Vehîle beynehum vebeyne mâ yeştehûne kemâ fu’ile bi-eşyâ’ihim min kabl(u)(c) innehum kânû fî şekkin murîb(in)
(Şimdi) Artık kendileriyle aşırı arzuladıkları (huzurlu ve sonsuz bir hayata ulaşmak gibi) şeyler arasına perde-engel çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi (reddedilip cehenneme sürüklenmişlerdir.) Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler. (Görünüşte inanıyor, gerçekte Hakkın hâkimiyetine ve ahirete şüphe ile bakıyorlardı.)
Onlarla dileyip arzuladıkları şeylerin arasına bir engeldir çekildi artık, nitekim daha önce onların yolunu tutanlara da böyle olmuştu; şüphe yok ki onlar, tereddüt içindeydiler, şüpheye düşmüşlerdi.
Artık kendileriyle arzuladıkları iman ve cennete girme arasına engel çekilmiştir. Tıpkı kendilerinden evvel yaşayıp gitmiş olanlara yapıldığı gibi. Çünkü bunlarda öncekiler gibi ahiret, hesap ve azaptan büyük bir kuşku içindeydiler.
Bundan önce, izlerinden giderek inkârda, isyanda, ilâhî kuralları tanımamada devamları oldukları; Allah'ın kitabından, sünnetten ve ümmetten ayrılan, baskıcı, zorba, medeniyetten nasiplenmemiş, ayrılıkçı, kapalı geçmiş toplumlara yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına set çekilmiş, ayrılık girmiştir... Hâlâ onlar, hak kitaba, Kuran'a karşı sû-i zanlarının-art niyetlerinin beslediği şüpheler içindedirler.
Daha önce benzerlerine yapıldığı gibi kendileriyle arzuladıkları şeyler arasına engel konmuştur. Onlar gocundurucu bir tereddüt içindeydiler.
(Şimdi) Kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir; daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
Artık kendileriyle (dünyaya dönüş) arzularının arasına engel çekilmiştir. Nitekim bundan evvel emsallerine de böyle yapılmıştı. Çünkü onlar (azab ve kıyamet hakkında) endişe veren bir şüphe içinde idiler.
Ve onlar ile arzuladıkları şeyler arasına bir engel (ölüm) giriverdi. Daha önce onların benzer takımlarının başına geldiği gibi. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
Bundan önce de benzerlerine yapıldığı gibi, kendileri ile arzuladıkları iman arasına engel konulacak. Çünkü onlar, derin bir şüphe içindeydiler.[454]*
Daha önce, benzerlerine yapıldığı üzere, kendileriyle, dilekleri arasına engel girmiştir, onlar koyu ikircimlik içindeler
Artık kendileriyle (dünyaya dönüş) arzularının arasına engel çekilmiştir. Nitekim bundan evvel emsallerine de böyle yapılmıştı. Çünkü onlar (azap ve kıyamet hakkında) derin bir şüphe içinde idiler.*
Kendileriyle, arzuladıkları şeyler arasına artık engel konur; nitekim, daha önce, kendilerine benzeyenlere de aynı şey yapılmıştı. Çünkü onlar şüphe ve endişe içindeydiler.*
Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzuladıkları arasına bir engel konmuştur. Çünkü onlar derin bir şüphe içindeydiler.
Artık, bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekilmiştir. Şüphesiz onlar, kendilerini endişeye düşüren bir korku içindeydiler.*
Sonunda, arzuladıkları şeylerden yoksun bırakılırlar. Kendilerinden önceki benzerlerine de aynı şey yapılmıştı. Onlar aşırı bir kuşku içinde idiler.
Artık kendileriyle arzularının arasına set çekilmiştir. Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü hepsi işkilli bir şüphe içinde bulunuyorlardı
Artık kendileriyle arzularının arasına sed çekilmiştir, tıpkı bundan evvel emsallerine yapıldığı gibi, çünkü hepsi işkilli bir şek bulunuyorlardı
Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi; artık canlarının arzu ettiğini yapamayacaklar. Onlar derin bir kuşku içindeydiler.¹*
(Artık) kendileriyle arzu edegeldikleri şeylerin arasına bir sed çekilmişdir, bundan evvel benzerlerine de yapıldığı gibi. Çünkü hepsi de (insanları) kötü zanna düşüren bir şübhe içinde idiler.
Artık, onlarla canlarının çekmekte oldukları şeyler arasına engel konulmuştur. Nitekim daha önce benzerlerine de böyle yapılmıştı. Çünki onlar, (kendilerine) kuşku veren bir şübhe içinde idiler.
Onların arasına daha önce onların tercih ettikleri gibi, arzu ettiklerinin (kurtuluş ümitleri) arsına uzak bir mesafe konulur. Çünkü onlar (karşılaşacakları bu durumdan dünyada iken) şüphe ve tereddüt içerisinde idiler.
Bundan evvel onlar gibilerine yapıldığı gibi kendileri ile arzu ettikleri tövbe ve iman arasına ayrılık girmiştir. Çünkü onlar kıyamet ve azap hususunda kuvvetli bir şek içindeydiler.
(Şimdi) Tıpkı bundan önce benzerlerine (yoldaşlarına) yapıldığı gibi kendileriyle istek duydukları şeyler arasında perde çekilmiştir. Çünkü onlar, kuşku verici bir tereddüt içinde idiler.
Fakat bugün, kendileri ile arzuları arasına bir set çekilmiştir; tıpkı, daha önceki yoldaşlarına yapıldığı gibi! Böylece bütün istek ve özlemlerinden mahrum bırakılacaklar. Çünkü onlar, Allah’ın adâleti konusunda, vicdanları rahatsız eden karmakarışık bir şüphe içindeydiler!
Artık, kendilerinden önce yaşayan ve (âhiret hayatından) ciddi bir tereddüt içerisinde bulunan benzerlerine yapıldığı gibi, bunların da kendileriyle arzu ettikleri şeyler arasına bir perde çekilmiştir.
Sonuçta, tıpkı kendilerinden önce gelip geçmiş benzerlerine yapıldığı gibi, bunların da geri dönüş isteklerine bir engel konulmuştur. Çünkü onlar şimdi inandık dedikleri hakikatlere karşı dünyada iken derin bir şüphe içindeydiler. 7/101, 20/99, 54/41...48, 57/12...14
Artık kendileriyle arzu ve özlemleri arasına bir set çekilmiştir; tıpkı kendilerinden önce geçip gitmiş kafadarlarına yapıldığı gibi: çünkü ötekiler de korku ve endişeyle karışık bir kuşku içinde (helâk) olup gitmişlerdi.[3872]*
Artık kendileriyle arzu ettikleri şey arasına bir ayrılık girmiştir. Nasıl ki, evvelce onların benzerleri hakkında da yapılmıştı. Muhakkak ki onlar, şüpheye düşüren bir tereddüt içinde idiler.
Neticede, tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına sed çekilir. Çünkü onlar, kıyamet hakkında gerçekten insanları kötü zanna düşüren bir şüphe içindeydiler. *
Tıpkı bundan önce benzerlerine yapıldığı gibi, kendileriyle arzu ettikleri şey arasına perde çekildi. Doğrusu, onlar katmerli bir kuşku içindedirler.
Bunlarla çok istedikleri şey[1] arasına da engel[2] konmuş olacaktır. O engel, daha önce kendi yandaşlarına da[3] konmuştu. Bunlar şüphe duyup ikileme düşmüşlerdi. hepsi korkutucu bir şüphe[4] içindedirler.*
Arzu duydukları şeyler ile aralarına engel kondu. Daha önce benzerlerine de yapıldığı gibi. Çünkü onlar, şüphe ve tereddüt içinde idiler.
Artık onlarla arzu ettikleri şey arasına bir perde çekilmiştir—tıpkı daha önceki benzerlerine yapıldığı gibi. Çünkü onlar daha önce bu konuda derin bir şüphe içindeydiler.
Artık kendileriyle, iştahla arzuladıkları şey arasına engel konmuştur. Tıpkı daha önce benzerlerine yapıldığı gibi. Gerçek şu ki onlar, tutarsızlığa iten bir kuşku içindeydiler.
daħı men' olındı anlaruñ arasında daħı arzuladuķları arasında ya'nį girü dünyeye yā įmāna nite kim eylenildi beñdeşlerine anlaruñ. ilerüden. bayıķ anlar oldılar şek içinde gümān bıraġıcı.
Artıq onlarla istədikləri şey (iman və tövbə) arasında əngəl törədilmişdir. (Bir də dünyaya qayıdıb tövbə və iman sahibləri olmaları qeyri-mümkündür). Daha öncə özlərinə bənzər kəslər (kafirlər) barəsində də belə edilmişdir. Çünki onlar da (axirət əzabı barəsində) dərin bir şəkk içində idilər.
And a gulf is set between them and that which they desire, as was done for people of their kind of old. Lo! they were in hopeless doubt.
And between them and their desires, is placed a barrier,(3866) as was done in the past with their partisans:(3867) for they were indeed in suspicious (disquieting) doubt.(3868)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |