13 Şubat 2025 - 15 Şaban 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şûrâ Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yesta’cilu bihâ-lleżîne lâ yu/minûne bihâ(s) velleżîne âmenû muşfikûne minhâ ve ya’lemûne ennehâ-lhakk(u)(k) elâ inne-lleżîne yumârûne fî-ssâ’ati lefî dalâlin ba’îd(in)

Buna inanmayanlar, çabuk gelmesini isterler ve inananlarsa gelip çatmasından korkarlar ve bilirler ki o, gerçektir; iyice bil ki kıyametten şüphe edip o hususta mücadeleye girişenler, elbette doğrudan pek uzak bir sapıklık içindedir.

(Kur’ani hâkimiyet ve kıyamet haberi Hakk ise, haydi hemen gelsin de görelim! diyerek) Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayan kimselerdir. İman edenler ise, O’na (Allah’a ve azabına) karşı bir korku içindedirler ve O’nun gerçekten Hakk olduğunu bilirler. Haberiniz olsun ve dikkatli bulunun ki; (İslami medeniyet müjdesinin ve kıyamet) saatinin (asılsız olduğu) konusunda itiraz ve münakaşaya tutuşanlar, gerçekte uzak bir sapkınlık içinde bulunmakta (ve bocalamakta)dırlar!

İnkar edenler kıyametin çarçabuk gelmesini isterler. Ona inananlar ise, onun kopmasından korkarlar ve onun mutlaka meydana geleceğini bilirler. Dikkat edin! Kıyamet saati hakkında tartışanlar haktan uzak bir sapıklık içindedirler.

Kıyametin kopacağı âna inanmayacak olanlar, onun küstahça, çabucak kopmasını isterler. İman edenler ise, korkarak Allah'ın emirlerine itina gösterirler. Onun hak, doğru bir vaat olduğunu bilirler. Dikkat edin, Kıyamet ile ilgili tartışanlar, tamamen başına buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet, ahmaklık ve bozuk düzen içindedirler.

Ona inanmayanlar onun çarçabuk gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan korkar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet hakkında tartışanlar uzak bir sapıklık içindedirler.

Onda acele edenler, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. Haberiniz olsun; kıyamet-saati konusunda tartışanlar, gerçekte uzak bir sapıklık içindedirler.

Kıyametin kopacağına inanmıyanlar, onu, acele isterler. İman edenler ise, hak olduğunu bilirler de ondan korkar, sakınırlar. İyi bilki, o kıyamet hakkında mücadele edib şübheye düşenler, doğrusu hakdan çok uzak bir sapıklık içindedirler.

Ona inanmayanlar, onun acilen gelmesini istiyorlar. İnananlar ise, ondan titriyorlar. Onun hak ve doğru olduğunu biliyorlar. İşte bilin ki kıyamet hakkında şüpheci bir halde tartışanlar, büyük çapta bir sapıklık içindedirler.

Kıyamete inanmayanlar, onun acele gelmesini istiyorlar. İnananlar ise onun gelmesinden korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi biliniz ki, kıyamet hakkında şüpheye düşenler, büyük bir yanılgı içindedirler.

O'na inanmayanlar, O'nun çabuk gelmesini isterler, inanmış olanlarsa, O'ndan çekinmekteler, bilirler ki, O haktır; bilesin ki, kıyamet günüyçün dedikodu yapanlar, koyu sapkınlıktalar

Kıyamete inanmayanlar, (alay edercesine) onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan ürperir ve onun bir gerçek olup mutlaka geleceğini bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında (şüphe ederek) tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Aslına bakılırsa ölen herkesin kıyameti kopmaktadır. Kıyametten önce ölenler sadece ikinci kıyameti beklemektedir. Aksi taktirde kıyametten bahseden y... Devamı..

Âna inanmayanlar (makâm-ı istihzâda) isti’câl idiyorlar. İnananlar düşündükce titreyorlar çünki sahîh geleceğini biliyorlar, bu sâ’atin vurûdundan şübhe idenler ne kadar ba’îd bir dalâletdedirler?

O'na inanmayanlar, acele olmasını beklerler; inananlar ise korku ile titrerler ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Kıyamete inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, Kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Ona inanmayanlar onun çabuk gelmesini istiyorlar; inananlar ise gerçek olduğunu bilerek ondan kaygılanmaktalar. Şu iyi bilinmeli ki, kıyameti tartışma konusu yapanlar derin bir sapkınlık içindedirler.

Ona inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Ona inanmıyanlar onun hakkında meydan okuyorlar. Ona inananlar ise ondan kaygı duyarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Saat konusunda kuşku duyanlar büyük bir sapıklık içindedirler.

O'na inanmayanlar kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İnananlar ise O'ndan korkarlar ve O'nun hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet saati hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Onu inanmayan iymansızlar acele isterler, iyman edenler ise hak olduğunu bilirler de ondan korkar sakınırlar, iyi bil ki o saat hakkında mücadele edenler her halde uzak bir dalal içindedirler

Kıyamete inanmayanlar, (alay ederek) onun çabuk kopmasını isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapkınlık içindedirler.

İnanmayanlar, alayımsı bir şekilde, onun hemen gerçekleşmesini istiyorlar. İnananlar ise tedbirlidirler. Onun gerçek olduğunu bilirler. Sa'at¹ hakkında tartışanlar, derin bir sapkınlık içindedirler.

1- Kıyamet.

Buna inanmaz olanlar onun çabuk (gelmesini) ister (ler). İnananlar ise ondan korku içindedirler. Bilirler ki o, şübhesiz hakdır. Gözünüzü açın ki o saat hakkında (şübhelenib) mücâdele edenler herhalde (hakdan) uzak bir sapıklık (çukurun) dadırlar.

Ona inanmayanlar, onu acele isterler! Îman edenler ise, ondan korkan kimselerdir ve(onlar) gerçekten onun hak olduğunu bilirler. Dikkat edin! Kıyâmet hakkında tartışanlar, elbette (haktan) uzak bir dalâlet içindedirler.

Ona (kıyamete) inanmayanlar, (alay edercesine) onun bir an önce gelmesini istiyorlar. Buna karşılık iman etmiş olanlar ise, ondan ürperir ve onun bir gerçek olup mutlaka geleceğini bilirler. Dikkat edin, Kıyamet hakkında bilgisizce konuşup tartışanlar, hiç şüphe yok ki tam bir şaşkınlık ve hakkın çok uzağında bir sapıklık içindedirler.

Kıyamet saatinin geleceğine inanmayanlar, o kıyamet saatinin acilen başlarına gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan korkuyorlar ve onun mutlaka geleceğinin hak olduğunu biliyorlar. Kıyamet saati hakkında tartışanlar, çok uzak bir sapıklık içerisinde değiller mi?

Buna inanmıyanlar onun çarçabuk gelmesini isterler. İnananlar ise ondan korkarlar. Çünkü bilirler ki, ne olursa olsun kalkış olacaktır. İyi bilin ki kalkış üzerine çekişen kimseler büyük bir sapkınlık içindedirler.

Ona inanmayanlar istihza ile onun pek çabuk gelmesini isterler. İnananlar ise onun hak olduğunu bilerek dehşetinden telâşa düşerler. Haberiniz olsun ki kıyametin kopması hakkında çene çalanlar haktan uzak bir sapıklığa düşmüşlerdir.

Ona inanmayanlar onun gelmesini acele isterler. İnananların ise ondan yürekleri titrer [muşfikûn] ve onun (kaçınılmaz) bir gerçek/hak olduğunu bilirler. Biliniz ki, hiç şüphesiz kıyamet [es-sâ’at] hakkında tartışanlar [yumârûne] mutlaka derin bir sapıklık içindedirler.

Onda (kıyametin kopması hususunda) acele davrananlar, (gerçekte) ona inanmayanlardır. İman edenler ise, ona karşı bir korku içindedirler ve onun gerçekten hak olduğunu bilirler. İyi bilin ki kıyamet konusunda tartışmakta olanlar, gerçekten derin bir sapıklık içindedirler.

Kıyâmetin gerçekleşeceğine inanmayanlar, Allah’a karşı küstahça meydan okuyarak onun çabucak gelmesini isterler. İman edenler ise, bunun kesin bir gerçek olduğunu bildiklerinden, onun gelipçatmasından korkarlar. Şunu iyi bilin ki; kıyâmetten şüphe duyan ve Hesap Gününü inkâr eden kimseler, kendilerini felâkete sürükleyecek büyük bir yanılgı içindedirler!

Ona inanmayanlar onu acele istiyorlar. İnanmış olanlar da ondan korkarak titremiş (ürpermiş)lerdir; bunun Hakk olduğunu biliyorlar. Dikkat edin! Saat hakkında (itiraz ederek / karşı çıkarak) tartışanlar, elbette uzaklaştıran bir sapkınlık içindedir.

Kıyamete inanmayanlar onun bir an önce gelmesini isterken, inananlar, onun bir gün geleceğinden emin oldukları için irkilip heyecanlanırlar. Kıyamet konusunda kuşkulu olanlar ise, tam bir şaşkınlık içindedirler.

Kıyamete inanmayanlar kıyametin hemen kopmasını ister. Hâlbuki inananlar kıyametten korkar. Çünkü kıyamet koptuğu zaman neler olacağını bilirler. Onun için kıyamet günü gelmeden önce yapılması gerekenlerin peşine düşerler. Samimiyetle Allah’ın yasalarına uyarak yaşarlar. İyi bilin ki kıyamet gününü tartışanlar derin bir sapıklık içindedir.

Ona (Son Saat’e) inanmayanlar, onunla ilgili olarak acele ederler. İnananlar ise ondan korkar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Dikkat edin! O (Son) Saat hakkında tartışanlar, uzak bir sapkınlık içindedir.

O (kıyamet gününe) inanmayanlar, onun çabucak kopmasını isterler.¹ İnananlar ise gerçek olduğunu bildikleri için, ondan içleri titreyerek sakınırlar. Şunu iyi bilin ki kıyamet günü hakkında tartışanlar (haktan çok) uzak bir sapkınlık içerisindedirler.

1 Kâfirlerin kıyametin çabucak kopmasını istemeleri; olacağına inanmadıkları için alay amacıyladır.

O (Kıyamet Saati)ne inanmayanlar, [alay edercesine] onun çabucak gelmesini isterler, ²³ halbuki imana ermiş olanlar ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. Gerçek şu ki, Son Saat’i tartışanlar, tam bir sapıklık içindeler!

23 Bu, yalnızca Muhammed (s)’in düşmanlarının, o’nun Allah’ın elçisi olmasının bir kanıtı olarak “azabı çabucak getirmesi” şeklindeki alaycı talepleri... Devamı..

O saat bu dünyanın sonunun geleceğine inanmayanlar, onun çabucak gelmesini isterler. İman edenler ise o saatin bir gün mutlaka gerçekleşeceğini bildikleri için onun dehşetinden korkarlar. Şunu iyi bilin ki o saat hakkında ileri geri konuşanlar tam bir sapkınlık içindedirler. 18/36, 45/24

Ona inanmayan kimseler, onun çabuk gelmesini isteyenlerdir; iman edenlerinse ondan dolayı yürekleri titrer ve bilirler ki o hakikatin ta kendisidir. Bakın! Son Saat hakkında kuşku yayan kimseler, derin bir sapıklığa gömülmüşlerdir.

Kıyamete inanmayanlar, (alay' ederek) onun çabuk kopmasını isterler. İman edenler ise ondan korkarlar, onun muhakkak gerçekleşeceğini bilirler. (Rablerinin huzuruna alnı açık çıkabilmek, O’nun rızasını elde edebilmek için ellerinden geleni yaparlar) Haberiniz olsun ki, kıyamet günü hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler!

O’na (Kıyametin kopmasına) inanmayanlar, onun çabuk kopmasını isterler. İman edenler ise, ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bilin ki, Kıyametin kopması hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

O'na (Kıyamete) imân etmeyenler, onu isti'cal ederler. İmân etmiş olanlar ise, O'ndan korkuculardır ve O'nun şüphesiz hak olduğunu bilirler. Haberin olsun o kimseler ki, o kıyamet hakkında mücâdelede bulunurlar. Elbette ki uzak bir sapıklık içindedirler.

Kıyamet (yani dirilme) saatinin gelmesini acele ile isteyenler, ona inanmayanlardır. Müminler ise O'nun gerçekten vaki olacağını bilir ve ondan kaçınırlar. Kıyamet hakkında münakaşa edenler, haktan ve gerçekten çok uzak, derin bir sapıklık içindedirler.

Ona inanmayanlar, onun çabuk gelmesini isterler. İnananlar ise ondan korkarlar ve onun gerçek olduğunu bilirler. İyi bil ki, o sa'at hakkında tartışanlar, uzak bir sapıklık içine düşmüşlerdir.

Kıyâmete îmân itmeyenler (istihzâ ile) onun vurûdını isti'câl iderler. Îmân idenler ise kıyâmetden korkub onun hak oldığını bilirler.. Âgâh olun ki kıyâmetin vukû'unda cidâl ve mubâhase idenler hakdan uzak dalâletdedirler.

Ona inanmayanlar, hemen gelmesini isterler ama inananların içleri ürperir. Çünkü onun, kaçınılmaz gerçek olduğunu bilirler. Bilin ki kıyamet saati konusunda tartışanlar derin bir sapkınlık içindedirler.

Ona inanmayanlar, onun çabucak gelmesini istiyorlar. İman edenler ise ondan çekinirler ve onun gerçek olduğunu bilirler. Bilin ki kıyamet hakkında tartışanlar derin bir sapıklık içindedirler.

Ona inanmayanlar, kıyametin çabuk gelmesini istiyorlar. İman edenler ise onun gerçek olduğunu biliyor ve ondan korkuyorlar. Bilmiş olun ki, kıyamet hakkında tartışanlar, derin bir aldanış içindedirler.

Ona inanmayanlar onun çabucak gelmesini isterler. İman edenlerse ondan ürperirler ve bilirler ki o haktır. Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.

ivdürmek ister ķıyāmetı anlar kim inanmazlar aña daħı anlar kim įmān getürdiler ķorķıcılardur andan daħı bilürler kim bayıķ ol ḥaķdur. ay bayıķ “anlar kim ŧartışurlar ķıyāmet içinde azġunlıķdadur ıraķ

Tizledür anı ol kimseler ki aña īmān getürmezler. Daḫı mü’minler andanḳorḳarlar. Daḫı anuñ girçekligin bilürler. Bilmiş [ol] ol kişiler ki çekişürlerḳıyāmetde. Iraḳ azġunluḳ içindedürler.

Ona inanmayanlar onun tez gəlməsini istərlər. İnanlar isə onun haqq olduğunu bilərək ondan qorxuya düşərlər. (Ya Peyğəmbər!) Bil ki, o saat barəsində mübahisə edənlər (haqq yoldan) azıb çox uzaq düşmüşlər.

Those who believe not therein seek to hasten it, while those who believe are fearful of it and know that it is the Truth. Are not they who dispute, in doubt concerning the Hour, far astray?

Only those wish to(4551) hasten it who believe not in it: those who believe hold it in awe, and know that it is the Truth. Behold, verily those that dispute concerning the Hour are far astray.

4551 The Unbelievers do not believe in Judgement and laugh at it. They say defiantly, "If there is to be a punishment, let it come at once!" The three... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.