İnne-lleżîne ye/kulûne emvâle-lyetâmâ zulmen innemâ ye/kulûne fî butûnihim nârâ(an)(c) veseyaslevne se’îrâ(n)
Gerçekten, yetimlerin (sahipsiz ve çaresiz kimselerin) mallarını (haksızlık ve haram yollarla) zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Zaten onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını zulümle yiyenler, ancak ateş yerler, o mallar, karınlarında ateştir adeta ve onlar, alevli ateşe atılacaklardır.
Doğrusu yetimlerin mallarını haksızca yiyip bitirenler, karınlarını sadece ateşle doldurmuş olurlar. Onlar öteki dünyada da çılgın bir ateşe gireceklerdir.
Haksız yere yetimlerin, dulların, kimsesizlerin mallarını, paralarını yiyenler, karınlarına ateş doldurmuş, bedenlerini ateşle beslemiş olurlar. Yakında körüklenen alev püsküren cehennemin dehşet verici ateşinde yanacaklar.
Şüphesiz yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarına ateş yemiş olurlar. Ve bunlar alevli bir ateşin içine atılacaklardır.
Gerçekten, yetimlerin mallarını zulmederek yiyenler, karınlarına ancak ateş doldurmuş olurlar. Onlar, çılgın bir ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını zulmen (haksız olarak) yiyenler karınlarına ancak bir ateş yerler ve yakında alevli ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını zalimlikle yiyen o kişiler, onlar karınlarını ateşle doldurmaktan başka bir şey yapmıyorlar. Ve onlar sert, şiddetli bir ateşe dayatılacaklar.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karınlarında ateş yemiş olurlar. Yakında onlar alevli bir ateşe gireceklerdir.
Hakları olmaksızın öksüzlerin mallarını yiyenler, ancak karınlarına ateş doldururlar, alevli ateşte yanacaklardır
Doğrusu yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar. Zaten onlar (günahları ve haksızlıkları yüzünden) çılgın bir ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar, zaten onlar çılgın aleve atılacaklardır.*
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak ve ancak karınlarını doldurasıya ateş yemiş olurlar ve zaten onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.
Haksızlıkla yetimlerin mallarını yiyenler şüphesiz karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar; zaten onlar alevlenmiş ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylayacaklar.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, muhakkak ki karınlarını ateşle doldurmuş olurlar ve cehennemi boylarlar.
yetimlerin zulmen mallarını yiyenler muhakkak karınlarında sırf bir ateş yerler ve yarın bir çılgın ateşe yaslanırlar
Haksız şekilde yetimlerin mallarını yiyen kimseler, ancak karınlarına ateş doldurmuş olurlar. İşte onlar, yakında kızgın alevli ateşe atılacaklardır.
Gerçek, yetîmlerin mallarını haksız (ve haraam) olarak yiyenler karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar. Onlar çılgın bir ateşe (cehenneme) gireceklerdir.
Şübhesiz ki haksız olarak yetimlerin mallarını yiyenler, karınlarına ancak bir ateş yemiş olurlar! Ve (onlar,) yakında çılgın alevli bir ateşe gireceklerdir!
Yetimlerin mallarını haksızlık yaparak yiyenler bilsinler ki, mutlaka ateşi karınlarına indirmişlerdir. Aynı zamanda yakıcı ateşe de atılacaklardır.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler yok mu onlar karınlarını ateş ile doldururlar. Onlar yalımlı ateşe sokulacaklardır.
Gerçekten yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, ancak karınlarında bir ateş yemiş olurlar, onlar zaten alevlenmiş ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını haksız yollarla yiyenler, aslında bu davranışlarıyla sadece karınlarına ateş doldurmuş oluyorlar. Çünkü bu günahları yüzünden, çılgın bir ateşe gireceklerdir!
Bu edep ve terbiye, bu adâlet ve insaf duyguları gönüllere telkin edildikten sonra, şimdi mirasta kimin ne kadar pay alacağı açıklanıyor:
Yetimlerin mallarını haksız bir biçimde yiyenler, karınları (dolusu) bir ateşten başka bir şey yemiş olmazlar ve (sonunda da) cehennemi boylarlar.
Yetimlerin mallarını günahkarca yiyip bitirenler, sadece karınlarını ateşle doldurmuş olurlar. Çünkü [öteki dünyada] yakıcı bir ateşe mahkum olacaklar.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına sadece ateş doldururlar ve alevli bir ateşe atılırlar. 4/2-5-6
Doğrusu, yetimlerin mallarını haksız yere boğazlarına geçirenler, karınlarını yalnızca ateşle doldurmuş olurlar. Zira, gelecekte çılgın bir ateşe çıra olacaklar.
Şüphesiz o kimseler ki, yetimlerin mallarını haksız yere yerler, muhakkak karınlarında sırf bir ateş yemiş olurlar ve yakında bir ateşe sokulacaklardır.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, aslında karınları dolusu ateş yerler. Onlar, yarın harıl harıl yanan bir ateşe gireceklerdir.
Zulüm ile öksüzlerin mallarını yiyenler, karınlarına sadece ateş koymaktadırlar ve çılgın bir ateşe gireceklerdir.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına ancak ateş tıkınmış olurlar, zaten onlar yakında çılgın aleve atılacaklardır.
Yetimlerin mallarını haksız yere yiyenler, karınlarına sadece ateş doldururlar ve alevli bir ateşe atılırlar.
Yetimlerin mallarını haksız şekilde yiyenler, karınlarına ateş dolduruyorlar. Sonra da onlar alevli bir ateşe gireceklerdir.
Şunda kuşkunuz olmasın ki, zulme başvurarak yetimlerin mallarını yiyenler karınlarına doldurmak üzere bir ateş yemekten başka bir şey yapmazlar. Ve onlar yakın bir zamanda, korkunç acılar veren bir azaba dalacaklardır.
bayıķ anlar kim yirler yetįmler mālların, ḥaķsuz; bayıķ yirler ķarınları içinde od. daħı göyneler ŧamu odına.
Həqiqətən, yetimlərin mallarını haqsızlıqla yeyənlərin yedikləri qarınlarında oda çevriləcək və onlar (qiyamətdə) alovlu Cəhənnəmə girəcəklər.
Lo! Those who devour the wealth of orphans wrongfully, they do but swallow fire into their bellies, and they will be exposed to burning flame.
Those who unjustly eat up the property of orphans, eat up a Fire into their own bodies: They will soon be enduring a Blazing Fire!
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |