Veâyetun lehumu-l-ardu-lmeytetu ahyeynâhâ veaḣracnâ minhâ habben feminhu ye/kulûn(e)
Ve bir delildir onlara, ölü yeryüzünü dirilttik ve oradan taneler çıkardık da onları yerler.
(Oysa her kışın) Ölü (hale gelen toprak) yeryüzü kendileri için (ibretli) bir ayettir. Biz onu (her baharda yağmurla yeniden) diriltmekteyiz; ondan (hububat ve gıdalı tohumlardan) türlü taneler çıkartırız ki, böylelikle ondan yemektedirler.
Onlar, ölü toprağa can vermemizde ve beslenmeleri için topraktan ürünler çıkarmamızda, yaratma ve bilme gücümüzün alamet ve işaretlerini görmeleri gerekir.
Yeniden diriltmeye gücümüzün, kudretimizin yeteceğine onlar için bir delil de, ölü topraktır. Biz ona hayat verdik. Ondan taneler, tahıl, bakliyat çıkardık. Onlardan yeyip duruyorlar.
Ölü toprak onlar için bir âyettir. Biz onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık. Böylece ondan yerler.
Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle ondan yemektedirler.
Hem ölü (kurumuş) arz, (kudretimize ve ölüleri dirilttiğimize delâlet eden) bir alâmettir onlara: Biz ona (yağmur sebebiyle) hayat verdik; ondan daneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
Onlar için bir mucize (delil) de, ölmüş yeryüzüdür. (Başta tamamıyla ölü idi. Her kışta da nispeten ölüyor.) Biz onu dirilttik. Ondan hububat çıkardık. O hububattan yiyorlar.
Onlara bir belgedir, ölmüş yeri diriltiriz, ondan tane çıkartırız, ondan yemektedirler
(İnsanın yeniden yaratılmasına) bir delil de şudur ki, (bitki örtüsü tamamen kuruyup) ölmüş olan yeryüzünü (yeniden) diriltiyor ve oradan canlıların besin kaynağı olan (çeşitli) ekinler çıkarıyoruz.
Kurumuş ölmüş toprak ânlara derss-i ’ibret olsun biz o toprağı ihyâ idüb orada te’ayyüş itdikleri hubûbâtı nemâlandırıyoruz.
İşte onlara bir delil: Ölü yeri diriltir ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.
Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.
Onlar için ölü toprak açık bir kanıttır. Ona can verdik ve ondan taneler çıkardık; işte bundan (yaptıkları yiyecekleri) yiyorlar.
(Bu hususta) ölü toprak onlar için mühim bir delildir. Biz ona yağmurla hayat verdik ve ondan dane çıkardık. İşte onlar bundan yerler.
Ölü toprak onlar için bir ayettir: Onu diriltiriz ve oradan taneler çıkarırız da ondan yerler.
Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar.
Hem bir âyettir onlara ölü Arz: biz ona hayat verdik ve ondan habbeler çıkardık da ondan yiyip duruyorlar
Ölü toprak onlar için (öldükten sonra diriltilmeye) bir delildir. Biz, onu (yağmurla) diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.
Ölü toprak — ki biz onu canlandırdık. İçinden dâne (ler) çıkardık da ondan yeyip duruyorlar — onlar için bir ibret (bir delîl) dir.
Hâlbuki o ölü yeryüzü de (öldükten sonra dirilme husûsunda) kendileri için bir delildir. (Biz) onu dirilttik ve ondan dâneler çıkardık da bundan yiyorlar.
Ve (bitki örtüsü kuruyup toprağı) ölü (hâle gelen) Arz (dünya) kendileri için (bizim sonsuz ilim, kudret ve merhametimizi gösteren ve yeniden dirilişi ispatlayan) bir ayettir. Biz onu (bitki örtüsü kuruyup ölü hale gelen yeryüzünü her baharda yağmurla yeniden) diriltmekteyiz; ondan (besin kaynağı hububat) türlü taneler (her çeşit ürün) çıkarırız ki, böylelikle ondan yemektedirler.
Ölü hale gelmiş yeryüzünde, onlar için alınacak dersler var. Biz ölü haldeki yeryüzüne hayat veririz ve arz (toprak) taneli bitkileri yetiştirir ve sizde o’ndan yersiniz.
Onlar için bir belge de Bizim ölü toprağa can vermemiz, bütün o yedikleri taneleri bu topraktan çıkarmamızdır.
Kurumuş bir yere yağmurla taze can vermemiz, ondan hububat çıkarmamız ve o hububattan yiyip geçinmeleri onlara vahdaniyet ve kudretimiz hakkında bir nişandır.
Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çıkarttık, böylelikle de onlar ondan yemektedirler.
Bitki örtüsü tamamen kuruyup ölmüş olan toprak, onlara Allah’ın sonsuz ilmi, kudret ve merhametini gösteren ve yeniden dirilişi ispatlayan muhteşem bir delildir. Şöyle ki; Biz ölü toprağa, her baharyeniden hayat veriyoruz ve oradan, canlıların besin kaynağı olan çeşit çeşit ürünler çıkarıyoruz.
Onlara bir âyet de Ölmüş / Cansız Yeryüzü’dür. Onu canlandırdık; oradan ekin taneleri çıkarttık; ondan yiyorsunuz.
Şu ölü topraklar insanoğluna bir ipucuolmalı: nitekim, toprağa can verip yedikleri hububatı ürettik.
Hiç düşünmüyorlar mı? Gördükleri ölü toprak onlar için önemli delildir. Ancak ölü gördükleri toprağa yağmurla hayat veririz. Ölü sandıkları topraktan çeşitli bitkiler, sebzeler, ağaçlar çıkar. Düşünen insanlara bunlar birer örnektir. Onlar kendileri ölüp gidince, toprağa karışınca, yok olup gideceklerini mi sandılar? Ölen insanların hepsini, ölü toprakları dirilttiğimiz gibi diriltiriz. Onları tutuklar hesaba getiririz.
Ölü toprak onlar için bir delildir. Onu canlandırdık ve ondan ürünler çıkarttık; o (ürünler)den yiyorlar.
(Buna inanmayanlara yağmurlarla) dirilttiğimiz, yedikleri (şeylerin tohum) tanelerini çıkarttığımız ölü toprak, en büyük bir mûcizedir.
Onlar, ölü toprağa can vermemizde ve beslenmeleri için topraktan ürünler çıkarmamızda [yaratma ve diriltme gücümüzün] işaretini görürler;
Şu ölü toprakta onlar için bir delildir. Biz, ona yağmur suyuyla hayat verdik ve ondan ekinler bitirdik nitekim ondan yiyip duruyorlar. 6/99, 13/3-4
ÖLÜ toprak dahi, onlar için bir kudret delilidir: Onu Biz dirilttik, beslenmeleri için ondan tohumları Biz çıkardık.
Ölü toprak onlar için bir delildir ki, biz ona -yağmurla- hayat verdik, ondan taneler çıkardık da, ondan yemektedirler.
Ve böyle olacağının delili ölü toprak.... Biz, onu (ölümünden sonra) tekrar diriltir ve ondan taneler çıkarırız da onlardan yerler.
Ve onlar için ölmüş yer bir ibrettir. Onu hayata kavuşturduk ve ondan daneler (meydana) çıkardık da ondan yiyiverirler.
Delil mi isterler? İşte ölmüş arz! Hayatı ona Biz veriyoruz. Oradan onların yiyecekleri habbeleri çıkarıyoruz. Kendileri de ondan yiyip dururlar.
Ölü toprak, onlar için bir ayettir, (ölüleri nasıl dirilteceğimize işarettir): Biz onu dirilttik, ondan dane çıkardık da ondan yiyorlar.
Onlar içün kemâl-i kudretimize delîldir ki ölmüş arzı dirildüb ekl itdikleri hubûbı ondan çıkardık.
Ölü toprak onlar için bir ayettir. Ona can verir, daneleri çıkarırız, sonra ondan yerler.
Onlara bir ibret de ölü topraktır. Biz, onu diriltip, ondan yedikleri ekin çıkarırız.
Ölmüş yeryüzü de onlar için bir âyettir. Biz onu dirilttik ve ondan taneler çıkardık ki, yiyip duruyorlar.
Ölü toprak onlar için bir mucizedir. Onu dirilttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorlar.
daħı nişāndur anlaruñ yir ölü ya'nį ķuru dirürdük anı daħı çıķarduķ andan dane pes andan yirler.
Anlara bir delīl Tañrı Ta‘ālānuñ birligine ki ḳurumış ve ölmiş yirleri dirildü‐rüz. Daḫı çıḳaruruz andan dürlü ḥubūblar, buġday ve arpa gibi ki andanyirler.
Ölü torpaq onlar üçün (qiyamət günü ölüləri dirildəcəyimizə) bir dəlildir. Biz onu (yağışla) dirildir, oradan (arpa, buğda, düyü və s. kimi) dənələr çıxardırıq, onlar da ondan yeyirlər.
A token unto them is the dead earth. We revive it, and We bring forth from it grain so that they eat thereof;
A Sign for them is the earth that is dead:(3977) We do give it life, and produce grain therefrom, of which ye do eat.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |