21 Ocak 2025 - 21 Receb 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 157. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Vekavlihim innâ katelnâ-lmesîha ‘îsâ-bne meryeme rasûla(A)llâhi vemâ katelûhu vemâsalebûhu velâkin şubbihe lehum(c) ve-inne-lleżîne-ḣtelefû fîhi lefî şekkin minh(u)(c) mâ lehum bihi min ‘ilmin illâ-ttibâ’a-zzanni vemâ katelûhu yakînâ(n)

Ve biz Allah'ın peygamberi Meryemoğlu ve Mesih İsa'yı öldürdük demeleri yüzünden cezalarını buldular. Onu öldüremediler de, asamadılar da, onlara öyle göründü. Zaten ihtilafa düştükleri şeyde de onun hakkında zan içindedir onlar, ona ait bir bilgileri yoktur da ancak şüpheye kapılırlar. Gerçekten de apaçık onu öldüremediler.

Ve (onlar yalan yere): "Biz, Allah’ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa’yı gerçekten öldürdük" demeleri nedeniyle de (Yahudilere böyle bir ceza verilmiştir.) Oysa Onu kesinlikle öldürmediler ve Onu asmadılar. Ama onlara (Hz. İsa’nın) benzeri gösterildi. (Hz. İsa’yı para karşılığı gammazlayan baş havarisinin yüz şekli Hz. İsa’ya benzetildi ve çarmıha gerildi.) Gerçekten Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların boş bir zanna uymaktan başka buna ilişkin hiçbir bilgileri yoktur. Kesin olan gerçek şudur ki Onu (Yahudiler Hz. İsa’yı) öldürememişlerdir. (Hz. İsa’nın ruhu fevt edilip göklere yükseltilmiştir. Ahir zamanda tekrar geri gönderilecektir.)

Ve bakın “Biz, Allah'ın elçisi olduğunu iddia eden Meryem'in oğlu İsa Mesih'i öldürdük” diye böbürlendikleri için. Aslında O'nu ne öldürdüler, ne de çarmıha gerdiler, sadece öldürdükleri onlara İsa gibi gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur, ancak zanna uyuyorlar. Kesin olarak O'nu öldürmediler.

“Mesih'i, Meryem'in oğlu Îsâ'yı, Allah'ın Rasulünü biz öldürdük" demeleri sebebiyle kalplerini mühürledik.
Halbuki onlar onu öldürmediler, onu çarmıha da germediler. Fakat öldürdükleri onlara Îsâ'ya benzetilerek gösterildi.
Öldürdükleri ile ilgili ihtilâfa düşenler, ondan yana tam bir şüphe içindeydiler. Bu konuda bir bilgileri yoktu. Zan ile karar veriyorlardı. Kesinlikle onu öldürmediler.

Ve yine "Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Mesih İsa'yı öldürdük" demelerinden dolayı. Gerçekte ise onlar onu ne öldürebilmiş ne de asabilmişlerdir. Ancak ona benzeyen biri kendilerine gösterildi. Onun hakkında aralarında ayrılığa düşenler ondan yana bir tereddüt içindedirler. Bu konuda onlar zanna dayanmaktan başka bir bilgiye sahip değildirler. Kesin olarak onu öldürmediler.

Ve: 'Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük' demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (bir) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler.

Ve: “-Biz, Allah'ın peygamberi olan Meryem'in oğlu İsa'yı öldürdük”, demeleri sebebiyle kendilerini lânetledik, rahmetimizden kovduk. Halbuki onlar İsa'yı öldürmediler ve asmadılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. (onlardan biri İsa şeklinde kendilerine gösterildi ve bu adam öldürüldü). Esasen İsa'nın katli hakkında kendileri de ihtilâfa düşüp kesin bir şüphe içindedirler. Onların bu öldürme hâdisesine ait bir bilgileri yoktur. Ancak kuru bir zan peşindedirler. Onu gerçekten öldürememişlerdir.

Ve “Allah’ın elçisi Meryemoğlu İsa’yı öldürdük” demelerinden (böyle belaları hak ettiler.) Hâlbuki onlar, gerçekten onu öldürmediler onu asmadılar da. Yalnızca (öldürme ve asmanın) benzeri onlara gösterildi. Onda ihtilaf edenler de şüphe içindedirler. Onun hakkında zandan başka bir bilgileri yoktur. Onu gerçekten öldürmediler.

156,157. Bir de, inkâr etmeleri ve Meryem'e büyük bir iftira atmaları ve “Allah'ın peygamberi Meryem oğlu Îsa'yı öldürdük” demeleri yüzünden onları lânetledik. Halbuki onu ne öldürdüler ne de astılar; fakat sadece onlara öyle olmuş gibi göründü. Onun hakkında ihtilâfa düşenler, bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.

«Allahın peygamberi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük!» demeleri yüzünden de ceza verdik, onu ne öldürdüler, ne de astılar, öldürülen kimse, onlara İsa gibi göründü, o yolda ayrışanlar bunda şüphelendiler, sanıya uymaktan başka, bu yolda onların bilgisi yoktur, onlar kesin olarak İsa'yı öldürmediler

(Diğer bir sebebi ise:) “Biz, Allah'ın resulü (olduğunu iddia eden) Meryemoğlu İsa Mesihi öldürdük!” diye böbürlenmeleridir. Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, sadece onlara öyle (olmuş gibi) göründü ve o konuda farklı görüşler ileri sürenler de gerçekten şaşkındılar, onunla ilgili (gerçek) bir bilgileri yoktu ve sadece bir zanna uymuşlardı. Kesin olan şu ki onu öldürmediler.

Yahudiler; Hz. İsa’yı öldürdüklerini söylüyorlardı. Hıristiyanlar ise onun çarmıha gerildiğini, ardından da defnedildiğini, ancak üç gün sonra mezarın... Devamı..

"Meryem’in oğlı Mesih ’Îsâ’ı katl itdik" didiler. Hayır ânı katl itmediler ânın yerine âna benzer diğer bir âdemi salb itdiler bu bâbda ihtilâf idenler de şek içinde idiler fakat yakînen bilmiyorlar idi hakîkatde ânı öldürmediler.

156,157,158. Bu, bir de inkarlarından, Meryem'e büyük bir iftirada bulunmalarından ve: "Meryem oğlu İsa Mesih'i, Allah'ın elçisini öldürdük" demelerinden ötürüdür. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat onlara öyle göründü. Ayrılığa düştükleri şeyde doğrusu şüphededirler, bu husustaki bilgileri ancak sanıya uymaktan ibarettir, kesin olarak onu öldürmediler, bilakis Allah onu kendi katına yükseltti. Allah Güçlü'dür, Hakim'dir.

156,157. Bir de inkârlarından ve Meryem’e büyük bir iftira atmalarından ve “Biz Allah’ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden dolayı kalplerini mühürledik. Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler.

“Allah elçisi Meryem oğlu Îsâ Mesîh’i öldürdük” demeleri yüzünden... Hâlbuki onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler; (başkası ona benzer kılındığı için) şüphe içine düşürüldüler. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bu konuda tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uyma dışında hiçbir bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmemişlerdir.

Ve «Allah elçisi Meryem oğlu İsa'yı öldürdük» demeleri yüzünden (onları lânetledik). Halbuki onu ne öldürdüler, ne de astılar; fakat (öldürdükleri) onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler; bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur ve kesin olarak onu öldürmediler.  

 Allah Teâlâ Nuh’u tufandan, İbrahim’i ateşten, Musa’yı Firavun’dan, Muhammed Mustafa’yı müşriklerin tuzağından koruyup kurtardığı gibi İsa’yı da, onu... Devamı..

Ve ALLAH'ın elçisi "Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük," demelerinden ötürü... Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar; fakat öyle yaptıklarını sandılar. Tüm mezhepler bu konuda kuşku içindedir. Onların bu konuda bir bilgisi yok; sadece zanna uyuyorlar. Kesin olarak onu öldürmediler.

157-158 İsa'nın gerçek kişiliği ve bilinci olan nefsi, her inananın nefsi gibi doğrudan doğruya cennete alındı. Düşmanları ise onun bilinçsiz, ancak y... Devamı..

Bir de "Biz Allah'ın peygamberi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleridir. Oysa onu ne öldürdüler, ne de astılar. Fakat öldürdükleri kimse, onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesinlikle öldürmediler.

Ve «biz Allahın Resulü Mesih Isâ ibni Meryemi katlettik» demeleri sebebiyle- halbuki onu ne katlettiler ne salbettiler ve lâkin kendilerine bir benzetme yapıldı, ve filhakıka onda ıhtilâf edenler bundan dolayı şekk içindedirler, ona dair bir ilimleri yoktur ancak zann ardında giderler, halbuki onu yakînen katletmediler

(Bu lânetin başka bir sebebi de) “Allah’ın resulü (olduğunu iddiâ eden) Meryem oğlu Îsâ Mesih’i biz öldürdük!” demelerinden dolayıdır. Hâlbuki onu (Îsâ’yı) ne öldürdüler ne de astılar; fakat onlara benzeri gösterildi (çarmıha gerip, işkence ederek öldürdükleri kişi onlara Îsâ gibi gösterildi.) Onun hakkında ihtilâfa düşenler (yahûdî ve hıristiyanlar) bundan dolayı tam bir şüphe içindedirler ve bu hususta zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktur. (Hakikat şu ki;) Onu (Îsâ’yı), kesinlikle öldür (e) mediler.

Ve yine Allah'ın Resûlü Meryem oğlu İsa Mesih'i, “Kesinlikle biz öldürdük.” demeleri nedeniyle. Aslında onu öldürmediler ve onu asmadılar da. Fakat kendilerine öyle göründü. Onlar, herhangi bir bilgi sahibi olmadıklarından, ayrılığa düştükleri bu konuda kesin olarak şüphe içindedirler. Onlar, sadece zanna uyuyorlar. Kesin olan şu ki, onu öldürmediler.

Ve: «Biz Allahın peygamberi, Meryem oğlu Mesih Îsâyı öldürdük» demeleri sebebiyle (dir ki kendilerini rahmetimizden koğduk). Halbuki onlar onu öldürmediler, onu asmadılar da. Fakat (öldürülen ve asılan adam) kendilerine (Îsâ) gibi gösterildi. (Zâten ve) hakıykaten (îsâ ve onun katli) hakkında kendileri de ihtilâfa düşdüler. (Bu babda) kat'i bir şek ve şübhe içindedirler. Onların buna (onun katline) âid hiç bir bilgileri yokdur. Ancak (kupkuru bir) zanna uymak (dadırlar). Onu yakıynen öldürmemişlerdir.

156,157. Bir de inkâr etmeleri ve (babasız çocuk doğurması üzerine) Meryem'e karşı büyük bir iftirâ söylemeleri ve: “Doğrusu biz, Allah'ın elçisi Meryemoğlu Îsâ Mesîh'i öldürdük” demeleri sebebiyle (onlara lâ'net ettik). Hâlbuki onu ne öldürdüler, ne de onu astılar; fakat (öldürdükleri kişi) kendilerine, ona (Îsâ'ya) benzer gösterildi.

156 -158. Bu, bir de inkârlarından, Meryem’e büyük bir iftirada bulunmalarından ve biz Allah’ın elçisi (olduğunu iddia eden) ’Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük’ demelerinden ötürüdür. Oysa onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, fakat onlara öyle (olmuş gibi) göründü ve o konuda farklı görüşler ileri sürenler de gerçekten şüphededirler, bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tâbi olmaktan başka bir şeye dayanmazlar. Ve onu kesinlikle öldüremediler. Tersine Allah onu (eceliyle vefat ettirerek ruhunu) kendisine yükseltmiştir. Allah mutlak galiptir, (her zaman) doğru hüküm verendir.*

(*) Yahudilerin Hz. İsa hakkında ‘’Allah’ın elçisi‘’şeklindeki ifadeyi kullanmaları, onun Allah’ın elçisi olduğuna inandıklarından değil, bilakıs bu s... Devamı..

Ve Meryem’in oğlu İsa’yı öldürdük demelerinden dolayı onlara azap ettik. Hâlbuki onlar İsa’yı ne öldürdüler, nede astılar. Yalnızca onlara öyle gösterildi. Zaten kendi aralarında (onu öldürüp öldürmedikleri hususunda) şüpheye düşüp, ihtilaf ettiler. Bu konuda (sonrakilerin) hiçbir bilgileri yok, yalnızca zanna uyuyorlar. Kesinlikle İsa’yı öldürmediler .

Bir de : " Gerçekten biz Allah’ın elçisi Meryemoğlu Mesih İsa’yı öldürdük" demelerinden dolayı. Oysa ki onlar İsa’yı öldürmediler, asmadılar da. Ancak onlara İsa’nın benzeri gösterilmişti. Gerçekten o kimseler ki bunun üzerinde çekişip durdular, kendileri de büyük bir şüphe içinde kaldılar. Onların bu işde hiç bir bilgileri yoktur. Olsa olsa kendilerini bir kuruntuya kaptırıyorlar. İsa’yı gerçekten öldürmediler.

«Biz Allah/ın peygamberi [²] Mesih Meryem oğlu İsa/yı öldürdük» demelerinden dolayı da yaptığımızı yaptık. Halbuki onlar İsa/yı öldürmediler de, asmadılar da. Fakat İsa onlara benzetilmiş idi [³]. Onun hakkında ihtilâf edenler [⁴] katli hususunda şüphe içindedirler. Onların zanna uymadan başka ona dair hiçbir bilgileri yoktur, İsa/yı yakinen öldürmediler [⁵].

[2] İstihza kastiyle sarfetmişlerdir.[3] Maktul, onlara, İsa'ya benzer biri göründü veya onlara bir benzer göründü. Onlar da İsa'ya benzer birini İsa ... Devamı..

“Biz Allah’ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük” demelerinden ötürü... Aslında onu öldürmediler ve çarmıha germediler [mâ salebûhu], fakat onlara benzer/ öyle gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler, ondan yana tam bir ikilem [şekk] içindedirler. Bu hususta onların kesin bir bilgisi/bilgileri yoktur, sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak [yakînen] öldürmediler.

Ve (bir de), “Allah'ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük” demelerinden ötürü (onlara çeşitli belalar verdik). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar, fakat (öldürdükleri kişi) kendileri için (İsa'ya) benzetildi. Şüphesiz onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. Bu husustaki bilgileri ancak zanna uymaktan ibarettir ve onu kesin olarak öldürmediler.

Ve hiç sıkılmadan, “Biz, Allah’ın elçisi olduğunu iddia eden Meryem oğlu İsa Mesih’i öldürdük!” dedikleri için belâlarını verdik!
Aslında onlar, İsa’yı ne öldürebildiler, ne de çarmıha gerdiler fakat İsa diye çarmıha gerdikleri, onu Romalılara ihbar edenden başkası değildi. Çünkü bu hâin, ilâhî bir yardım ve mûcize eseri olarak, onların gözlerine İsa’ya benzer gösterildi. Bu yüzden askerler İsa’yı değil, tıpatıp ona benzetilen bu adamı yakalayıp götürdüler. Bu konudafarklı görüşler ileri sürerek tartışmaya girişenler, aslında İsa’nın çarmıha gerilip gerilmediği konusunda hep kuşku içindeydiler ve tahminden öte bildikleri bir şey yoktu; zira İsa’nın düşmanları bile, onu öldürdüklerinden hiçbir zaman emîn olamamışlardı. Şu hâlde, İsa çarmıha gerilmedi mi?

“Biz, Allah’ın rasûlü, Meryem oğlu İsa Mesîh’i öldürdük” demeleri sebebiyle! Oysa onu öldürmediler, asmadılar; ama onlara benzer gösterildi / göründü. Bu konuda ihtilaf etmiş olanlar, ondan şüphe içindedir. Zann’a uymaktan başka onlar için onunla ilgili hiçbir bilgi yoktur. Kesin olarak onu öldürmediler.

" Mesih’i biz öldürdük " dediler. Yani Tanrı elçisi Meryem Oğlu İsa’yı Aslında onu öldürmediler, asmadılar da; fakat asılanı, o sandılar. İsa'nın ölüp ölmediği konusunda ayrılığa düşenler, çok büyük bir ikilem içindedirler. Çünkü bilgileri, sadece zandan ibarettir. Onu kesinlikle öldüremediler.

"Allah’ın elçisi Meryem oğlu İsa’yı öldürdük!" demelerinden dolayı onlara ceza yazdık. Onlar İsa’yı ne öldürdüler ne de astılar. Öldürdükleri kişi onlara İsa gibi gösterildi. Onun hakkında ihtilâfa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedirler. Bu hususta zanna uymak dışında hiçbir sağlam bilgileri yoktur. Şurası muhakkak ki onlar İsa’yı kesinlikle öldürmediler.

(İsrailoğulları’nın) “Allah elçisi (olduğunu sanan) Meryem’in oğlu İsa’yı öldürdük!” demeleri yüzünden (onları cezalandırmıştık). (Oysa) onu öldürememiş ve çarmıha gerememişlerdi fakat kafaları karıştırılmıştı. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler bundan dolayı tam bir kararsızlık içindedir; bu konuda Zanna uymak dışında hiçbir (sağlam) bilgileri yoktu. Kesin olarak onu öldürememişlerdi.

Bir de (Biz) onları: “Biz, Allah’ın Peygamberi Meryem oğlu Îsâ Mesih’i öldürdük.” demelerinden dolayı (lânetledik.) Hâlbuki onlar, onu öldürmedikleri gibi asmadılar da. Fakat kendilerine öyle gösterildi.¹ Bu konuda anlaşmazlığa düşenler bile tam bir şüphe içerisindedirler. Çünkü onların bu hususta, zandan başka bir bilgileri yoktur. Doğrusu onlar onu kesinlikle öldürmemişlerdir.²

1 Yani öldürdükleri, kendilerine Hz. Îsâ gibi gösterildi veya kendilerine Hz. İsa’yı öldürmüşler gibi geldi. 2 Yani onlar, Hz. İsa’yı öldürmediler. Bu... Devamı..

ve “Bakın, biz, Allah’ın Elçisi [olduğunu iddia eden] Meryem’in oğlu İsa Mesih’i öldürdük!” diye böbürlendikleri için. Aslında o’nu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, sadece onlara öyle [olmuş gibi] göründü; ¹⁷¹ ve o konuda farklı görüşler taşıyanlar da gerçekten şaşkındılar, o’nunla ilgili [gerçek] bir bilgileri yoktu ve sadece bir zanna uymuşlardı. Kesin olan şu ki o’nu öldürmediler:

171 Böylece Kur’an, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesi hikayesini kesinlikle reddeder. Müslümanlar arasında yaygın bazı efsanelere göre, Allah, Hz. İsa’nın... Devamı..

Ve de “Allah’ın elçisi Meryem oğlu İsa Mesih’i biz öldürdük” demeleri sebebiyle... Oysa onu ne öldürebildiler ne de çarmıha gerebildiler. Fakat onlar öyle sandılar. İsa hakkında ihtilaf edenler, bu konuda derin bir şüphe içindedirler. Onların bu konuda kesin bir bilgileri yoktur, sadece zanna uymaktadırlar. Kesinlikle onu öldüremediler. 3/55, 5/116-117, 19/33, 10/36

ve “Allah’ın elçisi (olduğunu söyleyen)[⁸⁶²] Meryem’in oğlu İsa Mesih’i işte biz öldürdük!” demeleri nedeniyle… Aslında onu ne öldürdüler ne de çarmıha gerdiler, fakat (kafa karışıklığıyla) onlara öyle olmuş gibi geldi.[⁸⁶³] Bu konuda farklı görüşler ileri sürenler ise, ondan dolayı gerçekten şaşkınlık içerisindedirler; onunla ilgili bir bilgileri yoktu ve yalnızca zannın peşine takılmaktadırlar. Sonuç olarak kesinlikle onu öldürmediler:

[862] Yahudilerin Hz. İsa’ya ilişkin kinayeli ve alaycı üslûbu sözgeliminden anlaşılmaktadır. [863] Yani: “Öldürülmüş gibi..” Şubbihe fiilinin naib... Devamı..

"Allah in peygamberi Meryem oğlu İsa'yı biz öldürdük" dediler, oysa onu ne öldürdüler, ne de asabildiler. Ancak onlara astıkları (İsa'ya) benzer olarak gösterildi, (bu hususta ayrılığa düştüler, onun katli hususunda) Ayrılığa düşenler tam bir kuşku ve kararsızlık içindedirler, zanna uymaktan başka kesin hiçbir bilgileri yoktur.

Ve biz, kesinlikle Allâh’ın elçisi, Meryem oğlu Îsâ Mesih’i öldürdük! demelerinden ötürü (belâlara uğradılar). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar; fakat (bu iş) kendilerine, benzer gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler kesinlikle ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta kesin bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler).

Ve «Muhakkak biz Meryem'in oğlu Allah'ın peygamberi İsâ'yı öldürdük,» demeleri sebebiyle (lânete hedef olmuşlardır). Halbuki, O'nu ne öldürdüler ve ne de asıverdiler. Fakat onlar için bir benzetilmiş oldu. Ve şüphe yok ki, onda ihtilâf edenler, ondan dolayı şekk içindedirler. Onlar için buna dair zanna uymaktan başka bir bilgi yoktur ve O'nu hakikaten katletmiş değildirler.

155, 156, 157, 158. İşte sözleşmelerini bozmaları, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve “kalplerimiz perdelidir” demeleri -ki kalpleri perdeli yaratılmış olmayıp, Allah inkârcılıkları sebebiyle kalplerini mühürledi de artık onlar pek az inanırlar- yine inkârları ve Meryem aleyhinde müthiş bir iftira atmaları ve “Biz Allah'ın resulü(! ) Meryem oğlu Mesih Îsâ'yı katlettik! ” demeleri yüzünden, onların başlarına belalar vererek cezalandırdık, kalplerini mühürledik, Oysa onlar Îsâ'yı öldüremediler, asamadılar da; öldürülen başkası idi, lâkin kendilerine ona benzer gösterildi. Îsâ hakkında ihtilâfa düşenler de bu hususta şüphe içindedirler. Bu konuda kesin bilgileri yoktur, zanna tâbi olmaktan başka bir şeye dayanmazlar. Onu kesinlikle öldüremediler. Doğrusu Allah onu kendi katına yükseltti. Allah aziz ve hakimdir (mutlak galiptir, tam hüküm ve hikmet sahibidir). [2, 88; 41, 5; 3, 55; 19, 30; 3, 49] {KM, Levililer 26, 41; Tesniye 30, 6}

2,88’de o Yahudilerin, Hz. Peygamber (a.s.)’ın dâvetini sağır bir kulakla dinledikleri hatta “Siz ne kadar kesin delil getirseniz de, dâvetinizi kabul... Devamı..

Biz Allah'ın elçisi, Meryem oğlu Îsa Mesih'i öldürdük! demelerinden ötürü (belalara uğradılar). Oysa onu öldürmediler ve asmadılar; fakat (bu iş) kendilerine, benzer gösterildi. Onun hakkında ayrılığa düşenler, ondan yana tam bir kuşku içindedirler. O hususta kesin bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu yakinen öldürmediler (onu öldürdüklerini kesin biçimde bilemediler).

Yani İncîl yazarlarınca Îsâ, öldürülen veya asılan efsânevî nitelikteki (Dionysius, Oziris, Orfeus, Attis, Adonis gibi) bâtıl tanrılara benzetildi.... Devamı..

Ve "Biz Allâh'ın rasûli Mesîh 'Îsâ ibni Meryem'i katl itdik" dimeleri (bununla iftihâr itmeleri) de ('azâblarına sebeb oldı). Halbuki onı katl itmediler salb de iylemediler. Lâkin onlara benzedildi [²] Bunda, (maslûb 'Îsâ idi, değildi gibi) ihtilâf idenler bu husûsda şek ve şübhededirler [³] Onların bunda 'ilim ve yakîni yokdur. Ancak zanna tâbi' olurlar. Onlar 'Îsâ'yı yakînen katl itmediler.

[2] Sure-i Âl-i 'İmrân'ın 53nci âyetinin notuna bak. [3] 'Îsâ'yı haber viren ve yahûdîler tarafından o zannıyla salb olunan yahûdîyi, ba'zı 'alâim-... Devamı..

Bir de Meryem oğlu İsa Mesih’i; yani Allah’ın Elçisini “Biz öldürdük” demeleri vardır. Onu ne öldürdüler ne de astılar ama böyle bir şüpheye düşürüldüler[*]. Anlaşmazlığa düştükleri bu şeyde tam bir şüphe içindedirler. Bu konuda bilgileri sadece varsayıma uymaktan ibarettir. Onu kesin olarak öldürmediler.

[*] "ama onlar için o ona benzetildi" demek, "öldürdükleri kişi onlar için İsa'ya benzetildi." Şüpheden kurtulamamaları bundandır.

-Allah'ın Resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i biz öldürdük, demeleri sebebiyledir. Oysa Onu öldürmediler, asmadılar da. fakat onlara öyle gösterildi. ihtilaf ettikleri konuda şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka bir bilgileri de yoktur. Kesinlikle Onu öldürmediler.

Bir de “Allah'ın Resulü Meryem oğlu İsa'yı öldürdük” demeleri yüzündendir. Onu ne öldürdüler, ne de astılar; ancak şüpheye düşürüldüler. İsa hakkında anlaşmazlığa düşenler de bu konuda şüphe içindedirler. Onların bildiği birşey yoktur; sadece tahminlerinin peşine takılıyorlar. Onu kesin olarak öldüremediler.

"Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.

daħı eyitdüklerinden ötürü “bayıķ biz depeledük mesįh’i ya'nį el sürüciye ya'nį śayruya elin sürerdi daħı gey olurdı 'įsā!’yı meryem oġlunı Tañrı yalavacını.” daħı depelemediler anı daħı asmadılar anı velįkin beñzer olındı anlara. daħı bayıķ anlar kim dartışdılar anuñ ḥaķķında gümān içindedür andan yoķdur anlaruñ aña hįç bilmek illā uymaķ gümāne. daħı öldürmediler anı gümānsuz.

Daḫı eyitdiler: Öldürdük Mesīḥi ki Meryem oġlı ‘Īsādur, Tañrıpeyġamberidür. Daḫı öldürmediler anı, aṣmadılar anı daḫı. Līkin añabeñzer kişi aṣdılar. Taḥḳīḳ ol kişiler ki çekişdiler ‘Īsā ḥaḳḳında, şek içinde‐dürler, ḥaḳīḳat ‘ilmin bilmezler. Līkin gümānā uyarlar, yaḳīn öldürmedileranı.

(Onların lə’nətə düçar olmalarının bir səbəbi də: ) ”Biz, Allahın elçisi Məryəm oğlu İsa əl-Məsihi öldürdük”, - demələridir. Halbuki onlar İsanı nə öldürdülər, nə də çarmıxa çəkdilər. Onlarda yalnız belə bir təsəvvür yarandı. Bu haqlı ixtilafda olanlar onun (şəxsən öldürülməsi) barəsində, əlbəttə, şəkk-şübhə içərisindədirlər. Onların buna dair heç bir mə’lumatı yoxdur. Onlar ancaq zənnə qapılırlar. Həqiqətdə onu (İsanı) öldürməmişdilər.

And because of their saying: We slew the Messiah Jesus son of Mary, Allah's messenger They slew him not nor crucified, but it appeared so unto them; and lo! those who disagree concerning it are in doubt thereof; they have no knowledge thereof save pursuit of a conjecture ; they slew him not for certain,

That they said (in boast), "We killed Christ Jesus the son of Mary, the Messenger of Allah.;- but they killed him not, nor crucified him,(663) but so it was made to appear to them, and those who differ therein are full of doubts, with no (certain) knowledge, but only conjecture to follow, for of a surety they killed him not:-

663 The end of the life of Jesus on earth is as much involved in mystery as his birth, and indeed the greater part of his private life, except the thr... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.