Kul câe-lhakku vemâ yubdi-u-lbâtilu vemâ yu’îd(u)
De ki: Gerçek geldi ve boş şey gitti, ne bir daha zuhur eder, ne de yeniden ve tekrar gelir.
De ki: "(Artık) Hakk gelmiştir; Bâtıl ise (bundan böyle) ne (yeni ve gerçekçi bir şey) ortaya çıkarabilir, ne (eski düzeni ve dönemi) geri getirebilir. (Hakkın yegâne kaynağı Kur’an’dır ve İslam hükümran olacaktır.)"
De ki: “Hak ve gerçek sistem, İslâm geldi. Bundan sonra batıl yani değersiz ve sahte olan sistemler ne yeni birşey getirebilir, ne de geçmiş gitmiş olanı geri döndürebilir.”
De ki: "Hak geldi, batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir."
De ki: 'Hak geldi; batıl ise ne (bir şey) ortaya çıkarabilir, ne geri getirebilir.”
(Ey Rasûlüm, yine o kâfirlere) de ki: “- Hak (din olan İslâm) geldi, bâtıl (şirk) kayboldu gitti ve geride dönmez.”
De ki: “Hak geldi, batıl ne varlık gösterebilir, ne de geri gelebilir.”
De ki: “Hak geldi, bâtıl artık ne bir şeyi ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.”
Diyesin ki: «Hak geldi, bâtıl bir şey yaratamaz, bir şeyi de o geri döndüremez!»
De ki: “Değişmez gerçek, (bütün açıklığıyla) ortaya çıkmıştır (yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkûmdur). Çünkü sahte ve yalan ne yeni bir şey getirebilir ne de (geçmiş olanı) geri döndürebilir”.
"Hak geldi bâtıl gayb oldı ve ’avdet itmeyecekdir".
De ki: "Hak geldi; artık batıl ne yeniden başlar, ne de geri gelir."
De ki: “Hak geldi. Artık batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez.”
De ki: “Hak gelmiştir; bâtıl ne yeni bir şey var edebilir, ne de eskiyi geri getirebilir.”
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.
De ki, "Gerçek gelmiştir; batıl ise ne yeni bir şeyi başlatabilir, ne de tekrarlayabilir."
De ki: "Hak geldi, batılın önü de kalmaz, sonu da."
De ki: hak geldi, bâtılın önü de kalmaz sonu da
De ki: “Hak geldi, (bâtıl yok oldu,) bâtıl ne yeniden bir şey var edebilir ne de geri getirebilir.”
De ki: «Hak geldi. Baatıl ne ibtidâen, ne de iâdeten (hiçbir şey yaratmıya) kaadir olamaz».
De ki: “Hak geldi; artık bâtıl ne (bir şeyi) ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir.”
(Resulüm, onlara) de ki: Hak (değişmez gerçek, islam bütün açıklığıyla) gelmiştir, Batıl (sahte ve yalan) ise, ne yeni bir şey getirebilir ne de (geçip gitmiş olanı) geri döndürebilir".
Deki “Hak (gerçek doğrular) geldi ve artık batıl ortaya çıkamaz ve (hak olduğu sürece) batıl geri de dönemez.”
De ki: "Doğru geldi. İğrinin gücü ne yoktan var etmeye, ne de öldükten sonra diriltmeye yetmez.
De ki hak olan İslâm geldi Artık bâtıl olan şirkin ne bidayeti kaldı, ne iadesi [¹].
De ki: “Hak geldi; artık batıl ne bir şeyi başlatabilir ne de geri getirebilir.”
O hâlde, küfrün karanlıklarını parçalayıp âlemleri aydınlatan Kur’an’ın meydana getireceği değişimi şimdiden müjdeleyerek de ki: “İşte nihâyet, mutlak ve değişmez gerçeklik ve doğruluk olan hak geldi ve yalan, kötülük, inkârcılık temeline dayanan bâtılın yok oluş süreci başladı! Bundan böyle, Müslümanlar Kur’an’a bağlı kaldıkları sürece, artık bâtıl ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de eski saltanatını geri getirebilir!
De ki:
“Hakk geldi. Bâtıl, ne yeniden başlar, ne iâde olur”.
Resulüm de ki: " Hak geldi, artık batıl bir daha kendine gelemez.
"Rabbimin gerçekleri ortaya konulunca yalanların hiçbir hükmü yoktur. Rabbim gerçekler üzerine hükmedince iş bitmiştir. Artık eski halinize dönemezsiniz. Hüküm üzerinizde kalır. Hakkınızda verilen hüküm asla geri alınmaz."
“(Artık) Hak (olan İslâm Dini) geldi. (Bundan sonra) bâtıl, yeni bir şeyi ortaya çıkaramayacağı gibi hiçbir şeyi de geri getiremez.” de.¹
De ki: “Değişmez gerçek, şimdi [bütün açıklığıyla] ortaya çıkmıştır, [yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkumdur ⁶⁰ ], çünkü sahte ve yalan, ne yeni bir şey getirebilir, ne de [geçip gitmiş olanı] geri döndürebilir”. ⁶¹
De ki: – Çünkü sonsuz hakikat Kuran gelmiştir. Artık batıl, ne yeni bir şey ortaya koyabilir ne de eski gücüne geri dönebilir. 13/17, 18/56, 21/18
De ki: “Ebedî gerçek (gündeme) gelmiştir: artık sahte ve yalan ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de geçmişi geri getirebilir.”
De ki: "Hak geldi. Artık bâtıl, ne yeni bir şey ortaya koyabilir, ne de geri getirebilir!
De ki: "Hak geldi. Ve batıl yeni bir şey ortaya çıkaramaz, eskiyi de geri getiremez. "
De ki : «Hak geldi, bâtıl (ise bir şeyi) ne bidâyeten vücuda getirebilir ve ne de iade edebilir.»
De ki: “İşte gerçek geldi, bütün açıklığıyla ortaya çıktı. Yalan ve sahte olan ise sönüp gitmeye mahkûmdur. ” [17, 81]
De ki: "Hak geldi, artık batıl ne bir şey ortaya çıkarabilir, ne de geri getirebilir. (O tamamen yok olup gitmiştir)."
Di ki: "Hak (İslâm) geldi. Bâtılda (küfür ve şirk) zâhir olacak ve 'avdet idecek bir şey kalmadı."
"Hak(gerçek) geldi; artık batıl(uydurma olan) hangi yeniliği getirecek ve neyi yeniden başlatacaktır?"
De ki:-Hak geldi. Batıl ne başlatır ne de yeniden yapar.
De ki: Hak geldi; artık bâtıl ne yeni birşey ortaya çıkarabilir, ne de gideni geri getirebilir.
De ki: "Hak geldi, artık bâtıl ortaya yeni bir şey çıkaramaz; eskiyi de geri getiremez."
eyit “geldi ḥaķ daħı ilk başlamaz bāŧılı daħı girü döndürmez” ya'nį şeyŧānı ilk yaratmaz daħı girü dirürmez.
Eyit yā Muḥammed: Ḥaḳ geldi ve bāṭıl ilerü nesne getürmez ḳıldı, girü daḫıḳoyabilmez ḳıldı.
De: “Haqq (islam dini) gəldi. Batil (küfr, şirk) bir də nə gözə görünər (nə ortaya bir şey çıxarar), nə də geri qayıdar!” (Haqq gələn kimi batil bilmərrə yox oldu, çünki o özlüyündə puçdur!)
Say: The Truth hath come, and falsehood showeth not its face and will not return.
Say: "The Truth has arrived, and Falsehood neither creates(3861) anything new, nor restores anything."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |