5 Aralık 2024 - 4 Cemaziye'l-Ahir 1446 Perşembe

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Mü’min Suresi 84. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felemmâ raev be/senâ kâlû âmennâ bi(A)llâhi vahdehu ve kefernâ bimâ kunnâ bihi muşrikîn(e)

Derken azabını görünce de Allah'ın birliğine inandık dediler ve şirk koştuğumuz şeyleri inkar ettik.

(Ama ne var ki) Bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman: "Bir olan Allah’a iman ettik ve O’na şirk koştuğumuz şeyleri de inkâr ettik" diyeceklerdir (lâkin iş işten geçmiştir).

Onlara şiddetli azabımız geldiğinde, Allah'ın birliğine inandık dediler ve şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik.

Hışmımızı, azâbımızın şiddetini gördükleri zaman:
“Allah'a iman ettik. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında O'na ortak koştuğumuz şeyleri, terkettik, inkâr ettik” derler.

Zorlu azabımızı gördükleri zaman: "Yalnız Allah'a iman ettik ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.

Dayanılmaz-azabımızı gördükleri zaman, dediler ki: 'Bir olan Allah'a iman ettik ve O'na şirk koştuğumuz şeyleri de inkar ettik.'

O vakit, azabımızın şiddetini gördüklerinde şöyle dediler: “- Allah'ın birliğine iman ettik ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik.”

Şiddetli azabımızı gördüklerinde: “Biz yalnızca Allah’a inanıyoruz. O’na ortak koştuklarımızı inkâr ediyoruz.” dediler.

Azabımızı gördüklerinde, “Tek olan Allah'a inandık. Ortak koştuklarımızı inkâr ettik” demişlerdi.

Bizim cezamızı gördüklerinde: «inanıp Allahın bir olduğuna, tanımayız eş koşmuş olduğumuz nesneyi» diyeceklerdir

Ve kahredici cezamızı (apaçık) gördükleri zaman “Tek olan Allah'a iman ettik ve O'na ortak koştuğumuz şeylere olan inancımızı reddettik!” dediler.

Lâkin ’azâbımızın şiddetini his itdikleri vakit: "Biz yegâne Allâh’a îmân itdik artık âna koşdığımız şerîklere inanmıyoruz" diyu bağırmağa başladılar.

Şiddetli azabımızı gördüklerinde: "Yalnız Allah'a inandık; O'na koştuğumuz eşleri inkar ettik" dediler.

Azabımızı gördükleri zaman, “Yalnız Allah’a inandık; O’na ortak koşmakta olduğumuz şeyleri inkâr ettik” dediler.

Dehşetli cezamızı gördüklerinde, “Allah’ın birliğine inandık, O’na ortak koştuğumuz şeyleri de şimdi reddetmekteyiz” derler.

Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.

Nihayet cezamızı gördüklerinde, "Artık SADECE ALLAH'a inandık ve ortak koşmuş olduklarımızı inkar ettik," derler-

O zaman hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve O'na şirk koştuğumuz şeyleri inkâr ettik" dediler.

O vakıt hışmımızı gördüklerinde Allahın birliğine inandık ve ona şirk koştuğumuz şeylere küfrettik dediler

Onlar, bizim azabımızı gördükleri zaman, “Biz, tek olan Allah’a (tevhid üzere) îmân ettik ve O’na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik” dediler.

Bizim cezamızı gördükleri zaman: “Allah'ın tekliğine iman ettik ve O'na şirk koştuklarımızı inkâr ettik.” dediler.

Artık, vaktaki o çetin azabımızı gördüler. «Allaha, bir olarak inandık. Ona eş tutmakda olduğumuz şeyleri inkâr etdik» dediler.

O vakit azâbımızı gördüklerinde: “Allah'a tek olarak inandık ve kendisiyle (Allah'a)şirk koşan kimseler olduğumuz şeyleri inkâr ettik” derler.

(Hakikati inkâr eden o zalim ve azgın putperest topluluklar) zorlu azabımızı gördükleri zaman: (korkudan dolayı) ’Yalnız Allah’a iman ettik ve O’na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik’ dediler. *

(*) Yani, bu ayet bütün manevî/ahlakî ve insanı değerleri ısrarla reddetmelerinin sonucu olarak toplumlarının ve uygarlıklarının ilahî irade eseri bir... Devamı..

Azabımızı gördüklerinde “Bir olan Allah’a iman ettik ve ona koştuğumuz ortakları da şimdi ret edip, inkâr ediyoruz” dediler.

azabı görünce de dediler: "Allah’ın bir tek olduğuna inandık. Ona eş koştuklarımızı da tanımaz olduk."

Onlar azabımızın şiddetini görünce «— Bir tek Allah/a iman getirdik, şerik koştuğumuz putları tanımadık» dediler.

Azabımızı/baskınımızı [be’senâ] gördükleri zaman da “Allah’ın birliğine inandık. O’na koştuğumuz ortakları da inkâr ettik” dediler.

Onlar bizim dayanılmaz azabımızı gördükleri zaman derler ki: “Bir olan Allah'a iman ettik ve O'na şirk koşmakta olduğumuz şeyleri de inkâr ettik.”

Ve zâlimler, ülkelerini tepeden tırnağa kuşatan azâbımızı karşılarındagörünce, “Şimdi bir tek Allah’a iman ediyor ve hayatımıza hükmetme yetkisi vererek O’na ortak koştuğumuz her şeyi reddediyoruz!” dediler.

Sıkıntı azabımızı gördüklerinde:
“O’nu birleyerek Allah’a iman ettik; O’na şirk koşanlar / müşrikler olduğumuzu inkâr ettik” dediler.

Gerçi bizim şamarımızı yiyince: " Artık Allah'a inandık, ona aracı ettiğimiz putları da inkar ediyoruz " dediler demesine de,

Onlar şiddetli cezamızı gördükleri zaman: "Allah’a inandık. Allah’ın yasalarına uymayarak yasalarına uyduğumuz ilahları inkâr ettik!" derler.

Ağır azabımızı gördükleri zaman “Tek olan Allah’a inandık ve O’na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik.” derler.

Onlar, Bizim azabımızı görünce: “(Artık) biz, tek olan Allah’a îman ettik ve ortak koştuğumuz şeyleri de inkâr ettik.” diyecekler.

Ve sonra, verdiğimiz cezayı ⁶⁶ [apaçık] görünce de: “Tek Allah’a artık inandık ve Allah’a ortak koştuğumuz şeylere inancımızı terk ettik!” ⁶⁷ dediler.

66 Yani, bütün manevî/ahlakî değerleri ısrarla reddetmelerinin sonucu olarak toplumlarının ve uygarlıklarının ilahî irade eseri bir felaket (catastrop... Devamı..

Fakat azabımızı görünce de: – Biz yalnızca bir tek olan Allah’a iman ediyor ve artık O’na şirk koştuğumuz ortakları da reddediyoruz dediler. 23/99...108

Ve kahredici cezamızı gördükleri zaman “Tek olan Allah’a iman ettik ve O’na ortak koştuğumuz şeylere olan inancımızı reddettik!” dediler.

Baskınımızı görünce (imana gelip) “Allah’ın tek olduğuna iman ettik, O'na ortak koştuğumuz şeyleri de inkar ettik" dediler.

Ne zaman ki şiddetli azabımızı gördüler ve "Tek Allah’a iman ettik ve O’na ortak koştuğumuzı da inkâr ettik. " dediler.

Vaktâ ki, Bizim azabımızı gördüler, dediler ki: «Allah'a, O'nun birliğine imân ettik ve kendisiyle müşrikler olduğumuz şeyleri inkar eyledik.»

Onlar Bizim azabımızın şiddetini görür görmez “Allah'ın birliğine iman ettik, ona şerik saydığımız putları da red ve inkâr ettik” dediler.

Ne zaman ki hışmımızı gördüler: "Tek Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkar ettik." dediler.

Ve istihzâlarının cezâsı da kendilerine virildi. 'Azâbımızı gördüklerinde: "Allâh'a yalnız olarak îmân itdik. Şimdiye kadar O'na şirk iylediğimiz şeylere kâfir olduk" didiler.

Şiddetli azabımızı görünce şöyle dediler: "Allah’ın birliğine inandık; O'na ortak saydıklarımızı tanımıyoruz."

Azabımızı görünce: Bir tek Allah'a inandık, ona şirk koştuklarımızı inkar ettik dediler.

Azabımızı gördüklerinde, “Allah'a bir olarak inandık ve Ona ortak koştuğumuz şeyleri de reddettik” dediler.

Hışmımızı gördüklerinde, "Allah'a, yalnızca O'na inandık, O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik." dediler.

pes ol vaķt kim gördiler 'aźābumuzı eyittiler “inanduķ Tañrı’ya yaluñuz iken; daħı kāfir olduķ aña kim olduġıdı anı ortaķ eyleyiciler.”

Pes ḳaçan ki bizüm ‘aẕābumuzı gördiler, eyitdiler: Biz inanduḳ TañrıTa‘ālāya yaluñuz. Kāfir olduḳ ol nesnelere ki biz aña şirk getürdük.

Onlar əzabımızı gördükdə dedilər: “Biz yalnız Allaha iman gətirdik, (Rəbbimizə) qoşduğumuz şərikləri (bütləri) isə inkar etdik!”

Then, when they saw Our doom, they said: We believe in Allah only and reject (all) that we used to associate (with Him).

But when they saw Our Punishment, they said: "We believe in Allah,- the one Allah - and we reject the partners we used to join with Him."


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.