Velev terâ iż fezi’û felâ fevte veuḣiżû min mekânin karîb(in)
Ve dehşetli bir korkuya kapıldıkları ve hiçbirinin kurtulamayıp en yakın bir yerde azaba uğratıldıkları gün, bir görsen onları.
(Hakkın bâtıla galip geldiği Mehdiyet ve medeniyet devriminde ve nihayet kıyametin gerçekleştiği günde) Eğer o vakit Sen onların (nasıl) korkuya ve telaşa kapıldıklarını bir görsen (hepsi şaşkın ve perişan olacaklardır). Artık hiçbir kaçış (imkânı) yoktur ve (cehenneme) yakın bir yerden yakalanmış (ve çaresiz bırakılmış)lardır.
Ey Muhammed! Gerçekleri inkâr edenleri, kabirlerinden kalkıp telaşa düştükleri zaman bir görsen, kaçacak bir yer bulamazlar ve yakın bir yerde yani can damarlarından veya kendi kişiliklerinden kıskıvrak yakalanmışlardır.
Onları korkudan, telaşa, dehşete düştükleri zaman bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerde, dünyada yakalanarak cezalandırılacaklar.
Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiçbir kaçış yeri yoktur ve yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen. Artık hiç bir kaçış yoktur ; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
(Ey Rasûlüm, kıyamet günü o kâfirleri) dehşete düştükleri vakit görsen!... Artık kaçacak yerleri yoktur ve (cehenneme) yakın bir yerde yakalanmışlardır.
51,52. Telaşa düştükleri zamanı bir görseydin! Onlara kurtuluş olmayacaktır. Ve yakın bir yerden yakalanacaklardır. (O gün) “O Kur’ana inandık” derler. Fakat çok uzak bir yerden nasıl ona ulaşacaklardır?!
Onların korkuya kapılacakları, hiçbir kaçış yollarının olmayacağı ve yakın bir yerde yakalandıkları anı bir görseydin!
Sen onların korktukların, kurtulmadan hemen yakalanıp, yakıncak bir yerde tutuldukların bir görseydin?
Onları bir de paniğe kapıldıklarında görsen! Kaçacakları hiçbir yer yok. (Cehennemin) yakınında yakayı ele vermişlerdir.
Görmelisin nasıl melce’ bulmaksızın titreyecekler ve nasıl yakından ateşle ihâta olunanacaklar.
51,52. Onları korktukları zaman bir görsen; artık kurtuluş yoktur, cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır. O zaman, "Allah'a inandık" derler ama, ahiret gibi uzak bir yerden imana nasıl kolayca ulaşırlar?
Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden yakalanacakları zaman bir görsen!
Korkuya ve telâşa kapıldıklarında onları bir görsen! Artık kaçış-kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
(Resûlüm!) Telaşa düştükleri zaman, bir görsen! Artık kurtuluş yoktur, yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Korkuya kapıldıkları anı bir görsen; kaçamazlar; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Onları telaşa düştükleri zaman görsen: Artık kaçamak yoktur. Yakın yerden yakalanmışlardır.
Görsen o telâşa düştükleri vakıt, artık kaçamak yoktur' yakın yerden yakalanmışlardır
(Resûlüm!) Sen onları, (hesap günü) korkudan dehşete düştüklerinde bir görsen. Artık (onlar için azaptan) hiçbir kaçış yeri yoktur ve yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Onları can baş kaygısına düşdükleri vakıt görmelisin. Artık kaçacak yerleri de yokdur. Yakın bir mahalde yakalanmışlar,
(Ey Resûlüm!) Hâlbuki (onları mahşer günü) dehşete düştükleri zaman bir görsen; artık (onlar için) kaçış yoktur, çünki (onlar) yakın bir yerden yakalanmışlardır.
(Ey Resûlüm!) Hâlbuki (onları hesap günü) dehşete düştükleri zaman bir görsen; artık (onlar için) asla kaçış yoktur ve (onlar o zaman) yakın bir yerden yakalanmış (olacak)lardır.*
Sen (kıyamet gününde) onların korkulu hallerini bir görseydin. Çünkü öyle yakın bir yerden yakalanmışlar ki, kaçacak hiçbir yerleri yok.
O gün onların nasıl can kaygısına düştüklerini bir görmelisin. Kaçacak delik bulamıyacaklar, en yakın yerde yakalanacaklardır.
Onları, dehşetli bir surette korkacakları, asla kurtulamayacakları, hususa yakın bir yerden yakalanacakları zaman [²] görmeliydik!
