Velâ testevî-lhasenetu velâ-sseyyi-e(tu)(c) idfa’ billetî hiye ahsenu fe-iżâ-lleżî beyneke ve beynehu ‘adâvetun ke-ennehu veliyyun hamîm(un)
Ve eşit değildir iyilikle kötülük. Kötülüğü, en güzel bir muameleyle karşıla, gider, bir de bakarsın ki aranızda düşmanlık olan kişi, sanki senin en yakın bir dostun.
(Elbette) İyilikle kötülük asla bir olmaz. Sen (insanları Hakka davet ederken, şahsına yapılacak) kötülükleri en güzel şekilde karşıla (ve savuşturmaya çalış). O zaman (bir de bakarsın ki) aranızda düşmanlık bulunan kimse bile, sanki sıcak ve sadık bir dost oluvermiştir.
iyilikle kötülük bir olamaz, sen kötülüğü en güzel olan şeyle sav. O vakit seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse, candan bir dost gibi olur.
İyilikle kötülük, devletle anarşi birbirine denk olamaz. Kötülüğü, anarşiyi, en güzel metodu kullanarak, işleyen müesseseler kurarak, hukuk kurallarını işleterek, fazileti, sevabı en yüksek hükümlere öncelik vererek ortadan kaldır. O zaman seninle aranda düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi davrandığını görürsün.
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost(un) oluvermiştir.
Hem iyilikle kötülük müsavi olmaz. Sen kötülüğü, en güzel olan iyi hareketle önle. O vakit bakarsın ki, seninle arasında bir düşmanlık bulunan, yakın bir dost gibi olmuştur.
Ve iyilik ile kötülük bir olamazlar. Sen (düşmanını) en güzel yol ile sav! Bakarsın, senin ile arasında düşmanlık olan kişi, sanki sıcacık bir dost oluvermiştir.
İyilikle, kötülük bir düzeyde olamaz, kötülüğü iyilikle karşıla, eğer böyle yaparsan, aranızda anlaşmazlık bulunan kimse sana hısım gibi dost olur
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
Seyyiât ile hasenât müsâvî olmaz, seyyiâtı hasenât ile def’ ider isen düşmanın hâmi, dost hâline geldiğini görirsin.
İyilik ve fenalık bir değildir. Ey inanan kişi: Sen, fenalığı en güzel şekilde sav; o zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kişinin yakın bir dost gibi olduğunu görürsün.
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!
İyilik ile kötülük bir olmaz. Sen en iyi bir biçimde karşılık ver. O zaman, aranızda düşmanlık bulunan kişi belki en iyi dostun oluverir.
Hem iyilik de bir değildir, kötülük de. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle kendi arasında bir düşmanlık olan kişinin, sanki samimi bir dost gibi olduğunu görürsün.
Hem hasene de müsavi olmaz seyyie de, seyyieyi en güzel olan hasene ile def'et o vakıt bakarsın ki seninle arasında bir adâvet bulunan kimse yakılgan bir hısım gibi olmuştur
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde sav. (Sana karşı câhillik edenin cehaletini, olgunluğunla, sabrınla bertaraf et, affet.) Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan bir dost olmuştur.
İyilikle kötülük bir değildir. Kötülüğü iyilikle sav.¹ Bir de bakmışsın ki seninle arasında düşmanlık olan kişi, candan velin² oluvermiş.
Ne (her) iyilik, ne de (her) kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel (haslet ne ise) onunla önle. O zaman (görürsün ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile sanki yakın dost (un olmuş) dur.
Çünki iyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) en güzel olan (iyilik) ile def' et; bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost olmuştur!(2)
İyilikle kötülük bir olmaz, (o hâlde ey inanan kişi!) Sen (kötülük yapana; gönül kırmadan, rencide etmeden, tahrik etmeden iyilikle ve tatlı dille karşılık ver. Kısaca kötülüğü) en güzel bir şekilde sav. O zaman seninle arasında düşmanlık (ve kin) bulunan kimse, sanki candan bir dost olur.
Güzel olanla, kötü çirkin olan bir değildir. Sen en güzel olanla kötülüğü uzaklaştır. O zaman senin ile aranızda düşmanlık olan birisi arasında, sanki birden bire sıcak bir dostluk oluşabilir.
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü iyilikle karşıla. Böylelikle bir de bakarsın kendisiyle aranda düşmanlık olan kimse senin bir sevdiğin gibi oluvermiştir.
İyilikle kötülük eşit olmaz. Sen, en güzel olan bir tarzda (kötülüğü) uzaklaştır; o zaman (bir de görürsün ki), seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dost oluverir.
Her insan yaratılıştan bilmeli ki, iyilik ile kötülük asla bir olmaz. O hâlde, ey Müslüman! Sana kin besleyen insanlara sen kin duyma; aksine, onlara şefkat ve merhametle yaklaş; sana kötülük yapana iyilikle karşılık ver; gönül incitmeden, rencide etmeden, tatlı dille ve yapıcı bir üslupla, yani en güzel şekilde kötülükleri bertaraf et; işte o zaman, aranızda kin ve düşmanlık bulunan kişinin sanki birdenbire sımsıcak bir dosta dönüştüğünü göreceksin.
Ne İyilik eşit olur, ne Kötülük!
(Her birini) En güzel olan ile sav! O zaman senin ve onun aranızda düşmanlık bulunan kimse, sanki yakın bir veliyy (dost) gibi olur.
Resulüm! İyilikle kötülük elbet bir olmaz. Sen, kötülüğe en güzel şekilde mukabele et. Gün olur, aranızda düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost oluverir.
İyilikle kötülük bir olmaz. Bir kötülük gördüğün zaman O’na iyilik yaparak cevap ver. Kim bilir? Bakarsın sana kötülük yapan kişi; yaptığın iyilik nedeniyle sana olan düşmanlığı bırakmış, senin en sıcak, en candan dostun olmuştur.
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel şekilde sav! [*] Bir de bakarsın ki seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sımsıcak bir dost olur.
Nasıl ki iyilikle kötülük bir değilse,¹ o zaman sen de o (kötülükleri), en güzel bir biçimde uzaklaştır. İşte o zaman, seninle arasında düşmanlık bulunan kimsenin, sana sıcak bir dost oluverdiğini görürsün.
(Madem ki) İyilik ile kötülük bir değil, sen [kötülüğü] daha güzel olan ile sav; ³¹ bak, o zaman seninle arasında düşmanlık olan kimse, [eski bir] dostun, gerçek bir arkadaşınmış gibi davranır!
İyilik ile kötülük asla bir olmaz, sen kötülüğü en güzel şekilde sav, bak gör o zaman seninle aranda düşmanlık olan kişi çok samimi ve yakın bir dost oluvermiş. 7/199, 23/96, 38/28
Madem ki iyilik de bir olmaz, kötülük de;[⁴²⁶⁹] (o halde) sen kötülüğü en güzel şekilde savuştur! Bak gör o zaman, seninle arasında düşmanlık olan biri bile sanki sımsıcak bir dost kesiliverir.
(Ey Muhammed) İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü, en güzel haslet ile önle! (Gazaba sabır ile, cahilliğe bilim ile, kötülüğe af ile mukabele et) O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse bile, sana candan dost olmuştur!
İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav. Bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost oluvermiştir.
Ve iyilik de kötülük de müsavî olamaz. (Kötülüğü) Bertaraf et o şey ile ki, o en güzeldir. Artık o zaman seninle kendi arasında adâvet olan kimse, sanki bir sadâkatlı dosttur.
İyilikle kötülük bir olmaz. O halde sen kötülüğü en güzel tarzda uzaklaştırmaya bak. Bir de bakarsın ki seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan, sıcak bir dost oluvermiş!
İyilikle kötülük bir olmaz. (Sen kötülüğü) En güzel olan şeyle sav. O zaman bir de bakarsın ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki sıcak bir dosttur.
Hasene ile seyyie (iyilik ile fenâlık) müsâvî olmazlar. Sen Yâ Muhammed! Fenâ mu'âmeleye güzel mu'âmele ile mukâbele it. Bu takdîrde seninle onun arasında 'adâvet olan kimse senin sâdık dostun gibi olur.
İyilikle kötülük bir olmaz; sen kötülüğü iyilikle karşıla. O zaman aranda düşmanlık olan kişinin can dostun olduğunu görürsün.
İyilikle kötülük bir değildir. Kötülüğü en güzel şekilde sav. O zaman seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse, sanki yakın bir dost gibi olur.
İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğe iyiliğin en güzeliyle karşılık ver.(8) Bir de bakarsın, aranızda düşmanlık bulunan kişi sanki candan bir dost oluvermiştir.
Güzellikle çirkinlik/iyilikle kötülük bir olmaz! Kötülüğü, en güzel tavırla sav! O zaman görürsün ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sımsıcak bir dost gibi oluvermiştir.
daħı berāber degül eyü iş ne daħı yavuz iş. def' eyle anuñ-ile kim ol görklürekdür pes ol vaķt ol kim senüñ arañda daħı anuñ arasında düşmānlıķdur kāne ol dostdur ħıśım.
Daḫı berāber olmaz yaḫşılıḳ bile yamanlıḳ. Def‘ eyle yamanlıġı yaḫşılıḳbile. Ḳaçan anuñ gibi eyleseñ, senüñ bile anuñ arasında düşmanlıḳ olan kim‐seyi müşfiḳ ḳarāyib gibi olur.
Yaxşılıqla pislik eyni ola bilməz! (Ey mö’min kimsə!) Sən (pisliyi) yaxşılıqla dəf et! (Qəzəbə səbirlə, cəhalətə elmlə, xəsisliyə comərdliklə, cəzaya bağışlanmaqla cavab ver!) Belə olduqda aranızda düşmənçilik olan şəxsi, sanki yaxın bir dost görərsən!
The good deed and the evil deed are not alike. Repel the evil deed with one which is better, then lo! he, between whom and thee there was enmity (will become) as though he was a bosom friend.
Nor can goodness and Evil(4504) be equal. Repel (Evil) with what is better: Then will he between whom and thee was hatred become as it were thy friend and intimate!(4505)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |