Velekad teraknâ minhâ âyeten beyyineten likavmin ya’kilûn(e)
Andolsun, Biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır. *
Ve andolsun ki biz, akıl eden topluluk için, onlara ait apaçık bir delil bıraktık.
Gerçekten de biz o toplumun şehirlerinden geriye, aklını kullananlar için, apaçık işaretler ve alametler bıraktık.
Andolsun biz, ilimle ve tecrübeyle gelişmeye devam eden aklını faydalı kullanabilen toplumlar için ikazlar, birçok sosyal konunun çözümü için işaretler bıraktık.*
Andolsun ki, akıl eden bir topluluk için ondan bir ayet (işaret) bıraktık.
Andolsun, biz akledebilecek bir kavim için orada apaçık bir ayet bırakmışızdır.
Muhakkak ki, aklını kullanacak bir kavim için, o memleketden açık bir alâmet (iz ve harabe) bıraktık.
Andolsun! Biz, idrak eden bir toplum için, o şehirden apaçık bir belge bıraktık.
Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir toplum için orada apaçık bir ders bırakmışızdır.
Aklı olan ulusçün o yerlerde, açık ibret bıraktık !»
Andolsun ki Biz, aklını işletecek bir toplum için o (helak ettiğimiz) memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.*
And olsun ki, Biz, düşünen kimseler için oradan apaçık bir belgeyi geride bırakmışızdır.
Andolsun biz, aklını kullanacak bir kavm için o memleketten ibret alınacak apaçık bir delil bıraktık.
Andolsun ki, biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişânesi bırakmışızdır. *
Aklını kullanan bir toplum için apaçık bir ders olarak oradan bazı kalıntılar bıraktık.
Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır.
Ve celâlim hakkı için ondan bir âyet (bir nişane) bırakmışızdır ki teakkul edecek bir kavm için beyyine olsun
Ant olsun ki Biz, aklını kullanan bir halk için ondan¹ apaçık bir ayet² bıraktık.*
Andolsun, aklını kullanacak bir kavm için biz oradan apaçık bir nişane (bir ibret) bırakmışızdır.
And olsun ki (biz), akıl erdirecek bir kavim için, oradan açık bir alâmet (harâbe hâlindeki evlerini) bırakmışızdır.
Aklını kullanan bir toplum için onları, açık bir ibret sahnesi olması için (o yok olmuş halleriyle) bıraktık.
* Biz oralardan aklı ereceklere ibret olmak üzere apaçık bir nişan [²] bıraktık.*
Şüphesiz biz aklını kullanacak bir kavim için oradan (geriye) apaçık bir ayet bırakmışızdır.
İşte böylece Biz, azgın Sodom ve Gomore halkını yok ettik ve aklını kullanıp ibret alan insanlar için onlardan geriye, uğradıkları korkunç felâketi anlatan apaçık işâretler bıraktık.
Yemin olsun ki Biz gerçekleri görebilecek bir topluluk için orada (dillere destan) açık bir işaret1 (de) bıraktık.*
[Sonunda dediğimiz oldu;] ve ondan geriye, aklını kullananlar için açık işaretler bıraktık. 29
Ve biz orada aklını kullanabilen bir toplum için apaçık belge olan işaretler bıraktık. 37/133...138
Doğrusu Biz ondan geriye, akleden bir topluluk için hakikatin apaçık belgeleri olan işaretler bırakmışızdır.[3510]*
Andolsun ki, âkilâne düşünür bir kavim için oradan bir apaçık alâmet bırakmı- şızdır.
Biz aklını kullanıp düşünen kimseler için, o memleketten âşikâr bir ibret vesilesi (harabe) bıraktık. [37, 137 - 138]
Andolsun biz, aklını kullanan bir toplum için ondan, (harab ettiğimiz o ülkeden) açık bir işaret bırakmışızdır.*
O şehirden geriye, düşünen bir topluluk için açık bir belge bıraktık.
Aklını kullanabilen bir toplum için, onlardan apaçık belgeler bırakmışızdır.
Akıl sahibi bir topluluk için, Biz o beldeden geriye apaçık bir âyet bırakmışızdır.
Yemin olsun, biz o kentten, aklını işleten bir topluluk için geriye apaçık bir işaret bıraktık.
daħı bayıķ ķoduķ ol köyden nişān bellü ķavma kim anlarlar.
Həqiqətən, Biz dərindən düşünən bir qövm üçün (baxıb ibrət aslsınlar deyə) o məmləkətdən açıq-aydın bir nişanə (xarabalıq) qoyduq.
And verily of that We have left a clear sign for people who have sense.
And We have left thereof an evident Sign,(3457) for any people who (care to) understand.*
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |