Kâlû subhâneke ente veliyyunâ min dûnihim(s) bel kânû ya’budûne-lcin(ne)(s) ekśeruhum bihim mu/minûn(e)
Melekler, tenzih ederiz seni derler, sensin bizim sahibimiz ve yardımcımız, onlar değil. Hayır, onlar, cinlere kulluk ediyorlardı, çoğu, onlara inanıyordu.
(Melekler) Derler ki: "Hâşâ, Sen Yücesin! Bizim Velimiz Sensin, onlar değil. Hayır, onlar (tuzağına kapıldıkları şeytani) cinnlere tapıyorlardı ve çoğu onların (yalanlarına) inanmışlardı."
Melekler de: “Sen kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!” derler. “Onlara karşı bize yakın olan koruyucumuz yalnız sensin, onlar değil. Hayır, onlar bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı” diyecekler.
Derler ki: "Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz onlar değil sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı."
(Melekler) Derler ki: 'Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi.'
(Melekler şöyle) diyecekler: “-(Senden başkasına ibadet edilmekten) seni tenzih ederiz. Bizim sığınacak velimiz onlar değil, sensin. Doğrusu onlar cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı, çoğu onlara inanmışlardı.”
Melekler: Seni tenzih ederiz. Dostumuz onlar değil, Sen’sin. Belki onlar (bize değil) cinlere tapıyorlardı. Çünkü onların çoğu, cinlere inanıyordu.
Melekler, “Hâşâ! Seni tenzih ederiz. Sen bizim velimizsin, onlar değil. Tam aksine, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu onlara inanıyorlardı” diyecekler.
Melekler de derler ki: «Sen kutsalsın, sensin onlardan ayrı bizim dostumuz; hayır onlar, cinlere taparlardı, inanırdı pek çoğu da onlara!»
(Melekler de:) “Senin şanın yücedir. Bizim koruyucumuz onlar değil, sensin. Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu” diyecekler.
Melekler "Subhânek (Şân ve şeref sanadır) Sen bizim Allâhımızsın hiç ’âbid ma’bûd olur mı? Ânlar cinlere tapıyorlardı ekserîsi cinlere inanırlar" diyu cevâb virecekler.
Melekler: "Haşa, bizim dostumuz onlar değil, Sensin. Hayır; onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanıyorlardı" derler.
(Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.”
Melekler şöyle cevap verecekler: “Hâşâ! Sen yüceler yücesisin. Bizim velîmiz onlar değil sensin. Gerçekte onlar cinlere tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı.”
(Melekler de:) Sen yücesin, bizim dostumuz onlar değil, sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı; diyecekler.
Dediler ki, "Sen yücesin, velimiz (dostumuz) onlar değil, Sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyordu."
Onlar da: "Seni tenzih ederiz. Bizim onlara karşı sığınacak velimiz sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardı." diyecekler.
Demişlerdir: “Zât-ı Sübhânına arz-ı tenzih ederiz, Sensin onlara karşı bizim sığınacak velîmiz.” Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, ekserîsi onlara inanmışlardı
(Melekler: “Ey Rabbimiz! Biz asla onlara bize tapmalarını emretmedik, böyle bir şey söylemek bizim ne haddimize! Rabbimiz,) Seni her türlü noksan sıfattan tenzih ederiz. Bizim (bu iftiralar karşısında sığınacağımız yegâne sahibimiz, yegâne) dostumuz sensin. (Esasında) onlar (bize değil, vesveselerine/yalanlarına inandıkları ve melek olduklarını zannettikleri) cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı, (insanların) çoğu, onlara inanıyordu,” diyecekler.
Onlar: “Seni tenzih¹ ederiz. Bizim velimiz² onlar değil, Sen'sin. Bilakis, onlar, cinlere³ kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyorlardı.” derler.
(Melekler de): «Seni (ortakdan) tenzîh ederiz. Bizim yârimiz onlar değil, Sensin. Belki onlar cinlere tapıyorlardı ve çoğu onlara îman edicilerdi» diyecekler.
(Melekler:) “Seni tenzîh ederiz; bizim velîmiz onlar değil, sensin! Hayır! (Onlar,)cinlere (şeytanlara) tapıyorlardı. Onların çoğu, onlara inanan kimselerdi” derler.
Melekler “Sen her şeyden yüce ve eksikliklerden uzaksın. Bize kulluk edenlerin dışında, bizim sahibimiz (velimiz) yalnızca sensin. Hâlbuki onların çoğu, görmedikleri varlıklar olan cinlere (biz meleklere), inanarak kulluk ediyorlardı” dediler.
Melekler de diyecekler: "Seni ulularız. Bizim koruyucumuzsun. Bizim onlarla ilişiğimiz yoktur. Onlar bize değil cinlere tapıyorlardı, pek çokları bu cinlere inanıyorlardı."
Melekler «— Aman Yâ Rab! Seni ondan tenzih ederiz, yârımız ve mâbudumuz sensin, hiç âbit mâbut olur mu? Bizim onlarla işimiz yok. Hayır onlar perilere taparlar [¹], pek çokları ona inanırlardı» diyecekler.
Onlar da, “Seni her türlü noksanlıktan tenzih ederiz. Bizim dostumuz, onlar değil, Sen’sin. Bilakis onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu da cinlere inanıyordu” diye cevap verirler.
(Melekler) Derler ki: “Sen yücesin! Bizim velimiz sensin; onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapmaktaydı ve çoğu onlara iman etmiş kimselerdi.”
Melekler, “Hâşâ, ne haddimize!” diyecekler, “Sen, sınırsız kudretinle her türlü eksiklikten, noksanlıktan uzaksın, yücesin! Onların bu iftiralarına karşı bizim sığınacağımız yegâne sahibimiz, yegâne dostumuz Sensin! Aslında onlar bize değil, farkında olmadan cinlere tapıyorlardı; hattâ pek çokları, cinlere tapmak gerektiğine ciddî ciddî inanıyorlardı.”
Dediler ki: -“Seni tenzih ederiz; bizim veliyymiz onlar değil sensin!
Aksine, Cinnler’e kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanmışlardır”.
Melekler: " Fesüphanellah! diyecekler. Bizim sahibimiz hep sen idin, onlar değil. Bilakis onlar, cinlere / şeytanlara tapıyorlardı. Evet evet, çoğu onlara inanıyorlardı."
Melekler şöyle cevap verirler: "Ey Rabbimiz sende hiç bir eksiklik görmeyiz. Bizim dostumuz senden başka ilah edinenler değildir. Bizim dostumuz sensin! Ey Rabbimiz! Onlardan bazıları uydurdukları inançlarla tanımadıkları bilmedikleri varlıklara ibadet ediyorlar. Hatta onlardan bazıları Melekleri ilah koşuyordu. Bizim onlarla ilgimiz yok!"
(Melekler [*] de) “Sen yücesin; bizim dostumuz onlar değil, sensin. Aslında onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı.” diyeceklerdir. [*]
(Melekler de): “Sen eksikliklerden yücesin, bizim sahibimiz onlar değil Sensin. Tam tersine onların çoğu cinlere îman edip, onlara tapıyorlardı.” diyecekler.
Melekler: “Sen, kudret ve egemenliğinde eksiksiz ve kusursuzsun!” derler, “Bize yakın olan [yalnız] Sensin, onlar değil! ⁵¹ Hayır, onlar [bize ibadet ettiklerini zannettikleri zaman, aslında] duyuları ile kavrayamadıkları güçlere [körcesine] tapıyorlardı; çoğu onlara inanmıştı”. ⁵²
Melekler: – Hâşâ sen yücesin, zatını tenzih ederiz, bizim velimiz onlar değil sensin. Bilakis onlar cinlere kulluk ediyorlardı, zira onların çoğu cinlere inanıyordu, derler. 4/116, 17/39
(Melekler): “Aşkın olan zatını tenzih ederiz ki onlar değil, Sensin bizim velimiz![³⁸⁶⁰] Hayır, onlar öteden beri cinlere tapıyorlardı; bunların çoğu onlara iman etmişti!” diyecekler.[³⁸⁶¹]
Melekler de: "Seni tenzih ederiz!.. (Sen ortağı olmaktan, noksan sıfatlardan münezzehsin. Senden başka ilah yoktur) Bizim yegâne koruyucumuz, dostumuz onlar değil Sensin!.. (Sen bilirsin ki) Onlar (bize değil) cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu, (cin ve periye melek vasıflar yakıştırmak suretiyle) cinlere iman etmiş bağlanmıştı.
(Melekler) derler ki: "Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere kulluk ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu. "
Melekler de (diyeceklerdir ki, Yarabbi!) «Seni tenzih ederiz. Bizim velîmiz, onlar değil Sen'sin. Hayır. Onlar cinlere tapar olmuşlardı. Onların birçokları onlara imân ediciler idi.»
Onlar: “Müşriklerin iddialarından Seni tenzih ederiz. Bizim dostumuz, koruyucumuz onlar değil, sadece Sensin! Hayır, onlar bize değil, cinlere tapıyor ve ekserisi onlara inanıyorlardı. ” diye cevap verirler. [4, 117]
(Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı."
Melekler de: "Biz seni takdîs ve tenzîh ideriz. Bizim ma'bûdımız ve sâhibimiz sensin, onlar değil. Belki onlar şeytâna 'ibâdet iderler ve ekserîsi ona îmân itmişlerdi" dirler.
-Seni tenzih ederiz, Bizim velimiz sensin. Onlar değil. Hayır, onlar cinlere kulluk ediyorlardı. Çoğu onlara inanıyordu, derler.
Melekler “Seni tenzih ederiz,” derler. “Onlarla bizim hiçbir ilgimiz yok; bizim velimiz Sensin. Onlar bize değil, cinlere tapıyordu; çoğu onlara inanıyordu.”
Melekler derler ki: "Tespih ederiz seni! Bizim Velî'miz sendin, onlar değil. Doğrusu şu ki, onlar cinlere tapıyorlardı. Onların çoğu cinlere iman etmekteydi."
eyittiler “arulıġuñ sensin dostumuz dilegümüz anlardan ayruk. belki ŧaparlardı perrįlere eyregi anlaruñ anlara inanıcılardur.”
Eyideler: Yā Allāh, münezzehsin sen, bizüm işümüze mütevellīsin anlar‐dan özge. Bel ki anlar şeyṭānlara ṭaparlardı, anlaruñ çoġı anlarainanurlardı, diyeler.
(Mələklər: ) “Sən paksan, müqəddəssən. Bizin ixtiyar sahibimiz onlar deyil, Sənsən! Xeyr, onlar (bizə yox) cinlərə (şeytanlara) ibadət edirdilər. (Müşriklərin, kafirlərin) əksəriyyəti onlara (cinlərə) iman gətirmişdi”, - deyə cavab verəcəklər.
They will say: Be Thou glorified. Thou art our Protector from them! Nay, but they worshipped the jinn; most of them were believers in them.
They will say, "Glory to Thee! our (tie) is with Thee - as Protector(3851) - not with them. Nay, but they worshipped the Jinns:(3852) most of them believed in them."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |