فَلِذٰلِكَ فَادْعُۚ وَاسْتَقِمْ كَمَٓا اُمِرْتَۚ وَلَا تَتَّبِعْ اَهْوَٓاءَهُمْۚ وَقُلْ اٰمَنْتُ بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ مِنْ كِتَابٍۚ وَاُمِرْتُ لِاَعْدِلَ بَيْنَكُمْۜ اَللّٰهُ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْۜ لَنَٓا اَعْمَالُنَا وَلَكُمْ اَعْمَالُكُمْۜ لَا حُجَّةَ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْۜ اَللّٰهُ يَجْمَعُ بَيْنَنَاۚ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُۜ
Feliżâlike fed’u(s) vestakim kemâ umirt(e)(s) velâ tettebi’ ehvâehum(s) ve kul âmentu bimâ enzela(A)llâhu min kitâb(in)(s) ve umirtu li-a’dile beynekum(u)(s) (A)llâhu rabbunâ ve rabbukum(s) lenâ a’mâlunâ velekum a’mâlukum(s) lâhuccete beynenâ vebeynekum(u)(s) (A)llâhu yecme’u beynenâ ve-ileyhi-lmasîr(u)
Ve işte bunun için artık onları çağır ve doğru hareket et emredildiğin gibi ve uyma onların dileklerine ve de ki: Ben, kitaptan ne indirdiyse Allah, inandım ona ve bana, aranızda adaletle hükmetmem emredildi; Allah, Rabbimizdir ve Rabbiniz; bizim yaptıklarımız, bize aittir, sizin yaptıklarınız size; düşmanlık yok bizimle sizin aranızda; Allah, bir yerde toplayacak bizi ve sonunda dönüp onun tapısına varılacak.
(Ey Nebim!) O halde Sen (sürekli) davet et (herkesi Hakka çağırıp dur) ve emrolunduğun gibi dosdoğru bir istikamete koyul… Onların hevâ(i arzularına ve dünyevi tutkularına) uyma! Ve "Ben Allah’ın indirdiği Kitaptan (her hüküm ve habere) inandım ve aranızda (Kur’an) adaletiyle (davranmakla) emrolunup (görevli kılındım)" deyip (Hakkı uygula… De ki): "Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. (Artık) Bizimle aranızda (uydurma) ‘deliller getirerek boşuna tartışma(ya, hüccetli münakaşaya’ gerek) yoktur. (Nasıl olsa) Allah (ahiret günü) bizi bir araya getirip-toplayacaktır. Dönüş O’nadır (herkesin hesabını bizzat görecektir)."
İşte bundan dolayı sen, bütün insanları davete devam et ve Allah tarafından emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heva ve heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın kitaptan ne indirdiyse hepsine inandım ve aranızda adaletle hükmetmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimizin karşılığı bizim, sizin işlediklerinizin karşılığı ise size aittir. Artık bizimle sizin aranızda tartışmayı gerektirecek bir durum yoktur. Allah aramızı bulur, yahut bizi bir araya toplar, dönüşte O'nadır.
Geçmişten gelen dinî kalıntılarla senin tebliğ ettiğin dinin, örtüşen ve örtüşmeyen taraflarının bulunması sebebiyle, etrafında olup bitenlere kulak kabartmadan, sen insanları değişmez doğruları getiren dine, İslâm'a, Allah'ın emirlerini yerine getirmeye, birliğe davete devam et. Emrolunduğun gibi ilâhî emirleri doğru uygulayarak itaatte daim ol. Onların, geçmişteki din sâliklerinin şahsî arzu ve ihtiraslarına, bâtıla uyma.
“- Ben, Allah'ın peygamberlerine indirdiği kitaplarına iman ettim. Bana, aranızda sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî adâleti gerçekleştirerek kamu düzenini sağlamam emredildi. Allah bizim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimizin karşılığı, mükâfatı bize ait, sizin amellerinizin sorumluluğu ve cezası da size aittir. Benim peygamberliğimin doğruluğu, ispatı konusunda, indirilen ilâhî kitapların dışında, aramızda ayrıca bir delile de ihtiyaç yok. Geçmiş şeriatların ibka ettiği hükümleriyle Kur’anın rehberliğinde,benim evrensel peygamberliğimde Allah bizi bir araya getiriyor. Sonuçta, yalnız onun huzuruna varılarak hesap verilecek.” diye ilan et.
İşte bundan dolayı (onları tevhid inancına) çağır ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların arzularına uyma ve de ki: "Ben Allah'ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız sizedir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma yoktur. Allah aralarımızı birleştirir. Dönüş de O'nadır."
Şu halde, sen bundan dolayı davet et ve emrolunduğun gibi doğru bir istikamet tuttur. Onların heva (istek ve tutku)larına uyma. Ve de ki: Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizinde Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizindir. Bizimle aranızda 'deliller getirerek tartışma (ya, huccete gerek)' yoktur. Allah bizi bir araya getirip-toplayacaktır. Dönüş O'nadır.'
(Ey Rasûlüm), onun için sen onları tevhîde davet et ve emrolunduğun gibi, sebat üzre doğru git. Onların heveslerine uyma ve de ki: “- Ben, Allah'ın indirdiği her kitaba iman ettim. Aranızda adaleti yerine getirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz (karşılığı) bize, sizin amelleriniz (karşılığı) size... Sizinle aramızda bir husumet yok. (Bu ayet-i kerime, kıtal ayeti ile nesh edilmiştir - Hâzin tefsiri). Allah hepimizi (kıyamette) bir araya toplayacak ve dönüş de ancak O'nadır.”
İşte (onlar böyle oldukları için) Sen (hakka) çağır. Emredildiğin gibi doğru git. Onların heva ve arzularına uyma ve de ki: “Allah’ın indirdiği bütün kitaplara inandım. Aranızda adaletle hükmetmek ile emrolundum. Allah, benim de sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size… Aramızda bir düşmanlık yoktur. Allah hepimizi (mahşerde) toplayacaktır. Bütün dönüşler O’nadır.”
Bundan dolayı sen Allah'a davet et! Emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların arzularına uyma ve şöyle de: “Allah'ın indirdiği kitaba inandım. Aranızda adeletli davranmakla emrolundum. Allah bizim de sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Aramızda tartışmaya gerek yoktur. Allah hepimizi bir araya getirecektir. Dönüş yalnız O'nadır.”
İşte bununçün onları çağır, buyrulduğun gibi doğru olasın, uyma sen onların havalarına; diyesin ki: «Allahın gönderdiği kitaba da inandım, buyruldum ki, aralarında, adaletle kılayım; Allah hem bizim, hem de sizin Tanrınızdır, bizim işler bizedir, sizinkiler de size, aramızda çekişmek yok; Allah, bizimle sizi bir araya toparlar, döney dahi O'nadır!»
(Ey Resul!) İşte bundan dolayı sen insanları Allah'ın dinine davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların isteklerine uyma ve de ki: “Ben, Allah Kitap olarak ne indirmişse ona iman ettim. Bana aranızda (zengin–fakir, Arap–acem, siyah–beyaz ayırımı yapmadan) adaleti gözetmem, eşit davranmam emrolundu. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda tartışmanın bir yararı yoktur. Nasıl olsa Allah, bir gün hepimizi bir araya toplayacak ve aramızdaki hükmünü verecektir. Nitekim dönüş sadece O'nadır.”
Sen ânları bu dine da’vet it, o almış oldığın emir mûcibince müstakîmâne hareket iyle, ânların üzerlerine mümâşât itme, ânlara di ki: "Ben Allâh’ın inzâl iylediği kitâba inanırım, sizin beyninizde ’âdilâne hükm itmek içün emir aldım, Allâh benim ve sizin rabbinizdir. Benim de a’mâlim vardır sizin de a’mâliniz vardır, beynimizde hüccete hâcet yokdur. Allâh hepimizi cem’ idecek çünki hepimiz âna rücû’ ideceğiz.
Bundan ötürü sen birliğe çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların heveslerine uyma ve şöyle söyle: "Allah'ın indirdiği Kitap'a inandım; aranızda adaletle hükmetmek ile emrolundum; Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir; bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz kendinizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar; dönüş O'nadır."
(Ey Muhammed!) Bundan dolayı sen çağrıya devam et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevâ ve heveslerine uyma ve şöyle de: “Ben, Allah’ın indirdiği her kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz sizedir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş de ancak O’nadır.”
İşte bunun için sen çağrına devam et ve emrolunduğun gibi doğru çizgini sürdür. Onların arzularına uyma ve şöyle de: “Ben Allah’ın indirdiği bütün kitaplara iman ettim ve bana aranızda âdil davranmam emredildi. Allah bizim de rabbimiz, sizin de rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size. Sizinle bizim aramızda mesele yok. Allah hepimizi bir araya getirecektir. Dönüş ancak O’nadır.”
İşte onun için sen (tevhide) dâvet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma ve de ki: Ben Allah'ın indirdiği Kitab'a inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah hepimizi bir araya toplar, dönüş de O'nadır.
Sen buna çağır ve sana emredildiğin gibi dosdoğru uygula. Onların arzularına uyma ve de ki "ALLAH'ın bana indirdiği kitaba inandım. Sizin aranızda adaletle davranmakla emrolundum. ALLAH bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz ise sizedir. Bizimle sizin aranızda herhangi bir tartışma yoktur. Bizi ALLAH biraraya getirecektir. Sonunda dönüş O'nadır.
Ey Muhammed! İşte bunun için insanları tevhide davet et ve sana emredildiği gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın kitaptan indirdiğine inandım ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem emredildi. Allah bizim de rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Sizinle bizim aramızda hiçbir tartışmaya yer yoktur. Allah hepimizi biraraya toplayacaktır. Dönüş yalnız O'nadır.
Onun için sen durma da'vet et ve emrolunduğun gibi doğru git, onların hevalarına tâbi' olma ve de ki: ben Allahın indirdiği her kitaba iyman getirdim ve emrolundum ki aranızda adalet yapayım, Allah bizim rabbımız sizin de rabbınız, bize amellerimiz, size de amelleriniz, sizinle aramızda huccet yok, Allah hepimizi bir araya getirecek ve hep ona gidilecektir
Şu hâlde, (Habibim!) Sen (ehl-i kitabı, İslâm dinine) davet et! Emrolunduğun gibi dosdoğru ol (maya devam et). Onların hevâ ve heveslerine uyma (yacağını, onlara izhâr etmek üzere) şöyle de: “Ben, Allah’ın, (peygamberleri aracılığı ile kullarına) gönderdiği her Kitâb’ (ın aslın) a inandım ve aranızda (Allah’ın emrettiği şekilde) adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. (Bütün noksan sıfatlardan münezzeh olan) Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. (Sorumluluk ve sonuçları itibariyle) bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. (Ey ehl-i kitap! Benim peygamberliğim, tebliğ ettiğim hükümler ve bana vahyolunan Kur’ân, haktır. Bunca hakikatten sonra artık) bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. (Siz İslâm dinini inatla inkâr ediyorsunuz. Ancak şunu unutmayın ki, mahşerde) Allah, hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş, (hesap vermek üzere) ancak O’ (nun manevi huzuru) nadır.
İşte bunun için, artık sen onlara çağrıda bulun. Buyrulduğun gibi dosdoğru ol. Onların hevalarına¹ uyma. Onlara de ki: “Allah'ın Kitap'tan indirdiği şeye inandım. Ve bana aranızda adaleti gerçekleştirmem buyruldu. Allah, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da sizedir. Öyleyse aramızda çekişmeye gerek yoktur. Nasıl olsa Allah aramızı bulacak.² Dönüş yalnızca O'nadır.
İşte bunun için sen (Habîbim onları tevhide) da'vet et. Emrolunduğun vech ile dosdoğru hareketde sebat kıl. Onların hevâ (ve heves) lerine uyma ve de ki: «Ben Allahın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda (icrâ-yi) adalet etmemle emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amel (ve hareket) lerimiz bize, sizin amel (ve hareket) leriniz de size âiddir. Bizimle sizin aranızda hiçbir husumet yokdur. Allah hepimizi birlikde toplayacak. Dönüş ancak Onadır».
İşte bunun için, durma (dîne) da'vet et! Ve emrolunduğun gibi, dosdoğru ol!(2)Onların (nefsânî) heveslerine sakın uyma! Ve de ki: “(Ben) Allah'ın indirdiği her kitâba inandım. Ve aranızda adâlet etmekle emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir. Bizimle sizin aranızda bir hüccet (tartışılacak bir şey) yoktur. Allah bizi bir araya toplayacaktır. Ve (sonunda) dönüş ancak O'nadır!”
