Velekad âteynâ mûsâ-lkitâbe felâ tekun fî miryetin min likâ-ih(i)(s) vece’alnâhu huden libenî isrâ-îl(e)
Ve andolsun ki Musa'ya da kitap vermiştik, ona kavuşacağında şüphen olmasın ve biz, İsrailoğullarına o kitabı, doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık.
(Ey Resulüm!) Andolsun, Biz Musa’ya da kitabı (Tevrat’ı) vermiştik; böylece Sen Ona (Kur’an’a) kavuşmaktan (vahye muhatap olmaktan) kuşku içinde bulunma! Biz onu (Hz. Musa’yı ve Tevrat’ı da) İsrailoğullarına bir yol gösterici (imam, rehber ve önder) kılmıştık.
Andolsun biz, Musa'ya kitap verdik. Öyleyse sana ilettiğimiz vahiyde, aynı hakikat ile karşılaşacağından kuşkuya düşme veya Musa'ya kitap verilmesi konusunda bir kuşkun olmasın veya miraçta ve ahirette Musa'ya kavuşacağından şüphe etme. Biz İsrailoğullarına o kitabı, doğru yolu gösteren bir rehber yapmıştık.
Andolsun ki, biz Mûsâ'ya kutsal kitabı verdik. Sen de Kur'ân'a kavuşacağından şüphe etme. Onu, Tevrat'ı İsrailoğulları'na hidâyet rehberi olarak hazırladık.
Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı vermiştik, şimdi sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Onu İsrailoğullarına yol gösterici kılmıştık.
Andolsun, biz Musa'ya kitabı vermiştik; böylece sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Biz onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık.
Gerçekten biz Musa'ya Tevrat'ı verdik. Şimdi sen, ona kavuşmakdan dolayı şübhede olma, (Mi'raç gecesinde ona kavuşacaksın). Biz O'nu (Mûsa'yı), İsraîloğullarına bir hidayet rehberi yapmıştık.
Andolsun ki biz, Mûsâ'ya kitâbı verdik. Mûsâ'nın ona kavuştuğu hususunda hiç şüphe etme! Biz onu İsrâiloğulları'na bir rehber kıldık.
Biz Musa'ya kitap verdik, ona kavuşmakta şüphe eyleme, biz, onu İsrail oğullarına kılavuz kıldık
Andolsun ki, Biz Musa'ya Kitab'ı (Tevrat'ı) vermiştik. Hiç şüphen olmasın ki, sen de öyle bir kitaba kavuşacaksın. (Musa'ya verdiğimiz) o kitabı İsrailoğulları için bir kılavuz yapmıştık.
Mûsâ’ya kitâb virdik, senin Mûsâ’nın mülâkâtında şübhen olmasun biz o kitâb ile Benî İsrâîl’i hidâyete sevk itdik.
And olsun ki Musa'ya Kitap verdik; Sakın sen ona kavuşacağından şüphe etme. Musa'ya verdiğimizi İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık.
Andolsun, biz Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) vermiştik. Sen de kitaba (Kur’an’a) kavuşma konusunda sakın şüphe içinde olma. Onu İsrailoğullarına bir yol gösterici kılmıştık.
Andolsun biz Mûsâ’ya kitabı vermiştik; ona kavuşma hakkında şüphen olmasın ve biz onu İsrâiloğulları için kılavuz yapmıştık.
Andolsun biz Musa'ya Kitap verdik, -(Resûlüm!) sen ona kavuşacağından şüphe etme- ve onu İsrailoğullarına hidayet rehberi kıldık.
Musa'ya kitabı verdik; bu konuda hiçbir kuşkun olmasın. Onu İsrail oğulları için bir rehber yaptık.
Andolsun ki biz vaktiyle Musa'ya kitap vermiştik. Şimdi de sen ona (öyle bir kitaba) kavuşmaktan şüphe içinde olma. Biz onu İsrailoğullarına doğru yolu göstren bir rehber kılmıştık.
Şanım hakkı için muhakkak ki vaktiyle Musâya kitab vermiştik, şimdi de sen onun likasından şübheye düşme, ve onu Beni İsraîl için bir hidayet rehberi kılmıştık
Kasem olsun ki, Mûsâ’ya, Kitâb’ı (Tevrât’ı) verdik. (Ey insan!) Sakın onun (böyle bir Kitâb’a) ulaştığından şüphe duyma. Biz onu, İsrâiloğullarına doğru yolu gösteren bir rehber yaptık.
Andolsun ki biz Musâya o kitabı verdik. Şimdi sen ona kavuşmakdan şübhede olma. Biz onu İsrâîl oğullarına hidâyet (rehberi) yapmışdık.
Şânım hakkı için, Mûsâ'ya Kitâb'ı (Tevrât'ı) verdik. (Ey Resûlüm!) Sakın ona(Mûsâ'ya) kavuşacağından bir şübhe içinde olma! (Biz) onu da İsrâiloğullarına bir hidâyet rehberi kıldık.
(Resulüm!) Gerçekten de biz, (sana Kur’an’ı verdiğimiz gibi) Musa’ya da kitâbı (Tevrat’ı) vermiştik. O Hâlde Musa’nın ona (Tevrat’a) kavuştuğu hususunda kuşku içinde olma! Ve Biz (sana verdiğimiz Kur’an’ı bütün insanlığa doğru yolu gösteren bir rahber kıldığımız gibi) onu (Musa’ya verdiğimiz o kitabı) da İsrâiloğulları’na (doğru yolu gösteren) bir rehber kılmıştık.*
Biz Musa ya kitabı verdik. Onun, (Allah ile Tur dağındaki) karşılaşmasından şüphe etme. Musa ya verdiğimiz kitabı İsrail oğullarına doğru yol rehberi yaptık.
Ant olsun ki Biz Musa’ya Kitap verdik. Sakın sen Kitap’a kavuşacağından işkilli olmıyasın. Biz o Kitap’ı İsrailoğulları için kılavuz yaptık.
Andolsun Biz Musa’ya Kitab’ı verdik. Sakın sen de ona/ böyle bir kitaba kavuşacağından bir kuşku/tereddüt [mirye] içinde olma! Biz onu İsrailoğulları için bir doğru yol rehberi yaptık.
Şüphesiz biz Musa'ya kitabı vermiştik; böylece sen ona kavuşmaktan kuşku içinde olma. Biz onu İsrail oğullarına bir hidayetçi kılmıştık.
Nitekim, bir zamanlar Mûsâ’ya Tevrat adlı kutsal Kitabı vermiştik. Ey Muhammed, sana da aynı nîmetleri sunacağız. O hâlde, sakın ona kavuşacağından kuşkuya düşme!
Evet, onlara Tevrat’ı göndermiş ve onu İsrail Oğulları’na doğru yolu gösteren bir rehber kılmıştık. Şimdi ise, tüm insanlığa rehberlik edecek son kitabı, Kur’an’ı gönderiyoruz.
And olsun ki Musa’ya Kitab’ı verdik! Onu İsrail’in oğulları için bir hidayet / yol gösterici yaptık; O’nun karşılaşmasından şüphe içinde olma!
Musa'ya da Kitap vermiştik. Musa'nın tanrı ile yaptığı söyleşiden hiç kuşkun olmasın. Tevrat’ı İsrailoğullarına kılavuz etmiştik.
Biz Musa’ya kitabı verdik! Sakın onun sana ulaşmasından kuşku duyma! Onu İsrailoğullarına yol gösterici yaptık!
Yemin olsun ki biz Musa’ya da Kitabı vermiştik. Sen (de) ona kavuşacağından şüphe etme! Onu İsrailoğullarına bir rehber kılmıştık.
(Ey Muhammed!) Bizim Mûsa’ya İsrâil oğullarına yol gösterici olarak verdiğimiz kitap (gibi) bir kitabın, sana da verildiğinden sakın şüphe etme.¹
GERÇEK ŞU Kİ [ey Muhammed,] Biz vahyi Musa’ya [da] tevdî etmiştik: öyleyse [sana ilettiğimiz vahiyde] aynı [hakikat] ile karşılaşacağından kuşkuya düşme! ¹⁸ Ve [nasıl ki] o [önceki vahy]i İsrailoğulları için bir rehber kıldık,
Andolsun ki biz Musa’ya da kitap vermiştik. Bu konuda asla şüphen olmasın ve biz o kitabı İsrailoğulları için bir doğru yol kılavuzu yapmıştık. 7/144- 145, 14/5
DOĞRUSU Biz Musa’ya da vahiy iletmiştik: şu halde onunla (aynı ortak paydada) buluşacağından asla tereddüdün olmasın![³⁷⁰⁵] Zira Biz, o (vahyi) de İsrâiloğulları için bir yol haritası kılmıştık.
Andolsun ki, Musa'ya da kitap verdik. (Ona inananlar olduğu gibi inanmayanlar da oldu, onlar hem Musa’ya hem de Harun'a ne çok eziyet yaptılar) Kuşkun olmasın ki sen de Musa (gibi çeşitli cefalar) ile karşılaşacaksın Tevrat'ı, İsrailoğullarına bir hidâyet rehberi kılmıştık. (Kur'an'ı da; ümmetini ve kıyamete dek gelecek bütün insanları doğru yola iletesin diye, sana ihsan ettik)
Ve biz Mûsâ’ya Kitabı verdik. Sakin onun karşılaştıklarından (seninde karşı karşıya kalacğından) kuşkuya düşme. Onu İsrâil oğullarına yol gösterici yaptık.
Andolsun ki, Mûsa'ya kitap vermiştik. Artık sen de ona kavuşacağından şüphede bulunma ve onu İsrailoğulları için bir rehber-i hidâyet kılmıştık.
23, 24. Şu bir gerçektir ki, sana verdiğimiz gibi Mûsâ'ya da kitap vermiş, sana vahyettiğimiz gibi ona da vahyetmiştik. Dolayısıyla onun da böyle bir vahiy aldığından hiç tereddüdün olmasın. Biz ona verdiğimiz kitabı, İsrailoğullarına rehber kıldık. Onlar sabrettiği ve âyetlerimize kesin olarak inandıkları müddetçe, Biz, emir ve irşadımızla onlardan doğru yolu gösteren önderler tayin ettik. [17, 2]
Andolsun biz Musa'ya Kitabı verdik. Sakın onun (Musa'ya) ulaşmasından kuşkuya düşme. Onu İsrail oğullarına yol gösterici yaptık.
Biz Mûsâ'ya kitâbı (Tevrât'ı) virdik. Ona (Mûsâ'ya) mülâkî olacağından şek üzere olma. Ve o kitâbı Benî İsrâîl içün rehber-i hidâyet kıldık.
Musa'ya Kitap vermiştik. Hiç şüphen olmasın ki, sen de öyle bir kitaba kavuşacaksın. Onu İsrailoğulları için bir kılavuz yapmıştık.
Musa'ya da kitap vermiş ve ona kavuşmaktan şüpheleri olmasın diye onu İsrailoğulları için kılavuz yapmıştık.
Doğrusu, Biz Musa'ya da kitap vermiştik; vahye muhatap olman konusunda senin de bir kuşkun olmasın. Biz o kitabı İsrailoğulları için bir hidayet rehberi yapmıştık.
Yemin olsun ki, Mûsa'ya kitabı vermiştik. Böyleyken sen ona kavuşacağından kuşkuda olma! Biz onu İsrailoğullarına bir kılavuz yapmıştık.
daħı bayıķ virdük mūsā’ya tevrįt’i pes olma gümān içinde görmeginden. daħı eyledük anı ŧoġru yol benį isrāyil’e.
Taḥḳīḳ biz virdük Mūsāya Tevrātı. Pes şek eyleme anuñ telaḳḳīsinden kiAllāhdandur.
Biz Musaya kitab (Tövrat) vermişdik. (Ya Rəsulum!) Sən onunla (Musa ilə) görüşəcəyinə şübhə etmə. (Peyğəmbər əleyhissəlam me’rac gecəsi Musa ilə görüşüb danışmışdı). Biz onu (Tövratı, yaxud Musanı) İsrail oğullarına doğru yol göstərən bir rəhbər etmişdik.
We verily gave Moses the Scripture; so be not ye in doubt of his receiving it; and We appointed it a guidance for the Children of Israel.
We did indeed aforetime give the Book to Moses:(3656) be not then in doubt of its reaching (thee):(3657) and We made it a guide to the Children of Israel.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |