Eve lem yekfihim ennâ enzelnâ ‘aleyke-lkitâbe yutlâ ‘aleyhim(c) inne fî żâlike lerahmeten veżikrâ likavmin yu/minûn(e)
Onlara yetmez mi ki şüphe yok, sana kitap indirdik, onlara okunup durmada; şüphe yok ki bu kitapta elbette inanan topluluğa hem rahmet var, hem öğüt.
Sana indirdiğimiz O Kitap -ki karşılarında okunup duruyor- onlara yeterli olmadı mı? Onda iman edecek bir kavim için elbette (büyük) bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır. (Çünkü Kur’an; dini, ahlâki, siyasi, ekonomik ve sosyal her türlü sorunun çözümüne esas olacak temel hükümleri içeren en yetkili ve en kutsi kaynaktır.)
Hayret doğrusu! Kendilerine okunup duran bu kitabı, sana indirmemiz onlara yetmez mi? Şüphesiz O'nda iman eden bir toplum için, hem rahmet, hem de öğüt vardır.
Kendilerine okunan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir topluluk için bir rahmet ve öğüt vardır.
Kendilerine okunmakta olan Kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt (zikir) vardır.
Sana indirdiğimiz bu Kur'an, o mucize istiyenlere karşı okunub dururken, (hâlâ mucize olarak) kendilerine kâfi gelmedi mi? Şübhesiz ki Kur'an'da, iman edecek bir millet için büyük bir rahmet ve bir öğüd var.
Onlara okunan bir kitabı üzerlerine indirmemiz onlara yetmedi mi? Şüphesiz o Kur’anda inanan bir toplum için rahmet ve mesaj vardır.
Kendilerine okuduğun kitabı sana indirmiş olmamız onlara mucize olarak yetmedi mi? Çünkü bunda, inanacak bir toplum için kesinlikle rahmet ve öğüt vardır.
Onlara yetmez mi ki, sana kitap gönderdik, onlara okunuyor, inanan bir ulusçün bunda hem rahmet var, hem dahi öğüt vardır
Kendilerine okunan (bu) Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman edecek bir toplum için rahmet ve öğüt vardır.
Senin kendilerine okudığın kitâbı inzâl iylemekliğimiz ânlara kifâyet itmiyor mı? Bu Allâh’ın rahmetine delîl ve îmân iden kavimlere va’azdır.
Kendilerine okunan bir Kitap'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan topluluk için rahmet ve ibret vardır.*
Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi?[419] Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır.
Kendilerine okunmakta olan Kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? Elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.
Sana indirdiğimiz ve onlara okunmakta olan kitap, kendilerine yetmedi mi? Bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.
Yetişmedi mi daha onlara ki sana kitab indirdik, karşılarında okunup duruyor? Şübhesiz ki onda iyman edecek bir kavm için muhakkak bir rahmet ve ilâhî bir ıhtar var
Kendilerine okunan Kitâb’ı (Kur’ân’ı) sana vahyetmiş olmamız (mu‘cize olarak) onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Sana indirdiğimiz o kitâb — ki (müstemirren) karşılarında okunub duruyor — onlara kâfi gelmedi mi? Onda îman edecek bir kavm için elbette (büyük) bir rahmet (ve ni'met) ve bir öğüt var.
Şübhesiz bizim sana indirdiğimiz (ve) kendilerine okunup durmakta olan bu Kitab, onlara yetmedi mi? Şübhesiz bunda, îmân edecek bir kavim için, gerçekten bir rahmet ve bir nasîhat vardır.(2)
Hem, kendilerine okunan, (tebliğ edilen) bu Kitabı (Kur’an’ı) sana indiriyor olmamız (dini kaynak ve mucize olarak) onlara yeterli değil mi? Şüphesiz ki bunda (Kur’an’da); gerçeklere inanan bir toplum için elbette bir rahmet ve bir öğüt vardır. *
Mucize olarak kendilerine okunan, sana indirdiğimiz kitap onlara yetmedi mi? Elbette ki bunda inanan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır.
Yoksa onlara okunmakta olan Kur’an’ı sana bildirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda inananlar takımı için kesin bir esirgeme, bir öğüt vardır.
Yoksa onlara okunup durmakta olan Kitabı sana inzâl edişimiz elvermiyor mu? Bunda iman eden cemaat için, hem rahmet, hem öğüt vardır.
Muhakkak ki kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu?³¹ Hiç şüphesiz bunda inanan bir kavim için bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Kendilerine okunmakta olan kitabı sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Şüphesiz bunda iman etmekte olan bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir hatırlatma vardır.
Kendilerine gece gündüz okunup duran ve her ayeti başlı başına birer mûcize olan bu Kitabı sana göndermemiz, onlara mûcize olarak yetmiyor mu? Hiç kuşkusuz bunda, inanmaya gönlü olan insanlar için rahmet ve şefkatimizin en açık bir tecellîsi ve kulaklara küpe olması gereken bir öğüt vardır.
Onlara okunan Kitab’ı sana indirmemiz de onlara yetmedi mi? Bunda, inanacak bir kavim için elbette hatırlatmalar ve rahmet vardır.
Acaba kendilerine okuduğun bu Kitabı, sana indirmiş olmamız, onlar için yeterli değil mi? Halbuki bu Kitap'ta, inanç toplumu için gerekli olan sevgi de vardır ibret dolu anılar da.
Sana kitabı indirdik. Okunanlar onlara yetmedi mi? Şüphesiz bunda iman eden bir kavim için rahmet ve öğüt vardır.
Kendilerine [tilavet] edilmekte (okunup aktarılmakta) olan Kitabı (Kur’an’ı) sana indirmemiz onlara yetmedi mi? [*] Elbette iman eden bir toplum için onda rahmet ve (gerçeğin) hatırla(t)ması vardır.
Kendilerine okunmakta olan Kitabı, sana indirmemiz onlara yetmiyor mu?¹ Şüphesiz bu (kitapta,) inanan bir topluluk için gerçekten bir rahmet ve bir öğüt vardır.
Hayret! Bu ilahî kelâmı, kendilerine iletmen için sana göndermiş olmamız onlara yetmez mi? ⁵⁰ Kuşkusuz onda rahmet[imizin tezahürü] ve iman edecek kimseler için bir uyarı vardır.
Hem kendilerine okunan bu kitabı/Kuran’ı sana indirmiş olmamız, onlara mucize olarak yetmiyor mu? Oysa bunda inanacak bir toplum için tarifsiz bir rahmet ve ilahi bir öğüt vardır. 7/203, 4/82, 16/64
Ne yani! Şimdi bu İlâhi kelâmı, kendilerine iletmen için sana indirmiş olmamız (mucize olarak) onlara yetmedi mi?[³⁵³⁹] Elbet bunda, inanacak bir toplum için tarifsiz bir rahmet ve İlâhi bir uyarı zaten vardır.
Kendilerine okunan bu Kitab'ı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? (Ki bu mucizenin ta kendisidir. Onda, kendilerinden öncekilerin haberleri, aralarındaki ayrılıkların hükümleri vardır, oysa sen okuma-yazma bilmeyen birisin, kitap ehlinden birisiyle bir arada bulunmuş da değilsin!.. Bu haberleri ve bu kadar hikmetli sözleri senin söylemene imkan var mıdır?) Elbette iman eden bir topluluk için bunda rahmet ve ibret vardır.
Kendilerine anlatılan kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz iman eden bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.
Onlara kafi gelmedi mi ki, şüphesiz Biz senin üzerine kitabı indirdik, onlara karşı tilâvet olunmaktadır. Muhakkak ki, onda imân eden bir kavim için elbette bir rahmet ve bir nasihat vardır.
Hem kendilerine okunan bu kitabı indirmemiz onlara kâfi gelmiyor mu? Elbette bunda iman edecek kimseler için bir rahmet ve yeterli bir ders vardır. [26, 197; 17, 92]
Kendilerine okunan Kitabı sana indirmemiz, onlara yetmedi mi? Şüphesiz inanan bir toplum için bunda bir rahmet ve öğüt vardır.
Bizim onlara indirdiğimiz ve kendilerine tilâvet olunan kitâb onlara mu'cize olarak kâfî değil midir? Bunda îmân iden kavim içün rahmet ve mev'ıza vardır.
Anlaşılır bir şekilde okunan bu Kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? İnanan bir topluluk için bu bir ikram ve doğru bilgidir.
Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız, onlara yetmez mi? Çünkü onda inanacak bir toplum için rahmet ve öğüt vardır.
Kendilerine okunan kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmedi mi? İman edecek bir topluluk için, hiç kuşkusuz, onda bir rahmet ve öğüt vardır.
Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır.
ay daħı dap olmadı mı anlara kim bayıķ biz indürdük üzerüñe ķur’ān’ı oķınur anlaruñ üzere? bayıķ anuñ içinde raḥmetdür daħı añmaķdur ķavma kim inanurlar.
Yitişmez mi anlara ki biz indürdük senüñ üstüñe Ḳur’ānı ki oḳunuranlar üstine. Taḥḳīḳ anda raḥmetler vardur ve naṣīḥatler vardur mü’minlere.
Məgər (müşriklər) oxunmaqda olan Kitabı sənə nazil etməyimiz onlara kifayət etmədimi? Həqiqətən, bunda iman gətirən bir tayfa üçün həm mərhəmət, həm də öyüd-nəsihət (ibrət) vardır!
Is it not enough for them that We have sent down unto thee the Scripture which is read unto them? Lo! herein verily is mercy, and a reminder for folk who believe.
And is it not enough for them that we have sent down to thee the Book which is rehearsed to them? Verily, in it is Mercy and a Reminder to those who believe.(3482)
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |