Żurriyyeten ba’duhâ min ba’d(in)(k) va(A)llâhu semî’un ‘alîm(un)
Birbirlerinden türemiş bir soydur onlar ve Allah duyar, bilir.
Onlar birbirlerinden (türeme ve tevhid dininden gelme bir nesil ve) zürriyettir. Allah (hakkıyla) İşitendir, (her şeyi) Bilendir.
Birbirlerinin soyundan olarak. Allah herşeyi işitendir, herşeyi bilendir.
Bunlar birbirinden gelmiş bir sülâledir. Allah her şeyi işitir, her şeyi hakkıyla bilir.
Bunlar birbirlerinin soylarından gelen bir nesildir. Allah duyandır, bilendir.
Onlar birbirlerinden (türeme) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir.
Bu Peygamberlerin hepsi de birbirinden gelme tek zürriyettir. Allah semî'dir= her şeyi işitir, Alîm'dir= her şeyi bilir.
Bunlar, birbirlerinin nesli olarak gelmişlerdir. (Onun için üstünlüğün yalnız Yahudilerde olması gerekmez.) Allah, (onların “neden bu iş bizde değil” diye itirazlarını) çok iyi bilen ve işitendir. (Kimin dine ihtiyaç hissettiğini çok iyi bilir ve duyar.)
33,34. Allah birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem'i, Nûh'u, İbrâhim ailesi ile İmrân ailesini seçip âlemlere üstün kıldı. Allah işitendir, bilendir.
Bunlar birbirinin nesilleridir, Allah işitir, Allah bilgedir
Bunlar birbirlerinin soylarından gelen tek bir nesildir. Allah, (her şeyi) hakkıyla işiten, (her şeyi) hakkıyla bilendir.
Bu nesiller biribirilerinin zürriyetinden husûle gelmişdir, Allâh her şeyi işidir ve bilür.
33,34. Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini birbirinin soyundan olarak alemlere tercih etti. Allah işitendir, bilendir.
33,34. Şüphesiz Allah, Âdem’i, Nûh’u, İbrahim ailesini (soyunu) ve İmran ailesini (soyunu) birbirinden gelmiş birer nesil olarak seçip âlemlere üstün kıldı. Allah, her şeyi hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
33-34. Allah, birbirinden gelme nesiller olarak Âdem’i, Nûh’u, İbrâhim ailesini ve İmrân ailesini seçip âlemlere (bütün yaratılmışlara) üstün kıldı. Allah hakkıyla işitmekte ve bilmektedir.
Birbirlerinin soyundan olarak... ALLAH İşitir, Bilir.
Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her şeyi işitendir, bilendir.
Bir zürriyyet olarak; biribirinden (hep tevhid dininden), ve Allahdır işiden; bilen
(Bunlar) birbirlerinin zürriyetindendir (aynı soydandır), Allah her şeyi hakkıyla işiten ve her şeyi hakkıyla bilendir.
33,34. Gerçek, Allah Âdemi, Nuhu, İbrahim haanedânını, İmrân ailesini — hepsi de birbirinden (gelme) tek bir zürriyyet olarak — âlemlerin üzerine mümtaz kıldı. Allah hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir.
33,34. Muhakkak ki Allah, Âdem'i, Nûh'u ve İbrâhîm hânedânı ile Âl-i İmrân'ı(İmran kızı Meryem ve Îsâ'yı) birbirinden gelen bir zürriyet olarak âlemler üzerine seçkin kıldı. Allah ise, Semî' (hakkıyla işiten)dir, Alîm (hakkıyla bilen)dir.
33 - 34. Kuşkusuz Allah, birbirinden gelme bir nesil olarak Âdem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini, İmran ailesini (günah ve kötü işlerden korunup iyi ve güzel davranışlarda bulundukları için çağdaşları arasından) şeçip (kendi dönemlerindeki) insanlar üzerine bir konuma getirdi. Ve Allah, (her şeyi hakkıyla) işiten, (her şeyi hakkıyla) bilendir. (*)
Onların bir kısmı, bir kısmının zürriyetindendir. Allah işiten ve her şeyi bilendir.
Onların hepsi birbirinden üremedir. Allah işiticidir, bilicidir.
Bunlar birbirinden türemiş olan nesillerdir. Allah Semî’dir, Alîm’dir.
(Onlar fazilet ve takva açısından) Birbirinden gelme bir nesildi. Allah şüphesiz işitendir, bilendir.
Hemde, birbirlerinin soyundan gelen tek bir nesil olarak.
Allah, her şeyi işitendir, bilendir.
Burada adı geçen İmrân, Hz. Meryem’in babasıdır. Hz. Mûsâ’nın babasının adı da İmrân idi ki, burada kastedilen o değildir.
Yahudiler tarafından yalancılıkla suçlanırken, Hıristiyanlarca ilâhlaştırılan İsa Peygamberin gerçek hayat hikâyesine gelince:
Bir kısmı bir kısmından soy olmak üzere! Allah bilen işitendir.
Bunların hepsi, aynı soydandır. Allah, her şeyi duyup bilmektedir...
Allah her şeyi hakkıyla işiten ve bilendir.
(Bunlar) birbirinden gelme nesillerdir. Allah duyandır, bilendir.
33,34. Gerçekten Allah, birbirinin soyundan gelme tek nesil olarak; Âdem’i, Nûh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini seçerek, âlemlere üstün kıldı.¹ Çünkü O, hakkıyla işitendir, eksiksiz bilendir.
tek bir soy zinciri halinde. ²² Allah, her şeyi işiten, her şeyi bilendir. ²³
Birbirinin soyundan gelen nesiller olarak, Allah hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir. 4/1, 37/112-113
(Bunlar) birbirinin soyundandır: Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir.
33,34. Şüphe yok ki Allah, Adem'i, Nuh'u, (elbette ki, İsmail a.s. dahil) İbrahim soyu ile İmran ailesini seçip alemlere üstün kıldı; Allah herşeyi hakkıyle işitendir ve herşeyi hakkıyle bilendir.
(Bunlar) Birbirinden türeyen nesil(ler)dir. Allâh işitendir, bilendir
Bazıları bazılarından bir zürriyet olarak neşet etmiştir. Ve Allah Teâlâ semîdir, alîmdir.
33, 34. Gerçek şu ki Allah Âdem'i, Nûh'u, İbrâhim ailesi ile İmran ailesini, birbirinden gelen tek zürriyet halinde bütün insanlardan süzüp onlara üstün kılmıştır. Allah semî'dir, alîmdir (her şeyi hakkıyla işitir, mükemmel tarzda bilir). [2, 47; 66, 12] {KM, Çıkış 2, 1; 6, 20; 15, 20}
(Bunlar) Birbirinden türeyen nesil(ler)dir. Allah işitendir, bilendir.
Onların ba'zısı ba'zısının zürriyetidir (birbirlerinden teşa'ub itmişlerdir) Allâh Te'âlâ (kullarının sözlerini) işidici ve (her şeyi) bilicidir. [⁴]
Bunlardan biri diğerinin soyundandır. Dinleyen ve bilen Allah’tır.
33,34. -Allah; Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini (birbirlerinin soyu olarak) toplumlar üzerine seçkin kıldı. Allah, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.
Onlar birbirinden gelen tek bir soy idi. Allah ise herşeyi işiten, herşeyi bilendir.
Birbirinden gelen soylar halinde. Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir.
döl iken bir nicesi bir niceden. daħı Tañrı işidicidür, bilicidür.
Ẕürriyetlerini daḫı efḍal ḳıldı biri birinden, daḫı Tañrı Ta‘ālā işidicidür,bilicidür.
Onlar biri digərindən törəmiş bir nəsil idilər. Allah eşidəndir, biləndir!
They were descendants one of another. Allah is Hearer, Knower.
Offspring, one of the other(374): And Allah heareth and knoweth all things.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |