Liyekfurû bimâ âteynâhum(c) fetemette’û fesevfe ta’lemûn(e)
Kendilerine (nimet olarak) verdiklerimize nankörlük etsinler diye (bozuk fıtratlarının ve şeytani tabiatlarının gereği böyle yaparlar) . Öyleyse (ey kâfirler ve nankörler, biraz daha) yararlanıp, zevkü sefa içinde yaşayın (bakalım), artık yakında (gerçeği ve başınıza geleceği) bilecek (ve anlayacaksınız!)
Şirk koşarlar, onlara verdiğimiz nimetlere nankörlük etmek için; şimdilik geçinin bakalım, yakında bilip anlarsınız.
Sanki kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı, nankörlüklerini göstermek istiyorlar. Madem böyle düşünüyorsunuz, şimdilik bu kısa ömrünüzün tadını çıkarın, ama yakında bilip anlarsınız.
Kendilerine ihsan ettiklerimize nankörlük etsinler, bakalım. Haydi zevk-u safa sürün. Yakında her şeyi öğreneceksiniz.
Kendilerine verdiğimize karşı nankörlük etmek için (böyle yaparlar). Yararlanın bakalım. Yakında bileceksiniz.
Kendilerine (nimet olarak) verdiklerimize nankörlük etsinler diye. Öyleyse yararlanın, artık yakında bileceksiniz.
Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkâr etmek için (bunu yaparlar). Haydi zevk edib yaşayın, yakında (ahirette size ne yapılacağını) bileceksiniz.
Nihayet onlara verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük ederler. (Biz de onlara:) “Yaşayın, ilerde bileceksiniz” (deriz.)
Kendilerine bahşettiğimiz nimetlere karşı nankörlük etsinler bakalım. Haydi, sefa sürün; fakat yakında öğreneceksiniz.
Verdiğimiz şeyleri tanımasınlar, geçinsinler de, pek yakında anlarlar
33-34. İnsanlara bir zarar dokunduğu zaman, Rablerine yönelerek O'na yalvarırlar. Sonra Rableri, onlara kendinden bir rahmet tattırınca, içlerinden bir grup kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ederek, başka güçleri Rablerinin ilahlığına ortak ederler. Haydi! Bir süre eğlenin bakalım, yakında (Allah'a ortak koşmanın ne olduğunu) göreceksiniz.
33,34. İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz.
Kendilerine verdiğimiz nimetleri inkâr etsinler bakalım! Haydi (şimdilik) yararlanın, ama yakında bileceksiniz.
Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler bakalım! Haydi sefa sürün; ama yakında bileceksiniz!
Böylece kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük ederler. Zevklenin bakalım; ileride bileceksiniz.
Bunu da kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmek için yaparlar. Haydi geçinedurun bakalım, yakında bileceksiniz.
Ki kendilerine verdiğimiz ni'mete küfran etsinler, haydi zevk edin bakalım yarın bileceksiniz
Kendilerine verdiğimiz şeylere nankörlük ederler. İstediğiniz gibi yaşayın bakalım! İleride gerçeği göreceksiniz.
Kendilerine verdiğimiz (ni'metler) e nankörlük etmeleri için. Hele zevk ede durun, yakında bileceksiniz!
Tâ ki kendilerine verdiğimiz şeylere (ni'metlere) nankörlük etsinler! Şimdi zevk edin(bakalım)! Artık ileride bileceksiniz!
Onlar şimdilik verdiklerimiz nimetleri inkâr etsinler ve bir müddet hayatlarını verdiğimiz nimetler ile devam etsinler. Sonra (başlarına gelecekleri) bilecekler.
Varsın verdiklerimize karşı nankörlük etsinler. Haydi dünyada biraz geçinin, yakında akıbetinizi bileceksiniz.
Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler (bakalım)! Öyleyse faydalanıp yararlanın; artık yakında bileceksiniz!
Böylece, kendilerine verdiğimiz bunca nîmetlere karşı büyük bir nankörlük etmiş olurlar. Onlara de ki: Madem inkârı tercih ettiniz, o hâlde bu dünyanın aldatıcı zevkleri içinde bir süre daha oyalanın bakalım fakat yakında, ne büyük bir yanılgı içinde olduğunuzu anlayacaksınız!
(Onlar bunu) kendilerine verdiğimiz (nîmetlere karşı) nankörlük etmek için (yaparlar). (Ey kâfirler! Dünya nîmetleri ile biraz) oyalanın (bakalım) yakında gerçeği öğreneceksiniz.1*
[sanki] kendilerine bahşettiğimiz (nimetler)e karşı nankörlüklerini göstermek istiyorlar. Madem böyle (düşünüyorsunuz,) bu [kısa] ömrünüzün tadını çıkarın: a-ma zamanı geldiğinde [gerçeği] göreceksiniz!
Onlar bizim kendilerine verdiğimiz nimetlere karşı nankörlük etmeye devam etsinler bakalım. Haydi, biraz daha hayat sürün nasıl olsa yakında gerçeği öğreneceksiniz! 16/55, 29/66, 67/29
sonuçta kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmiş olurlar. Haydi bakalım, siz de bir miktar safa sürün; nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğreneceksiniz!
Onlara verdiklerimize nankörlük yapsınlar için (öyle şirke düşerler) imdi faidelenip durunuz, artık yakında bileceksiniz.
33, 34. İnsanlar bir derde düşünce, başka her şeyi unutarak yalnız Rab'lerine gönülden yalvarırlar;Sonra Allah onlara nezdinden bir rahmet ve bolluk tattırınca, bir de bakarsın ki onlardan bir kısmı Rab'lerine eş, ortak koşuyor ve böylece Allah'ın nimetlerine nankörlük ediyorlar. De ki: “Bir süre eğlenin bakalım, yakında öğrenirsiniz! ”
(Böyle yaparlar) Ki kendilerine verdiğimiz(ni'met)e karşı nankörlük etsinler. Şimdi zevk içinde yaşayın bakalım, yakında (sonunuzun ne olduğunu) bileceksiniz.
Bunu, bizim verdiğimizi gizlemek için yaparlar. Keyfini sürün bakalım; yakında öğrenirsiniz.
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler bakalım, haydi biraz daha geçinin. Yakında bilip anlayacaksınız.
Böylece, kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük ederler. Nasiplenedurun bakalım, yakında göreceksiniz.
Kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler diye. Haydi, yararlanın/zevklenin! Yakında bileceksiniz...
kāfir olsunlar aña kim virdük anlara. pes gönenüñ pes tįz bilesiz.
Bizim onlara verdiyimiz ne’mətləri inkar etsinlər deyə (şirkə, küfrə düşərlər). İndi (bir az dünyada) əylənib kefə baxın. (Cəhənnəm əzabının necə şiddətli olduğunu) mütləq biləcəksiniz!
So as to disbelieve in that which We have given them (Unto such it is said): Enjoy yourselves awhile, but ye will come to know.
(As if) to show their ingratitude for the (favours) We have bestowed on them! Then enjoy (your brief day); but soon will ye know (your folly).(3546)*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |