Rabbenâ veâtinâ mâ ve’adtenâ ‘alâ rusulike velâ tuḣzinâ yevme-lkiyâme(ti)(k) inneke lâ tuḣlifu-lmî’âd(e)
Rabbimiz, elçilerin (vesilesiyle) va'ad ettiklerini bize de ver, (nimet ve nusretinden mahrum bırakma,) kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, asla va'adine muhalefet etmeyensin (Hakk sözünde duransın).
Rabbimiz, bize ver peygamberlerine vaadettiklerini ve aşağılık bir hale getirme bizi kıyamet gününde, gerçekten de sen vaadinden dönmezsin.
Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vadettiğin şeyleri bize ver. Kıyamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şüphesiz sen, sözünden asla caymazsın.”
“Ey Rabbimiz, bize Rasullerinin ağzından va'dettiklerini de ver. Kıyamet günü bizi rezil rüsvay etme. Sen belirlenmiş hesap gününü gerçekleştirme sözünden dönmeyecek ve ertelemeyeceksin” diyenlerdir.
"Ey Rabbimiz! Peygamberlerin vasıtasıyla vaadetmiş olduklarını bize ver ve kıyamet gününde bizi rezil etme! Şüphesiz sen asla sözünden dönmezsin."
'Rabbimiz, elçilerine va'dettiklerini bize ver, kıyamet gününde de bizi 'hor ve aşağılık' kılma. Şüphesiz Sen, va'dine muhalefet etmeyensin.'
Ey Rabbimiz, peygamberlerinin lisânı üzere bize vâdettiğin sevabı ver ve kıyamet gününde bizi rüsvay etme. Şüphe yok ki sen vaadinden dönmezsin.”
“Ey Rabbimiz! Resullerin vasıtasıyla bize söz verdiklerini ver, kıyamet günü bizi alçaltma! (Mahrum bırakma) Hiç şüphesiz Sen, sözünde duransın.” derler.
“Ey Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vaad ettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil etme; şüphesiz sen vaadinden caymazsın.”
Ey Tanrımız! Peygamberlere verdiğin sözü, bize dahi ver, kıyamet günü horlama sen bizleri, caymazsın sen sözünden»
“Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla vaat ettiğin (dünyada hidayeti ve üstünlüğü, ahirette de cennet nimetlerini) bize bahşet ve kıyamet günü bizi mahcup etme! Şüphesiz Sen, sözünden asla caymazsın!”
"Rabbimiz! Peygamberlerinle vadettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın".
“Rabbimiz! Peygamberlerin aracılığı ile bize va’dettiklerini ver bize. Kıyamet günü bizi rezil etme. Şüphesiz sen, va’dinden dönmezsin.”
Rabbimiz! Bize, peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini de ikram et ve kıyamet gününde bizi rezil-rüsvay etme; şüphesiz sen vâdinden caymazsın!
"Rabbimiz, elçilerin yoluyla bize söz verdiğin şeyi ver, diriliş gününde bizi rezil etme. Sen sözünden hiç caymazsın."
"Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin".
Rabbena! Hem Peygamberlerine karşı bizlere va'dettiklerini ihsan buyur da Kıyamet günü yüzlerimizi kara çıkarma, şübhe yok ki sen va'dinde hulfetmezsin
Rabb'imiz! Resullerinin diliyle vadettiklerini bize ver, Kıyamet Günü'nde bizi alçaltma; kuşkusuz, Sen, verdiğin sözden dönmezsin.
«Ey Rabbimiz, senin peygamberlerine karşı bize va'd etdiklerini ver bize. Kıyaamet günü yüzümüzü kara çıkarma. Şübhe yok ki Sen asla sözünden dönmezsin».
Rabbimiz! Artık peygamberlerin vâsıtasıyla bize va'd ettiklerini bize ver ve bizi kıyâmet günü rezîl etme! Şübhesiz ki sen, va'd(in)den dönmezsin.”(3)*
“Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaat ettiklerini bize ver. Kıyamet günü bizi alçaltma, elbette ki sen vaadinden dönmezsin” diye duya ederler.
«Ey Rabbimiz Peygamberlerinle bize vaadettiğini ver, kıyamet günü bizi rüsva etme, çünkü sen vaadinden dönmezsin».
“Rabbimiz! Peygamberlerin vesilesiyle vaat ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Sen şüphesiz sözünden caymazsın.”
“Ey Rabb’imiz! Elçilerin aracılığıyla bize vadettiğini, yani, dünyada zafer ve üstünlüğü, ahirette ise sonsuz cennet nimetlerini bizlere bahşet; Diriliş Günü bizi mahcup etme! Kuşku yok ki Sen, verdiğin sözden asla caymazsın!”
“Ey Rabbimiz! Bize Peygamberlerin vasıtasıyla vâdettiklerini ver ve kıyamet günü bizi, rezil-rüsva etme. Şüphesiz Sen verdiğin sözden asla dönmezsin.” (diye dua ederler.)
“Ey Rabbimiz! Elçilerin vasıtasıyla vaad ettiğin şeyi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Şüphesiz, sen sözünden asla caymazsın!”
Rabbimiz, bize elçilerin aracılığıyla vaat ettiklerini ver ve bizi kıyamet günü rezili rüsva etme, zira sen vaadinden asla dönmezsin. 4/87, 30/6
“Rabbimiz! Elçilerin aracılığıyla yaptığın vaadi bize bahşet ve Kıyamet Günü bizi mahcup etme! Çünkü Sen, vaadinden asla caymazsın!”
«Ey Rabbimiz! Peygamberlerine karşı bizlere vaad buyurduklarını bizlere ihsan buyur. Ve bizleri Kıyamet gününde rüsvay etme. Şüphe yok ki, sen vaad buyurduğundan dönmezsin.»
“Rabbena! Resullerin vasıtasıyla bize vaad ettiğin mükâfatları bize lütfet, bizi kıyamet günü rezil ve perişan eyleme. Sen asla sözünden dönmezsin! ”
Rabbimiz bize, elçilerine va'dettiğini ver, kıyamet günü bizi rezil, perişan etme. Zira sen verdiğin sözden caymazsın!
"Rabbimiz! Elçilerin aracılığı ile söz verdiğin her şeyi bize ver. Kıyamet günü bizi perişan etme. Sen sözünden dönmezsin."[*]*
Rabbimiz, bize elçilerinle vaat ettiğin şeyleri ver ve kıyamet günü bizi perişan etme, sen sözünden dönmezsin.
“Rabbimiz! Elçilerinle bize vaad ettiğin şeyi bize ver; kıyamet gününde bizi rezil etme. Sen zaten vaadinden dönmezsin.”
"Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver; kıyamet günü bizi rezil etme! Sen, vaadine asla ters düşmezsin."
“iy çalabumuz! daħı virgil bize anı kim va'da eyledūñ bize yalavaçlaruñ üzere. daħı rüsvāy eyleme bizi ķıyāmet güni; bayıķ sen ħilāf eylemezsin va'deyi.”
Ey Rəbbimiz! Öz peyğəmbərlərin vasitəsilə bizə və’d etdiklərini ver və qiyamət günündə bizi rüsvay etmə! Əlbəttə, Sən Öz və’dinə xilaf çıxmazsan!”
Our Lord! And give us that which Thou hast promised to us by Thy messengers. Confound us not upon the Day of Resurrection. Lo! Thou breakest not the tryst.
"Our Lord! Grant us what Thou didst promise unto us through Thine messengers, and save us from shame on the Day of Judgment: For Thou never breakest Thy promise."
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |