Feâti żâ-lkurbâ hakkahu velmiskîne vebne-ssebîl(i)(c) żâlike ḣayrun lilleżîne yurîdûne vecha(A)llâh(i)(s) veulâ-ike humu-lmuflihûn(e)
(Ey Nebim!) Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da (zekât ve infak payını ayır) . Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır.
Artık yakınlara, yoksula ve yolda kalana hakkını ver, Allah'ın rızasını dileyenlere bu, daha hayırlıdır ve onlardır kurtulanların, muratlarına erenlerin ta kendileri.
Öyleyse yakınlarınıza, muhtaçlara ve yolculara haklarını verin. Bu Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için, en hayırlı yoldur. Çünkü mutluluğa erecek olanlar onlardır.
O halde sen, akrabaya, yoksula, yolcuya Allah'ın tanıdığı, belirlediği sorumluluğu yerine getir, onların hakkını ver. Bu, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler, işte onlar kurtuluşa ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir.*
Yakına, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bu Allah'ın rızasını isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Öyleyse yakınlara hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu daha hayırlıdır ve felaha erenler onlardır.
O halde (sılâ yapmak, iyilik etmek, nafaka vermek suretiyle) akrabaya hakkını ver; yoksula ve yolcuya da... Bunlara hakkını vermek, Allah'ın rızasını istiyenler için daha hayırlıdır. Azabdan kurtulanlar da işte onlardır.
Artık akrabaya, yoksula ve yolda kalmışlara haklarını verin. Bu, Allah’ın rızasını kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte gerçek kurtuluşa erenler onlardır.
Yakın akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da! Bu, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için daha iyidir. Onlar kurtuluşa ereceklerdir.
Hısımlara, yoksullara, yolda kalmış olanlara haklarını veresin, Allahın hoşnutluğun dileyen kimse için, hayır bundadır, işte bunlar kurtulurlar
Öyle ise akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Yakınlığı olana, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını dileyenler için bu daha hayırlıdır. İşte onlar saadete erenlerdir.
Öyle ise akrabaya, yoksula, ve yolcuya hakkını ver. Bu, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
O halde sen, akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. *
Öyleyse yakınlığı bulunanlara haklarını ver, yoksula ve yolcuya da... ALLAH'ın rızasını dileyenler için bu daha iyidir; onlar başarıya ulaşanlardır.
O halde akrabaya da hakkını ver, yoksula da, yolcuya da... Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Kurtuluşa erecek olanlar da işte onlardır.
O halde yakınlığı olana da hakkını ver, miskîne de yolcuya da, Allah yüzünü murad edenler için o daha hayırlıdır, felâh bulanlar da işte onlardır
Öyleyse; yakınlara, miskine¹ ve “yol oğluna”² hakkını ver. Bu, Allah'ın yüzünü³ dileyenler için daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.*
Haydi akrıbâya, yoksula, yol oğluna (yolcuya) hakkını ver. Bu, Allahın cemâlini (rızaasını) dilemekde olanlar için (her şeyden) hayırlıdır ye onlar korkduklarından emîn, umduklarına nail olanların ta kendileridir.
Öyle ise akrabâya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver! Allah'ın rızâsını isteyenler için bu pek hayırlıdır. İşte onlar, gerçekten kurtuluşa erenlerdir.
Yakın akrabaya, çalışamayacak durumda olan fakirlere (senin üzerine düşen) o
un hakkını (vermen gerekeni) ver. Allahın rızasını kazanmak isteyenler için (ihtiyaç sahiplerine vermek) daha hayırlıdır. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Hısıma, yoksula, yolcuya haklarını ver, bu hal Allah/ı hoşnut etmek [¹] isteyenler için daha iyidir, umduklarına erenler de onlardır.*
Öyleyse yakınlara hakkını ver; yoksula da, yolcuya da. Allah'ın yüzünü (rızasını) istemekte olanlar için bu daha hayırlıdır ve kurtuluşa erenler de onlardır.
O hâlde, ey inanan kişi; sen yakın akraba ve komşulara, yoksullara ve yolda kalmış olanlara hakları olan zekât ve sadakalarını ver! Allah’ın sevgisini kazanmak isteyenler için en doğru davranış budur, ebedî kurtuluşa erecek olanlar da, yalnızca bunlardır. Bunun için, fakiri iyice fakirleştiren, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmayı felce uğratan fâizden, tefecilikten uzak durun! Unutmayın ki:
Akrabaya, yoksula ve yolda kalan kimseye1 hakkını2 ver. Bu, Allah’ın rızasını kazanmak isteyenler için daha hayırlıdır ve işte bunlar da gerçekten kurtuluşa erenlerdir.*
Öyleyse yakınlarınıza, muhtaçlara ve yolculara 34 haklarını verin; bu, Allah'ın rızasını kazanmak isteyenler için en doğrusudur: çünkü, mutluluğa erecekler onlardır!
Öyleyse siz akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını vermeye bakın. Bilin ki, Allah’ın rızasını kazanmayı dileyenler için en hayırlı yol budur. İşte bunlar kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir. 2/177- 267, 4/36, 16/71
Şu halde yakınlara, yoksullara ve yolda kalmışlara[3601] haklarını verin; bu Allah’ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır; zira ebedî kurtuluşa erecek olanlar işte bunlardır.*
Artık karabet sahibine hakkını ver, yoksula da, yolcuya da. Bu Allah'ın cemalini dileyenler için pek hayırlıdır ve işte felâha nâil olacak olanlar da onlardır.
O halde yakınlarına, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Allah'ın rızasına nail olmak isteyenler için böyle yapmak daha hayırlıdır. Felaha erenler de işte onlardır.
Akrabaya, yoksula, yolcuya (zekat ve sadakadan) hakkını ver. Allah'ın yüzünü (rızasını) isteyenler için bu, daha hayırlıdır ve onlar başarıya erenlerdir.
Yakınlara, çaresizlere ve yolda kalanlara hakkını ver. Allah’ın rızasını kazanmak isteyenler için iyi olan budur. Umduklarına kavuşacak olanlar bunlardır.
Akrabaya, yoksula ve yolda kalmışa hakkını ver. Bu, Allah'ın rızasını dileyenler için daha hayırlıdır. Kurtuluşa erenler işte onlardır.
Akrabaya, yoksula ve yolcuya hakkını ver. Allah'ın rızasını isteyenler için bu daha hayırlıdır. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.
O halde, akrabaya hakkını ver. Yoksula, yolda kalmışa da. Allah'ın yüzünü isteyenler için bu daha hayırlıdır. İşte böyleleridir, kurtuluşa erenler.
pes vir ħısıma ḥaķķını daħı miskine daħı ġarįba. ol yigrekdür anlara kim dilerler Tañrı ŝevābını daħı anlar anlardur ķurtılıcılar.
(Ya Rəsulum!) Yaxın qohuma, yoxsula (miskinə), (pulu qurtarıb yolda qalan) müsafirə (Allahın vacib buyurduğu) haqqını ver. Allah rizasını (Allahın camalını) diləyənlər üçün bu daha xeyirlidir. (Axirətdə) nicat tapanlar (mətləbinə yetişənlər) məhz onlardır!
So give to the kinsman his due, and to the needy, and to the wayfarer. That is best for those who seek Allah's countenance. And such are they who are successful.
So give what is due to kindred, the needy, and the wayfarer. That is best for those who seek the Countenance,(3550) of Allah, and it is they who will prosper.(3551)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |