22 Eylül 2023 - 7 Rebiü'l-Evvel 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Fâtır Suresi 8. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Seç/Sil


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Efemen zuyyine lehu sû-u ‘amelihi feraâhu hasenâ(en)(s) fe-inna(A)llâhe yudillu men yeşâu veyehdî men yeşâ(u)(s) felâ teżheb nefsuke ‘aleyhim haserât(in)(c) inna(A)llâhe ‘alîmun bimâ yasne’ûn(e)

İşlediği kötü iş kendisine bezenen ve onu güzel gören adam, iyiyi, kötüyü bilen gibi midir? Hiç şüphe yok ki Allah, dilediğini saptırır ve dilediğini doğru yola sevk eder; onlar için hasretlere düşüp üzüntüler verme kendine; şüphe yok ki Allah, onların işledikleri şeyleri bilir.

 Kötü (niyetle ve İslam’a aykırı biçimdeişledikleriçirkin) amelleri kendisine çekici-süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul edilecektir)? Artık şüphesiz Allah (bile bile İslam’a ve insanlığa ters düşenlerden) dilediğini saptırır, (hayır işleyip hak edenlerden ise) dilediğini hidayete eriştirir. Öyleyse (ey Elçim) onlara (İslam’a itiraz ve isyana kalkışanlara) karşı nefsin hasretlere (derin kederlere) kapılıp (münafıklara verilen geçici imkân ve iktidarı kıskanıp) gitmesin. (Üzülüp kendini harap etme.) Gerçekten Allah onların, (süslü ve sanatlı kılıflar altında) neler yaptıklarını  Bilendir (ve her şeyi kayıt altına alandır).

Kötü ameli kendisine çekici gösterilip de, onu güzel gören kimse, doğru dürüst işler yapan kimse gibi olur mu? Şüphesiz Allah, doğru yoldan sapmak isteyenin, sapmasına dilediği şekilde izin verir, doğru yola ulaşmak isteyeni de, dilediği şekilde doğru yoluna ulaştırır. O halde ey peygamber! Onlara üzülerek, kendini perişan etme. Allah onların ne yapmakta olduklarını çok iyi bilendir.

Bilinçli olarak işlediği kötü ameli kendisine, süslenerek güzel gösterilip de, onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç istemeyen mü'min kimse gibi midir? Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkların hak yoldan uzaklaşıp dalâleti tercihlerine özgürlük tanır. Sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıkları doğru yola sevketme lütfunda da bulunur. Onlar adına üzülerek, için yanmasın, canın sıkılmasın. Allah onların yaptıkları düzenbazlıkları iyi biliyor.

Kötü ameli kendine süslü gösterilen ve böylece onu güzel gören kimse (doğru yolda olanla bir midir)? Şüphesiz Allah dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirir. Öyleyse nefsin onlara karşı hasretlere (üzüntülere) kapılmasın. Şüphesiz Allah onların yaptıklarını bilmektedir.

8.Cuveybir`in Abdullah bin Abbas (r.a.)`tan rivayet ettiğine göre Resulullah (a.s.): "Ey Allah`ım bu dini Ömer bin Hattab veya Ebu Cehl ile güçlendir!... Devamı..

Kötü olarak işledikleri kendisine çekici-süslü kılınıp da onu güzel gören mi (Allah katında kabul görecek)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yaptıklarını bilendir.

Hiç kötü ameli kendisine süslenipte onu güzel gören kimse, (hakkı hak ve bâtılı bâtıl gören gibi olur mu?) Doğrusu Allah dilediğini şaşırtır, dilediğine de hidayet verir. O halde (Ey Rasûlüm, insanlar inkârlarından dolayı helâk olacaklar diye) onlara üzülüp kendini mahvetme. Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını tamamiyle bilir.

Yaptığı kötü iş kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören ile böyle olmayan bir olur mu? Şüphesiz Allah, istediğini saptırır, istediğini de doğru yola iletir. Artık onlara hasret çekerek kendini helak etme! Çünkü Allah, onların yaptıkları işleri çok iyi bilendir.

Kötü işleri kendisine güzel gösterilip, kendisi de onları güzel gören kişi, gerçeği gören gibi midir? Şüphesiz ki Allah dileyeni saptırır, dileyeni de doğru yola iletir. Artık onlara üzülerek kendini mahvetme! Çünkü Allah onların yaptıklarını çok iyi bilmektedir.

Kötü işi süslenerek, kendisine hoş görünen bir kimse, iyiler gibi midir? Allah istediğin saptırır, istediğin doğru yola götürür; tasalanıp' onlara, üzmiyesin kendini, Allah bilir yaptıkların

Kötü işleri kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse de mi (iman edip faydalı işler yapanlar gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dileyeni şaşırtır, dileyeni de doğru yola iletir. O halde onların yaptıklarından dolayı içini parçalayarak kendini harap etme! Allah, onların bütün yaptıklarını hakkıyla bilendir.

A’mâl-i kabîhayı hasenât zan iden insân hasenât ile kabâyihi tefrîk iden kimdir? Allâh istediğini dalâlete ve istediğini hidâyete sevk ider. Senin nefsin ânların ’âkıbetleri hakkında muzdarib olmasun Allâh ânların a’mâlini bilür.

Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Artık onlara üzülerek kendini harabetme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.

Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, ameli iyi olan kimse gibi mi olacaktır? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helâk etme! Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.

Kötü işleri hoşuna gidip de onları güzel bulan kimse (ile böyle olmayan bir) mi? Allah dilediğini sapkınlık içinde bırakır, dilediğini de doğruya iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helâk etme. Allah onların yaptıklarını elbette biliyor.

Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse (kötülüğü hiç istemeyen kimseye benzer) mi? Allah dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini doğru yola iletir. O halde onlar için üzülerek kendini helak etme. Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

Kötü işi, kendisine süslenip de onu güzel gören kimseye ne dersin? ALLAH dileyeni saptırır ve dileyeni yola iletir. Öyleyse onlar için kendini üzüp durma. ALLAH onların yaptıklarını iyi Bilir.

Ya kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş olan kimse de mi (iman edip salih amel işleyenler gibi olacak)? Şüphe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de doğru yola çıkarır. O halde canın onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle) sıkılıp gitmesin. Çünkü Allah, onların bütün yaptıklarını bilir.

Ya artık o kimse de mi ki? Kötü ameli kendisine allanmış pullanmış da onu güzel görmüş, şübhe yok ki Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini doğru yola çıkarır, o halde nefsin onlara karşı hasretlerle geçmesin, çünkü Allah onların bütün san'atlerini bilir

Kötü ameli, (şeytan ve nefsi tarafından) kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, (doğru yolda olan kimseye benzer) mi? Şüphesiz ki Allah, (cüz’î irâdesiyle) ısrarla bâtılı tercih eden kimseyi, tercih ettiği sapkınlık üzere bırakır, hidâyete ulaşmak üzere gayret sarf eden kimseyi ise (lütfuyla) doğru yola iletir. O hâlde (Habibim, “îmân etmiyorlar” diye) onlar için üzülüp kendini harap etme. Şüphesiz ki Allah, onların yaptıkları şeyleri hakkıyla bilmektedir.

Yaptığı kötü işleri kendisine yakıştıran ve onu güzel gören kimseye ne demeli? Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Dolayısıyla onlar için üzülüp kendini harap etme. Allah, onların yapmakta olduklarını en iyi bilendir.

1 – Uygun gördüğünü. Yani, kişinin seçimine göre uygun olan karşılığı vererek. Bu terkip: Allah, doğru yola iletilmeyi hak edeni doğru yola iletir; s... Devamı..

Ya kötü amel (ve Hareket) i kendisine süslü gösterilib de onu hoş gören adam mı (Allahın hidâyet etdiği kimseler gibi tanılacak)? Şübhe yok ki Allah kimi dilerse şaşırtır, kimi de dilerse doğru yola sevk eder. O halde (habibîm) nefsin onlara karşı hasretlerle (üzüntülerle tükenib) gitmesin. Çünkü Allah onların neler yapmakda olduklarını çok iyi bilendir.

Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, (kötülüğü hiç istemeyen kimse gibi) midir? Artık şübhe yok ki Allah, dilediğini (küfründeki inadı sebebiyle)dalâlete atar, dilediğini de (hikmetine binâen, kendi lütfundan) hidâyete erdirir. Öyle ise (îmân etmiyorlar diye) nefsin onlara hasretlerle (üzüntüyle tükenip) gitmesin! Muhakkak ki Allah,(onlar) ne yapıyorlarsa hakkıyla bilendir.

Yaptığı kötülükleri kendisine süslü gösterilen kişi, kendisinin yaptığı çirkinlikleri, kötülükleri güzel görmez mi? Elbetteki Allah dileyen kimseyi (istediği) sapıklıkta bırakır ve dileyen kimseyi de doğru yola iletir. Nefsin seni onların üzerinde oldukları şeylere özendirmesin. Elbetteki Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir.

Ya, yaptığı kötülükler süslendiği için onları güzel gören kimse ötekiler gibi midir? İşte işkil yok ki Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir. Böyle olunca sen de onlar için üzülüp de kendini tüketme. Çünkü Allah onların istediklerini bilicidir.

Kötü işi kendisine bezenip de onu hoş gören onlar gibi midir? Çünkü Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de hidayete erdirir. Artık sapıklara karşı iç üzüntüsüyle kendini helâk etme. Çünkü Allah onların işlediklerini hakkıyle bilir.

Kötü ameli kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimseye (ne demeli?)⁵ Muhakkak ki Allah dilediğini/ dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğru yola iletir. (Ey Peygamber!) Onlar için duyduğun üzüntüler yüzünden kendini helak etme! Muhakkak ki Allah onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.

5 İbn Abbas bu ayetin Ebu Cehil ve arkadaşları hakkında nazil olduğunu söyler. Ayrıca bkz, En’âm, 6/43

Kötü olarak yapıp ettikleri kendisine süslü kılınıp da onu güzel gören (kimse, böyle olmayan kimse gibi midir)? Artık şüphesiz Allah, dilediğini saptırır, dilediğini de hidayete eriştirir. Öyleyse, onlara karşı nefsin, hasretlere kapılıp gitmesin. Gerçekten Allah, yapmakta olduklarını bilendir.

İşlediği kötülüklerin, çirkinliklerin cazibesine kapılan ve zamanla bunları güzel görmeye başlayan kişi, hiç dürüst ve erdemli bir hayatı tercih eden kimseyle bir tutulabilir mi? İşte böylece Allah, zulüm ve haksızlığı tercih ederek sapıklıkta kalmak isteyeni saptırır, samîmî bir kalple doğruya, gerçeğe ulaşmak isteyeni de doğru yola iletir. O hâlde, ey Müslüman, onlar için kendini üzmeye, endişelenmeye değmez! bu gibi kimseleri doğru yola getireceğim diye kendini yiyip bitirme! Şüphesiz Allah, onların yaptıkları her şeyi biliyor. Ve Hesap Gününde elbette cezalarını verecektir! Eğer yeniden diriliş konusunda şüpheleri varsa, şunu iyi dinlesinler:

Ya şu kimseye ne demeli ki ona kötü ameli süslenmiş, artık onu güzel görmüştür!
Allah, dileyeceği kimseleri şaşkınlık içinde bırakıyor; dileyeceği kimseleri de hidayete eriştiriyor.
Artık sen onlara üzülüp durmayasın!
Allah, özenerek yaptıkları şeyleri bilmektedir.

Eğer bir insan yaptığı kötülüğü güzel bulup beğeniyorsa, Artık onun işi, Allah'a kalmıştır. İster şaşırtır, isterse yola getirir. Resulüm sakın onlar için, içini çekip durma! Çünkü onların yapıp ettiklerini, Allah biliyor...

İnkâr edenlerin en kolay yaptığı şey kendi kendilerini kandırmalarıdır. Onların aklı ve kalbi şeytanlaşır. Yaptıkları kötülükleri öyle süslerler ki şaşarsın! Zannedersin ki iyilik yapıyorlar. Onların yaptıkları kötülükleri övmeleri seni üzmesin! Günü gelince yaptıklarını yüzlerine çarparız. Bu tavırlarından dolayı onlarla gerçekler arasına bir perde çekeriz. Onlar artık gerçekleri ne görebilirler ne de duyabilirler. Dileseydik elbette biz onları da hidayete ulaştırırdık. Ancak Rabbin baskıcı değildir. Kim aklını kullanıp hidayet talep ederse O’na gerçeklerimizi ulaştırırız. Kim aklını kullanmayıp şeytana uyarak hidayetimize karşı çıkarsa ona engel olmayız. Hesap günü huzurumuza nasılsa gelecekler. Onlar sanmasınlar ki yaptıklarından habersiziz. Hesap günü yaptıkları her şeyi yüzlerine okuruz. Ne yapacaklarını şaşırırlar.

İşinin kötülüğü kendisine süslü gösterilip onu güzel gören kişi (diğerleri gibi olur mu)! Şüphesiz ki Allah dileyeni (layık gördüğünü) saptırır (sapkınlığını onaylar), dileyeni (layık gördüğünü) de doğru yola ulaştırır. [*] Onlar için üzülerek kendini perişan etme! [*] Şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını bilendir.

Benzer mesajlar: Bakara 2:284; Âl-i İmrân 3:129; Mâide 5:18, 40; Ra‘d 13:27; İbrâhîm 14:4; Nahl 16:93; Hacc 22:16; ‘Ankebût 29:21; Fetih 48:14; Müddes... Devamı..

(Bu af ve mükâfat onlara değil de) yaptığı kötülükler (kendi nefisleri tarafından) kendisine süslü kılınıp, onu güzel görene mi (olacak)?¹ Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de hak yola yöneltir. O halde, onlara üzülerek kendini helâk etme. Allah onların ne yaptıklarını çok iyi bilir.²

1 Bu soru inkâr içindir ve bu ifâde, “tabiî ki olmayacak” anlamınadır. Yani iman edip sâlih ameller yapan kimselere mağfiret ve büyük bir ecir var diy... Devamı..

O halde, işlediği kötü, çirkin fiillerin cazibesine kapılıp [sonunda] onları güzel gören biri [Şeytan’ın adamlarından başkası] olur mu? Kuşkusuz Allah, [doğru yoldan sapmak] isteyenin sapmasına izin verir, [aydınlığa ulaşmak] isteyeni de aydınlığa ulaştırır. ⁶ O halde [ey müminler,] onlara üzülerek kendinizi perişan etmeyin: Allah, onların yaptıklarını çok iyi bilir!

6 Bu cümleyi çevirme tarzımla ilgili bir açıklama için bkz. sure 14, not 4.

İşlediği kötülükler kendisine süslü püslü görünen böylece yaptığı kötülükleri fazilet ve erdem gören kimseye ne demeli? Şüphesiz ki Allah, sapıklığı tercih edenin sapkınlığını onaylar, doğru yolu tercih edeni de doğru yola iletir. Dolayısıyla onlar için üzülüp kendini mahvetme! Zira Allah, onların neler yapmakta olduklarını biliyor. 6/43, 13/33, 27/4

Ne yani, şimdi süslü püslü kötülüklerin albenisine kapılıp bir de onları güzellik gibi gören(in sonu, yukarıdaki) kimsenin sonuyla aynı olur mu? Hiç şüphe yok ki Allah tercih edeni/tercih ettiğini saptırır, tercih edeni/tercih ettiğini de doğru yola yöneltir:[³⁸⁸⁴] Şu halde onların (imana ermesi) için duyduğun özlem seni yıpratmasın;[³⁸⁸⁵] çünkü Allah onların neler yapmakta olduklarını çok iyi biliyor.

[3884] Âyetin başı çeviri gerekçemiz için yeterlidir; fakat ayrıntı için bkz: 10:25 not 44 ve 24:21, not 24. [3885] Benzer bir uyarı için bkz: 26:3... Devamı..

Yoksa kötü ameli (şeytan tarafından) süslendirilip onu güzel gören kimse de, mükâfata ereceğini mi sanıyor? (Şeytanın bu gerçek dışı va’adlerine kanıyor, ayetlerimizi inkâr ediyor, uyarılarımızı hiçe sayıyor) Kuşku yok ki Allah dilediğini saptırır, (dünyayı ahirete şeytanın yolunu doğru yola tercih eden ve mevlası olan Rabbini unutup, düşmanı olan şeytanı dost edinen kâfiri, onun tasallutundan kurtarmaz, şeytanı serbest bırakır, şeytan vasıtasiyle onu doğru yolundan saptırır) dilediğini de hidayete erdirir, (sadece kendisine kulluk eden, emir ve yasaklarına harfiyyen riayet eden takva sahibi kullarını ise, şeytanın tasallutundan korur, doğru yoluna iletir) O halde (Ey Muhammed) o kâfirler için üzülerek kendini harap etme! (Sen tebliğ görevini yapıyorsun, onları uyarıyorsun. Onlar kötü amellerinin cezasına kavuşacaklardır.) Şüphe yok ki Allah, onların neler yaptıklarını hakkıyle bilendir.

Kötü ameli kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir. (Ey Muhammed!) Onlar için nefsin hasrete/üzüntüye gitmesin. Şüphesiz ki Allah, onların yaptıklarını hakkıyla bilendir.

Ya o kimse ki, ona kötü ameli süslü gösterilmiş de onu güzel görmüştür. (O hiç ehl-i salâh gibi olabilir mi?) Muhakkak ki, Allah dilediğini şaşırtır ve dilediğini doğru yola iletir. Artık nefsin onların üzerine teessüflerle geçip gitmesin. Şüphe yok ki, Allah (onların) neler işlediklerini tamamıyla bilendir.

Hiç kötü işleri kendisine güzel görünen kimse, iyilik edip dürüst işler işleyen kimse gibi olur mu? Allah dilediğini sapıklığa, dilediğini doğru yola iletir. O halde o insanlardan ötürü üzülüp kendini mahvetme! Çünkü Allah onların bütün yaptıklarını bilir.

Kötü işi, kendisine süslendirilip de onu güzel gören kimse (vehmine aldanmayarak kötü amelini güzel görmeyen, aklıyle gerçeği gören kimse gibi olur) mu? Allah dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini yola iletir. Bundan dolayı canın, onlar için hasretlere (üzüntülere) gitmesin, Allah onların ne yaptıklarını biliyor.

Fenâ 'ameli kendisine tezyîn kılınub onı eyi gören (mazhar-ı hidâyet ve tevfîk olan gibi midir?) Allâh Te'âlâ dilediğini idlâl ve dilediğini hidâyet ider. Nefsin onların üzerine dûçâr-ı hasret olmasun. (Dalâletlerine gam yeme). Allâh onların işlediklerinden haberdârdır.

O ücreti, kötü davranışları kendine süslü gösterildiği için güzel gören kimse mi alacak? Allah sapıklığı tercih edeni saptırır, hidayeti tercih edeni de yola getirir. Onlar yüzünden içini parçalayarak kendini harap etme; onların ne yaptığını Allah bilir.

Kötü işler kendisine süslenip, onu güzel gören kimse böyle midir? Allah, dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini doğru yola çıkarır. Öyleyse onlar için kendini üzülüp durma. Allah, onların ne yaptıklarını biliyor.

Kötü işi kendisine süslenip de artık onu güzel bir iş olarak görmeye başlayan kimse de o mü'minler gibi olur mu? Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir. Onlar için kendini yiyip bitirme. Allah onların özene bezene yaptıkları işleri çok iyi biliyor.

Ya o kişi? Yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da onu güzel görüvermiş. Doğrusu şu: Allah dilediğini/dileyeni saptırır, dilediğini/dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar. O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın. Hiç kuşkusuz, Allah onların ürettiklerini/ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir.

iy ol kim bezenildi aña yavuz işi pes gördi anı eyü!.. pes bayıķ Tañrı azdurur anı kim diler daħı yol gösterür aña kim diler. pes helāk olmasuñ nefsüñ anlara ḥasretler içün. bayıķ Tañrı bilicıdür anı kim işlerler.

Ol kimse ki bezendi özine yaman ‘amel, anı yaḫşı gördi. Tañrı Ta‘ālā azdu‐rur kimi dilese ve hidāyet virür kime dilese. Pes nefsüñi helāk eyleme an‐lar‐ıçun ḥasret‐ile. Tañrı Ta‘ālā bilicidür anlar işlegeni.

Pis əməli (Şeytan tərəfindən) özünə yaxşı göstərilib onu yaxşı görən (Allahın doğru yola yönəltdiyi kimsəyə bənzəyirmi?!) Şübhəsiz ki, Allah istədiyini zəlalətə, istədiyini də doğru yola salar. (Ya Peyğəmbər!) Artıq onlara (Məkkə müşriklərinin haqq yoldan azmalarına) görə özünü üzüb həlak etmə. Həqiqətən, Allah onların nə etdiklərini biləndir!

Is he, the evil of whose deeds is made fair seeming unto him so that he deemeth it good, (other than Satan's dupe)? Allah verily sendeth whom He will astray, and guideth whom He will, so let not thy soul expire in sighings for them. Lo! Allah is Aware of what they do!

Is he, then, to whom the evil of his conduct is made alluring, so that he looks upon it(3880) as good, (equal to one who is rightly guided)? For Allah leaves to stray whom He wills, and guides whom He wills. So let not thy soul go out in (vainly) sighing after them: for Allah knows well all that they do!

3880 Cf. n. 3877 above. When a stage is reached at which a man accepts Evil as his Good, his case is hopeless. Can such a man profit by preaching or g... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.