13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şûrâ Suresi 21. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Em lehum şurakâu şera’û lehum mine-ddîni mâ lem ye/żen bihi(A)llâh(u)(c) velevlâ kelimetu-lfasli lekudiye beynehum(k) ve-inne-zzâlimîne lehum ‘ażâbun elîm(un)

Yoksa Allah'ın emir ve izin vermediği bir dini onlara kuran ortaklar mı var? Azabın, mukadder bir zamana geciktirilmesi takdir edilmemiş olsaydı çoktan aralarında hükmedilirgiderdi ve şüphe yok ki zalimleredir elemli azap.

Yoksa onların, Din(le ilgili meseleler)den; Allah’ın izin vermediği (İslam’a aykırı) şeyleri, kendileri için şeriat (Anayasa ve kanun) olarak belirleyen (veya İslam şeriatına aykırı fetvalar veren) ortakları (ve Cenab-ı Hakka şirk koştukları Tağutları) mı vardır?.. Eğer o fasıl kelimesi (imtihan süreci ve iyilerle kötülerin ayrılıp seçilmesi) olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilmiş (ve işleri bitirilmiş) olacaktı. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır. (Çünkü; Allah’ın Şeriatını bozmak ve İslam’ın temel esaslarını yok saymak veya yozlaştırmak, Allah’ın asla izin vermediği bir davranıştır, bu şirk ve zulüm sayılmıştır.)

Yoksa Allah'ın emir ve izin vermediği bir dini onlara meşru kılıp, ortaya koyan ortakları mı var? Eğer azabın ertelenmesine dair kesin bir söz geçmemiş olsaydı, çoktan aralarında iş olup biterdi. Şüphe yok ki, yaratılış gayesi dışında yaşayanlara can yakıcı bir azap vardır.

Yoksa onların, Allah'ın dinde, şeriatta ruhsat vermediği şeyi, kendilerine meşrû kılacak mâbutları mı var? Eğer insanların sorumlu tutularak muhakeme edileceği, mükâfaata nâil olanla cezaya müstehak olanların ayırt edileceği ile ilgili Allah'ın koyduğu-kurduğu mühlet verilen bir düzen olmasaydı, elbette müşriklerle mabut saydıkları putlar arasında acilen yargı gerçekleştirilir, icra edilirdi. Kesinlikle inkârda, isyanda, şirkte ısrar eden, Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engelleyen zâlimler için, can yakıp inleten müthiş cezalar vardır.

Yoksa onların, dinden Allah'ın izin vermediklerini kendilerine meşru kılan ortakları mı var? Eğer ayırım sözü olmasaydı aralarında hüküm verilmiş olurdu. Gerçekten zalimler için acıklı bir azap vardır.

Yoksa onların birtakım ortakları mı var ki, Allah'ın izin vermediği şeyleri, dinden kendilerine teşri' ettiler (bir şeriat kıldılar)? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı, elbette aralarında hüküm (karar) verilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

Yoksa o kâfirlerin bir takım şeytanları (putları) var da, onlara, dinden Allah'ın izin vermediği şeyleri meşrû kıldılar, öyle mi? Eğer o fasıl kelimesi (azabın tehir edildiği ve amellerin ayırd edildiği kıyamet günü takdir edilmiş) olmasaydı, muhakkak aralarında hüküm verilir, işleri (helâkleri) bitiriliverirdi. Şübhe yok ki, zalimler için acıklı bir azab vardır.

Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği yasaları onlar için din olarak yasallaştıran putları mı var? (Ki Allah’ın yasalarını kabul etmiyorlar.) Eğer her şeyin birbirinden ayırtedileceği vakit için verilmiş bir söz olmasaydı, yargılanıp işleri bitecekti. Ve zalimler için elem verici bir azap vardır.

Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini kendilerine yasallaştıran ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zâlimlere can yakıcı bir azap vardır.

Ortakları var da, dinden Allahın izin vermediğini onlara anlatır mı? Ayrım sözü olmasaydı aralarında hükmolunurdu, zalimlere ağrıtıcı azap var!

Yoksa onların, Allah'a ortak bazı rableri var da haklarında Allah'ın izni olmayan bazı (hukuki ve) ahlaki yükümlülükleri kendileri için din adına takip etmeleri gereken bir yol olarak mı tespit etmişler? (Bundan dolayı mı diledikleri şekilde hüküm veriyorlar?) Eğer (Allah'tan, insanların yeryüzünde belli bir vakte kadar kalacaklarına dair) konulmuş kesin bir hüküm olmamış olsaydı, aralarında karar çoktan verilmiş ve işleri bitirilmiş olacaktı. Ama bilsinler ki; zalimleri (ahirette) can yakıcı bir azap beklemektedir.

Allâh’a şerîk koşdukları ma’bûdlar ile mi Allâh’ın izin virmediği dîni telkîn idecekler? Eğer Allâh ’azâbı te’hîr itmemiş ola idi çokdan zâlimler mahkûm olur idi çünki ânlara ’azâb-ı elîm mukarrerdir.

Yoksa, Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak ortakları mı vardır? Eğer kesin yargı bulunmayacak olsaydı aralarında hemen hükmedilirdi. Doğrusu, zalimlere can yakıcı azap vardır.

Yoksa, Allah’ın izin vermediği bir dini kendilerine tutulacak yol kılan ortakları mı var? Eğer (cezaların ertelenmesine dair) kesin hükmü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz, zâlimler için elem dolu bir azap vardır.

Yoksa onların ortak koştukları tanrıları var da Allah’ın izin vermediği kuralları bunlar için din mi yapıyorlar? Nihaî hükümle ilgili söz (hesabın âhirete bırakılması) olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir, iş bitirilirdi. Ama o zalimler için can yakıcı bir azap var!

Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği bir dini getiren ortakları mı var? Eğer erteleme sözü olmasaydı, derhal aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz zalimlere can yakıcı bir azap vardır.  

 Âyette, kâfirlere Allah’a ortak koşmak, dirilmeyi inkâr etmek ve dünyaya tapmak gibi sakat düşünceleri telkin eden şeytanlara ve Allah’tan başka din ... Devamı..

Yoksa ALLAH'ın izni olmadığı halde onlar için dini kurallar ve yasalar ortaya koyan ortakları mı var? Daha önce belirlenmiş bir karar olmasaydı onların arasında yargı verilirdi. Zalimlere acı bir azap vardır.

Günümüz "Müslümanlarının" bildiği ve uygulamaya çalıştığı İslam, yüzyıllar boyu, din adamlarının uydurdukları kurallarla öylesine bozulmuştur ki Muham... Devamı..

Yoksa onların, Allah'ın dinde izin vermediği şeyi kendilerine meşru kılacak ortakları mı vardır? Eğer azabın ertelenmesine dair kesin yargı sözü olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilir, işleri bitirilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azab vardır.

Yoksa onların şerikleri var, onlara dinden Allahın izin vermediği şeyleri meşru' kıldılar öyle mi? Eğer o fasıl kelimesi olmasa idi aralarında huküm icra edilir, bitirilirdi ve şübhesiz ki zâlimler için elîm bir azâb vardır

*Yoksa (o kâfirlerin), Allah’ın dinde izin vermediği bir şeyi, onlara meşru kılacak ortakları mı var? Şâyet Rabbinin (onlar hakkındaki azap hükmünün, âhirete tehirine dair) önceden takdir ettiği bir süre olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmişti (de kâfirler derhal helâk edilmişti). Şüphesiz, zâlimler (kâfirler) için (âhirette), elem dolu bir azap vardır.

* “Yoksa (o kâfirlerin), Allah’ın dinde izin vermediği bir şeyi onlara meşru kılacak ortakları mı var?”; Ezelî ve ebedî ilmi ile her şeyi hakkıyla bil... Devamı..

Yoksa onların, Allah'ın dinde izin vermediği bir şeyi, kendilerine meşru kılan ortakları mı var? Eğer “ayırma kelimesi”¹ olmasaydı kesinlikle aralarında hemen hüküm verilirdi. Kuşkusuz ki zalimler için acı bir azap vardır.

1- Hesap sorma gününde her kesin yaptıklarına göre ayrıştırılacağına dair takdir edilmiş hüküm.

