15 Ekim 2024 - 12 Rebiü'l-Ahir 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Yâsîn Suresi 35. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Liye/kulû min śemerihi vemâ ‘amilet-hu eydîhim(s) efelâ yeşkurûn(e)

Yesinler diye kendi elleriyle meydana getirmedikleri o meyveleri, hala mı şükretmezler?

(Dünya’yı yarattık ve çeşitli imkânlarla donattık ki, insanlar) Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin emeklerinden (tahıl çeşitlerinden, meyve ve sebzelerden yapıp ürettiklerinden) yesinler (ve yararlansınlar diye). Yine de hâlâ şükretmeyecekler mi? (Çünkü insanların kendi alın teri ve emeği ile kazanıp helâl lokma yemeleri de kutlu bir berekettir ve ibadettir.)

ki, o meyve ve ürünleri meydana getiren kendileri olmadığı halde, onlardan yesinler diye, yetiştirip meydana getiriyoruz. Buna rağmen, hâlâ şükretmeyecekler mi?

Bunu, onların meyvalarından ve elleriyle yetiştirdiklerinden yesinler diye yaptık. Hâlâ lütfun kıymetini bilmeyecekler, şükretmeyecekler mi?

O'nun ürünlerinden ve kendi ellerinin yetiştirdiklerinden. Hâlâ şükretmezler mi?

Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yemeleri için. Yine de şükretmiyorlar mı?

(Bu sayılanlardan her birinin) mahsûlünden ve kendi ellerinin yetiştirdiklerinden yesinler diye... Hâlâ şükretmiyecekler mi?

Ve ondan çeşmeler fışkırttık, (onda bostanlar kıldık) ki, Allah’ın (harika) meyve(ve sebze)lerini yesinler. (Öyle harikalar ki) onlar kendi imkânları ile o meyve(ve sebze)leri yapamazlar. Buna rağmen onlar şükretmeyecekler mi?

34,35. Orada hurma ve üzüm bağları meydana getirdik ve pınarlar akıttık ki meyvelerinden ve ürettiklerinden yesinler. Hiç şükretmezler mi?

Oranın yemişinden, elleriyle yetişenden yesinler için, yine şükretmezler mi?

34-35. Ürünlerinden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye biz orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bahçeler var ettik; (onların) içlerinde de pınarlar fışkırttık. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Tâ ki meyvelerini ekl itsünler elleri ile çalışarak mütena’’im olsunlar ’acabâ müteşekkir olmayacaklar mı?

Onun ve elleriyle yaptıklarının ürünlerini yesinler; şükretmezler mi?

34,35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?[449]

Bu âyet şöyle de tercüme edilebilir: “Meyvelerinden ve kendi ellerinin yaptıklarından yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve i... Devamı..

Onun ürünlerinden ve kendi elleriyle ürettiklerinden yesinler diye. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Ta ki, onların meyvelerinden ve elleriyle bunlardan imal ettiklerinden yesinler. Hâla şükretmeyecekler mi?

Ki onun ürünlerinden ve elleriyle yetiştirdiklerinden yesinler. Şükretmiyecekler mi?

(Bunu), Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Yesinler diye mahsulünden ve kendi ellerinin ma'mulâtından, halâ şükretmiyecekler mi?

(Bunu,) onun meyvesinden/ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler, diye (yaptık). Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Onun ürünlerinden ve elleriyle yaptıklarından yesinler diye. Hala şükretmeyecekler mi?

(Allahın yaratdığı) mahsulden ve kendi ellerinin yapdıklarından yemeleri için. Haalâ şükretmeyecekler mi?

Tâ ki onun mahsûlünden yesinler! Hâlbuki onu (o mahsulü) elleri yapmamıştır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

34 , 35. Hem orada (yeryüzündeki) hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bahçeler yaptık ve orada gözelerden (su pınarlar) akıttık. Ki onun ürünlerinden ve elleriyle yetiştirdiklerinden yesinler. (Buna rağmen) hâlâ şükretmeyecekler mi?

Bunları ellerinizle yetiştirdiğiniz meyveleri yemeniz için yaptık, Artık şükretmeyecekler mi?

ürünlerini yesinler diye. Bütün bunlar onların elinden çıkma işler değildir. Yine de şükretmiyecekler mi?

Ta ki meyvelerinden ve ellerinin emeklerinden yesinler [¹], daha şükretmeyecekler mi?

[1] Veya meyvelerinden yesinler, halbuki onları kendi elleriyle yapmamışlardı.

Meyvelerinden ve elleriyle yetiştirdiklerinden yesinler diye. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

Kendi elleriyle yapmadıkları ürünlerinden yemeleri için (bunu yaptık). Yine de şükretmiyorlar mı?

Ki böylece, bu verimli bağların, bahçelerin, bostanların ürünlerinden yesinler. Oysa bütün bu nîmetleri kendi elleriyle yaratmış değillerdir. Buna rağmen, hâlâ şükretmeyecekler mi?

Ürünlerinden ve ellerinin işledikleri şeylerden yemeleri için! Şükretmezler mi?

Bunları yiyip beslensinler istedik. Bu meyveleri onlar yapmadı. Ah bir şükredebilseler.

Meyvelerden ekip diktiklerinden yesinler içsinler istedik. Hâlâ düşünüp öğüt almayacaklar mı? Hâlâ Allah’a inanıp yasalarına uymayacaklar mı? Dileseydik yeryüzünü ekilmez, dikilmez, hiçbir şey bitmez yapardık. Görmüyorlar mı? Yeryüzünde ekilemeyen, dikilemeyen, ürün vermeyen yerler var. Bütün dünya öyle olsaydı yaşayabilirler miydi? Gerçekler önlerinde dururken niçin Allah’ın yasalarına uymuyorlar? Niçin şeytana uyup yoldan çıkıyorlar? Niçin kendileri gibi insanların yasalarına uyarak onlara tapıyorlar?

34,35. Yeryüzünde hurma bahçeleri ve üzüm bağları yarattık; ürünlerinden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye [*]oralarda birçok (su) kaynağı fışkırttık. (Hâlâ) şükretmeyecekler mi?

Bu cümle şöyle de tercüme edilebilir: “Ellerinin yapmadığı ürünlerinden yesinler diye.” Bu durumda ürünlerin yaratılmasında, insanların herhangi bir k... Devamı..

O (toprağın) ürünlerinden ve (mahsullerden) kendi elleriyle yaptıklarından¹ yesinler diye... Hâlâ şükretmeyecekler mi?

1 Buradaki (مَا) nafiye olarak alınırsa bu âyet o zaman; “Onun, kendi elleriyle yapamayacakları ürünlerinden yesinler diye...” şeklinde tercüme edileb... Devamı..

ki onları meydana getiren kendileri olmadığı halde meyvelerini yiyebilsinler. Buna rağmen hâlâ şükretmeyecekler mi?

Bunları kendileri yetiştirmedikleri halde o ürünlerden yesinler diye. Hâlâ bu nimetlerin hakkını verip şükretmeyecekler mi? 2/267, 14/34

ki onunla yetişenlerin ve elleriyle ektiklerinin[³⁹⁴⁷] ürünlerinden yiyebilsinler. Hâlâ şükretmeyecekler, öyle mi?

[3947] Veya mânın olumsuz anlamıyla: “ellerini vurmadıkları halde”. Fakat mâya ilgi zamiri anlamı vermek Kur’an’ın çift kutuplu üslubuna (mesânî) daha... Devamı..

34,35. Ve orada, hurmalıklar, üzüm bağları ve nice bahçeler var ettik, pınarlar fışkırttık ki, onların meyvelerinden ve onlardan imal ettikleri besinlerden yesinler. Hâlâ -Rablerine- şükretmeyecekler mi?

Ki onun ürününden ve ellerinin emeğinden yesinler. Hâlâ şükretmiyorlar mı?

Tâ ki, onun mahsulünden ve kendi ellerinin mamülatından yiyiversinler. Hâlâ şükretmeyecekler midir?

Ta ki onun meyvelerinden yesinler, O meyveleri onlar yapmadılar, Hâlâ şükretmez mi onlar?

Burada mâ edatı mevsule olabileceği gibi nâfiye de olabilir. Meâlde tek mânayı tercih etme mecburiyetinden ötürü, daha kuvvetli görünen nefy anlamını ... Devamı..

Ki o(suyun, yahut bahçe)nin ürününden ve ellerinin emeğinden yesinler. Hala şükretmiyorlar mı?

Meyvelerden ve o meyvelerden elleriyle yapdıkları şeylerden yiyeler. Bu ni'metlere teşekkür itmezler mi?

Bunu yapmamız, hem ürününden hem de elleriyle yaptıklarından yemeleri içindir. Teşekkür etmeyecekler mi?

Ürünlerinden ve yetiştirdiklerinden yesinler diye. Hâlâ şükretmiyorlar mı?

Hem onun ürününden, hem de elleriyle yaptıklarından(11) yesinler diye. Hâlâ şükretmeyecekler mi?

(11) Ürünleri işleyerek elde ettikleri yiyeceklerden.

Ki onun ürününden ve ellerinin yapıp ettiğinden yesinler. Hâlâ şükretmiyorlar mı?

tā yiyeler yimişlerinden daħı andan kim eyledi anı elleri anlaruñ. iy şükr eylemezler mi?

Anları yimeg‐içün ol yirlerde biten yemişlerden. Daḫı ol yemişleri özleri elleridirmediler.

Onların meyvələrindən və öz əlləri ilə becərdiklərindən (yaxud becərmədiklərindən) yesinlər. Hələ də şükür etməzlər?

That they may eat of the fruit thereof, and their hand made it not. Will they not, then, give thanks?

That they may enjoy(3979) the fruits of this (artistry): It was not their hands(3980) that made this: will they not then give thanks?

3979 Literally, eat (akala). Cf. 7:19 . n. 1004 and 5:66, n. 776. The same wide meaning of profit, satisfaction, and enjoyment may be attached to the ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.