Velekad erselnâ min kablike rusulen ilâ kavmihim fecâûhum bilbeyyinâti fentekamnâ mine-lleżîne ecramû(s) vekâne hakkan ‘aleynâ nasru-lmu/minîn(e)
Ve andolsun ki senden önce de kavimlerine peygamberler gönderdik de apaçık delillerle geldiler onlara; derken cürmettiklerinden dolayı öç aldık onlardan ve inananlara yardım, bir haktır bize.
Andolsun, Biz Senden önce birçok peygamberi kendi kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık belgeler getirdiler (ama onlar buna rağmen inkâr edip azgınlaştılar); böylece Biz de suçlu günahkârlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek (ve zafere eriştirmek) ise, Bizim üzerimize Hakk olmuş (bir va’ad)tır. (Mücahit ve müstakim mü’minlere nusret ve galibiyet vermek, Allah’ın izzet ve inayetinin şanıdır.)
Ey Muhammed! Senden önceki toplumlara da kendi içlerinden peygamberler göndermiştik ve onlar açık belgeler ve mucizelerle geldiler, ama çoğu inanmayıp, günahkar oldular. Biz de, günaha batıp giden suçlulardan intikam aldık. Zaten mü'minlere yardım edip, onları başarıya ulaştırmak bize düşen bir haktır.
Andolsun, biz senden önce, sayısız Rasulleri özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere görevli olarak kavimlerine gönderdik. Onlara açık deliller getirdiler. Peygamberlere planlı şekilde cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen güç ve iktidar sahiplerini kendilerinden sonrakilere gözdağı ve ibret olacak şekilde cezalandırdık. Mü'minlere yardım etmek de kesinkes bizim gerçekleştireceğimiz bir taahhüttür.
Andolsun ki, senden önce peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik ve onlara apaçık deliller getirdiler. Suç işleyenlerden öç aldık. Mü'minlere yardım etmek ise bizim üzerimize bir haktır.
Andolsun, biz senden önce kendi kavimlerine elçiler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler; böylece biz de suçlu günahkarlardan intikam aldık. İman edenlere yardım etmek ise, bizim üzerimizde bir haktır.
(Ey Rasûlüm), gerçekten biz, senden evvel bir çok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara, (hak peygamber olduklarını isbat eden apaçık) delillerle vardılar. Fakat (onlar iman etmedikleri için) o günah işliyenlerden biz intikâm aldık. Müminlere, (kendilerini peygamberlerle beraber kurtarmak suretiyle) yardım etmek üzerimize bir hak oldu.
Andolsun! Senden önce de, kendi toplumlarına peygamberler gönderdik. Mucizelerle onlara geldiler. (İnsanlar iki gruba ayrıldılar.) Biz de suçlu olanlardan intikamımızı aldık. Çünkü inananlara yardım etmek, bizim üzerimize bir borç idi.
Senden önce nice peygamberleri kendi toplumlarına göndermiştik. Onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Biz, sonunda suçlulardan öç aldık. İnananlara yardım etmeyi üzerimize almışızdır.
Senden önce, kendi uluslarına peygamberler gönderdik, belgelerle onlara geldiler, biz de günah edenlerden öç aldık, inanmış olanlara yardım bize hak oldu
Ve Andolsun ki, senden önce biz nice resulleri kendi kavimlerine gönderdik ve onlara apaçık mucizeler getirdiler. (Buna rağmen hakka karşı direnmeye devam ederek) suç işleyenlerden biz de intikam aldık.(Yaptıklarına karşılık) inananları desteklemek, bize düşen bir sorumluluktur.
Bu akvâmın her birine senden evvel rasûl gönderdik hepsi âşikâr mu’cizeler ile geldiler, ânları tekzîb iden mücrimlerden intikâm aldık, mü’minlere müzâheret lâzım ve muhakkak idi.
And olsun ki! Senden önce, birçok peygamberleri ümmetlerine gönderdik, onlara belgeler getirdiler; dinlemeyip suç işleyenlerden öç aldık, zira inananlara yardım etmek bize hak olmuştu.
Andolsun, senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mucizeler getirdiler. Biz de suç işleyenlerden intikam aldık. Mü’minlere yardım etmek ise üzerimizde bir haktır.
Andolsun senden önce biz nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mûcizeler getirdiler. Buna rağmen suç işleyenlere hak ettikleri cezayı verdik. İnananlara yardım etmek de bize düşer.
Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.
Senden önce elçileri halklarına apaçık delillerle gönderdik. Suç işleyenleri de cezalandırdık. İnananlara yardım etmek görevimizdir.
Andolsun ki biz, senden önce birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara apaçık delillerle vardılar. Onun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Müminlere yardım ise, bizim nezdimizde bir hak oldu.
Celâlim hakkı için senden evvel bir çok Resulleri kavmlerine gönderdik de onlara beyyinelerle vardılar, onun üzerine cürm işliyenlerden intikam aldık, mü'minlere ise nusrat uhdemizde bir hakk oldu
(Resûlüm,) kasem olsun ki, senden önce biz, nice peygamberleri kendi kavimlerine gönderdik. Peygamberler onlara apaçık mu‘cizeler getirdiler. (Ancak kavimleri onları yalanladılar) biz de (hakkı inkâr eden) suçluları (kâfirleri) helâk ettik. (Kâfirlere karşı) mü’minlere yardım etmek tarafımızdan verilmiş hak bir vaattir.
Andolsun ki biz senden evvel kendi kavmlerine (nice) peygamberler göndermişizdir de onlara açık açık bürhanlar getirmişlerdir. Fakat (îman etmedikleri için) biz o günâh işleyenlerden intikaam almışızdır. Mü'minlere yardım etmek ise üstümüzde bir hakdır.
Celâlim hakkı için, senden önce de nice peygamberleri kavimlerine gönderdik de onlara mu'cizeler getirdiler. (Bir kısmı îmân etti, bir kısmı îmân etmedi.) Bunun üzerine günah işleyenlerden intikam aldık. Mü'minlere yardım etmek ise, üzerimize hak oldu.
(Resulüm), gerçekten biz senden önce de birçok elçileri kendi kavimlerine göndermiştik ve onlara belgelerle (hakikatin delilleriyle) gelmiştiler. (Buna rağmen hakka karşı direnmeye devam ederek insanlara karşı) suç işlemeye devam etmiş olanlardan (zulmettikleri masum insanlar için) intikam aldık (hak ettikleri cezayı verdik). Zaten inananlara (ve insanlara güven verenlere) yardım etmek üzerimizde hak olmuştur.
Senden önce onların kavimlerine elçiler göndermiştik ve elçiler onlara açıklayıcı belgelerle gelmişlerdi. Bizde suçlulardan intikam aldık. Artık inananlara yardım etmek bizim üzerimize hak olmuştur.
Ant olsun ki Biz senden önce kendi uluslarına nice elçiler göndermiştik. Onlara, apaçık belgeler getirmişlerdi. Bunun üzerine Bizde o suçlulardan öç almıştık.inanalara yardım etmek Bizim boynumuza borç olmuştur.
* Biz, senden evvel, kendi kavimlerine peygamberler göndermiştik. Peygamberler de onlara açık mûcizeler getirmişlerdi. Kavimleri onları yalancı saydılar. Biz de günahkârlardan öç aldık. Mü/minlere yardım etmek bize yaraşır.
Şüphesiz biz senden önce kendi kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara apaçık belgeler getirdiler ve böylece biz de suçlu günahkârlardan intikam aldık. İman etmekte olanlara yardım etmek ise, bizim üzerimizde bir haktır.
Ey şanlı Elçi! Gerçekten Biz, senden önce de, nice Peygamberleri kendi toplumlarına mesajımızı ileten elçiler olarak görevlendirmiştik ve bu elçiler, onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Fakat zalimler, hakikati reddetmekle kalmadılar, müminlere baskı ve işkenceler yaptılar. Biz de, müminleri kurtardık ve o suçlulardan, zulmettikleri masum insanların intikamını aldık. Zira yolumuzda mücadele eden müminlere yardım etmek, üzerimizde bir hak ve mutlaka yerine getirilmesi gereken bir söz, bir sorumluluk idi.
İşte, Rabbinizin sonsuz ilim, kudret ve merhametini yani tek bir rab ve ilâh olduğunu gösteren bir başka delil:
And olsun onların kavimlerine senden önce de rasûller gönderdik! Onlara Beyyineler / Açık Belgeler ile geldiler. Suç işlemiş olanlardan intikam aldık. Müminler’e yardım etmek bize hak oldu.
Resulüm! biz senden önce de, kendi halkı içinden birtakım elçiler gönderdik. Elçiler kendilerine belgeler sundular. Bu vesile ile bazen suçluların canına okurken bazen de, inananlara yardım üzerimize farz oldu…
Muhakkak ki senden önce elçilerimizi kendi kavimlerine gönderdik. Elçilerimiz onlara apaçık deliller getirdi. Delilleri kabul etmeyerek suç işlediler. Biz de suç işleyenlere gereken cezayı verdik! Ey Müminler! Bilin ki, Müminlere yardım etmek üzerimize borçtur.
Yemin olsun ki biz senden önce onların toplumlarına elçiler göndermiştik de onlara apaçık belgeler (deliller) getirmişlerdi. (İnkar edip) günaha dalanlardan intikam almıştık. [*] Müminlere yardım etmek de üzerimize haktır [*] (borçtur).
Yemin olsun Biz senden önce, kendi kavimlerine apaçık belgeler getiren peygamberler gönderdik ve sonunda (peygamberlere îman etmeyen) günâhkârları da helâk ettik. Böylece, inananlara yardım etmek, Bizim üzerimize bir borç oldu.
[Ey Muhammed,] senden önceki toplumlara da kendi içlerinden peygamberler göndermiştik ⁴³ ve onlar hakikatin her türlü kanıtını getirmişlerdi: ve sonra [müminleri zafere ulaştırmak suretiyle,] [kasden] kötülük işleyenlerden öcümüzü almıştık: zaten inananlara yardım etmeyi üstümüzde bir sorumluluk olarak görmüştük.
Andolsun ki biz senden önce de nice elçileri kendi toplumlarına göndermiştik ve onlara hakikatin apaçık belgeleri olan hakkı getirmişlerdi. Sonunda da suç ve günahta direnenlere yaptıklarının acısını tattırdık. Zira müminlere yardım etmek bize bir borçtur. 14/9-10, 10/103, 36/6, 40/51
Doğrusu senden önce de kendi kavimlerine elçiler göndermiştik; ve onlara hakikatin apaçık delilleriyle gelmiştiler. En sonunda[³⁶¹⁰] suç ve günahta direnen kimselere yaptıklarının acısını tattırdık: zaten inananlara yardım etmek üstlendiğimiz bir görevdi.[³⁶¹¹]
(Ey Muhammed) Andolsun ki senden önce biz, nice peygamberleri kavimlerine gönderdik de, onlara açık deliller getirdiler. Fakat (iman etmedikleri için) biz o günah işleyenlere hak ettikleri cezalarını verdik, çünkü müminlere yardım etmek üstümüze bir hak idi.
Ve biz senden önce de elçileri kavimlerine gönderdik; onlara apaçık deliller getirdiler ve biz, (onları dinlemeyip) suç işleyenlerden öç aldık. Mü’minlere yardım etmek, üzerimize bir hak idi.
Celâlim hakkı için senden evvel kavimlerine peygamberler gönderdik de onlara açık açık deliller ile gelmişlerdi. Artık günahkâr olanlardan intikam almış idik. Mü'minlere yardım etmek ise Bizim üzerimize bir hak olmuştur.
Ey Resulüm! Biz senden önceki ümmetlere de resuller gönderdik. O peygamberler ümmetlerine parlak deliller getirdiler, ama çoğu iman etmedi. Biz de o suçlulardan intikam aldık. Çünkü müminleri desteklemek, Bize düşen bir borç idi. [10, 103; 6, 12]
Andolsun ki, biz senden önce de elçileri kavimlerine gönderdik; onlara deliller getirdiler ve biz, (onları dinlemeyip) suç işleyenlerden öc aldık. (Elbette alırız, çünkü) mü'minlere yardım etmek, üzerimize borç idi.
Senden evvel geçen kavimlere rasûller gönderdik. Onlar mu'cizelerle geldiler. Âyetlerimizi tekzîb ile mücrim olanlardan intikâm aldık. Çünki bizim üzerimize mü'minlere nusret ve yardım hak idi.
Senden önce elçileri kendi kavimlerine gönderdik; onlara, açık belgelerle geldiler. Sonra suça batanlara hak ettikleri cezayı verdik. İnanıp güvenenlere yardım boynumuza borçtur.
Senden önce de nice peygamberleri toplumlarına göndermiştik de onlara apaçık deliller getirmişlerdi. Suç işleyenlerin cezasını vermiştik. Müminler e yardım etmek borcumuzdur.
Senden önce de kendi kavimlerine Biz peygamberler gönderdik de onlara apaçık âyetler getirdiler. Sonra da cürüm işleyenlerden intikamımızı aldık. Mü'minlere yardım etmek ise üzerimize bir hak olmuştu.
Yemin olsun biz, senden önce de resulleri toplumlarına gönderdik, onlara açık kanıtlar getirdiler. Nihayet, günah işleyenlerden öc aldık. İnananlara yardım etmek bizim üzerimizde bir haktı.
daħı bayıķ viribidük senden ilerü yalavaçlar ķavumlarındın yaña pes geldiler anlara ḥüccetler-ile pes öcümüz alduķ anlardan kim [218a] yazuķ eylediler ya'nį 'aźāb eyledük. daħı oldı vācib üzerümüze yardım itmek mü’minlere.
Taḥḳīḳ biz viribidük senden burun niçe peyġamberler ḳavmlerine. Pesgeldiler özlerine mu‘cizātlar bile. İntiḳām eyledük yaman kişilerden.Vācibdür bizüm üstümüze mü’minlere nuṣret eylemek.
(Ya Rəsulum!) Biz səndən əvvəl də onların tayfalarına (neçə-neçə) peyğəmbərlər göndərmişdik. (Peyğəmbərlər) onlara açıq-aşkar mö’cüzələr gətirmişdilər. Biz (peyğəmbərləri təkzib edən) günahkarlardan intiqam aldıq. Mö’minlərə kömək etmək Bizə vacibdir! (Biz Öz və’dimizə əməl edərək mö’minlərə yardım etməliyik!)
Verily We sent before thee (Muhammad) messengers to their own folk. They brought them clear proofs (of Allah's Sovereignty). Then We took vengeance upon those who were guilty (in regard to them). To help believers is incumbent upon Us.
We did indeed send, before thee, messengers to their (respective) peoples, and they came to them with Clear Signs: then, to those who transgressed, We meted out Retribution: and it was due from Us to aid those who believed.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |