14 Ocak 2025 - 14 Receb 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 18. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Veleyseti-ttevbetu lilleżîne ya’melûne-sseyyi-âti hattâ iżâ hadara ehadehumu-lmevtu kâle innî tubtu-l-âne velâ-lleżîne yemûtûne vehum kuffâr(un)(c) ulâ-ike a’tednâ lehum ‘ażâben elîmâ(n)

Tövbe, o kişilerin tövbesi değildir ki kötülüklerde bulunup dururlar da sonucu içlerinden birine ölüm gelip çattı mı işte şimdi tövbe ettim ben der ve kafir olarak ölenlerin tövbesi de tövbe değildir. O kişilerdir onlar ki onlar için elemli bir azap hazırlamışızdır.

(Yoksa) Ne, (bir sürü) kötülükleri yapıp-edip de, (sonra) onlardan birine ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim" diyenlerin; ne de kâfir olarak ölenlerin tevbesi (geçerli) değildir. Böyleleri için acı bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kötülük yapıp yapıp da nihayet ölüm gelip çatınca, “Ben şimdi tevbe ettim” diyenlere ve kâfir olarak ölenlere tevbe yoktur. Öylelerinin tevbesi kabul edilmez. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa, kendilerine ölüm gelinceye kadar kusur işlemeye, günaha, isyana devam edenlerin,
“Ben şimdi tevbe ettim, günah işlemekten vazgeçerek, Allah'a itaate yöneldim" diyenlerin, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah'a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar ile kâfir olarak ölenlerin kabul edilecek tevbeleri yoktur. İşte onlar için can yakıp inleten müthiş bir azap hazırlanmıştır.

Kötülükleri işleyip de içlerinden birine ölüm geldiğinde: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlerin tevbeleriyle kâfir olarak ölenlerinki ise geçerli değildir. Bunlar için acıklı bir azap hazırladık.

Tevbe; ne, kötülükleri yapıp-edip de onlardan birine ölüm çatınca: 'Ben şimdi gerçekten tevbe ettim' diyenler, ne de kafir olarak ölenler için değil. Böyleleri için acı bir azab hazırlamışızdır.

O kimseler ki, kötü işlerde ısrar ederken onlardan birine ölüm gelip hayattan ümidini kesince: “- Ben, şimdi tevbe ettim” der, o kimseler için tevbe yok (tevbe makbul değildir). Kâfir oldukları halde ölenlere de tevbe yok, işte biz onlar için ahirette acıklı bir azap hazırlamışızdır.

Tevbe, sürekli kötülük yapıp ölüm kendisine gelince, “İşte, şimdi tevbe ettim” diyenler veya kâfir olarak ölenler için değildir. Biz, onlar için elem verici bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da, içlerinden birine ölüm gelip çatınca; “Ben şimdi tövbe ettim” diyenlerle, kâfir olarak ölenler için, kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırladık.

Ölüm gelene değin, günahlar işleyenlerin ölüm yaklaştığında: «Tövbe ettim şimdi» diyenlerin tövbeleri, tövbe değildir, kâfir olduğu halde ölen kimselerin tövbeleri de böyledir, bunlar için ağrıtıcı azap hazırlamışız

Yoksa hayatı boyunca kötülük yapıp dururken ölümün eşiğine gelince, “Şimdi tevbe ediyorum” diyen (sözde mü'min)lerle kâfir olarak ölenlerin tevbesi geçerli değildir. Biz, işte böylelerine şiddetli bir azap hazırlamışızdır.

Bkz. 3/90Tevbe, günah işleme imkânı olduğu halde bir daha aynı günahı işlememeye söz vermektir. Kur’an’da, “Allah, kendisine şirk koşulmasının dışında... Devamı..

Muttasıl seyyiâtda bulunub da ölüm yaklaşdığı zamân pişman oldum diyenlerin tevbesi makbûl değildir ve kâfir olarak ölenlere pişmanlık fâide virmez. Bunlar içün elîm bir ’azâb ihzâr itdik.

Kötülükleri işleyip dururken, ölüm kendisine geldiği zaman; "şimdi tevbe ettim" diyenler ile kafir olarak ölenlerin tevbesi makbul değildir. İşte onlara elem verici azab hazırlamışızdır.

Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, “İşte ben şimdi tövbe ettim” diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çattığında “Ben şimdi tövbe ettim” diyenlerle kâfir olarak ölenler için kabul edilecek tövbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kötülükleri yapıp yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca «Ben şimdi tevbe ettim» diyenler ile kâfir olarak ölenler için (kabul edilecek) tevbe yoktur. Onlar için acı bir azap hazırlamışızdır.

Sürekli kötülük işleyen ve kendilerini ölüm yakalayınca, "Ben artık tövbe ettim," diyenlerin tövbesi geçersizdir. İnkarcı olarak ölenlerin de tövbesi geçersizdir. Onlar için acıklı bir azap var.

Bak 3:90; 10:90; 24:31; 25:71; 42:25

Yoksa günah işleyip de kendisine ölüm gelince: "İşte ben şimdi tevbe ettim." diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri kabul edilmez. İşte bunlara ahirette can yakıcı bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kabahatleri yapıb yapıb da tâ her birine ölüm gelince işte ben şimdi tevbe ettim diyen kimselere tevbe yok, kâfir oldukları halde ölenlere de yok, bunlar işte bunlara biz elîm bir azab hazırlamışızdır.

Yoksa (nefsinin kötü arzularına ya da şeytanın telkinlerine uyup), kötülükleri (günahları) işleyip duran ve nihâyet kendisine ölüm gelip çatınca (can boğaza dayanmışken,) “Ben şimdi gerçekten (günahlarıma) tövbe ettim” diyen (mü’min) lerin ve (can boğaza dayanmışken, ölüm anında) tövbe eden (îmân eden) kâfirlerin tövbeleri (îmân etmeleri) geçerli değildir. İşte onlar için (âhirette) elem verici bir azap hazırlamışızdır.

Kötülük yapıp da kendilerine ölüm gelip çatınca, “Ben şimdi tevbe ettim.” diyenlerin ve gerçeği yalanlayıp nankör olarak ölenlerin tevbeleri geçersizdir. İşte onlara can yakıcı bir azap vardır.

(Yoksa makbul olan o tevbe), kötülükleri yapıb yapıb da onlardan (ya'ni böyle yapanlardan) her hangi birine tâ ölüm gelince: «Ben şimdi hakıykaten tevbe etdim» diyenlerin tevbesi değil. Kendileri kâfir olarak öleceklerin (tevbesi) de değil. Onlar (öyle işte). Biz onlar için pek acıklı bir azâb hazırlamışızdır.

Yoksa (makbûl bir) tevbe, o günahları işleyip de, nihâyet onlardan birine ölüm gelince: “Şübhesiz ben şimdi tevbe ettim!” diyenler için değildir; kendileri kâfir kimseler olarak ölenler için de (değildir)! İşte onlar yok mu, kendileri için (pek) elemli bir azab hazırladık!

Yoksa sürekli kötülük yapıp dururken ölümün eşiğine gelince: “Şimdi (o kötülüklerden) tövbe ettim” diyenler ile inkârcı olarak ölenlerin tövbesi geçerli değildir. Biz, işte böylelerine şiddetli bir azap hazırlamış (olacağ)ız.

Kötü, çirkin davranışları yapanlara ölüm geldiğinde “Ben şu an vazgeçtim” diyenlerin ve doğuları inkâr etmiş olarak ölenlerin tövbeleri, tövbe değildir. İşte bunlar için acıklı bir azap hazırladık.

Yoksa kötülük işleyip de kendilerine ölüm yaklaşır yaklaşmaz: " İşte ben şimdi tövbe ettim" diyenler için geri dönme yoktur. Allah’ı tanımayarak ölenlere de geri dönme yoktur. İşte biz onlar için acıklı bir azap düzdük.

Kötülük yapmakta iken ölüm gelince şimdi tövbe ettim diyenler veya kâfir olarak ölenlerin tövbeleri tövbe değildir. İşte bunlar için acıklı bir azap hazırladık.

Yoksa ölüm anına kadar kötülük işleyip, ölmek üzere iken, “Ben şimdi tevbe ettim” diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbeleri (makbul) değildir. İşte Biz onlar için çok acı verici bir azap hazırladık.

Kötülükleri işleyip dururken ölüm kendisine geldiği zaman, “Şimdi tevbe ettim” diyenler ile kâfir olarak ölenlerin tevbesi geçerli değildir. İşte onlara elem verici azap hazırlamışızdır.

Yoksa, hayatı boyunca kötülük işleyip duran ve nihâyet kendisine ölüm gelip çatınca da, hayattan ümit kestiği için “Şimdi tövbe ediyorum!” diyen sözde müminlerin ve kâfir olarak ölenlerin son nefeslerindeki tövbeleri kabul edilmeyecektir.
İşte böylelerine, can yakıcı bir azap hazırlamışızdır!
Bu ikisi arasındakilere, yani bir kötülük işledikten sonra hemen tövbe etmeyen, fakat bu kötülüğü ömrünün sonuna kadar da sürdürmeyen müminlere gelince, onların durumu Allah’a kalmıştır; dilerse bağışlar, dilerse cezalandırır.

Birisine Ölüm eriştiği zamana kadar Kötülükler’i işleyen, son anda “ben, şimdi tevbe ettim” demiş kimseler için de, kâfir halde ölen kimseler için de Tevbe (kabul edilecek) değildir. İşte onlar için acıveren bir azap hazırladık.

Kötülük yapmayı adet haline getirenlerin, ecel gelince pişman olup: " artık şimdi pişmanım " demeleri pişmanlık değildir. Keza inkarcı olarak ölenlerin son pişmanlıkları da tövbe sayılmaz. Biz bu gibiler için çok acı veren cezalar ayarladık...

Kötülükleri ya da günahlarıyla hayatı yaşayıp ölüm anında: "İşte ben şimdi tövbe ettim!" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerin tövbeleri geçerli değildir. Hele Allah beni nasılsa af eder diyerek alaycı bir tavırla yasalarımıza aykırı davrananların tövbeleri nifak doludur. Böylelerinin tövbeleri kabul edilmez. Böylelerine ahiret hayatında elem dolu bir azap hazırlamışızdır.

Kötülükleri (sürekli) yapıp da içlerinden birine ölüm gelip çatınca “Ben şimdi tevbe ettim.” diyenler ile kâfir olarak ölmekte olanlar için (kabul edilecek) tevbe yoktur. [*] Onlar için acı bir azap hazırlamış (olacağ)ız.

Önceki ayette geçen [es-sû’] kelimesi yerine burada [es-seyyiât] sözcüğünün çoğul getirilmesi, bağışlanmayacak kötülüklerin hem sayısının fazla oluşun... Devamı..

Yoksa günâh işleyip de kendilerine ölüm gelip çatınca, “ben şimdi tevbe ettim.” diyenler, bir de kâfir olarak ölenler için tevbe yoktur. İşte bunlara Biz âhirette acıklı bir azap hazırladık.

Oysa ne ölüm anına kadar kötülük işleyip duran, ama o an gelip çattığında “Şimdi tevbe ediyorum!” diyenlerin ¹⁶ tevbesi kabul edilecektir, ne de hakikat inkarcısı olarak ölenlerin; Biz, işte böylelerine şiddetli bir azap hazırlamışızdır.

16 Lafzen, “onlardan birine ölüm yaklaştığı anda ... deyinceye kadar”.

Hayat boyu günah işleyip de son nefesinde; “Ben şimdi tövbe ediyorum.” diyenlerin tövbesi ne de kâfir olarak yaşayıp o halde ölenlerin tövbesi kabul edilir. Ve biz, onların hepsine acıklı bir azap hazırladık. 2/37, 3/90, 9/104, 20/82, 25/70-71

Oysa ne ölüm gelip çatıncaya kadar (ısrarla) günah işlemeyi sürdürerek son anda “İşte şimdi tevbe ediyorum!” diyen birinin tevbesi kabul görecektir, ne de inkârında direnerek ölenlerin tevbeleri...[⁷⁴¹] Bunlar, evet bunlar için elem verici bir azap hazırladık.[⁷⁴²]

[741] Allah katında kabul gören tevbenin niteliğinden söz eden bu âyet, Mekkî sûrelerden olan Nahl sûresinin 119. âyetiyle aynı konuyu işlemektedir. B... Devamı..

Yoksa günah işleyip de, ancak kendisine ölüm gelip çattığı zaman: "Ben şimdi gerçekten tevbe ettim!" diyen kimselerin tevbesi kabul edilmez. (Aynı şekilde Firavun gibi) Kafirlerin son nefeslerinde ("imana geldim" diyerek) yaptığı tevbe de asla kabul edilmez. Biz onlar için çok çetin bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa kötülükler işleyip nihâyet kendilerine ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlere ve kâfir olarak ölenlere tevbe (af) yoktur. Onlar için acı bir azâb hazırlamışızdır

Ve tevbe o kimseler için değildir ki, günahları yapar dururlar. Vakta ki kendilerinden birine ölüm gelip çatınca, «Ben şimdi tevbe ettim,» der ve kâfir oldukları halde ölenler için de değildir. İşte biz onlara elim bir azap hazırlamışızdır.

Yoksa makbul tövbe, kötülükleri yapıp edip de sonra kendilerinden birine ölüm gelip çattığında: “İşte ben şimdi tövbe ettim. ” diyenlerin tövbesi değil. Kâfir olarak ölen kimselerin tövbesi de değil. İşte öylesi kimselere, çok acı veren bir azap hazırladık.

Tövbenin makbul olmasına dair âyet ve hadisleri bir arada değerlendiren müfessirlerin vardıkları sonuç şudur: Can çekişme durumundan önce, henüz hayat... Devamı..

Yoksa kötülükler yapıp yapıp da nihayet kendilerine ölüm gelip çatınca: "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlere ve kafir olarak ölenlere tevbe (af) yoktur. Onlar için acı bir azab hazırlamışızdır!

(Kabûl olunacak) tevbe, günâhı ve fenâ işleri işleyen ve tâ ölüm zamânı gelince tevbe itdim diyenlere ve kâfir oldukları halde fevt olanlara değildir. Onlara biz elemli ve acılı 'azâb hazırladık. [¹]

[1] Cehâletle bir günâhı işleyüb derhâl tevbe idenin tevbesini Cenâb-ı Hak kabûl ider. Günâhda ısrâr ile hâl-i istihzârda tevbe ki -buna tevbe-i ye's ... Devamı..

Kötülükleri işlemeye devam eden, ölüm çatınca da "Ben şimdi tevbe ettim" diyenlerin tevbesi, tevbe değildir. Kâfir olarak ölenlerin tevbesi de tevbe değildir. Onlar için acıklı bir azap hazırlamışızdır.

Ölüm gelip çatana kadar günah işleyip de tam o zaman:-Ben şimdi tevbe ediyorum, diyenlerin tevbesi, tevbe değildir. Kafir olarak ölenlerin tevbesi de yoktur. Onlara acıklı bir azap hazırladık.

Yoksa, kötülükleri işleyip durduktan sonra ölüm gelip çattığında “Ben şimdi tevbe ettim” diyen kimsenin veya kâfir olarak ölenlerin tevbesi değildir. Öyleleri için Biz acı bir azap hazırladık.

Yoksa, kötülükleri yapıp yapıp da her birine ölüm geldiğinde, "-İşte şimdi tövbe ettim" diyenler için tövbe yoktur. Küfre batmış olarak ölenlere de tövbe yoktur. Böylelerine biz korkunç bir azap hazırladık.

daħı yoķdur tevbe anlaruñ kim işlerler yavuz işleri tā ķaçan ḥāżır oldı anlaruñ ya'nį kāfirlıġı birisine ölüm, eyitti; bayıķ ben tevbe eyledüm şimdi daħı ne daħı anlaruñ kim ölürler anlar kāfirler-iken. şunlar yaraķladuķ anlara 'aźāb aġrıdıcı.

Tevbesi ḳabūl olmaz ol kişilerüñ ki işlerler yazuḳları, ḥattā ol vaḳta degin kiyitişe birisine ölüm, eydür, ben imdi tevbe eyledüm. Ol kişilerüñ daḫı tev‐besi ḳabūl olmaz, ölürler anlar kāfir‐iken. Anlara yaraḳladuḳ yürekler acı‐dıcı bir ‘aẕāb.

Günah işlər görməkdə davam edərək ölüm yetişən anda: “Mən indi tövbə etdim” –deyənlərin və kafir olaraq ölənlərin tövbəsi qəbul olunmaz. Biz onlar üçün şiddətli bir əzab hazırlamışıq!

The forgiveness is not for those who do ill deeds until, when death attendeth upon one of them, he saith: Lo! I repent now; nor yet for those who die while they are disbelievers. For such We have prepared a painful doom.

Of no effect is the repentance of those who continue(526) to do evil, until death faces one of them, and he says, "Now have I repented indeed;" nor of those who die rejecting Faith: for them have We prepared a punishment most grievous.

526 Note the fine touch. A sin may be fashionable, and people may sin together without compunction. When one of them is faced with Death, he repents, ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.