hiç bir kaçacak yer olmadığını bilip öğrensinler.
Âyetlerimize karşı mücâdele bayrağı açanlar, hükmümüzden kaçıp kurtulamayacaklarını işte o zaman anlarlardı!
Âyetlerimiz hakkında tartışan kimseler biliyor ki; onlar için hiçbir kaçıp kurtulacak yer yoktur.
Ama bizim sözlerimizle uğraşanlar, kendileri için bir ümit olmadığını bilmelidirler.
Allah böyle yapar ki ayetlerin açıklamaları üzerinde tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını anlasınlar.
Ayetlerimiz hakkında tartışanlar (var ya), onlar için kaçacak yer yoktur.
34,35. (Allah) dilerse (o gemileri) âyetlerimizle mücadele edenlerin, kendilerinin kaçacak bir yerleri olmadığını bilmeleri için, içerisindeki mallarıyla birlikte yok eder veya birçoğunu da (batmaktan) kurtarır.¹
Bizim ayetlerimiz hakkında tartışıp ileri geri konuşanlar bilsinler ki onların kaçıp kurtulacakları bir yer yoktur. 6/93, 40/35
Ve âyetlerimiz hakkında polemik yapanlar, asla sığınacak bir yer bulamayacaklarını iyi bilmelidirler.
34,35. (Her zaman onları denizde durdurmakla kalmaz) Bazen de, kazandıkları günahlardan ötürü onları helak eder ve birçoğunu da bağışlar (kurtarır) ki, ayetlerimiz hakkında tartışanlar, (bundan ibret alsınlar, katımızdan bir belâ geldiğinde) kaçacak hiçbir yerleri olmadığını anlasınlar!
Ve âyetlerimize karşı mücadele edenler bilsinler ki, kendileri için kaçacak bir yerleri yoktur.
Ve Bizim âyetlerimizde mücadele edenler bilsin ki, onlar için bir mahall-i halas yoktur.
32, 33, 34, 35. Denizlerde dağlar gibi akıp giden gemiler de O'nun kudretinin ve hikmetinin delillerindendir. Eğer O dilerse rüzgârı durdurur, gemiler de denizin üstünde durakalır. Elbette bunda sabrı ve şükrü bol olanlar için alacak ibretler vardır. Yahut işledikleri günahlar sebebiyle o gemileri batırır, günahların birçoğunu da affeder. Böyle yapmasının bir sebebi de, âyetlerimiz hakkında tartışanların kaçacak bir yerleri olmadığını onlara bildirmektir.
Ki ayetlerimiz hakkında tartışanlar, kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
Ve âyetlerimizde mücâdele idenler bilsinler ki onlar içün firâra ve halâsa çâre yokdur.
Belgelerimiz (ayetlerimiz) üzerinde çekişip duranlar bilsinler ki kendileri için kaçacak yer yoktur.
Ayetlerimiz hakkında mücadele edenler bilsinler ki onların kaçıp kurtulacağı bir yer yoktur.
Tâ ki, âyetlerimiz hakkında tartışanlar, sığınacak bir yerlerinin olmadığını bilsinler.
Ki ayetlerimiz hakkında tartışıp duranlar kendileri için kaçacak bir yer olmadığını bilsinler.
daħı bilür anları kim ŧartışurlar āyetlerümüzde yoķdur anlaruñ hįç ķaçacaķ yir.
Daḫı bilmeg‐içün ol kişiler ki bizüm āyetlerümüze çekişürler. Kendülereḳurtulacaḳ yir yoḳdur.
Bizim ayələrimiz (qüdrət nişanələrimiz) barəsində mübahisə edənlər bilsinlər ki, onlar üçün (əzabımızdan) qaçıb can qurtarmağa heç bir yer yoxudur!
And that those who argue concerning Our revelations may know they have no refuge.
But let those know, who(4574) dispute about Our Signs, that there is for them no way of escape.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |