8 Eylül 2024 - 4 Rebiü'l-Evvel 1446 Pazar

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Nisâ Suresi 135. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû kûnû kavvâmîne bilkisti şuhedâe li(A)llâhi velev ‘alâ enfusikum evi-lvâlideyni vel-akrabîn(e)(c) in yekun ġaniyyen ev fakîran fa(A)llâhu evlâ bihimâ(s) felâ tettebi’û-lhevâ en ta’dilû(c) ve-in telvû ev tu’ridû fe-inna(A)llâhe kâne bimâ ta’melûne ḣabîrâ(n)

Ey inananlar, Allah için daima adaleti tam yerine getirin ve tanıklığı o yolda yapın, hatta kendi aleyhinize, yahut anayla babanın ve yakınların aleyhine bile olsa. Hatta zengin, yahut yoksul bile olsa, çünkü Allah ikisine de sizden daha ziyade sahiptir, sizden daha fazla korur onları ve siz, adaleti icra ederken nefsinizin dileğine uymayın. Bir tarafı gözeterek hüküm verir, yahut birinden yüz çevirirseniz bilin ki Allah, şüphe yok, yaptıklarınızın hepsinden haberdardır.

Ey iman edenler! Hakk üzere durup adaleti yerine getirmeye çalışan (hâkimler) ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. (Dürüstlükten ve hakkaniyetten asla uzaklaşmayın.) Velev ki bu şahitliğiniz kendinizin, ana-babanızın veya akraba ve yakınlarınızın aleyhine bile olsa! (Yine doğruluktan ve Hakk’tan ayrılmayın. Üzerine şahitlik veya hâkimlik yapacağınız kimseler,) Onlar ister zengin olsun ister fakir bulunsun (yine sakın adaletten ve doğru bildiğinizden caymayın). Çünkü (taraflar kim olursa olsun,) Allah ikisine de sizden daha yakındır. (Yani, bizzat O’nun kullarıdır, buna rağmen adaleti buyurmaktadır.) Onun için siz adaletten ayrılıp haddinizi aşarak (Hakk’tan yüz çevirip) nefsinizin hevâsına uymayın. Eğer (adaletten ve doğru şahitlikten) dilinizi eğip bükerseniz veya büsbütün Hakk’tan yüz çevirirseniz, Allah şüphesiz yaptıklarınızdan Haberdardır. (Bunun hesabı ve azabı çok ağırdır!..)

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutun; kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın zararına bile olsa… Allah rızası için şahitlik yapanlar olun. Şahitlik yaptığınız kimseler, zengin de olsa, fakir de olsa adaletten ayrılmayın. Allah'ın hakkı, onların her birinin hakkının önüne geçer. Hislerinize uyup, adaletten şaşmayın. Şahitliği eğer, büker veya şahitlikten kaçınırsanız biliniz ki, Allah tüm yapmakta olduklarınızdan haberi olandır.

Ey iman edenler, Allah adına Kurân'ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderler, Allah için doğruları konuşan şâhitler olarak, sosyal, siyasî, ekonomik ve idarî düzeni adâletle yaşatanlar, ayakta tutanlar, sosyal adâleti, sosyal güvenliği sağlayanlar, refah payını artırarak dengeli dağıtanlar olun; kendinizin, yandaşlarınızın, ana-babanızın, akrabalarınızın aleyhinde de olsa, düzenin kurallarını aksatmadan uygulayın. Zengin ve fakir de olsalar uygulamada ayırım gözetmeyin; şunu bilin ki, Allah onlara sizden daha yakındır.
Haktan ve adâletten ayrılarak şahsî arzu ve ihtiraslarınıza uymayın. Dilinizi eğip bükerek, doğru, âdil idarecilik ve şâhitlik etmezseniz; idarecilikten ve şâhitlik etmekten çekinirseniz, bilin ki, Allah işlediğiniz gizli-açık bütün amellerden haberdardır.

bk. Kur’an-ı Kerim, 5/8.

Ey iman edenler! Kendi nefisleriniz, anne babalarınız ve yakınlarınız aleyhine de olsa Allah için şahitlikte bulunarak adaleti gereği gibi uygulayan kimseler olun. (Muhatabınız) zengin de olsa fakir de olsa, (bilin ki) Allah onlara daha yakındır. Şu halde adaleti yerine getirme konusunda kendi tutkularınıza uymayın. Eğer dilinizi büker veya yüz çevirirseniz muhakkak ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

135.İbnu Ebi Hatim`in Suddi`den rivayet ettiğine göre biri zengin biri fakir olan iki adam aralarındaki bir problem için Resulullah (a.s.)`a geldiler.... Devamı..

Ey iman edenler, kendiniz, anne-babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, Allah için şahidler olarak adaleti ayakta tutun. (Onlar) ister zengin olsun, ister fakir olsun; çünkü Allah onlara daha yakındır. Öyleyse adaletten dönüp heva (tutkuları)nıza uymayın. Eğer dilinizi eğip büker (sözü geveler) ya da yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberi olandır.

Ey mü'minler! Hak üzere durup adâleti yerine getirmeğe çalışan hâkimler ve Allah için doğru söyliyen şahidler olun. Velev ki şahidliğiniz, nefsinizin yahut ana ve babanızla yakın akrabanızın aleyhinde olsun, ister üzerine şahidlik yapılan kimseler zengin veya fakir bulunsun... Çünkü Allah, ikisine de (zengin ile fakire) sizden daha yakındır. Onun için siz, hakdan yüz çevirip nefsin arzusuna uymayın. Eğer adâlet üzere hüküm vermekten, şahitliğinizde doğru söylemekten dilinizi bükerseniz veya (büsbütün ondan) yüz çevirirseniz, şüphe yok ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutanlar olun. Kendiniz, ana babanız, akrabalarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitler olun. Eğer sanık, zengin veya fakir ise, Allah onlara sizden daha yakındır. Artık adaletten cayıp istek ve arzunuza uymayın. Eğer şahitlikte dil büküp veya şahitlik etmezseniz, (bilin ki) Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutunuz; kendiniz, anne babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Haklarında şahitlik ettikleriniz zengin olsunlar, fakir olsunlar, Allah onlara sizden daha yakındır. İğreti arzularınıza uyup adaletten sapmayınız. Eğer şahitlik ederken dilinizi eğip bükerseniz ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızı bilir.[86]

[86] Adaletin temini için şahitlik yapmak hakkında geniş bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, V, 378-382.

Ey inanmış olanlar! Kendi üzerinize, ananın, babanın üzerine, zengin olsun, yoksul olsun, hısımların üzerine olsa da, Allah için tanıklık edecek bulunursanız, adaletten ayrılmayın, imdi Allah onlara dahi iyi vekildir, havaya uymayınız, döneklik etmeyiniz, dilinizi bükerseniz, tanıklıktan yüz dönerseniz, Allah haberlidir yaptığınız her işten

Ey iman edenler! Kendinizin, ana babanızın ve en yakınlarınızın aleyhine dahi olsa, adaleti titizlikle ayakta tutan ve sırf Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın)! Çünkü Allah her ikisine de (sizden) daha yakındır. Öyleyse, keyfinize uyup adaletten uzaklaşmayın. Eğer şâhitlik ederken gerçeği çarpıtırsanız, ya da şâhitlikten kaçınarak yüz çevirirseniz, (bunun cezasını çok ağır ödersiniz)! Çünkü Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.

Bkz. 5/8

Ey mü’minler Allâh’ın huzûrunda şehâdet iderken adâlete ziyâdesiyle ri’âyet idiniz velev kendi nefsiniz, vâlide ve pederiniz ve akrabânız ’aleyhine olsun velev zengin veyâ fakîre karşı olsun hüsn-ü şehâdetde hevâ ve hevesinize tâbi’ olmayınız ’adâletden inhirâf iylerseniz şehâdeti tahrîf veyâ şehâdetden istinkâf ider iseniz ’amellerinizden Allâh’ın haberdâr oldığını biliniz.

Ey İnananlar! Kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhlerine de olsa, Allah için şahit olarak adaleti gözetin; ister zengin, ister fakir olsun, Allah onlara daha yakındır. Adaletinizde heveslere uymayın. Eğer eğriltirseniz veya yüz çevirirseniz bilin ki, Allah işlediklerinizden şüphesiz haberdardır.

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. (İnsanlar) zengin olsunlar, yoksul olsunlar Allah onlara sizden daha yakındır. Öyleyse siz hislerinize uyup adaletten ayrılmayın. Eğer adaletten sapar veya üzerinize düşeni yapmaktan geri durursanız bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker (doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.  

 Âyette, insanları adaletten ayıran iktisâdî, sosyal, psikolojik sebeplerin hepsi sayılarak insanlar uyarılmış, hükmeden veya şahitlik eden kimsenin y... Devamı..

İnananlar! Kendiniz, ananınz, babanız ve yakınlarınız aleyhinde dahi olsa ALLAH için tanıklık ederek adaleti gözetin. İster zengin, ister fakir olsun, ALLAH her iki gruba da bakar. Öyleyse, kişisel çıkar ve duygularınıza uyarak taraflı davranmayın. Gerçeği çarpıtırsanız veya tanıklık etmekten çekinirseniz, bilesiniz ki ALLAH yaptıklarınızı haber alır.

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, anababanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. Zira zengin de olsa, fakir de olsa, Allah ikisine de (sizden) daha yakındır. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten uzaklaşmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey o bütün iyman edenler! Hakkaniyyetle durub adaleti yerine getirmeğe uğraşır hâkimler, Allah için şahidler olunuz, gerekse nefislerinizin, veya ebeveyninizin veya en yakınlarınızın aleyhine olsun, gerek zengin ve gerek fakır bulunsun, çünkü Allah ikisinden de akdemdir, onun için haktan udul edib de nefsin arzusuna tabi' olmayın ve eğer dilinizi eğer veya çekinirseniz şüphe yok ki Allah her ne yaparsanız habîr bulunur

Ey îmân edenler! Kendinizin, ananızın, babanızın ve akrabalarınızın aleyhinde bile olsa, Allah için şahitlik ederek, adaleti ayakta tutan kimseler olun. (Haklarında şahitlik yaptığınız kimseler) ister zengin, ister fakir olsun (fark etmez, siz dürüstçe şahitlik yapın.) Allah’ın hakkı (emri) hepsinden önde gelir. Nefsinizin hevâsına uyup da adaletten ayrılmayın. Eğer (şahitlikte, dilinizi) eğip büker, doğruyu söylemezseniz, (yalancı şahitlik ederseniz) veya (şahitlikten) kaçınırsanız biliniz ki, Allah bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdar olandır.

Ey iman edenler! Kendinizin, anne ve babanızın ve akrabalarınızın aleyhine bile olsa; tanıklık ettiğiniz kimseler, zengin de olsa, fakir de olsa, Allah için hakkaniyetli tanıklar olarak adaleti gerçek anlamıyla yerine getirin. Allah, onlara sizden daha yakındır. Haddi aşarak, tutkunuza tabi olmayın. Eğer gerçeği çarpıtıp, yüz çevirirseniz, Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey îman edenler, adaleti titizlikle ayakda tutan (haakim) ler ve Allah için şâhidiik eden (insan) lar olun. (O hükmünüz veya şâhidliğiniz) velev ki kendinizin veya ana ve babalar (ınız) ın ve yakın hısımlar (ınız) ın aleyhinde olsun, (isterse onlar) zengin veya fakir bulunsun. Çünkü Allah ikisine de (sizden daha) yakındır (ve hallerini sizden iyi bilicidir). Artık siz (hakdan) dönerek (keyf-ü) hevanıza uymayın. Eğer dilinizi eğib büker (hakkı olduğu gibi söylemekden çekinir) veya (büsbütün ondan) yüz çevirseniz şübhe yok ki Allah ne yaparsanız hakkıyle haberdârdır.

Ey îmân edenler! Adâleti titizlikle ayakta tutan (hâkim)ler, Allah için şâhidlik eden kimseler olun!(1) (Bu tavrınız) velev kendiniz veya ana-baba ve akrabâlar(ınız)aleyhine olsun! (Hem aleyhlerine karar verilen veya şâhidlik edilen) ister zengin, ister fakir olsun; Allah, ikisine de (sizden) daha yakındır (onların maslahatını daha iyi bilir); öyleyse(haktan) saparak nefsin arzûsuna uymayın! Buna rağmen (dilinizi) eğip büker veya (îcâb eden hüküm ya da şâhidlikten) yüz çevirirseniz, artık muhakkak ki Allah, ne yaparsanızhakkıyla haberdardır.

(1)“Hakkın hâtırı âlîdir (yücedir), hiçbir hâtıra fedâ edilmez. Kimin hâtırı kırılırsa kırılsın, yalnız hak sağ olsun!” (Dîvân-ı Harb-i Örfî)... Devamı..

Ey iman etmiş olanlar! Haktan yana olup adaleti sapasağlam ayakta tutun, Allah için şahitler olun (dürüstlükten ve hakkaniyetten asla uzaklaşmayın). İsterse kendinizin veya ana-babanızın ya da yakınlarınızın aleyhine olsun (yine adaletten, doğruluktan ve Hakk’tan asla ayrılmayın), isterse onlar (şahitlik ettiğiniz kimse) zengin veya fakir bulunsun. Allah ikisini (korumada) sizden elbette öndedir. Artık hak ve adalette (kendi) heves(iniz)e uymayın. Eğer (haktan, adaletten ve doğru şahitlikten) dilinizi büker veya yüz çevirirseniz, (bilin ki) kuşkusuz Allah yaptıklarınızdan haberdardır. *

(*) Âyette, insanları adaletten ayıran iktisâdî, sosyal, psikolojik sebeplerin hepsi sayılarak insanlar uyarılmış, hükmeden veya şahitlik eden kimseni... Devamı..

Ey İman edenler! Allah için adaletin yerine getirilmesi için şahitlikleri yerine getirin. Şahitlik ettiğiniz konu kendi aleyhinize veya ana babanızın veya yakın akrabalarınızın aleyhine de olsa, onlar gerek zengin olsun gerekse fakir olsun, Allah şahitlik edilenle şahitlik edene yakın olduğu için, neye şahitlik ettiyseniz onu yerine getirin. Sakın ola ki adaleti yerine getirmede arzularınıza uymayın, eğer şahitlik etmekten kaçar veya yüz çevirirseniz, şunu bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (Bu konudaki davranışlarınızı, hesap gününde soracaktır)

Ey inananlar! Doğrulukta direnin, Allah için tanıklık edin. Kendinize, ananıza, babanıza yakınlarınıza karşı olsa bile. Zengin de olsalar yoksul da olsalar. Çünkü Allah ikisini de sizden daha iyi korur. Öyleyse dürtülerinize uyup da doğru yoldan ayrılmayın. Eğer dilinizi dolaştıracak, ya da doğruluktan çevirecek olursanız gerçekten Allah işlediklerinizden bilgili olandır.

Ey iman edenler! Hakkaniyetin son derecesini tutun, isterse kendi aleyhinizde veya ananızın, babanızın, akrabanızın aleyhinde olsun, Allah için şahit olun, zengin olsun, fakir olsun [¹] Allah onları [²] himayeye sizden evlâdır. Artık adil ile insafta bulunmanız için hevese uymayın [³] Eğer dilinizi bükerseniz veya dönerseniz [⁴] ukubet görürsünüz. Çünkü Allah işlediklerinizden haberdardır.

[1] Zenginin hatırını sayarak, fukaraya acıyarak hakkı ketmetmeyin.[2] Zengin ile fakiri, veya aleyhine şehadet olunan ile lehine şehadet olunanı.[3] ... Devamı..

Ey İnananlar! Eğer kendiniz, ana babanız ve yakınlarınız aleyhine de olsa, adaleti tam yerine getirerek [kavvâmîn], Allah için şahitlik eden kimselerden olunuz. Onlar ister zengin isterse fakir olsunlar, Allah’ın hakkı her birinin önüne geçer. Öyle ise, adaleti gerçekleştirmede arzunuza/hevesinize uymayın. Eğer (şahitlikte) dilinizi eğip bükerseniz/hakikati çarpıtırsanız veya (şahitlik etmekten) vazgeçerseniz biliniz ki, Allah yapıp ettiklerinizden mutlaka haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve kendiniz, ana babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, yalnız Allah için şahitlik eden kimseler olunuz. İsterse onlar zengin veya fakir bulunsun, Allah ikisine (sizden) daha önceliklidir. Nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer (şahitlik ederken) dilinizi eğip bükerseniz (yalan söylerseniz) veya (şahitlikten) çekinirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Kendinizin, ana babanızın ve diğer dost ve akrabalarınızın aleyhine bile olsa, Allah için gerçeğe şâhitlik ederek adâleti tam yerine getiren dosdoğru şâhitler ve hâkimler olun! Dâvâcılar ister zengin, ister fakir olsun, ne zengine dalkavukluk etmek, ne de fakiri kayırmak için adâletten ayrılmayın! Zira, zengin de olsa fakir de olsa, Allah ikisine de sizden dahayakındır. Dolayısıyla, onların hakkını sizden daha iyi gözetir.
O hâlde, sakın keyfinize uyup doğruluktan sapmayın! Çünkü eğer şâhitlik ederken gerçeği çarpıtırsanız, ya da şâhitlikten kaçınarak yüz çevirecek olursanız, bunun cezasını çok ağır ödeyeceksiniz! Çünkü Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır.
Ama hakiki adâleti, ancak hakiki imana sahip bir toplum gerçekleştirebilir. Bunun için de, iman ettim diyerek işin peşini bırakmamalı, her Kur’an okuyuşunuzda âdetâ yeniden iman ederek, ruhunuzdaki heyecanı dâimâ diri tutmalısınız:

Ey iman edenler! Allah için şahid “Tam Adalet”li kaim yöneticiler olun; kendi aleyhinize veya Ana-Baba’nın ve En Yakın (Akraba)lar’ın aleyhine olsa bile! Zengin de olsa, fakir de olsa, ikisine Allah evlâdır (önceliklidir / en yakındır). Hevâ’ya uymayın ki adaletli olasınız! Eğilip bükülürseniz, çekinip geri durursanız, şüphesiz Allah, işleyeceğiniz şeylerden haberlidir.

Sevgili müminler! Asla adaletten şaşmayın, Allah için tanıklık edin. Kendi aleyhinize, hattâ ananız babanız ve yakınlarınız aleyhine bile olsa, İster zengin ister fakir olsun, her iki kesim için de Hak öncelikli olmalıdır. Adalet ederken duygularınıza kapılmayın. Şayet kıvırtıp geri dönüş yaparsanız, Bilin ki Allah yapıp ettiklerinizi görüp duruyor.

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine bile olsa, Allah için şahitlik yaparak, adaleti titizlikle ayakta tutun! Şahitlik ettikleriniz fakir veya zengin bile olsa adaletten ayrılmayın! Allah haksızlığa uğrayanlara yakındır. Adaleti uygularken arzularınıza, heveslerinize, çıkarınıza uymayın. Şahitlik ederken gerçeği çarpıtırsanız veya şahitlikten çekinirseniz; bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti (titizlikle) ayakta tutan, kendiniz, ana baba(nız) ve yakınlar(ınız) aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kişiler olun! [*] (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin de fakir de olsalar Allah onlara (sizden) daha yakındır. Adalet(ten sapma) konusunda arzular(ınız)a uymayın! (Şahitliği) eğip büker (doğru şahitlik etmez) veya şahitlik etmekten kaçınırsanız, (bilin ki) şüphesiz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Burada muhataplar hem yönetici veya yargıç makamında bulunanlardır; hem de şahitlik etmesinden söz edilen herkestir. Nisâ 4:3 ve 127’de yetimler ve ka... Devamı..

Ey îman edenler! Kendinizin, ananızın, babanızın ve akrabalarınızın aleyhinde bile olsa, Allah için şâhitlik ederek, adaleti ayakta tutan kimseler olun.¹ (Haklarında şâhitlik ettikleriniz) ister zengin olsunlar, ister fakir olsunlar Allah, onları herkesten daha fazla gözetir.² Sakın adaletten ayrılarak, nefsinizin arzusuna uymayın.³ Eğer (şâhitliği) gizler veya (şâhitlikten) çekinirseniz (bilin ki) Allah yaptıklarınızdan (tümüyle) haberdardır.

1 Yani, başkasının sizde bir hakkı varsa doğruyu söyleyerek ananız, babanız ve akrabanızın aleyhine bile olsa şâhitlikten kaçınmayın veya üçüncü bir ş... Devamı..

SİZ EY imana ermiş olanlar! Sizin, ebeveyninizin ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, Allah rızası için hakikate şahitlik yaparak adaleti gözetmeye azmedin. O kişi zengin de olsa fakir de olsa, Allah’ın hakkı onların her birinin [hakkının] önüne geçer. ¹⁵⁰ Öyleyse, kendi boş arzu ve heveslerinize uymayın ki adaletten uzaklaşmayasınız. Çünkü, eğer [hakikati] çarpıtırsanız, bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

150 Yani, “zengin bir adamın sizi onun lehine veya aleyhine sonuçlanacak bir önyargıya sürüklemesine izin vermeyin ve yersiz bir merhamete kapılarak h... Devamı..

Ey iman edenler! Kendinizin, ana babanızın veya akrabanızın aleyhine dahi olsa, Allah için doğru şahitlik yaparak bütün gücünüzle hak ve adaleti ayakta tutmaya gayret edin! İster zengin olsun ister fakir olsun Allah’ın hakkı hepsinden önde gelir. Arzu ve heveslerinize uyarak adaletten sapmayın. Eğer dillerinizi eğip bükerek gerçeği çarpıtırsanız, bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 3/21, 4/58, 5/8, 6/152, 16/90, 38/26, 70/33

SİZ ey iman edenler! Kendinizin, ebeveyninizin ve akrabanızın aleyhine de olsa, Allah için hakka şahitlik yaparak daima adâleti tesis etmeye çalışın. O kimse zengin olsun fakir olsun, Allah’ın hakkı onların her birinin önüne geçer. O hâlde kendi arzularınıza uymayın ki adâletten uzaklaşmayasınız. Ama eğer ağzınızı eğip bükerek hakikati çarpıtırsanız ve(ya) şahitlikten kaçınırsanız, bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler, adaleti ayakta tutun, (birbirinizin hakkına saygı posterin) ve ana-babanız ile yakın akrabalarınız aleyhine dahi olsa, Allah için şahitlik eden kimseler olun, (haklarında şahitlik ettiğiniz kimseler) zengin de olsa fakir de olsa! (Ne zenginden menfaat umun, ne de fakire acıyın, gerçek ne ise onu söyleyin) Çünkü Allah onlara (sizden) daha yakındır! (O, onları daha iyi gözetir, kimin haklı kimin haksız olduğunu bilir) Hislerinize uyarak, adaletten ayrılmayın, (gerçeği gizlemeyin) Eğer dilinizi eğer bükerseniz (gerçeği söylememek için zorlanırsanız) veya (haktan) yüz çevrilirseniz, biliniz ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa, Allah için şahitlik yaparak kıstası/kriteri titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) ister zengin veya fakir de olsalar. Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır. ) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.

İmân edenler! Adaletle bihakkın kâim, Allah için şahit kimseler olunuz. Velev ki kendi şahıslarınızın veya ebeveyninizin veya en yakınlarınızın aleyhine olsun, ister zengin veya fakir bulunsun. Çünkü Allah Teâlâ onlara daha yakındır. Artık haktan dönerek hevâya tâbi olmayınız. Ve eğer dilinizi eğer bükerseniz veya yüz çevirirseniz şüphe yok ki Allah Teâlâ işlediğiniz şeyden bihakkın haberdardır.

Ey iman edenler! Haktan yana olup var gücünüzle ve bütün işlerinizde adaleti gerçekleştirin. Allah için şahitlik eden insanlar olun. Bu hükmünüz ve şahitliğiniz isterse bizzat kendiniz, anneniz, babanız ve yakın akrabalarınız aleyhinde olsun. İsterse onlar zengin veya fakir bulunsun; çünkü Allah her ikisine de sizden daha yakındır. Onun için, sakın nefsinizin arzusuna uyarak adaletten ayrılmayın. Eğer dilinizi eğip bükerek gerçeği olduğu gibi söylemekten çekinir veya büsbütün şahitlikten kaçarsanız, iyi bilin ki Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır. [5, 8]

“Sizden daha yakındır.” şu demektir: Öyleyse zenginin rızasını gözetip onun lehinde olmayın. Fakire de acıyıp onun lehinde hakikatten ayrılmayın. Alla... Devamı..

Ey inananlar, adaleti tam yerine getirerek Allah için şahidlik edenler olun, kendinizin, ana babanızın ve yakınlarınızın aleyhinde bile olsa, (şahidlik ettiğiniz kimseler) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah, ikisine de daha yakındır (onları sizden çok kayırır). Öyle ise keyfinize uyarak doğruluktan sapmayın. Eğer (şahidlik ederken dilinizi) eğip bükerseniz, ya da doğruyu söylemezseniz, muhakkak ki Allah yaptıklarınızı bilir.

Ey Mü'minler! Allâh içün şâhid oldığınızda, velev kendi nefsiniz, baba ve ananız ve akrabânız 'aleyhine olsa da haklarında şehâdet iyledikleriniz zengîn veyâ fakîr bulunsalar da 'adâletde kâim olınız. (Hâtır ve gönüle bakmayub doğrı şehâdet idiniz) Allâh Te'âlâ haklarında şehâdet iylediklerinize sizden daha evlâdır. (Onları himâyet ve sıyânet, onlara merhamet husûslarında sizden daha evlâdır.) Hevâ-yı nefsinize tâbi' olarak (doğrıdan) sapmayınız. Eğer şehâdetde hakîkatden 'udûl ve inhirâf iylerseniz (dûçâr-ı cezâ olursunuz) Allâh işlediğiniz şeylerden haberdârdır.

Ey inanıp güvenenler (müminler)! Allah için şahitlik yaparak hakkı ayakta tutan kişiler olun; ister kendiniz, ana babanız veya yakınlarınız aleyhine olsun; isterse zengin veya fakir olsunlar, Allah, onlara sizin yakınlığınızdan daha yakındır. Arzularınıza uymayın yoksa saparsınız. Ağzınızı eğip büker veya şahitlikten kaçarsanız bilin ki Allah, yaptığınız her işin iç yüzünü bilir.

-Ey iman edenler! Adalet ile hükmeden hakimler ve Allah için (doğru söyleyen) şahitler olun. Şahitliğiniz kendi aleyhinize veya çocuklarınızın ve yakınlarınızın aleyhine olsa bile, zengin olsun fakir olsun doğru şahitlik edin. Allah her ikisine de sizden daha yakındır. Adaletten sapmamak için heveslerinize uymayın. Eğer (adalet ile hüküm vermekten, şahitliğinizde doğru söylemekten çekinir) dilinizi eğip bükerseniz ve yüz çevirirseniz, şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Adaleti ayakta tutan ve Allah için şahitlik eden kimseler olun—isterse kendi aleyhinize veya anne baba yahut yakınlarınızın aleyhine olsun. Onlar zengin de olsa, fakir de olsa, Allah onlara sizden daha yakındır. Onun için heveslerinize uyarak adaletten ayrılmayın. Eğer sözü eğip büker veya şahitlikten kaçınırsanız, hiç şüphe yok ki Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır.

Ey iman edenler! Öz benliğiniz, anne-babanız, yakınlarınız aleyhine de olsa, zengin veya fakir de olsalar, adaleti dimdik ayakta tutarak Allah için tanıklık edenler olun. Allah, ikisine de sizden daha yakındır. O halde, nefsinizin arzusuna uyarak adaletten sapmayın. Eğer dilinizi eğip büker yahut çekimser kalırsanız, Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdardır.

iy anlar kim įmān getürdiler! oluñ gey dururıcılar 'adlı, ŧanuķlar iken Tañrı içün eger gendüzüñüz üzerine-y-ise daħı yā ata aña üzerine [49b] daħı yaķın ħıśımlar üzerine eger ola bay yā yoḥsul Tañrı yigrekdür ol ikiye ya'nį bilürirekdür ḥalların. pes uymañ nefs dilegine kim meyl eyleyesiz daħı eger döndüresiz ya'nį ŧanuķlıġı yā yüz döndüresiz ya'nį ŧanuķlıķdan bayıķ Tañrı oldı aña kim işlersiz ħabarlu.

İy īmān getüren kişiler, oluñuz doġrular ‘adl bile, ḥaḳḳ‐ıla ṭanuḳluḳ vi‐rüñüz Tañrı‐çun nefslerüñüz üstine olsa daḫı, ata ana üstine olsa daḫı,ḳarāyibler üstine daḫı olsa. Eger bay olsa yā dervīş olsa Tañrı Ta‘ālā anla‐ruñ mu‘īnidür. Pes hevāya uymañuz, ‘adl eylemegi ḳomañuz. Eger meyleyleseñüz yā yüz dönderseñüz Tañrı Ta‘ālā siz işlegeni bilicidür.

Ey iman gətirənlər! (Şahidliyiniz) sizin özünüzün, ata-ananızın, yaxın qohumlarınızın əleyhinə olsa belə, ədalətdən möhkəm yapışan Allah şahidi olun! (Əleyhinə şahidlik edəcəyiniz şəxs) istər dövlətli, istər kasıb olsun, hər halda Allah onların hər ikisinə (sizdən) daha yaxındır. Nəfsinizin istəyinə uyub haqdan üz çevirməyin! Əgər dilinizi əyib büzsəniz və ya (doğru şəhadət verməkdən, yaxud ümumən şahidlikdən) boyun qaçırsanız, (bilin ki) Allah etdiyiniz işlərdən xəbərdardır!

O ye who believe ! Be ye staunch in justice, witnesses for Allah, even though it be against yourselves or (your) parents or (your) kindred, whether (the case be of) a rich man or a poor man, for Allah is nearer unto both (than ye are) . So follow not passion lest ye lapse ( from truth ) and if ye lapse or fall away, then lo! Allah is ever Informed of what ye do.

O ye who believe! stand out firmly for justice, as witnesses(644) to Allah, even as against yourselves, or your parents, or your kin, and whether it be (against) rich or poor:(645) for Allah can best protect both. Follow not the lusts (of your hearts), lest ye swerve, and if ye distort (justice) or decline to do justice, verily Allah is well- acquainted with all that ye do.

644 Justice is Allah's attribute, and to stand firm for justice is to be a witness to Allah, even if it is detrimental to our own interests (as we con... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.