Yoksa onların Allahın izin vermediği şeyleri (o fâsid) dîn (lerin) den kendilerine şerîat (çıkarıb) yapan ortakları mı var? Eğer o fasıl kelimesi olmasaydı aralarında mutlakaa (dünyâda icra) edilmiş (işleri bitirilmiş) di bile. Şübhesiz ki o zaalimler için hakkı çetin bir azâb vardır.

Yoksa onların, dinden Allah'ın kendisine izin vermediği şeyleri, kendilerine meşrû' kılan ortakları mı var? Hâlbuki (haklarında âhirette hüküm verileceğine dâir önceden söylenmiş) ayırma sözü olmasaydı, aralarında elbette hüküm verilmiş (işleri çoktan bitirilmiş)olurdu. İşte şübhesiz o zâlimler yok mu, onlar için, (pek) elemli bir azab vardır.

Yoksa onlar, (bu dünyadan başka bir şeyi önemsemeyenler,) Allah’ın asla izin vermediği şeyleri kendileri için (hukuki ve) dini bir yükümlülük hâline sokan sözde ulûhiyet ortağı güçlere inanırlar. Ve eğer nihai hüküm ile ilgili (zatım olan Allah’ın) bir kararı bulunmasaydı, onlar arasında her şey (bu dünyada) hükme bağlanmış olurdu, oysa şüphesiz zalimler için (öteki dünyada) acı bir azap vardır.

Yoksa onların ortakları varda Allah, dininde hiçbir kimseye izin vermediği halde, o ortaklar dinde, onların uymaları gerekli hükümler ve kurallar (şeriat) mı belirlediler? Allah’ın doğru ile yanlışı ayırma sözü olmasaydı, onların arasında hüküm verilirdi. Hiç şüphe yok ki, zalimler için çok acıklı bir azap vardır.

Yoksa Allah’ın uygun bulmadığı bir dini onlara yol olarak gösteren ortakları mı var? Eğer o ayırt gününe bırakma sözü olmasaydı onların araları çoktan yargılanmış olurdu. Gerçekten kıyıcılar için acıklı bir azap vardır.

Yoksa müşriklerin, Allah/ın izin vermediği bir şeyi kendileri için din gösteren mâbutları mı vardır? Eğer kestirme söz geçmemiş, olsaydı aralarında iş olup biterdi. Zalim olan kâfirler için acıklı bir azap vardır.

Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği yolu/yasayı [şera’û] kendileri için din olarak kabul eden ortakları mı var? Eğer Allah’ın geçmişteki hükmü [fasl] olmasaydı, aralarında hemen hüküm verilirdi. Muhakkak ki zalimler için can yakıcı bir azap vardır.

Yoksa onların, dinden Allah'ın izin vermediği bir şeyi yasayan ortakları mı var? Eğer (azabın ertelenmesine dair) kesin bir hüküm olmasaydı, aralarında hemen hükmedilirdi. Gerçekten zalimler için acıklı bir azap vardır.

Yoksa onların; inanç, ahlâk ve temel hukuk prensipleri, yani din konusunda Allah’ın izin vermediği kanunlar koyarak kendileri için bir inanç sistemi belirleyen ve sınırsız egemenliğinde O’na ortak olan sözde ilâhları mı var? Bu o kadar büyük bir suçtur ki, eğer bu dünyanınimtihân diyarı olduğuna, asıl ceza ve mükâfâtın ancak âhirette verileceğine dâir Rabb’in tarafından ezelden verilmiş bir karar olmasaydı, aralarında çoktan hüküm verilmiş ve işleri bitirilmiş olurdu. Fakat Allah, onları hemen helâk etmiyor, son ana kadar fırsat veriyor; ta Hesap Günü gelip çatıncaya kadar: Hiç kuşkusuz zâlimleri, can yakıcı bir azap bekliyor!

Şimdi, Allah’ın izin vermediği, Din’den onlar için şeriat / yasa koymuş ortakları mı var?
Fasl” (Ayırım) sözü olmasaydı, aralarında hüküm verilirdi. Zâlimler’e gelince; onlar için acıveren bir azap vardır.

Yoksa onların, herhangi bir din olabilir savını dayatan işbirlikçileri mi var? Allah kullarına böyle bir hak vermemiştir. Eğer Allah'ın, " sorgulama kıyamette " sözü olmasaydı bu gibilerin işi çoktan bitmişti. Başkalarını aptal yerine koyan böylesi saygısızları, kıvrandıran acılar bekliyor.

Onların, Allah’ın izin vermediği dini yasa kılan ortakları mı var? Eğer Allah’ın ayrım sözü olmasaydı aralarında derhal hüküm verilirdi. Kuşkusuz zalimler için elim bir azap vardır.

Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine dinî bir hüküm olarak belirleyen ortakları mı var! [*] Ayırıcı söz [*] olmasaydı elbette aralarında hüküm verilirdi. Şüphesiz ki zalimlere elem verici bir azap vardır.

Bu cümle dinin bütünüyle sahibinin Yüce Allah olduğunu vurgulamaktadır. Bkz. Zümer 39:2, 3, 11, 14. Mekkeli müşriklerin Hz. Muhammed’e karşı çıkışları... Devamı..

Yoksa onların Allah’ın izin vermediği şeyleri kendilerine din yapan bir takım ortakları mı var?¹ Eğer (onlarla Allah’a ortak koştuklarının) aralarının açılacağı (kıyamet günü için önceden verilmiş bir) söz olmasaydı, onların hesabı (dünyada) görülürdü. Gerçekten zâlimler için acıklı bir azap vardır.

1 Yani, onların önünde müşriklik, İslâm dışı sistemlere uymak, âhireti inkâr, zulüm, aslı astarı olmayan ibâdet ve inançlar, kutsal kişiler, günler, m... Devamı..

Yoksa onlar, [bu dünyadan başka bir şeyi önemsemeyenler,] Allah’ın asla izin vermediği şeyleri kendileri için (hukukî ve) ahlakî bir yükümlülük haline sokan ²⁵ sözde uluhiyet ortağı güçlere mi inanırlar? ²⁶ Nihaî hüküm ile ilgili [Allah’ın] bir kararı ²⁷ bulunmasaydı, onlar arasında her şey [bu dünyada] hükme bağlanmış olurdu: ²⁸ ama zalimleri [öteki dünyada] acı bir azap beklemektedir.

25 Yani onları, adeta manevî bir coşku ile kendilerini kaybederek Allah’ın tasvip etmediği -tamamen materyalist hedeflerin ardında koşmak ve bütün man... Devamı..

Yoksa onların, Allah’ın din hususunda onaylamadığı bazı inanç ve uygulamaları kendilerine dini kurallar olarak benimseten bir takım otoriteleri mi varmış? Şayet daha önce cezanın belli bir süre ertelenmesiyle ilgili Rabbinin bir hükmü olmasaydı onların işi çoktan bitirilmiş olurdu. Hiç kuşku yok ki Allah’ın dışında dini kurallar koyan zalimler için can yakıcı bir azap vardır. 10/59, 16/61, 35/45

Yoksa onların, Allah’ın izin vermediği şeyleri kendileri için dinin koyduğu şer’î bir kural haline getiren (Allah’a) ortak yaptıkları güçler mi var?[⁴³³⁰] Eğer konulmuş kesin bir yasa olmasaydı, haklarındaki hüküm hemen infaz edilirdi: şu kesin ki, zalimlerin hakkı, (âhirette) elem verici bir azaptır.

[4330] Böyle bir şey yaptıktan sonra hâlâ Allah’a inandığını iddia etme çelişkisine ne demeli? Zira bu tanrısının âmiri olmak anlamına gelir.... Devamı..

Yoksa onların, Allah’ın dinde izin vermediği (haram) şeyleri helal kılacak ortakları mı var? (O bir takım bâtıl inançları, putlara tapınmayı, dünyadan başka hiçbir şey düşünmemeyi, kıyamet gününü inkâr etmeyi o kâfirlere o ortakları mı kabul ettirdi) Eğer -cezalarının kıyamet gününe dek ertelenmesi sözü olmasaydı-, aralarında derhal hüküm verilirdi. Şüphe yok ki zalimlere ahirette, çok çetin bir azap vardır.

Yoksa onların, kendilerine, Allâh’ın izin vermediği, din(İslam) hakkında kaideler koyan ortaklar mı var? Eğer (bir süre fırsat verilmesi hakkında) bir söz olmasaydı derhal aralarında hüküm verilir (işleri bitirilir)di. Kuşkusuz zâlimler için acı bir azâb vardır.

Yoksa onlar için şerikler var da onlar için dinden kendisiyle Allah'ın izin vermediği şeyleri meşrû mu kıldılar? Ve eğer o fâsıl kelimesi olmasa idi elbette aralarında hüküm icra edilmiş olurdu ve şüphe yok ki o zalimler için elîm bir azab vardır.

Yoksa Yüce Allah'ın izin vermediği birtakım şeylerikendilerine din diye kabul ettirmek isteyen putları mı var? Şayet Allah'ın cezayı ertelemeye dair hükmü olmasaydı işleri çoktan bitirilmişti. Zalimlere elbette gayet acı bir azap vardır.

Yoksa onların, kendilerine, Allah'ın izin vermediği dini koyan ortaklar mı var? Eğer (bir süre fırsat verilmesi hakkında) karar olmasaydı derhal aralarında hüküm verilir(işleri bitirilir)di. Kuşkusuz zalimler için acı bir azab vardır.

Allâh'dan başka, Allâh'ın izin vermediği şeyi onlara dîn olarak vaz' iden ma'bûdları mı vardır? Eğer 'azâblarının yevm-i kıyâmete te'hîri içün hükm-ü Bârî sebk itmemiş olsa idi aralarında hükm-ü kazâ cârî olurdı. Tahkîk zâlimlere elemli 'azâb vardır.

Yoksa bu dinde onlar için, Allah’ın onaylamadığı kurallar koyan ortakları mı var? Eğer hesabın mahşere bırakıldığı sözü olmasaydı hemen yargılanırlardı. Yanlış yapanlar için acıklı bir azap vardır.

Yoksa onların hakimiyette ortakları mı var ki, Allah'ın din hususunda izin vermediği şeyleri kendileri için kanun yapıyorlar? Eğer “aralama“ sözü olmasaydı hemen aralarında iş bitirilirdi. Gerçekten zalimler için acı bir azap vardır.

Yoksa onların, Allah'ın izin vermediği şeyleri din diye kendilerine yasallaştıran ortakları mı var? Hükmün ertelenmesine dair söz olmasaydı,(10) onların aralarında iş çoktan bitirilirdi. Çünkü zalimlerin hakkı acı bir azaptır.

(10) Allah ödül ve cezanın kıyamet gününe bırakılmasına hükmetmiş olmasaydı.

Yoksa onların, dinden, Allah'ın izin vermediği şeyi kendileri için yasalaştıran ortakları mı var? Kesin ayrıma ilişkin söz olmasaydı, aralarında hüküm mutlaka verilirdi. O zalimler var ya, onlar için acıklı bir azap öngörülmüştür.

iy anlaruñ ortaķları mı var kim beyān eylediler anlaruñ içün dinden anı kim destūr virmedi aña Tañrı? daħı eger degülmisse ayırmaķ sözi hükm olına-y-dı aralarında. daħı bayıķ žālimler anlaruñdur 'aźāb aġrıdıcı.

Yā anlaruñ şerīkleri mi vardur ki şerī‘at itdiler anlara dīnde Tañrı Ta‘ālābuyurmaduġı nesneyi ve eger ḳıyāmet ve ‘alāmeti olmasa‐y‐dı,ḥükm olurdı aralarında. Taḥḳīḳ vardur ẓālimlere ulu ‘aẕāb.

Yoxsa (müşriklərin) Allahın dində izin vermədiyi bir şeyi onlar üçün qanuni (halal) edən şərikləri vardır. Əgər (cəzanın qiyamətə saxlanılması barədə) qəti söz (və’d) olmasaydı, aralarında hökm artıq icra edilmiş olardı (hamısı elə dünyada ikən əzaba düçar edilərdi). Şübhəsiz ki, zalımları şiddətli bir əzab gözləyir!

Or have they partners (of Allah) who have made lawful for them in religion that which Allah allowed not? And but for a decisive word (gone forth already), it would have been judged between them. Lo! for wrong doers is a painful doom.

What! have they partners(4556) (in godhead), who have established for them some religion without the permission of Allah. Had it not been for the Decree of Judgment, the matter would have been decided between them (at once). But verily the Wrong- doers will have a grievous Penalty.

4556 Nothing can exist without the permission of Allah. Can people, who indulge in false worship say: "Why does Allah permit it?" The answer is: "a ce... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.