Sen onları, dehşetli bir korkuya kapılıp da kaçıp kurtulamayacakları ve yakın bir yerden/şah damarından yakalanacakları zaman bir görsen!
Sen onları korkuya kapıldıklarında bir görsen! Artık hiç bir kaçış yoktur ve yakın bir yerden yakalanıvermişlerdir.
Ey Muhammed! Onları, Mahşer Gününde korkudan tir tir titreyecekleri zaman çırpınırken bir görseydin! Öyle ki, artık hiçbir kurtuluş çareleri kalmamıştır; çünkü yakın bir yerden, can damarlarından kıskıvrak yakalanmışlardır!
Bir görsen; hani, dehşetli bir korkuya kapıldılar, artık kaçış yok; yakın bir yerden yakalandılar.
Resulüm! Asıl sen onların az ötede kıstırılıp kıskıvrak yakalanma anındaki çırpınışlarını, görmelisin. (BEDR'e işaret ?)
Onların dünyada hava atıp durduklarına bakma! Onlar dünyada boşa atıp tutuyorlar. Hesap günü haklarında hükmedilen cezayı gördüklerinde korkuları yüzlerine vurur. Cezamızdan kaçıp kurtulmak isterler. Şaşkınlıktan ne yapacaklarını bilemezler. Onların halini bir görsen!
Telaşa düştükleri zaman (onları) bir görsen! Artık kurtuluş yoktur; yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Sen onları, (kıyamet günü) korkudan dehşete düştüklerinde bir görsen. Artık onlar (cehenneme) yakın bir yerde yakalandıkları için (azaptan) asla kurtulamazlar.
SEN, [Kıyamet Günü, hakikati inkar edenlerin,] -can damarlarından ⁶³ yakalandıkları için- kaçacak bir yer bulamayıp korkuyla büzüldükleri [anki halleri]ni bir görsen;
Sen onların kaçıp kurtulamayacakları yakın bir yerden yakalanıp tutuklandıklarında nasıl dehşetli bir korkuya kapıldıklarını görmeliydin! 55/41...45, 67/23...27
(Ey Muhammed) Onları, telaşa düştükleri zamanı bir görsen. Artık kaçacak yerleri yoktur. Yakın bir mahalde yakalanmışlardır! (Artık dünyayı terk etmişlerdir, oradan uzaklaşmışlardır, ahiret yönünden ise yakalanmışlardır)
Telâşa düştükleri zaman (onları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmışlardır.
Görecek olsan telaşa düştükleri zaman (ne garip bir manzara görmüş olursun) artık kurtuluş yok ve onlar yakın bir mahalden yakalanmışlardır.
Kıyamet günü o kâfirler can kaygısına düştükleri zaman bir görsen! Artık kaçacak hiç bir yerleri yoktur ve cehenneme yakın bir yerde yakalanmışlardır.
Telaşa düştükleri zaman (onları) bir görsen: Hiçbiri kurtulamaz, yakın yerden yakalanmışlardır.
Onları, korkularından dehşet istilâ iylediği zamân görsen. Allâh'ın 'azâbından kurtulmak imkânı yokdur. Yakın yerden alınub cehenneme atılur.
Kıskıvrak yakalandıkları ve kaçma imkanları da kalmadığı sırada, onların nasıl tir tir titrediklerini bir görsen!
Onların dehşetli bir korkuya tutuldukları anı bir görsen! Geçip gitmek yok... Yakın bir yerden yakalanmışlardır.
Can derdine düştükleri zaman onları bir görsen! Kaçacak hiçbir yer yoktur; azabın çok yakınında yakalanmışlardır.
Bir görsen onları korku ve telaşa düştüklerinde! Artık kaçış-kurtuluş yok! Çok yakın bir yerden yakalanmışlardır.
daħı eger göresin ol vaķt kim ķorķdılar! ķurtılmaķ yoķdur daħı dutıldılar yaķın yirden ya'nį sin.
Eger görseñ yā Muḥammed anlar ürkdükleri vaḳt ḳurtulabilmez. Daḫı dutula yaḳın yirden.
(Ya Peyğəmbər!) Sən onları (müşrikləri) bir qorxduqları zaman görəydin! (Nə qəribə mənzərə!) Artıq qaçıb can qurtarmağa heç bir imkan yox, özləri də (Cəhənnəmə) yaxın bir yerdə (qəbir evində, yaxud Bədr vuruşunda) yaxalanmışlar.
Couldst thou but see when they are terrified with no escape, and are seized from near at hand.
If thou couldst but see when they will quake with terror; but then there will be no escape(3863) (for them), and they will be seized from a position (quite) near.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |