Fe-erselnâ ‘aleyhim rîhan sarsaran fî eyyâmin nehisâtin linużîkahum ‘ażâbe-lḣizyi fî-lhayâti-ddunyâ(s) vele’ażâbu-l-âḣirati aḣzâ(s) vehum lâ yunsarûn(e)
Bunun üzerine Biz de rezillik ve perişanlık azabını dünya hayatında kendilerine tattıralım diye, uğursuz günlerde üzerlerine (kulakları patlatan ve vücutları kavuran) çok gürültülü bir kasırga yollamış (ve dünyalarını başlarına yıkmış)tık. Elbette ahiret azabı, daha da acıdır ve zelil kılıcıdır. Onlara (umdukları yerlerden) yardım da olunmamıştı (olunmayacaktır.)
Derken onlara dünya hayatında aşağılık azabını tatsınlar diye uğursuz günlerde bir kasırga yolladık. Onların öteki dünyadaki azapları ise, daha da aşağılayıcı olacak ve bir yardımcı da bulamayacaklar.
Biz de onlara, dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha da aşağılayıcıdır. Onlar yardım da görmezler.
Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını taddırmak için, o uğursuz (felaketler yüklü) günlerde üzerlerine 'kulakları patlatan bir kasırga' gönderdik. Ahiret azabı daha (büyük) bir aşağılanmadır. Ve onlara yardım edilmeyecektir.
Biz de, perişanlık azabını dünya hayatında kendilerine taddıralım diye, uğursuz günlerde üzerlerine kavurucu bir rüzgâr (kasırga) gönderdik. Elbette ahiret azabı (dünyadakinden) daha şiddetlidir, daha perişan düşürücüdür. Hem de onlar, (Allah'ın azabından) kurtarılmıyacaklardır.
Bunun üzerine uğursuz günlerde fırtınalı, soğuğuyla yakıcı bir rüzgârı onların üzerine gönderdik ki dünya hayatında zillet ve alçaklık azabını çeksinler. Ahiret azabı ise daha alçaltıcıdır. Ve onlara (orada) yardım da edilmez.
Bundan dolayı biz de, onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiret azabı ise daha çok perişan edicidir. Onlara hiç yardım da edilmeyecektir.
Dünya dirliğinde horluk azabını onlara tattırmakçin —uğursuz günlerde— üzerlerine, boğanaklı yel gönderdik, ahretin azabı daha çok horlayıcı, yardım olunmazlar da
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara (orada) yardım da edilmeyecektir.
Dünyâda ânları zelîlâne ’azâba dûçâr itmek içün eyyâm-ı menhûsada bâd-ı sarsar (şiddetli furtına) gönderdik. Âhiretde ’azâb daha zelîlâne olacakdır. Kendilerine yardım idecek kimse bulamayacaklardır.
Rezillik azabını onlara dünya hayatında tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha çok alçaltıcıdır ve onlar yardım da görmezler.
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o mutsuz kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.
Sonunda dünya hayatında onlara alçaltıcı cezayı tattırmak için o kara günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiret azabı ise daha da alçaltıcı olacak, onlara yardım da edilmeyecektir.
Bundan dolayı biz de onlara dünya hayatında zillet azâbını tattırmak için o uğursuz günlerde soğuk bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha çok rüsvay edicidir. Onlara yardım da edilmez.
Nihayet, onlara dünya hayatında aşağılayıcı azabı tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine sert bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha aşağılayıcıdır ve onlar yardım görmezler.
Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardım da edilmeyecektir.
Biz de kendilerine Dünya hayatta zillet azâbını tattırmak için nuhusetli günlerde üzerlerine bir sarar rüzgârı salıverdik ve elbette Âhıret azâbı daha zilletlidir, hem de onlar kurtarılamıyacaklardır
Bu yüzden biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için (azaba uğramaları sebebi ile kendileri için) uğursuz (olan), o (kara) günlerde, üzerlerine (kulakları sağır edecek derecede çok gürültülü) dondurucu bir kasırga gönderdik. Âhiret azabı ise elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardım da edilmeyecektir.
Bunun üzerine, dünya hayatında zillet azabını onlara tattırmamız için, o bahtsız günlerde dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı ise elbette daha rezil edicidir. Ve onlara yardım da olunmaz.
Bundan dolayı biz de, dünyâ hayâtında zillet azabını kendilerine tatdırmamız için, uğursuz uğursuz günlerde üzerlerine çok gürültülü bir bora gönderdik. Âhiret azâbı elbet daha horlayıcıdır. Onlara (hiç bir suretle) yardım da olunmaz.
Bunun üzerine, dünya hayâtında rezillik azâbını kendilerine tattırmak için, o uğursuz günlerde,(4) üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Âhiret azâbı ise elbette daha rezîl edicidir; onlara (orada) yardım da edilmez.
Neticede (o büyüklük taslayan zalim ve azgın kavmin) üzerine (o felaket günlerinde) art arda şiddetli soğuk bir kasırga gönderdik ve böylece onlara dünya hayatında rüsvaylık azabını tattırdık. Ahiret azabı ise çok daha rüsvay edicidir. Ve onlara asla yardım edilmez. *
Dünya hayatında onlara alçaltıcı azabı tattırmak için, o uğursuz günlerde, üzerlerine soğuk bir felaket rüzgârı gönderdik. Ahiret azabı ise daha da alçaltıcı olup, asla onlara yardım edilmez.
Onun için Biz de uğursuz günlerde üzerlerine çok sert yelleri saldırdık, bu dünya yaşayışında alçaltıcı azabı onlara tattırmak için. Öbür dünyadaki azap ise kesenkes daha alçaltıcı olacaktır. Onlar hiç bir yardım görmiyeceklerdir.
Artık üzerlerine, uğursuz günlerde kendilerine dünya diriliğinde rüsvaylık azabını çektirmek için pek soğuk bir fırtına gönderdik, âhiret azabı ise daha ziyade onları rüsvay edecek. Onlar yardım da görmeyecekler.
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz [nehisât] günlerde⁹ üzerlerine çok şiddetli/dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.¹⁰
Böylece biz de onlara dünya hayatında aşağılanma azabını tattırmak için, o uğursuz (felâketler yüklü) günlerde üzerlerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Ahiret azabı ise daha da bir aşağılayıcıdır ve onlara asla yardım edilmeyecektir.
Bunun üzerine, tam yedi gece sekiz gün süren o felâket günlerinde, üzerlerine her yeri tarumar eden dondurucu bir kasırga gönderdik ki, onlara bu dünya hayatında alçaltıcı azâbı tattıralım! Fakat onların âhirette çekecekleri cehennem azâbı, çok daha alçaltıcı olacak ve kendilerine hiçbir şekilde yardım da edilmeyecektir!
Dünya Hayatı’nda onlara Hızy / Utanç azabını tattırmamız için sıkıntılı / kara günlerde üzerlerine dondurucu soğuk rüzgârlar gönderdik. Elbette Âhiret’in azabı en utanç vericidir. Onlar yardım edilmezler.
Çok sıkıntılı bir günün sonunda onlar üzerine dondurucu bir rüzgâr salıp yeryüzünün en kahredici acılarından birini tattırdık. Ahiretteki acımız ise daha da sert olacak. Üstelik imdat edenleri de olmayacak...
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırdık! Onları mutsuz bırakacak kara bir günde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik! Ahiret azabı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.
Böylece Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine soğuk ve gürültülü bir fırtına, gönderdik. Onların âhiret azabı ise daha rezil olacak ve onlara yardım da edilmeyecektir.
Sonunda biz de, o uğursuz günlerde onların üzerine dondurucu bir kasırga gönderdik. Böylece onlara dünya hayatında alçaltıcı azabı tattırdık. Ahiretteki azapları ise çok daha alçaltıcı olacak ve hiçbir kimseden yardım da göremeyecekler. 46/21...25
Biz de onlara, dünya hayatında zillet azabını tattırmak için, uğursuz günlerde şiddetli bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise elbet daha horlayıcıdır, onlara yardım da edilmez.
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Ahiret azâbı elbette daha rezil edicidir. Onlara yardım da edilmez.
Artık Biz de onların üzerlerine uğursuz günlerde pek ziyâde soğuk bir rüzgâr gönderdik ki, onlara dünya hayatında bir zillet azabını tattıralım, ve elbette ki, ahiret azabı daha ziyâde zilletlidir ve onlar yardım da olunmazlar.
Biz de onların üzerine, o uğursuz günlerde bir kasırga gönderdik. Bunu onlara dünya hayatında bir rezillik ve rüsvaylık tattırmak için yaptık. Âhiret azabı ise daha çok rüsvay eder. Hem orada hiç kimse kendilerine yardım edemez. [69, 7; 54, 19]
Biz de onlara dünya hayatında rezillik azabını taddırmak için o uğursuz günlerde, üzerlerine dondurucu bir rüzgar gönderdik. Ahiret azabı ise daha da kepaze edicidir. Onlara hiç yardım edilmeyecektir.
Onlar üzerine nahs günlerde şiddetli ve soğuk rüzgâr gönderdik ki dünyâda zillet ve rüsvâylık 'azâbını tatdıralım ve âhiret 'azâbı daha ziyâde zelîl ve rüsvây ider ve onlara âhiretde yardım da olunmaz.
Soğuk günlerde dondurucu bir rüzgar gönderdik ki dünya hayatında onlara alçaltıcı azabı tattıralım. Ahiretteki azap daha da alçaltıcı olacak ve bir yardım da görmeyeceklerdir.
Biz de onlara dünya hayatında rezil edici azabı tattırmak için, o uğursuz günlerde buz gibi bir rüzgar göndermiştik.
Biz de, dünya hayatında hor ve hakir edici azabı onlara tattırmak için, üzerlerine o uğursuz günlerde gürültülü bir fırtına gönderdik. Âhiret azabı ise bundan daha da aşağılayıcıdır; kimseden de yardım görmezler.
Biz de onlara dünya hayatında zillet azabını tattırmak için o uğursuz günlerde üzerlerine dondurucu bir rüzgâr gönderdik. Âhiretin azabı elbette ki daha rezil edicidir. Üstelik onlar hiçbir yardım da görmeyeceklerdir.
pes viribidük anlaruñ üzere yil śovuķ ķatı yil günlerde naħslar tā daduravuz anlara rüsvāylıķ 'aźābını yaķın dirlik içinde daħı āħiret 'aźābı rüsvāy eyleyicirekdür. daħı anlar arķa virinilmeyeler.
Pes anlar üstine bir ḳatı ṣavuk yil gönderdük naḥs günlerde, biz daddur‐maġ‐ıçun anlara rüsvāylıḳ ‘aẕābını dünyā dirliginde. Āḫiret ‘aẕābı daḫı ḳatırüsvāy idicidür. Daḫı anlar hīç manṣūr olmazlar.
Biz onlara dünyada rüsvayçılıq əzabını daddırmaq üçün o uğursuz (nəhs) günlərdə üstlərinə vıyıltı ilə əsən (çox soyuq) bir külək (qasırğa) göndərdik. Axirət əzabı isə daha rüsvayedicidir. Onlara (qiyamət günü) kömək də olunmayacaqdır.
Therefor We let loose on them a raging wind in evil days, that We might make them taste the torment of disgrace in the life of the world. And verily the doom of the Hereafter will be more shameful, and they will not be helped.
So We sent against them a furious Wind through days(4483) of disaster, that We might give them a taste of a Penalty of humiliation in this life; but the Penalty of a Hereafter will be more humiliating still: and they will find no help.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |