Veleta’lemunne nebeehu ba’de hîn(in)
“Onun haberinin (ve hükümlerinin gerçek ve geçerli olduğunu) bir zaman sonra kesinlikle bilip anlayacaksınız (ama iş işten geçmiş olacaktır.) ”
Onun doğruluğunu, bir müddet sonra mutlaka bilip anlayacaksınız.
Ve Kur'ân'ın verdiği haberlerin doğruluğunu, bir süre sonra bilip anlayacaksınız.
“Onun verdiği haberin doğruluğunu, Kur'ân'a sahiplenenlerin hâkimiyetini, ilgisiz kalanların hata ettiğini, bir müddet sonra mutlaka öğreneceksiniz.”*
Onun haberini bir süre sonra muhakkak bileceksiniz.
'Gerçekten onun haberini bir zaman sonra öğreneceksiniz.'
Muhakkak onun haberini (verdiği haberlerin doğruluğunu) bir zaman sonra, (öldükten sonra) bileceksiniz.
Ve çok kısa bir zaman sonra, haberini (gerçekliğini) kesinkes öğreneceksiniz.
Onun verdiği haberlerin gerçek olduğunu, bir zaman sonra çok iyi anlayacaksınız.[485]*
86,87,88. Diyesin ki: «Sizden hiçbir ödül istemiyorum, size bir şey öne sürmem de, ancak bu âlemlere öğüttür, bir zaman sonra haberini herhal öğrenirsiniz»
Onun verdiği haberlerin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”*
"Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra öğreneceksiniz."*
“Onun haberlerinin doğruluğunu bir süre sonra mutlaka öğreneceksiniz.”
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir zaman sonra çok iyi öğreneceksiniz.
"Ve onun haberlerini bir süre sonra öğreneceksiniz."
"Herhalde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz."
Ve her halde onun haberini bir zaman sonra bileceksiniz
Onun haberini bir zaman sonra kesinlikle bileceksiniz.¹*
«Her halde onun mühim haberini bir zaman sonra (hepiniz) bileceksiniz».
“Ve onun haberini bir zaman sonra mutlaka bileceksiniz.”
“Bu uyardığım haberlerin doğruluğunu, bir müddet sonra (kıyamet gününde) öğreneceksiniz.
* Bir zaman sonra haberinin doğru çıktığını herhalde bilmiş olacaksınız.
“Onun (gaybi) haberlerini (doğruluk açısından) bir zaman sonra bileceksiniz.”
Onun dünya ve âhiretle ilgili haber verdiği her olayın, verdiği her sözün bir bir gerçekleştiğini, kısa bir süre sonra —kimini dünyada, kimini âhirette— kesinlikle göreceksiniz!
Gerçekten onun verdiği haberlerin doğruluğunu bir süre sonra çok iyi öğreneceksiniz.
Ve onun anlamını bir süre sonra mutlaka kavrayacaksınız!”
Onun bildirdiği haberlerin doğru olduğunu bir gün anlayacaksınız. 6/67, 67/29
ama onun verdiği haberin (gerçek olduğunu) bir zaman sonra mutlaka öğreneceksiniz!”[4099]*
Ve andolsun ki, onun haber verdiğini bir müddet sonra elbette bilmiş olacaksınız.»
Onun verdiği haberin doğruluğunu bir süre sonra siz de pek iyi öğrenirsiniz. [6, 19; 11, 17]
Bir süre sonra "Onun haberi(nin doğruluğu)nu gayet iyi bileceksiniz!"
(Onun) verdiği haberi, bir süre sonra kesinlikle öğreneceksiniz.”
Onun haberini bir süre sonra öğreneceksiniz.
Onun verdiği haberin gerçek olduğunu bir süre sonra siz de öğreneceksiniz.
Yemin olsun, bir süre sonra onun haberini bileceksiniz!
“daħı bilesiz ħaberini bir zamāndan śoñra” ya'nį bedr güni yā ölüm vaķti yā ķıyāmet güni.
Siz onun verdiyi xəbəri (Qur’anda deyilənlərin doğru olduğunu) bir müddətdən (öləndən, yaxud qiyamət qopandan) sonra mütləq biləcəksiniz!”
And ye will come in time to know the truth thereof.
"And ye shall certainly know the truth of it (all)(4241) after a while."*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |