19 Nisan 2024 - 10 Şevval 1445 Cuma

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Ahzâb Suresi 13. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satır Altı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ve-iż kâlet tâ-ifetun minhum yâ ehle yeśribe lâ mukâme lekum ferci’û(c) veyeste/żinu ferîkun minhumu-nnebiyye yekûlûne inne buyûtenâ ‘avratun vemâ hiye bi’avra(tin)(s) in yurîdûne illâ firârâ(n)

Ve hani onların bir bölüğü, ey Yesribliler demişti, burada durmanıza imkan yok, dönün artık ve bir bölüğü de Peygamberden, evlerimiz açık, sağlam değil diye izin istemişti, halbuki evleri açık değildi ve sağlamdı, onlar, ancak kaçmayı diliyorlardı.

Yesrib, Medine'nin eski adıdır. Hicretten sonra Medinet-ün-Nebi denmiş, sonradan şehir anlamına gelen Medine kelimesi bu şehre ad olmuştur

Onlar (münafıklar)dan bir grup da demişti ki: "Ey Yesrib (Medine) halkı! Artık burası (Hendek Savaşının sıkıntılı ortamı) sizin için durulacak yer değil, haydi (hemen ayrılıp evlerinize) dönün!" (Yahut: "Artık bu dinde durmanız doğru değil, bırakın ve ayrılın" diye kışkırtmışlardı. Bunun üzerine) Onlardan (kalbi kaymış) bir grup da: "Evlerimiz (sağlam ve korunaklı değil) açıktır (ve sahipsiz kalmıştır)" diyerek Peygamberden izin almak (için bahaneler uyduruyorlardı). Oysa onların evleri açık (ve korumasız) değildi, sadece kaçmak istiyorlardı.

Ve hatırla içlerinden bazısı şöyle demişti: “Ey Medine halkı! Burada düşmana karşı koyamazsınız, evlerinize geri dönün.” Diğer bir gurup da: “Evlerimiz saldırıya açık ve emniyetsiz durumda” diyerek, peygamberden izin istemişlerdi. Halbuki evleri, aslında saldırıya açık değildi, ama tek amaçları savaştan kaçmaktı.

Onlardan bir grup da:
“Ey Yesripliler-Medineliler! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi evinize dönün!” demişlerdi. İçlerinden bir kısmı ise:
“Gerçekten evlerimiz saldırıya açık, emniyette değil!” diyerek, peygamberden izin istiyordu. Oysa evleri tehlikede değildi. Kesinlikle kaçmayı arzuluyorlardı.

İçlerinden bir grup: "Ey Yesrib halkı! Artık size duracak yer yok, geri dönün" demişti. Onlardan bir grup da: "Evlerimiz korumasızdır" diyerek Peygamber'den izin istiyorlardı. Oysa onlar (evler) korumasız değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: 'Ey Yesrib (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer yok, şu halde dönün.' Onlardan bir topluluk da: 'Gerçekten evlerimiz açıktır' diye peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.

O sıra münafıklardan bir gurub:” -Ey Medine halkı! Burası sizin duracağınız yer değil, hemen (savaştan kaçarak evlerinize) dönün.” diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor; “-Cidden evlerimiz açık kalmıştır (hırsızlardan korkuyoruz)” diyorlardı. Halbuki evleri açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı.

Ve hatırlayın ki, onlardan bir grup: “Ey Medine halkı! Siz burada tutunamazsınız. En iyisi geri dönün” dediler. Onlardan bir grup da Peygamber’den izin istediler. “Gerçekten evlerimiz, (düşmana) açıktır.” dediler. Hâlbuki evleri açık değildi. Onlar ancak firar etmek istiyorlardı.

İçlerinden bir grup da, “Ey Yesrib halkı! Tutunacak bir yeriniz kalmadı, geri dönünüz” demişti. Onlardan başka bir grup da Peygamberden, “Evlerimiz korumasız kaldı” diyerek izin istiyordu. Oysa evleri korumasız değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.[438]

[438] Yesrib/Medine kelimesi hakkında bilgi için bk. Bayraklı, KUR’ÂN TEFSÎRİ, XV, 271-272.

Hani onlardan birtakımları: «Ey Medineliler! Burada yeriniz yok, dönüp gidiniz!» demekteydiler, birtakımı da: «Evlerimiz açıktır!» diyerek, peygamberden izin istiyorlardı, açık değildi evleri, ancak kaçmak isterlerdi!

Ve (hatırla) içlerinden bazısı: “Ey Yesribliler (Medineliler)! Burada düşmana karşı koyamazsınız, mevzilerinizi bırakıp evlerinize dönünüz!” diyordu. Onlardan bir başka bölük: “Evlerimiz korunmasız!” diyerek nebiden izin istiyordu. Hâlbuki gerçekte evleri tehlikeye maruz değildi, onlar sadece savaştan kaçmak istiyorlardı.

Müslümanların tarafında savaşan münafıklar, sürekli bahaneler uydurarak cepheden çekilmek istiyordu. Aslında onların maksadı, böyle kritik bir zamanda... Devamı..

Diğer kısmı da "Yâ ehl-i Medîne sizin içün melce’ yokdur meskenlerinize ’avdet idiniz" didikleri vakit içinizden bir fırka "Hânelerimiz müdâfa’asızdır" diyerek rasûlden ’avdet içün müsâ’ade taleb itdiler fakat hâneleri mahfûz idi. Ânların maksadları firâr idi.

İçlerinden bir takımı: "Ey Medineliler! Tutunacak yeriniz yok, geri dönün" demişti. İçlerinden bir topluluk da Peygamberden: "Evlerimiz düşmana açıktır" diyerek izin istemişlerdi. Oysa evleri açık değildi sadece kaçmak istiyorlardı.

Hani onlardan bir grup, “Ey Yesrib (Medine) halkı! Sizin burada durmak imkânınız yok. Haydi geri dönün” demişti. Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz açık (korumasız)” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri açık (korumasız) değildi. Onlar sadece kaçmak istiyorlardı.

Onlardan bir grup, “Ey Medineliler! Sizin işiniz burada durmak değildir, hemen dönün” diyorlardı. Onlardan bir bölük de, aslında açıkta olmadığı halde, “Evlerimiz açıkta ve korumasız” diyerek peygamberden izin istiyorlardı; bunların istediği kaçmaktan başka bir şey değildi.

Onlardan bir gurup da demişti ki: Ey Yesribliler (Medineliler)! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün! İçlerinden bir kısmı ise: Gerçekten evlerimiz emniyette değil, diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı.

Onlardan bir grup ise, "Yesrib halkı, artık tutunamazsınız; geri dönün," diyordu. Onlardan diğer grup ise, evleri korunduğu halde, "Evlerimiz korumasız kaldı," diyerek peygamberden izin istiyorlardı. Tüm amaçları kaçmak idi.

Yesrib özel ismi, her nedense, Muhammed'in vefatından sonra Medine (fiehir) olarak değiştirilmiştir.

O vakit bunlardan bir grup: "Ey Medine halkı! Sizin için duracak yer yok, hemen dönün." diyorlardı. Yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor, evlerimiz gerçekten (düşmana) açıktır." diyorlardı, halbuki açık değildi, sadece kaçmak istiyorlardı.

Ve o vakıt ki bunlardan bir taife «ey Yesrib ehalisi Sizin için duracak yer yok hemen dönün» diyorlardı, yine onlardan bir kısmı da Peygamberden izin istiyor «cidden evlerimiz açıktır» diyorlardı, halbuki açık değil, sırf kaçmak istiyorlardı

Hani, onlardan (munâfıklardan) bir grup, “Ey Yesribliler! (Medine halkı!) Burada (düşmana karşı) duracak yeriniz yok, (mevzilerinizi bırakıp) evlerinize dönünüz!” diyordu. Onlardan bir başka grup da, “Evlerimiz (düşman saldırısına) açıktır” diyerek (geri dönmek için) Peygamberden izin istiyorlardı. Hâlbuki gerçekte evleri tehlikede değildi, onlar sadece (cihattan) kaçmak istiyorlardı.

Onlardan bir topluluk: “Ey Yesrib¹ halkı, sizin için burada duracak bir yer yok, hemen dönün. Yine onlardan bir grup da: “Evlerimiz gerçekten korumasızdır.” diyerek Nebiden izin istiyorlardı. Oysaki evleri korumasız değildi. Onlar, savaştan kaçmak için bahane arıyorlardı.

1- Medine.

O zaman onlardan bir güruh: «Ey Yesrîb ahâlîsi, sizin için burada durmak yok. Hemen dönün» demiş (ler) di. Onlardan bir kısmı da: «Hakıykaten evleriniz açıkdır» diyorlar, peygamberden izin istiyor (lar) dı. Halbuki onlar (ın evleri) açık değildir. Onlar kaçmakdan başka bir şey arzu etmiyorlardı.

Yine o vakit onlardan (o münâfıklardan) bir tâife: “Ey Yesrib (Medîne) halkı!(Burada) sizin için duracak yer yok, hemen dönün!” demişti. Onlardan bir fırka da: “Gerçekten evlerimiz açık (korunmaya muhtaç)tır” diyerek peygamberden izin istiyordu. Hâlbuki o (evleri) açık değildi. Sâdece kaçmak istiyorlardı.

Münafıklardan bir gurup da “Ey Yesripliler (Medineliler) Burası sizin için savaşılacak yer değil, geri dönün” demişlerdi. Medinelilerden bir gurup, evleri açık ve müdafaasız kalmadığı halde, yalnızca savaştan kaçmak amacıyla “Evlerimiz açık kaldı” diye peygamberden izin istiyorlardı.

O gün onlardan bir takımı şöyle demişlerdi: "Ey Yesrip’liler! Burası sizin için durulacak bir yer değil. Durmayın geri dönün! Birtakımı da: "Doğrusu bizim evlerimizin koruyucusu yoktur" diyerek peygamberden uygun istiyorlardı. Oysaki evlerinin koruyucusu vardı. Ancak, onlar yalnız kaçmayı düşünüyorlardı.

Hani münafıklardan bir güruh «— Ey Yesrib ahalisi [⁷]! Burası sizin için durulacak yer değildir [⁸], dönün» demişlerdi. Onlardan bir güruh ise peygamberden izin isteyerek «— Evlerimiz açıktır» demişlerdi. Halbuki onların evleri açık değildi. Onlar cenkten savuşmaktan başka bir şey istemiyorlardı.

[7] Yesrib Medine'nin eski ismidir. Peygamberimiz bu isimden hoşlanmazdı, peygamberimizin hoşlanmadığı ismi kullanıyorlardı.[8] Araplar bütün bize düş... Devamı..

Hani onlardan bir grup [tâ’ife], “Ey Yesrib/Medine halkı! Sizin burada durma imkânınız yok hemen geri dönünüz” demişti. İçlerinden belli bir kısmı [ferîk] da evleri açık/ korumasız olmadığı hâlde, “Gerçekten evlerimiz açık/ korumasız” diyerek Peygamberden izin istiyordu. Onlar (aslında) kaçmaktan başka bir şey istemiyordu.

Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: “Ey Yesrib (Medine) halkı! Artık sizin için (burada) kalacak yer yok, o halde dönün.” Onlardan bir topluluk da, “Gerçekten evlerimiz açıktır” diye peygamberden izin istiyordu. Oysa evleri açık değildi ve onlar yalnızca kaçmak istiyorlardı.

İçlerinden bir grup, “Ey Yesrip, yani Medîne halkı; şehir dışında hendeği savunarak düşmana karşı koyamazsınız; en iyisi, kendinizi korumak için evlerinize dönün!” diyorlardı. Bazıları da, evlerinin düşman saldırısına açık olduğunu söyleyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Oysa evleri saldırıya açık filan değildi; tek istedikleri, savaştan kaçıp canlarını kurtarmaktı.Öyle ki;

Hani, onlardan bir grup:
-“Ey Yesrip halkı! Sizin için ikamet edecek / duracak yer yok; artık geri dönün!” dediler.
Onlardan bir başka grup da Nebiyy’den izin istiyordu:
-“Bizim evlerimiz, sahipsiz / açık!” diyorlardı.
Oysa açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Bir kısmı: " Medineliler! burası size göre değil, Hemen geri dönün " diyorlar, bir kısmı da peygamberden: " Evlerimiz açık kaldı " diye izin istiyorlardı. Aslında açık falan değildi. Niyetleri kaçmaktı.

Hani! Onlardan bir grup, "Ey Yesrib halkı! Sizin burada durmanızın imkânınız yok! Haydi! Geri dönün!" demişti. Onlardan bir başka grup da, "Evlerimizi açık bıraktık. Evlerimiz korumasız kaldı!" diyerek Nebi’den izin istiyorlardı. Oysa evleri ne açıktı ne de korumasız! Onlar sadece kaçmak istiyorlardı.

Onlardan bir grup da şöyle demişti: “Ey Yesribliler [*] (Medineliler)! Sizin için durmanın sırası değil, dönün!” İçlerinden bir grup ise evleri savunmasız olmadığı halde “Şüphesiz ki evlerimiz savunmasızdır!” diyerek Peygamber’den izin istiyordu; (savaştan) kaçmaktan başka bir şey istemiyorlardı.

[Yesrib], Medine’nin eski adıdır.

Onlardan bir grup: “Ey Yesrib’liler! Haydi, durmayın evlerinize dönün.” diyordu. Bir kısmı da: “Gerçekten evlerimiz korumasızdır.” diye Peygamberden izin istiyordu. Hâlbuki onların evleri korumasız değildi, onlar sadece kaçmak istiyorlardı.

Ve [hatırla] içlerinden bazısı şöyle demişti: “Ey Yesrib halkı! Burada [düşmana] karşı koyamazsınız: ¹⁸ [evlerinize] geri dönün!” O arada içlerinden bir grup da, “Evlerimiz [saldırılara] açık durumda!” diyerek Peygamber’den izin istemişti- halbuki evleri [aslında saldırıya] açık değildi: tek amaçları kaytarmaktı.

18 Yani, şehir dışında hendeği savunarak.

Onlardan bir grup da: – Ey Medine halkı, bu cephede sizin tutunma imkânınız kalmadı varın gidin evinize, diyor, bir başka grup da evleri düşmana karşı korumasız olmadığı halde evlerimiz korumasız diyerek Nebi’den izin istiyordu. Oysa onların hepsi sadece savaştan kaçmak istiyorlardı. 8/16

Yine o sırada onlardan bir tayfa da çıkmış, “Ey Yesripliler! Sizin yurdunuz yuvanız elden gidiyor, derhal (eve) dönün!”[³⁷³⁴] demişti; yine bir başka gurup da evleri korumasız olmadığı halde “Evlerimiz korumasız” diyerek Nebî’den izin istemişlerdi; oysa onların maksatları cepheden kaçmaktı.

[3734] Bu sadece “eve dönün” anlamını değil, “eski kimliğinize dönün” ya da “dâvâdan dönün” imasını da içeren bir ayartma çağrısıdır.... Devamı..

Diğer bir gurup: "Ey Medine halkı; sizin düşmana karşı tutunacak gücünüz yok, artık geri dönün" diyordu. Bir gurup da "Evlerimiz düşmana açıktır, (hırsızlardan endişe ediyoruz) bırak da geri dönelim" diyerek Peygamberden izin istiyordu. Oysa evleri açık değildi (çoluk çocukları için öyle bir tehlike yoktu) Onlar sadece savaştan kaçıp canlarını kurtarmak istiyorlardı (ki)

Onlardan bir grup da demişti ki: "Ey Yesrib (Medine) halkı, artık size durmak yok" ve Onlardan bir topluluk da. "Evlerimiz (sağlam değil), açıktır" diyerek Nebi (Muhammed as’) dan izin istiyordu. Oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Ve o vakit onlardan bir tâife demişti ki: «Ey Yesrib ahalisi! Sizin için bir duracak yer yok. Artık geri dönünüz». Ve onlardan bir zümre de Peygamberden izin isteyerek diyorlardı ki: «Muhakkak evlerimiz açıktır. Halbuki, onlar açık değildi. Onlar firar etmekten başka bir şey dilemiş olmuyorlardı.»

Bir kısmı: “Ey Yesribliler! Burada düşmana karşı koyamazsınız, mevzilerinizi bırakıp evlerinize dönünüz! ” diyordu. Onlardan bir başka bölük: “Evlerimiz korunmasız! ” diyerek Peygamberden izin istiyorlardı. Halbuki gerçekte evleri tehlikeye mâruz değildi, onlar sadece savaştan kaçmak istiyorlardı.

Hicrete kadar Medine’nin ismi Yesrib idi. Daha sonra Medinetu’n-Nebî (Peygamber’in şehri) oldu.

Onlardan bir grup da demişti ki: "Ey Yesrib (Medine) halkı, artık size duracak yer yok, (haydi durmayın, evlerinize) dönün (Yahut: Artık bu dinde durmanız doğru değil, dönün)". Onlardan bir topluluk da. "Evlerimiz (sağlam değil), açıktır" diyerek peygamberden izin istiyordu. Oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

O münâfıklardan bir tâife: "Ey Ehl-i Medîne! Bugün siz düşmana mukâvemet idemezsiniz, geri dönünüz" didiler. Ve onlardan bir fırka: "Hânelerimiz hâlî ve muhâfazasızdır." diyerek Nebî'den 'avdete izin istediler. Hâneleri hâlî ve muhâfazasız değildi. Onlar ancak harbden firârı istiyorlardı.

İçlerinden bir takımı da şöyle diyordu: "Ey Yesripliler[*]! Tutunacağınız bir yer kalmadı, geri dönün!" Bir bölük de "Evlerimiz korumasız!" diyerek Nebi’den izin istiyorlardı. Oysa evleri korumasız değildi. Tek istekleri savaştan kaçmaktı.

[*] Yesrip Medine'nin eski adıdır.

Onlardan bir grubu da:-Ey Yesrip Halkı, sizin için duracak yer kalmadı, geri çekilin demişler. Onlardan bir başka grup da Peygamber'den izin istiyor:-Evlerimiz açık, diyorlardı. Oysa evleri açık değildi. Sadece kaçmak istiyorlardı.

Onlardan bir topluluk da “Ey Medine halkı! Burada tutunamazsınız; dönün” diyordu. İçlerinden bir başka topluluk ise, “Evlerimiz korumasız” diyerek Peygamberden izin istiyordu. Oysa evleri korumasız değildi; onların bütün istediği savaştan kaçmaktı.

Hani, onlardan bir grup şöyle demişti: "Ey Yesrib halkı, duracak yeriniz yok, hemen geri dönün!" İçlerinden bir grup da Peygamber'den izin istiyor: "İnan olsun, evlerimiz kaygı duyulacak durumda." diyorlardı." Oysaki evleri kaygı duyulacak durumda değildi; sadece kaçmak istiyorlardı.

daħı ol vaķt kim eyitti bir bölük anlardan “iy medine ehli yoķdur yir sizüñ pes dönüñ!” daħı destūr dileridi bir bölük anlardan peyġamber’e eydür idi “bayıķ evlerümüz ħalalludur.” daħı degül ol ħellāllü dilemezler illā ķaçmaķ.

Daḫı ol vaḳtda eyitdi anlardan bir cemā‘at: İy Medīne ḫalḳı, size duracaḳyir ḳalmadı. Pes dönüp ḳaçuñuz, didiler. Daḫı destūr diler bir bölükpeyġamberden, eydürler ki: Bizüm evlerümüz ḫalellüdür. Ol ḫalellüdegüldür. Anlar ḳaçmaḳ isterler.

O zaman onlardan bir tayfa: “Ey Yəsrib (Mədinə) əhli. (Burada) sizin üçün duracaq bir yer yoxdur, (evinizə) qayıdın!” – demişdi. Başqa bir dəstə isə: “Evlərimiz açıqdır (kimsəsizdir, oğru girməsindən qorxuruq)” – deyə (geri qayıtmaq üçün) Peyğəmbərdən izin istəyirdi. Həqiqətdə evləri açıq (kimsəsiz) deyildi. Onlar ancaq (döyüşdən) qaçmaq istəyirdilər.

And when a party of them said: O folk of Yathrib! There is no stand (possible) for you, therefor turn back. And certain of them (even) sought permission of the Prophet, saying: Our homes lie open (to the enemy). And they lay not open. They but wished to flee.

Behold! A party among them said: "Ye men of Yathrib! ye cannot stand (the attack)! therefore go back!" And a band of them ask for leave of the Prophet, saying, "Truly our houses(3684) are bare and exposed," though they were not exposed they intended nothing but to run away.

3684 All the fighting men of Madinah had come out of the City and camped in the open space between the City and the Trench that had been dug all round... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.