Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil-îmâni en âminû birabbikum feâmennâ(c) rabbenâ faġfir lenâ żunûbenâ vekeffir ‘annâ seyyi-âtinâ veteveffenâ me’a-l-ebrâr(i)
Rabbimiz, gerçekten de biz, bir seslenen duyduk, inanç için sesleniyor, Rabbinize inanın, diyordu, hemencecik inandık. Rabbimiz, yarlıga suçlarımızı, ört kötülüklerimizi, iyilere kat bizi, onlarla al ruhumuzu.
Rabbimiz, gerçekten biz: "Rabbinize iman edin" diye imana çağrıda bulunan bir çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür (iman ve istikamet üzerindeyken canımızı aldır).
Ey Rabbimiz! Doğrusu biz, “Rabbinize iman edin” diye seslenen bir davetçi işittik ve hemen iman ettik. Bizim günahlarımızı affet, kötülüklerimizi sil ve ruhumuzu iyilerle beraber al.
"Ey Rabbimiz! Biz 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçiyi duyduk ve iman ettik. Rabbimiz! Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilerle birlikte al!"
'Rabbimiz, biz: 'Rabbinize iman edin' diye imana çağrıda bulunan çağırıcıyı işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizi de iyilik yapanlarla birlikte öldür.'
Ey Rabbimiz, doğrusu biz bir dâvetçi (Kur'ân veya ahir zaman peygamberi) işittik: Rabbinize iman edin, diye insanları iman etmeye dâvet ediyordu. Dinledik, hemen iman ettik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört ve ruhlarımızı iyi kimselerle beraber al...
“Ey Rabbimiz! İmana çağıran, “Rabbinize inanın” diyen bir çağrı sahibini işittik; ona inandık. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı affet, kötülüklerimizi sil, bizi iyilerle beraber vefat ettir.”
“Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, ‘Rabbinize inanın!' diye imana çağıran bir davetçiyi işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al!”
Ey Tanrımız! Bir münadî, Tanrınıza inanın diye bizi inanmaya çağırdığını işittik, hemen biz de inandık, bağışla bizim günahlarımızı, kapat bizim kötü işlerimizi, bizi iyilerle birlikte gönder
“Ey Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman ediniz' diye imana çağıran bir davetçi işittik ve hemen iman ettik. Ey Rabbimiz! Artık günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilerle beraber al (bize iyiler zümresinden olarak ölmeyi nasip eyle)!”
"Yâ rabbi bize nidâ iden Muhammed aleyhisselâmı dinledik bizi îmâna da’vet idiyordı, rabbinize inanınız diyordı, biz de inandık. Yâ rabbi seyyiâtımızı ’afv it günâhlarımızı sil ve bize ’âdiller ile bir yolda ölüm nasîb it.
"Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al".
“Rabbimiz! Biz, ‘Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al.”
Rabbimiz! Doğrusu biz ‘Rabbinize inanın!’ diyerek, imana çağıran bir davetçiyi işitip iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi sil ve bize iyilerin ölümünü nasip et.
Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, «Rabbinize inanın!» diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamber'i, Kur'an'ı) işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, ruhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz!
"Rabbimiz, biz, 'Rabbinize inanın' diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve inandık. Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve iyi kişiler olarak canımızı al.
"Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al".
Rabbena! Cidden bizler bir münadı işittik, iymana çağırıyor; Rabbınıza iyman edin diyordu, dinledik iyman ettik, Rabbena! mağfiretinle artık günahlarımızı bizlere bağışla, kabahatlerimizi: bizlerden keffaret buyur ve bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al
Rabbimiz, biz, ‘Rabbinize îmân edin’ diye îmâna çağıran bir davetçiyi duyduk ve îmân ettik. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilerle (razı olduğun kullarınla) birlikte al.
Ey Rabb'imiz! Biz, “Rabb'inize iman edin.” diye, iman etmeye çağıran bir davetçiyi işittik ve hemen iman ettik. Rabb'imiz! Suçlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilikle al.
«Ey Rabbimiz, doğrusu biz «Rabbinize inanın» diye (insanları) imaana çağıran bir da'vetciyi işidib hemen îmaana geldik. Ey Rabbimiz, artık bizim günâhlarımızı yarlığa. Kusurlarımızı ört, canımızı da iyilerle beraber al».
Rabbimiz! Muhakkak ki biz, 'Rabbinize îmân edin!' diye îmâna çağıran bir da'vetçiyi (peygamberi) işittik ve hemen îmân ettik. Rabbimiz! Artık bizim için günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi bizden ört ve canımızı ebrâr (içi dışı tertemiz olan iyi kulların) ile berâber al!”
Ey Rabbimiz! Doğrusu biz,“Rabbinize iman edin” diye seslenen bir davetçi işittik ve hemen iman ettik. Bizim günahlarımızı affet, kötülüklerimizi sil ve ruhumuzu iyilerle beraber al (iyiler gibi iman ve istikamet üzerindeyken canımızı al). *
“Ey Rabbimiz! Rabbinize iman edin diye çağıran bir çağırıcının, iman etmeye çağırmasını işittik ve iman ettik. Rabbimiz günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı iyilik yapanlarla beraber al.”
Ey çalabımız! Gerçekten biz bir ünleyici işittik: "Çalabınıza inanın" diye ünlüyordu. Biz de hemen inandık .Ey çalabımız! Artık sen bizim günahlarımızı yarlıga, kötülüklerimizi ört, canımızı da olgunlarla birlikte al.
«Ey Rabbimiz! «Rabbinize inanın» diye imana çağıran [⁵] bir münadi [⁶] yi işittik, İman getirdik. Ey Rabbimiz! Artık günahlarımızı yarlığa, kötülüklerimizi ört, bastır. Canımızı iyilik edenlere [⁷] beraber al»
“Ey Rabbimiz! Biz ‘Rabbinize inanın’ diyerek imana çağıran bir davetçiyi işittik ve hemen inandık. Ey Rabbimiz! Bizim günahlarımızı bağışla ve kötülüklerimizi ört ve canımızı erdemlilerle birlikteyken al!”
“Rabbimiz! Doğrusu biz “Rabbinize iman edin” diye imana çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al.”
“Ey Rabb’imiz! Biz, “Rabb’inize iman edin!” diyerekinsanlığı imana çağıran bir dâvetçinin çağrısını işittik ve derhâl ona iman ettik. Ey Rabb’imiz, günahlarımızı bağışla, bizi dâimâ iyiliğe, güzelliğe yönelterek, birey ve toplum olarak kötülüklerimizi yok et. Bizleri, son nefesimize kadar iyilik ve erdem sahibi kullarınla birlikte yaşat, onlarla birlikte canımızı al ve Hesap Gününde yine onlarla birlikte haşreyle ya Rab!”
“Ey rabbimiz! Biz, ’Rabbinize iman edin!’ diye İman’a çağıran davetçiyi işittik; artık inandık! Rabbimiz! Bize günahlarımızı bağışla; kötülüklerimizi ört! Bizi Ebrâr / Ergin İyiler ile birlikte vefât ettir!”.
Ya Rab! Biz, 'sizin gerçek sahibiniz olan Allah'a inanın!' diyen bir ses duyduk ve hemen inandık. Ya Rab! N'olur hiç olmazsa bu yüzden bizi bağışla, kötülüklerimizi görmezden geliver, iyi kulların arasına bizi de alıver.
"Rabbimiz! Biz, “Rabbinize iman edin” diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla! Kötülüklerimizi ört! Canımızı iyilerle beraber al."
Rabbimiz! Gerçek şu ki biz ‘Rabbinize inanın!’ diye imana çağıran [*] davetçiyi duyduk ve hemen iman ettik. Rabbimiz! Bizim için günahlarımızı bağışla; kötülüklerimizi ört ve iyilerle birlikte (olacak şekilde) bizi vefat ettir!
“Ey Rabbimiz! Biz, ‘sadece Rabbinize îman edin’ diyerek (tüm insanları) îmana çağıran davetçiyi¹ işitir işitmez hemen îman ettik. Ey Rabbimiz! Günâhlarımızı bağışla, kusurlarımızı ört ve bizleri itaatkâr kullarınla beraber huzuruna kabul et.”
Rabbimiz, biz, “Rabbinize iman edin” diye, imana çağıran bir davetçiyi işittik ve hemen iman ettik. Rabbimiz bizim günahlarımızı bağışla, suçlarımızı ört ve bizi iyilerle birlikte vefat ettir! 3/16, 3/102, 2/132
“Rabbimiz! Bizi, ‘Rabbinize iman edin!’ diye imana çağıran bir davetçi duyduk ve hemen iman ettik!” “Rabbimiz! Bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve canımızı erdemlilerle birlikteyken al!”
Ey Rabbimiz biz "Rabbinize iman ediniz" diye imana çağıran bir davetçiyi (Muhammed s.a.s. ile Kur'an'ı) işittik ve derhal iman ettik. Ey Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kusurlarımızı örtüver ve canımızı ihlas sahibi kullarınla beraber al! (Bizi salih kullarına ulaştır.)
"Rabbimiz! Biz, ’Rabbinize iman edin’ diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen iman ettik Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla. Kötülüklerimizi ört. Canımızı iyilerle beraber al. "
«Ey Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize imân ediniz' diye imâna çağıran bir nidâ edici işittik, hemen imân ettik, ey Rabbimiz! Artık günahlarımızı bize mağfiret buyur ve bizim kusurlarımızı bizden ört ve bizleri sâlih kullar ile beraber öldür.»
“Rabbena! Biz, imana çağıran ve “Rabbinize inanın! ” diye tevhide dâvet eden bir zatı duyduk ve icabet ettik. Artık Sen bizi affet, kusurlarımızı bağışla ve iyilerle birlikte bizim canımızı al. ” [3, 198]
Rabbimiz, biz, 'Rabbinize inanın' diye imana çağıran bir davetçi işittik, hemen inandık. Rabbimiz, bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızı iyilerle beraber al (bizi ma'nada onlarla beraber eyle)!
Yâ Rabbî! Rabbinize îmân idin diye halkı îmâna da'vet iden bir münâdîi işitdik ve ona icâbetle îmân itdik. Yâ Rabbî! Günâhlarımızı mağfiret ve seyyiâtımızı kefâret it ve bizleri ebrârlarla (sâlihler ve hayırlılarla) berâber vefât itdir (dirler)
"Sahibimiz! Çağrıda bulunan birini işittik; ‘Rabbinize[1] inanıp güvenin’ diyerek imana çağırıyordu, hemen inandık. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört. Ruhumuzu iyilerin yanına al[2].”
-Rabbimiz, biz, “Rabbinize iman edin” diye, imana çağıran bir davetçiyi işittik ve iman ettik. Rabbimiz bizim günahlarımızı bağışla, suçlarımızı ört, iyilerle birlikte canımızı al!
“Rabbimiz! Bizi 'Rabbinize iman edin' diyerek imana çağıran davetçiyi işittik ve inandık. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, ey Rabbimiz, kötülüklerimizi ört ve bize iyiler zümresinden olarak ölmeyi nasip eyle.
"Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, "Rabbinize inanın!" diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
“iy çalabumuz! bayıķ biz [38a] işiddük ķıġırdıcı ķıġırur įmāna kim įmān getürüñ çalabuñuza pes įmān getürdük.” “iy çalabumuz! yarlıġa bize yazuķlarumuzı daħı 'afv eylegil bizden yavuz işlerümüzi. daħı canumuzı alġıl eyü işlüler-ile.”
İy bizi yaradan Allāh, taḥḳīḳ biz işitdük bir münādī nidā eyler īmān getür‐mege. Eydür ki īmān getürüñüz Çalabuñuza. Pes īmān getürdük. Yā Allāh bi‐züm yazuḳlarumuz baġışla, daḫı gider bizden yamanlıḳları ve bizümcānumuz alġanda yaḫşılar bile durġur.
Ey Rəbbimiz! Həqiqətən, biz: “Rəbbinizə inanın!” – deyə imana tərəf çağıran bir kimsənin çağırışını eşidib Sənə iman gətirdik. Ey Rəbbimiz! İndi günahlarımızı bizə bağışla, təqsirlərimizdən keç (böyük günahlarımızı bağışla, kiçik günahlarımızın üstünü ört) və canımızı yaxşı əməl sahibləri ilə bir yerdə al !
Our Lord! Lo! we have heard a crier calling unto Faith: "Believe ye in your Lord!" So we believed. Our Lord! Therefor forgive us our sins, and remit from us our evil deeds, and make us die the death of the righteous.
"Our Lord! we have heard the call of one calling (Us) to Faith, ´Believe ye in the Lord,´ and we have believed. Our Lord! Forgive us our sins, blot out from us our iniquities, and take to Thyself our souls in the company of the righteous.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |