17 Şubat 2025 - 19 Şaban 1446 Pazartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Secde Suresi 27. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Eve lem yerav ennâ nesûku-lmâe ilâ-l-ardi-lcuruzi fenuḣricu bihi zer’an te/kulu minhu en’âmuhum ve enfusuhum(s) efelâ yubsirûn(e)

Görmediler mi ki biz, suyu, kurak ve çorak yerlere akıtırız da o sayede hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri otları bitiririz; hala mı görmezler?

Görmüyorlar mı; Biz suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla (türlü türlü) ekinler bitiriyoruz; ondan hayvanları ve kendileri yemekte (ve rızıklanmaktadırlar). Yine de (gerçeği) görmüyorlar mı? [Bu nedenle devlet, kurak ve çorak arazileri sulayacak ve ziraati artıracak şartları hazırlamalı ve çiftçilerin toprağa bağlılığını sağlamalıdır.]

Üzerinde ot bitmeyen kuru topraklara, yağmur indirip kendilerinin ve hayvanlarının yiyeceği bitkileri, bizim yeşerttiğimizi görmezler mi?

Kupkuru yerlere, toprağa suyu ulaştırdığımızda, hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekini, sebzeyi ve otu çıkardığımızı, yetiştirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ da görmeyecekler mi?

Bizim suyu çorak bir yere sürdüğümüzü ve onunla, hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekin çıkardığımızı görmediler mi? Yine de görmüyorlar mı?

Görmüyorlar mı; biz, suyu çorak toprağa sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları, kendileri yemektedir? Yine de görmüyorlar mı?

Görmediler mi ki, biz suyu çorak araziye sevk ediyoruz da onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyecekleri ekini bitiriyoruz. Hâlâ (bunların Allah'dan olduğunu) görmiyecekler mi?

Görmediler mi? Biz suyu, kaba, kuru bir toprağa sevkederiz. Onunla ekin çıkartırız. Hayvanları ve kendileri ondan yerler. Artık görüp idrak etmeyecekler mi?

Kupkuru topraklara suyu ulaştırdığımızı, onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yemekte oldukları ekini çıkarmakta olduğumuzu da görmüyorlar mı? Hâlâ görmeyecekler mi?

Onlar görmüyorlar mı? Biz otsuz bir yere yağmur gönderip, ekin bitiririz, hem yılkıları, hem de kendileri ondan yiyorlar, görmüyorlar mı?

Görmüyorlar mı ki; biz çorak toprağa suyu gönderiyoruz da onunla hem hayvanlarının hem de kendilerinin yiyeceği ekini yetiştiriyoruz. Hâlâ (gerçekleri) görmeyecekler mi?

Kurak memâlike bulutları nasıl sevk itdiğimizi ve kendilerinin ve sürülerinin tegaddî itdikleri buğdayları nasıl yetişdirdiğimizi görmüyorlar mı?

Kuru yerlere suyu gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri ekinleri çıkardığımızı görmezler mi? Görmüyorlar mı?

Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız. Hâlâ görmeyecekler mi?

Görmediler mi ki biz, kupkuru yerlere suyu ulaştırıyoruz da onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yediği ekini çıkarıyoruz. Hâlâ ibret gözüyle bakmayacaklar mı?

Kupkuru yerlere suyu ulaştırdığımızı, onunla gerek hayvanlarının gerekse kendilerinin yiyegeldikleri ekini çıkarmakta olduğumuzu da görmediler mi? Hâla da göremeyecekler mi?

Kıraç toprağa suyu sürerek onların ve çiftlik hayvanlarının yediği ekinleri çıkardığımızı kavramazlar mı? Görmezler mi?

Ya hiç görmediler mi ki, biz kır yere suyu salıveriyoruz da onunla bir ekin çıkarıyoruz. Ondan hayvanları da yiyor, kendileri de. Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı?

Ya hiç görmediler de mi? Biz kır yere suyu salıveriyoruz de onunla bir ekin çıkarıyoruz, ondan hayvanları da yıyor, kendileri de, hâlâ gözlerini açmıyacaklar mı?

Görmüyorlar mı ki, biz suyu (yağmuru), kupkuru yere (toprağa) gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız. Hâlâ (hakikati) görmeyecekler mi? (Ölü toprağa bir yağmurla yeniden hayat veren Allah’ın, kendilerini de bir gün dirilteceğini düşünmüyorlar mı?)

26 ve 27. âyet-i kerîmelerdeki sorular, esasında, kâfirleri kınama ifadeleridir.

Çorak araziye suyu sevk edip, onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri bitkileri çıkardığımızı görmüyorlar mı? Bundan ibret almaları gerekmez mi?

Suyu kupkuru ve çorak yere sevk etdiğimizi, onunla gerek hayvanlarının, gerek kendilerinin kısmen yiyegeldikleri ekini çıkarmakda olduğumuzu da görmediler mi? Haalâ da görmeyecekler mi?

Görmediler mi, doğrusu biz suyu kurak yere gönderiyoruz da, onunla hayvanlarının ve kendilerinin ondan yiyecekleri bir ekini çıkarıyoruz. Hiç görmezler mi?(1)

(1)“Bu muvakkat (geçici) handa ve bu fânî misâfirhânede ve kısa bir zamanda ve az bir ömürde eşcâr(ağaçlar) ve nebâtâtın (bitkilerin) elleriyle bu kad... Devamı..

Onlar bilmiyorlar mı ki, biz suyu (yağmuru) kupkuru yere (toprağa) sevk edip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği (besleneceği) ekinler (bitki, sebze ve meyveler) çıkarırız. Hâlâ (gerçeği) görmezler mi?*

(*) Buradaki ‘’rü’yeten’’maksat, araştırıp bilmektir. Yani onlar bizim, yağmur yüklü bulutları rüzgârlarla kuru ve susuz kalmış bölglere sevk ettiğimi... Devamı..

Onlar, kupkuru olmuş yeryüzüne, suyu bizim götürdüğümüzü görmüyorlar mı? Sonra yeryüzünde o suyla ekinler çıkarırız ve çıkardığımız ekinlerden onların hayvanları ve kendileri yerler. Bunları görmüyorlar mı?

Görmüyorlar mı, Biz suyu çorak toprağa süreriz de ekini bitiririz. Bu ekini hem kendileri hem davarları yerler. Yine de onlar bunu görmüyorlar mı?

Onlar görmüyorlar mı ki biz yağmuru otu kalmamış bir yere süreriz de, onunla davarların ve kendilerinin yiyecekleri ekin çıkar. Daha bunu görmüyorlar mı ki tevhide kail olsunlar.

Kuru arza/toprağa suyu akıttığımızı ve onunla hem kendilerinin hem de hayvanlarının yediği ekini bitirdiğimizi görmüyorlar mı? Hâlâ görmeyecekler mi?

Bizim suyu çorak toprağa sürdüğümüzü, onunla ekin bitirdiğimizi ve ondan hayvanlarının da kendilerinin de yediğini görmüyorlar mı? Yine de sağduyu gösterip göremeyecekler mi?

Susuzluktan çatlamış çorak topraklara nasıl yağmur gönderdiğimizi ve o su sayesinde, kendilerinin ve hayvanlarının yiyeceği bitkileri nasıl yeşerttiğimizi görmüyorlar mı? Ölü toprağa bir yağmurla yeniden hayat veren Allah’ın, kendilerini de bir gün dirilteceğini düşünmüyorlar mı?

Görmediler mi biz, Su’yu Kırsal Arazi’ye sevk ediyoruz; bununla onların ve hayvanlarının yiyeceği ekinleri çıkarıyoruz. Görmezler mi?

Acaba hiç mi dikkat etmediler bizim, çatlayan topraklara su verişimize?. Su sayesinde, hem kendileri hem hayvanları için besin maddesi üretişimize? Ah! Şu insanlar, çevrelerini bir görebilseler!

Görmediler mi? Yağmuru kupkuru yere gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız? Hâlâ düşünmüyorlar mı?

Kupkuru yerlere suyu ulaştırdığımızı, onunla hayvanlarının ve kendilerinin yemekte oldukları ekini çıkarmakta olduğumuzu da mı düşünmediler? [*] (Gerçeği) görmezler mi?

Ayetteki [nesûku] “sevk ediyoruz”, [nuhricü] “çıkartıyoruz” fiillerinin geniş zaman kalıbında getirilmesi, Yüce Allah’ın hayata her an müdahil olduğun... Devamı..

Kupkuru yerlere suyu ulaştırdığımızı, onunla hayvanlarının ve kendilerinin yedikleri bitkileri yetiştirdiğimizi görmüyorlar mı? Hâlâ da göremeyecekler mi?

Üzerinde ot bitmeyen kuru topraklara yağmur indirip kendilerinin ve hayvanlarının yiyeceği bitkileri Bizim yeşerttiğimizi görmezler mi?

Yine bizim, yağdırdığımız yağmurla kupkuru toprağa hayat verdiğimizi ve onunla hem kendilerinin hem de hayvanlarının beslendiği ekin ve bitkileri yetiştirdiğimizi görmüyor? Hala bunlara ibretle bakmıyorlar mı? 30/48...50, 42/28

Kıraç toprağa suyu sevk edip de onunla kendilerinin ve hayvanlarının beslendiği bitkiler çıkardığımızı nasıl görmezler? Peki ama, daha da mı görmeyecekler?

(Kıyameti yalan sayan o kafirler) Görmezler mi ki biz, yağmuru çorak yerlere iletiyoruz da, onunla, hem hayvanlarının hem de kendilerinin yedikleri ekinleri çıkarıyoruz. Hâlâ kalp gözlerindeki perdeyi kaldırmayacaklar mı? (Bundan ibret alıp, bizim kıyamet günü onları da böyle diriltebileceğimizi anlamayacaklar mı?)

Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere gönderip onunla hayvanlarının ve kendilerinin yiyeceği ekinler çıkarırız. Hâlâ görmeyecekler mi?

Görmediler mi ki, muhakkak Biz suyu çorak yere sevkederiz de onunla hemen ekinleri çıkarırız, onlardan hayvanları ve kendileri yiyiverir. Hâlâ görmezlermi?

Görmüyorlar mı ki biz otsuz, kır araziye su sevk ediyoruz, onun sayesinde, hayvanların ve kendilerinin yiyecekleri ekinleri yetiştiriyoruz. Hâlâ bunları görmeyecekler mi?

Görmüyorlar mı biz nasıl suyu, kuru, otsuz yere sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanları da, kendileri de yiyor? Görmüyorlar mı?

Bilmezler mi ki biz kurı toprağa suyı sevk ider ve ondan mezrû'ât ve nebât çıkarırız ki hayvânları ve kendileri yerler. Bunı basîret göziyle görmezler mi?

Görmezler mi ki, kuru toprağa suyu gönderip hayvanlarının ve kendilerinin yediği bitkileri çıkarmaktayız. Bunu kavrayamıyorlar mı?

Bizim, susuz araziyi su ile suladığımızı, onunla, hayvanların ve kendilerinin yediği ekini çıkardığımızı görmüyorlar mı? Hala doğruyu göremiyorlar mı?

Onlar görmedi mi ki, Biz suyu kupkuru topraklara sevk eder ve onunla ekinler bitiririz de, hem kendileri, hem hayvanları ondan yerler? Hâlâ gözlerini açmayacaklar mı?

Görmediler mi ki, biz, çorak toprağa suyu salıyoruz da onunla ekinler çıkarıyoruz; hem hayvanları yiyor ondan hem kendileri. Hâlâ görmüyorlar mı?

ay daħı görmediler mi bayıķ biz sürerüz śuyı otsuz yire pes çıķaruruz anuñ- ıla ekin yir andan yılķıları daħı gendüzilerine? ay görmezler mi?

Görmezler mi biz nice sürer‐biz ṣuları yarılmış otsuz yire? Pes çıḳarur‐biz ol ṣu‐y‐ıla ol ekinleri ki yir andan davarları ve kendüleri. Daḫı pes niçüni‘tibār eylemezler?

Məgər görmürlərmi ki, Biz quru yerə su göndərib onunla heyvanlarının və özlərinin yedikləri əkinlər (bitkilər, meyvələr) yetişdiririk? Məgər (bütün bunları öz gözləri ilə) görmürlər?

Have they not seen how We lead the water to the barren land and therewith bring forth crops whereof their cattle eat, and they themselves? Will they not then see?

And do they not see that We do drive Rain(3662) to parched soil (bare of herbage), and produce therewith crops, providing food for their cattle and themselves? Have they not the vision?(3663)

3662 Again, as in the last verse, there is an easy transition from the physical to the spiritual. In physical nature there may be parched soil, which ... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.