İşte onun için sen (bütün insanlığı tevhid inancına) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol. (Hak ve adaletten ayrılıp) onların havalarına da uyma ve de ki; Ben Allah’ın indirdiği her Kitab’a inandım ve aranızda (ayrım yapmadan evrensel) adaleti (ve eşitliği) gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışılabilecek bir konu yoktur. Allah (hesap günü) hepimizi bir araya toplar, dönüş de O’nadır.
Sen yalnızca onları Allah’ın dinine davet et ve emr olunduğun gibi dosdoğru ol ve onların arzularına uyma ve onlara deki “Allah’ın kitabının içindeki (iman edin diye) indirdiklerine iman ettim ve aranızda adalet üzere karar vermekle emr olundum. Allah bizimde Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımızın sorumluluğu bize ait, sizin yaptıklarınızın sorumluluğu da size aittir. Bizimle sizin aranızda bundan (Kuran’dan) başka hiçbir bağlayıcı hüküm yok. Allah aramızda olanları bir araya getirip hükmünü verecektir. Çünkü dönüş O nadır.
Onun için sen onları durma çağır. Sana buyurulduğu gibi, doğrulukta ayak dire. Sakın onların dürtülerine kendini kaptırıyım deme. De ki: «Ben Allah’ın bildirdiği bütün kitâplara inandım. Bana sizin aranızda tüzlükle davranmam buyurulmuştur. Allah bizim de çalabımızdır, sizin de çalabınızdır. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz size. Bizimle sizin aranızda hiçbir çekişme yoktur. Allah hepimizi birden toplıyacak, sonunda ancak Ona dönülecektir.
İşte bundan [¹⁰] dolayı tevhide dâvet et, sana nasıl buyurulmuşsa bu yolda öyle sabit dur, onların heveslerine uyma, de ki ben Allah/ın indirdiği Kitaba inandım, aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah hem bizim Rabbimizdir, hem sizin Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Sizinle aramızda kavga kalmamıştır [¹¹]. Allah kıyamette bizimle sizi bir araya toplayacak, hepimizin dönüşü O/nadır.
(Ey Peygamber!) İşte bunun için sen (tevhide) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol!⁹ Onların arzularına [ehvâ’ehum] tabi olma¹⁰ ve şöyle söyle: “Kitab’dan indirdiği şeylere inandım ve aranızda adaletli davranmakla emrolundum. Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir¹¹. Bizimle sizin aranızda tartışmaya/ortak delil bulmaya [huccete] gerek yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır. Dönüş ancak O’nadır.
İşte onun için sen (tevhit dinine) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru bir istikamet tuttur. Onların hevalarına uyma ve de ki: “Allah'ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz de sizindir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma (konusu) yoktur. Allah bizi bir araya getirip toplayacaktır ve dönüş de O'nadır.”
Ey Peygamber ve onun izinden yürüyen mümin! İşte bunun içindir ki, sen onları, bütün Peygamberlerin ortak mesajı olan hak dine dâvet et ve bütün söz ve davranışlarında, sana emredildiği gibi dosdoğru ol!Dikkat et; o inkârcılar, seni Kur’an’dan saptırmaya çalışacaklar; sakın onların arzu ve heveslerine uyma! Onlara de ki: “Ben, Allah’ın gönderdiği bütün kitaplara —sonradan değiştirdiğiniz, tahrif ettiğiniz kısımları düzelterek— Allah’ın gönderdiği şekliyle doğru olduğuna iman ediyorum! Aranızda adâleti gerçekleştirmek ve insanlığı yeniden vahyin kaynağında buluşturarak yeryüzünde hakkı tesis etmekle emrolundum! Unutmayın ki, Allah hem bizim, hem de sizin Rabb’inizdir! Dolayısıyla, kulları arasından herhangi bir kavmi özel imtiyazlarla donatıp da, diğerlerini rahmetinin dışında tutmuş değildir. Aksine, ilâhî lütfa nâil olmak isteyen ve bu yolda gereken çabayı harcayan her kuluna rahmet kapılarını sonuna kadar açmıştır. O hâlde kurtuluşa erecek olanlar, yalnızca O’nun buyruklarına itaat edenlerdir. Bununla birlikte, hak dini kabullenmeniz konusunda sizi zorlayacak değilim. Çünkü bizim davranışlarımızın sorumluluğu bize, sizinkiler de size aittir. Doğrusu, hak ve hakikat o kadar açık, o kadar berraktır ki, aslında sizinle bizim aramızda tartışacak hiçbir şey yoktur. Zaten bütün vahiylerin kaynağı birdir ve bütün Peygamberler hep aynı gerçeği tebliğ etmişlerdir. Eğer bu bütünlüğü bozar da, Son Elçiyi inkâr edecek olursanız, şunu iyi bilin ki, Allah Hesap Gününde hepimizi huzurunda toplayıp en âdil biçimde yargılayacaktır. Unutmayın, gün gelecek bu hayat sona erecek ve hepimizin dönüşü, eninde sonunda O’na olacaktır.
Bunun için artık davet et; emredildiğin gibi doğru yönde ol! Onların hevâlarına uyma! De ki: -“Allah’ın kitaptan indirdiklerine inandım. Aranızda adaletli olmam için emredildim / yetkilendirildim. Bizim de rabbimiz, sizin de rabbiniz Allah’tır. Bizim işlediklerimiz bizedir; sizin işledikleriniz size! Bizim ve sizin aramızda hüccet / tartışma konusu yoktur. Aramızı Allah birleştiriyor. Gidip Varış da O’nadır”.
Bunu hesaba katarak, sana emredildiği gibi dosdoğru ol, sakın onların arzularına uyma. Şöyle de: " Ben, Allah'ın indirdiği bütün kitaplara inanıyorum. bir yandan da, sizi uzlaştırmak için emir aldım. Allah, her ikimizin de Tanrısıdır. Bizim işimiz bize, sizin işiniz size. Birbirimize gösteri yapmaya gerek yok. Allah aramızı bulacak, çünkü bir gün nasıl olsa yolumuz ona olacak. " de.
Bundan dolayı sen davetine devam et! Emredildiğin gibi dosdoğru ol. Onların keyiflerine uyma! De ki: "Ben Allah’ın indirdiği her kitaba inandım. Aranızda adaleti gerçekleştirmem emredildi. Allah bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize sizin işledikleriniz sizedir. Aramızda tartışılacak bir konu yoktur. Allah aramızı bulur. Dönüş onadır!"
İşte onun için sen davet et ve emrolunduğun gibi doğru ol! [*] Onların heveslerine uyma! De ki: “Ben Allah’ın indirdiği (her) kitaba inandım ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimizdir; sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. [*] Sizinle bizim aramızda delil (getirmeye gerek) yok. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; dönüş de yalnızca O’nadır.
İşte bunun için sen (herkesi Hakk’a) davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru olarak,¹ onların arzularına uyma. Ve onlara: “Ben Allah’ın indirdiği bütün Kitaplara inandım ve aranızda (Allah’ın emrettiği şekilde) adaleti gerçekleştirmekle emrolundum.² Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimiz bize, sizin işledikleriniz de sizedir. Aramızda tartışmaya değer bir konu da yoktur.³ Allah hepimizi (sonunda) bir araya toplayacaktır, dönüş de zâten Onadır.” de.
İşte bunun için ¹⁹ sen [bütün insanlığa] çağrıda bulun ve [Allah tarafından] emrolunduğun gibi dosdoğru ol; onların heva ve heveslerine uyma ve de ki: “Ben, Allah’ın bütün vahyettiklerine inanırım: sizin değişik görüşleriniz arasında ²⁰ adaleti gözetmekle emrolundum. Allah benim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımızın hesabı bize çıkacaktır, sizin yaptıklarınız da size. Bizimle sizin aranızda bir çekişme olmamalı: Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; çünkü varış O’nadır.”
İşte bunun için sen bıkıp usanmadan bu tevhide davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların arzu ve heveslerine uyma! Ve şöyle söyle: – Ben Allah’ın indirdiği tüm kitaplara inandım ve aranızda adaletli olmakla emrolundum. Zira Allah bizim de Rabbimiz/sahibimiz, sizin de Rabbinizdir/sahibinizdir. Bizim yaptıklarımızın sorumluluğu bize ait, sizin yaptıklarınızın sorumluluğu da size aittir. Öyleyse aramızda kavga ve nizaya gerek yok. Nasıl olsa Allah, hepimizi bir araya getirecektir. Çünkü dönüş yalnızca O’nadır. 5/48-49, 16/125, 25/52,
İşte bu yüzden sen (durup dinlenmeden hakikate) çağır ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol![⁴³¹⁹] Onların keyfî taleplerine uyma ve de ki: “Ben Allah tarafından indirilen her tür vahye[⁴³²⁰] inandım; ben aranızda dengeyi[⁴³²¹] sağlamakla emrolundum; Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir; bizim yaptıklarımızın sonucu bizi bulacak, sizin yaptıklarınızın sonucu da sizi bulacaktır; bizimle sizin aranızda tartışmanın bir yararı yok:[⁴³²²] Allah hepimizi bir araya getirecektir: zira varış sadece O’nadır.”
(Ey Muhammed) Bundan dolayı (tefrikayı ortadan kaldırmak için) sen onları (ve bütün insanları İslam birliğine) davet et!.. Emrolunduğun gibi doğru ol! (Onları irşâda çalış) Onların heveslerine uyma (gerek müşriklerin, gerek kitap ehlinin çeşitli, hakka aykırı batıl arzularına tabi olma, çünkü dinin eğilmesi, tefrikanın sebebi hep heveslere tabi olmaktır, onlara uyma) ve de ki: "Ben Allah’ın indirdiği her kitaba iman ettim. (Bazısına inanıp da bazısına inanmamazlık etmem ve kuşku da duymam) ve aranızda adaleti gerçekleştirmekle emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. (Hepimizin yaratıcısı, hâkimi ve mevlâsı birdir) Bizim amellerimizin sorumluluğu bize; sizin amellerinizin sorumluluğu da size aittir. Bizimle sizin arasında (esasta) tartışılacak bir şey yoktur. (Sizi İslam'a davet ediyoruz, aramızda din kardeşliğinin gerçekleşmesine çalışıyoruz.) Allah -kıyamet gününde- hepimizi bir araya toplayacaktır. (Herkes işlediği amelin hesabını Rabbine verecektir) Dönüş ancak O'nadır!
Ve sen böylece (hakka) çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allâh’ın Kitab’tan (levhi mahfuzdan) indirdiğine iman ettim ve aranızda adâlet yapmakla emrolundum. Allâh bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz size âittir. Bizimle sizin aranızda tartışılacak bir şey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; çünkü varış O’nadır."
İşte bundan dolayı sen dâvet et ve emrolunduğun gibi istikamette bulun, ve onların hevâlarına tâbi olma ve de ki: «Allah'ın kitaptan indirmiş olduğuna imân ettim ve aranızda adâlet yapmakla memur oldum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bizedir, sizin amelleriniz de size aittir. Bizim aramızla sizin aranızda bir husûmet yoktur. Allah aramızı toplayacaktır ve dönüş ancak O'nadır.»
Onun için sen durma, hakka dâvet et ve sana emredildiği tarzda dosdoğru ol, sakın onların keyiflerine uyma ve şöyle de: “Allah hangi kitabı indirmişse ben ona inandım. Hem bana, aranızda adaletle hükmetmem emri verildi. Allah bizim de, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlerimizin sorumluluğu bize, sizinkilerinki ise size aittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma sebebi yoktur. Allah hepimizi bir arada toplayacaktır. Hepimiz de O'nun huzuruna götürüleceğiz. ” [10, 41]
Bundan dolayı sen (Hakka) çağır ve emrolunduğun gibi doğru ol; onların keyiflerine uyma ve de ki: "Ben Allah'ın indirdiği her Kitaba inandım ve aranızda adalet yapmakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim eylemlerimiz bize, sizin eylemleriniz size aittir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma nedeni yoktur. Allah aramızı bulur, (yahut: Allah bizi bir araya toplar), dönüş O'nadır.
İmdi bu şek ve şübhelerini izâle içün onları dîne da'vet it. Ve sana emrolundığı vecihle istikâmet iyle. Onların hevâlarına tâbi' olma. Ve: "Allâh'ın inzâl iylediği kitâblara îmân itdim. Aranızda 'adâlet itmekle emr olundum. Rabbimiz rabbinizdir. Bizim 'amellerimiz bize sizin 'amelleriniz sizedir. Aramızda ikāme-i hüccet ve mücâdeleye lüzûm yokdur. Allâh aramızı cem' ider ve rücû' O'nadır" söyle.
Bütün bunlardan dolayı sen çağrını yap ve emredildiği gibi doğru ol, onların arzularına da uyma. De ki “Allah’ın indirdiği her kitaba inanırım. Ben aranızda adil davranma emri aldım. Allah bizim Sahibimizdir; sizin de Sahibinizdir. Bizim yaptığımız bizim, sizin yaptığınız sizindir. Bizimle sizin aranızda belgeye de ihtiyaç yoktur. Bizi bir araya getirecek olan Allah’tır. Dönüş O’nadır.”
O halde, davet et ve emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Onların isteklerine uyma! ve şöyle söyle:-Allah'ın indirdiği tüm kitaplara inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize sizin yaptıklarınız sizedir. Bizimle sizin aranızda bir tartışma yoktur. Allah, aramızı birleştirecektir ve dönüş O'nadır.
Onun için, sen çağrını yap. Emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Onların heveslerine uyma. De ki: Ben Allah'ın indirdiği bütün kitaplara inandım. Bana sizin aranızda adaleti gözetmem emredildi. Bizim Rabbimiz de, sizin Rabbiniz de Allah'tır. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size; onun için aramızda tartışılacak birşey yoktur. Allah hepimizi bir araya toplayacaktır; herkesin dönüşü Onadır.
İşte bunun için sen çağrıda bulun/dua et ve emrolunduğun gibi dosdoğru yürü. Onların boş arzularına uyma ve şöyle de: "Allah'ın Kitap'tan indirdiğine inandım. Aranızda adaleti sağlamakla emrolundum. Allah'tır, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Bizimle sizin aranızda delil yok. Allah bizi bir araya toplayacaktır/aramızı bulacaktır. Dönüş O'nadır."
pes şunuñ içün ķıġır daħı ŧoġru ol nite kim buyrılduñ. daħı uyma nefsleri dileklerine daħı eyit “inandum aña kim indürdi Tañrı kitāb daħı buyrıldum tā 'adl eyleyem arañuzda Tañrı çalabumuzdur daħı çalabuñuz. bizümdür 'amellerümüz daħı sizüñdür amellerüñüz. ŧartışıķ yoķdur aramuzda daħı aramızda Tañrı dire aramuzda. daħı andın yaña dönecek yir.”
Pes ḥaḳ dīne da‘vet it ḫalḳı, daḫı müstaḳīm ol buyrulduġuñ gibi. Daḫı anlarhevāsına uyma ve eyit yā Muḥammed: Ben īmān getürdüm Tañrı Ta‘ālā in‐dürdügi kitāba. Daḫı buyruldum ki ‘adl idem arañuzda. Tañrı Ta‘ālādurbizüm ve sizüñ Tañrıñuz. Bizüm ‘amelümüz cezāsın biz görürüz ve sizüñ‘amelüñüz cezāsın siz görürsiz. Ḫuṣūmet yoḳdur bizümle sizüñ arañuzda.Tañrı Ta‘ālā cem‘ ider bizüm aramuzda ve añadur rücū‘.
(Ya Peyğəmbər!) Buna görə də sən (xalqı tövhid dininə) də’vət et və sənə əmr edildiyi kimi (bu yolda) səbatlı ol. Onların (müşriklərin) nəfslərindən gələn istəklərə uyma və de: “Mən Allahın nazil etdiyi kitaba (bütün ilahi kitablara) inandım. Mənə sizin aranızda ədalətlə hökm etmək (ədalətli olmaq) əmr olunmuşdur. Allah bizim də Rəbbimizdir, sizin də Rəbbiniz. Bizim əməllərimiz bizə, sizin də əməlləriniz sizə aiddir (hərə öz əməlinə cavabdehdir). Bizimlə sizin aranızda heç bir mübahisə yoxdur (bizim haqlı olduğumuz göz qabağındadır). Allah (qiyamət günü) hamımızı bir yerə toplayacaqdır. Axır dönüş də yalnız Onadır!”
Unto this, then, summon (O Muhammad). And be thou upright as thou art commanded, and follow not their lusts, but say: I believe in whatever Scripture Allah hath sent down, and I am commanded to be just among you. Allah is our Lord and your Lord. Unto us our works and unto you your works; no argument between us and you. Allah will bring us together, and unto Him is the journeying.
Now then, for that (reason),(4547) call (them to the Faith), and stand steadfast as thou art commanded, nor follow thou their vain desires; but say: "I believe in the Book which Allah has sent down; and I am commanded to judge justly between you. Allah is our Lord(4548) and your Lord: for us (is the responsibility for) our deeds, and for you for your deeds. There is no contention between us and you. Allah will bring us together, and to Him is (our) Final Goal.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |