5 Ekim 2024 - 2 Rebiü'l-Ahir 1446 Cumartesi

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Kasas Suresi 23. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Velemmâ verade mâe medyene vecede ‘aleyhi ummeten mine-nnâsi yeskûne vevecede min dûnihimu-mraeteyni teżûdân(i)(s) kâle mâ ḣatbukumâ(s) kâletâ lâ neskî hattâ yusdira-rri’â/(u)(s) ve ebûnâ şeyḣun kebîr(un)

Medyen suyuna varınca orada, hayvanlarını sulayan bir bölük halk gördü. Gerilerinde de iki kadın vardı, onlar, hayvanlarını sudan menediyorlardı. Musa, ne yapıyorsunuz, niçin hayvanlarınızı sulamıyorsunuz deyince dediler ki çobanlar gidinceye dek biz, hayvanlarımızı sulayamıyoruz ve babamız da pek ihtiyar bir adam.

Nihayet (Tûr Dağı’ndaki) Medyen suyuna (kuyusuna) vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu bulup (garip bir olaya rastlamıştı.) Onların gerisinde de (hayvanları su başına) götürmekten çekinen iki kadın bulunmaktaydı. "Bu durumunuz (ve sorununuz) nedir, (niye bekleyip duruyorsunuz)?" diye (sorunca) kadınlar: "Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; (bize saygı duyup sıraya almazlar, çünkü) babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır (diye bizi hesaba katmazlar)" demişlerdi.

Medyen suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan kalabalık bir gurup insanla karşılaştı ve onlardan biraz ötede, kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü ve onlara: “Derdiniz nedir?” diye sordu. “Bu çobanlar, işlerini bitirip uzaklaşmadıkça, biz hayvanlarımızı sulayamıyoruz; çünkü biz kadınız, bu işleri görecek başka kimsemiz yok, babamız da pek yaşlı” diye cevap verdiler.

Mûsâ Medyen suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan birçok insan gördü. Onların gerisinde de, on kadar develerinin suya gelmesini engelleyen iki genç kız gözüne ilişti. Onlara:
“Onlarla birlikte hayvanlarınızı sulamanıza engel olan sebep ne?” dedi.
“Çobanlar hayvanlarını sulayıp çekilmeden, biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulayamayız. Babamız da çok yaşlı.” dediler.

Medyen suyuna vardığında orada (hayvanlarını) sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (sürülerini suya gitmekten) alıkoyan iki kadın gördü. "Sizin derdiniz nedir?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar çekilip gitmeden biz sulamayız. Babamız ise pek yaşlı bir ihtiyardır."

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanları su başına götürmekten çekinen) iki kadın buldu. Dedi ki: 'Bu durumunuz ne?' 'Çobanlar sürülerini sulamadıkça, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır.' dediler.

Medyen suyuna varınca, kuyunun başında hayvanlarını sulayan bir küme insan buldu. Onların aşağısında da, (suya doğru içmek için zorlayan hayvanları) engellemekte olan iki kadın gördü. (Onlara) dedi ki: “- Haliniz nedir?” Onlar şöyle cevap verdiler: “ - Çobanlar davarlarına su içirip dönmedikçe biz (hayvanlarımıza) su veremeyiz. Babamız da yaşı çok büyük bir ihtiyardır, (biz onun için çıkıyoruz).”

Musa, Medyen suyuna varınca, hayvanlarını sulayan bir insan topluluğunu gördü. Gerilerinde de hayvanlarını sudan meneden iki hanım gördü. Musa: “Nedir bu haliniz?” dedi. Onlar: “Çobanlar, hayvanlarını sudan çekmeden biz hayvanlarımıza su vermeyiz. Babamız da çok yaşlıdır.” dediler.

Mûsâ, Medyen suyuna varınca, davarlarını sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde, hayvanlarını engellemeye çalışan iki kız gördü. Onlara, “Sıkıntınız nedir?” dedi. Kızlar da, “Çobanlar ayrılana kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz” dediler.

Musa vardığında Medyen suyuna, orda, davarların sulayan bir alay adam gördü, onların ötesinde, sürülerine bakan iki de kadın vardı, hallerini sorunca, kadınlar dediler ki: «Bunlar sulamadıkça, bizler su veremeyiz, bizim babamız ise, çok yaşlı bir dededir!»

(Hz. Musa, uzun ve tehlikeli bir yolculuğun ardından) Medyen(‘in meşhur) su kuyusuna vardığında, kuyunun başında insanların (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Ayrıca onlardan başka, (hayvanlarını) sudan uzak tutmaya çalışan iki genç kıza tanık oldu. (Yanlarına yaklaşarak) onlara: “Derdiniz nedir (siz neden hayvanlarınızı sudan uzak tutuyorsunuz)?” diye sordu. Onlar da: “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz onların içine sokulup hayvanlarımızı sulamayız (onlarla başa çıkacak gücümüz de yok). Babamız çok yaşlıdır (onun için bu işi biz yapıyoruz)” dediler.

Medyen çeşmesine geldiği vakit sürülerini suvarmağa getürmiş bir takım âdemler gördi. Ânların yanında sürilerini kenara çekmiş iki kadın gördi "Burada ne yapıyorsunuz" diyu sordı "Çobanlar gitdikden sonra koyunlarımızı suvaracağız bizim pederimiz muhterem bir ihtiyârdır" didiler.

Medyen suyuna geldiğinde, davarlarını sulayan bir insan topluluğu buldu. Onlardan başka, hayvanlarını sudan alıkoyan iki kadın gördü. Onlara: "Derdiniz nedir?" dedi. "Çobanlar ayrılana kadar biz sulamayız. Babamız çok yaşlıdır, onun için bu işi biz yapıyoruz" dediler.

Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü. Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü. Mûsâ onlara, “(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?” dedi. Onlar, “Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı bir adamdır” dediler.

Medyen suyuna vardığında orada hayvanlarını sulayan bir grup insanla karşılaştı. Onların biraz ötesinde de (hayvanlarının suya gelmesini) engelleyen iki kadın gördü. Onlara, “Meseleniz nedir?” diye sordu. “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (hayvanlarımızı) sulayamayız; babamız da çok yaşlı” dediler.

Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de, (hayvanlarını) engelleyen iki kadın gördü. Onlara: Derdiniz nedir? dedi. Şöyle cevap verdiler: Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır.

Medyen suyuna vardığında, orada hayvanlarını sulayan halktan bir grup buldu. Onların gerisinde itilip kakılan iki kadın gördü. Onlara, "Ne yapmak istiyorsunuz?" dedi. "Çobanlar sulayıp çekilmeden sulayamayız. Babamız da çok yaşlı bir adamdır," dediler.

Musa, Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir çok insan buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını suyun olduğu yerden) geri çeken iki kadın gördü. Onlara "Derdiniz nedir?" dedi. Şöyle cevap verdiler: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz ( onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da çok yaşlıdır. "

Ve vaktâ ki Medyen suyuna vardı, üzerinde bir küme insan buldu suluyorlar, ötelerinde de iki dişi ehli buldu sakınıp duruyorlar, derdiniz nedir? Dedi «biz: çobanlar çekip gitmeyince sulamayız ve bizim babamız büyük bir pirdir» dediler

Medyen suyuna vardığında orada (hayvanlarını) sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (sürülerini suya gitmekten) alıkoyan iki kız gördü. (Ve o iki kıza,) “Nedir bu hâliniz? (Sürünüzün suya gitmesine niçin engel oluyorsunuz?)” dedi. (Kızlar): “Çobanlar (sürülerine su içirip) çekilip gitmedikçe biz (onların arasına karışıp da sürümüzü) sulamayız. Babamız çok yaşlıdır (bundan dolayı, çobanlık işini mecburen biz yapıyoruz)” dediler.

Medyen suyuna vardığında, orada hayvanlarını sulamakta olan birçok insan gördü. Bir de sürülerini sulamayı gözetleyen iki kadın vardı. Onlara: “Neden böyle duruyorsunuz?” dedi. “Çobanlar sulayıp çekilmeden biz sulayamayız. Babamız çok ihtiyardır.” dediler.

Vaktaki Medyen suyuna vardı, üst tarafında (ve kenarında) bir sürü insan buldu ki (hayvanlarını) suluyorlardı. Onların gerisinde (ve alt yanında) da (sürülerini) alıkoyan iki kadın gördü. Dedi: «(Bu) haaliniz ne»? Dediler: «Çobanlar sıvarıb dönünceye kadar biz sıvarmayız. Babamız ise büyük bir ihtiyardır».

Ve Medyen suyuna varınca, (kuyunun) başında (hayvanlarını) sulayan bir insan topluluğu buldu; onların gerisinde de (hayvanlarını sudan) men' etmekte olan iki kadın (iki genç kız) buldu. (Onlara:) “Bu hâliniz nedir?” dedi. (Onlar:) “Çobanlar (sulayıp) gitmeden(biz hayvanlarımızı) sulamayız; babamız da yaşlı bir ihtiyardır (onları sulayamaz)” dediler.

Medyen suyuna vardığı zaman, su almakta olan insanlardan bir topluluk buldu. Onların gerisinde de [hayvanları su başına götürmekten çekinen] iki kadın buldu. (Onlara) dedi ki: Bu durumunuz ne? Çobanlar sürülerini sulamadıkça biz sürülerimizi sulayamayız; babamız ise, yaşı ilerlemiş bir ihtiyardır" dediler.*

(*) Not: Kur’an, bunların babalarının ismi ve kimliği hakkında bilgi vermemiştir. Çünkü Kur’an isimler üzerinde değil, ders ve ibret alınacak olaylar ... Devamı..

Su içmek için Medyen suyuna geldiğinde, suyun başında hayvanlarını sulayan bir çoban topluluğu buldu. Birde onlardan başka, hayvanları su yalağın dan uzak tutan iki kadın vardı. Musa iki kadına “Durumunuz nedir?” diye sordu. İki kadın “Çobanlar hayvanlarını sulayıp suyun başından ayrılmadıkça, hayvanlarımızı sulayamıyoruz. Babamızda çok yaşlı birisi” dediler.

Medyen suyu başına varınca orada bir takım kimseler gördü ki hayvanlarını suvarırlardı. Onların gerisinde de sürülerinin başında duran iki kadın gördü: "Ne yapıyorsunuz orada? Hayvanlarınızı niçin suvarmıyorsunuz?" deyince, kadınlar dediler: "Çobanlar çekilip gitsinler ki biz de hayvanlarımızı suvaralım. Ne yapalım, babamız çok yaşlı."

Medyen suyuna [¹] varınca etrafında birçok halk buldu ki hayvanlarına su veriyorlardı, [²] Musa onların gerisinde boyunlarını geri tutar iki kadın gördü ve onlara «— Bu hâliniz nedir? [³]» dedi. Onlar, çobanlar davarlarına su verip geri döndürünceye kadar biz koyunlarımıza su veremeyiz. Babamızsa [⁴] yaşlı bir ihtiyardır [⁵].

[1] Medyen kenarındaki kuyuya.[2] On gün aç, biilâç, susuz, yayan, yalnızca yürümüştü, yediği ancak ottu.[3] Niçin koyunlarınıza su vermiyorsunuz.[4] ... Devamı..

Medyen Suyu’na vardığında, suyun başında (hayvanlarını) sulayan bir grup [ummet] insan buldu. Onlardan başka, hayvanlarının (suya gitmesini) önlemeye çalışan iki hanım/kız gördü. Onlara, “Derdiniz nedir?” diye sordu. O ikisi, “Çobanlar çekilmedikçe (hayvanlarımızı) sulayamayız. Babamız da çok yaşlı biri” dediler.

Medyen suyuna vardığı zaman, ondan su almakta olan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (başında erkeklerin bulunduğu suya gitmekten sürüsünü) alıkoyan iki kadın buldu. Dedi ki: “Bu durumunuz ne?” Dediler ki: “Çobanlar (sürüsünü) geri çekmedikçe, biz sürülerimizi sulayamayız; babamız da büyük bir ihtiyardır.”

Derken, uzun ve tehlikeli bir yolculuğun ardından Medyen’in meşhur su kuyularına vardı ve kuyuların başında, hayvanlarını sulayan kalabalık bir grup insanla karşılaştı. Onlardan biraz ötede ise, susuz kalan hayvanlarını kuyulardan uzak tutmaya çalışan iki genç kız gördü. Yanlarına yaklaşarak, “Ne yapıyorsunuz, siz de herkes gibi hayvanlarınızı niçin sulamıyorsunuz?” diye sordu. Bunun üzerine onlar, “Bu çobanlar buradan ayrılmadıkça, biz erkeklerin arasına karışıp hayvanlarımızı sulayamayız. Zaten onlarla başa çıkacak gücümüz de yok. Ailemizin tek erkeği olan babamıza gelince, o bu işi yapamayacak kadar çok yaşlıdır.” diye cevap verdiler.

Medyen Suyu’na vardığında, orada hayvan sulayan, İnsanlar’dan bir ümmet buldu. Bir de onların ötesinde sürülerini uzakta tutan iki kadın buldu.
“Meramınız nedir?” dedi.
“Çobanlar çekilinceye kadar hayvan sulamayız. Babamız da büyük bir yaşlıdır” dediler.

Medyen ırmağına varınca orada hayvan sulayan bir takım insanlara rastladı. Az ötede iki bayan da hayvanlarına hakim olmaya çalışıyorlardı. Musa: " Siz ne yapıyorsunuz öyle? " Bayanlar: " Çobanlar çıksın da sulayalım diye bekliyoruz. Babamız çok yaşlı da. "

Medyen suyuna varınca, insanların hayvanlarını sulamak için kuyunun başında beklediklerini gördü. Onların gerisinde diğer hayvanlara karışmasın diye hayvanlarını kontrol altında tutmaya çalışan iki kız vardı. Musa iki kıza; "Siz niçin hayvanlarınızı sulamıyorsunuz? Niçin hayvanlarınızı suya bırakmayıp geride tutmaya çalışıyorsunuz?" dedi. Kızlar; "Biz; çobanlar hayvanlarını sulayıp kuyunun başından çekilmeden hayvanlarımızı sulayamayız. Onlar bize engel olur. Gördüğün gibi, hayvanlarımızda susuz, onları kontrol etmekte zorluk çekiyoruz. Babamız da yaşlı bir ihtiyardır. Aramızda bu işlere bakacak güçlü kuvvetli erkeklerimiz yoktur!" dediler.

Medyen suyuna varınca, orada (hayvanlarını) sulayan bir grup insanla karşılaşmıştı. Onların gerisinde de (hayvanlarını) engelleyen (geri tutan) iki hanım (kız) görmüştü. Onlara “Derdiniz nedir (neden sulamıyorsunuz)?” diye sorunca, şöyle demişlerdi: “Çobanlar sulayıp çekilene kadar biz sulamayız; babamız da büyük, yaşlıdır [*] (mecburen biz suluyoruz).”

Benzer kullanım: Yûsuf 12:78.

(Mûsa) Medyen suyuna varınca, ora-da (hayvanlarını) sulayan bir insan topluluğu buldu. Onların gerisinde de (hayvanlarını) uzakta tutmaya çalışan iki kız gördü. Onlara: “Sizin derdiniz ne?” dedi. (Onlar da): “Babamız¹ çok yaşlı olunca çobanlar (hayvanlarını) sulayıp çekilmeden biz (hayvanlarımızı) sulayamıyoruz.” dediler.

1 Bu kızların babalarının Hz. Şuayb (a.s) veya onun oğlu olduğu rivâyet edilmektedir. Bu rivâyetler kesin olmadığı için tercüme metninde Hz. Şuayb’ın ... Devamı..

DERKEN, Medyen’in su kuyularına ²¹ vardı ve orada [hayvanlarını] suvaran kalabalık bir grup insanla karşılaştı; ve onlardan biraz ötede kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü. [Onlara:] “Arzunuz nedir?” diye sordu. “Bu çobanlar işlerini bitirip uzaklaşmadıkça biz [hayvanlarımızı] suvaramıyoruz; çünkü [biz kadınız ve] babamız da pek yaşlı” diye cevap verdiler.

21 Lafzen, “su” yahut “sular”.

Nihayet Musa Medyen’in su kuyularına vardığında orada hayvanlarını sulayan bir grup çobanla karşılaştı. Onlardan biraz ötede hayvanlarını kuyularından uzak tutmaya çalışan iki kadın gördü ve onlara “Siz niçin bekliyorsunuz?” dedi. Onlar; “Bu çobanlar hayvanlarını sulayıp çekilmeden biz sulayamıyoruz babamız da çok yaşlı biri” dediler. 23/61

VE (MUSA) Medyen sularına ulaşınca, orada (hayvan) sulayan bir gurup insanla karşılaştı; ve onların az ötesinde iki kızı hayvanlarına sahip olmaya çalışırken buldu. O ikisine “Hayrola, nedir derdiniz?”[³³⁹⁰] dedi. Onlar “Bu çobanlar işini bitirip ayrılıncaya dek biz (hayvanlarımızı) sulayamıyoruz; (biz kadınız) ve babamız da çok yaşlı biri” diye cevap verdiler.

[3390] Zımnen: Size nasıl yardımcı olabilirim?

Medyen suyuna varınca; davarlarını sulayan bir topluluk gördü ve onların gerisinde de, hayvanlarım gözetleyen iki kadın buldu. Onlara: "Bu haliniz ne? (Neden böyle bekleyip duruyorsunuz) diye sordu. Onlar da "Çobanlar ayrılana kadar (onların arasına girip) hayvanlarımızı sulayamayız, oysa babamızda çok yaşlıdır, (beklemekten usandık)" dediler.

Derken, Medyen’in su kuyularına vardı ve orada (hayvanlarını) suvaran kalabalık bir grup insanla karşılaştı; ve onlardan biraz ötede kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü. (Onlara:) "Arzunuz nedir?" diye sordu. "Bu çobanlar işlerini bitirip uzaklaşmadıkça biz (hayvanlarımızı) suvaramıyoruz; çünkü (biz kadınız ve) babamız da pek yaşlı" diye cevap verdiler.

Vaktâ ki, Medyen suyuna vardı, üzerinde nâstan bir cemaat buldu ki, (hayvanlarına) su veriyorlardı ve onların gerisinde iki kadın buldu ki, (koyunlarını) geri tutuyorlardı. Dedi ki: «Nedir, ikinizin hali?» Dediler ki: «Çobanlar (suvarıp) geri dönünceye kadar suvarmayız. Babamız ise büyük bir ihtiyardır.»

Medyen'in su kuyularına varınca orada davarlarını suvaran bir grup insan buldu. Onların gerisinde de, kendi hayvanlarını uzakta tutmaya çalışan iki kadın gördü“Siz niçin bekliyorsunuz? ” diye sordu. Onlar da: “Çobanlar hayvanlarını suvarıp ayrılmadıkça, biz suvarmayız. Babamız da hayli yaşlı olduğundan iş bize kalıyor” diye cevapladılar. {KM, Çıkış 2, 16}

Medyen suyuna varınca o(su)nun başında birçok insanların, (hayvanlarını) suladıklarını gördü. Onların gerisinde de, (diğerlerinin hayvanlarına karışmasın diye hayvanlarını) sudan meneden iki kız buldu. (Musa, onlara): "İşiniz nedir, (niçin hayvanları suya bırakmıyorsunuz)?" dedi. Dediler ki: "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (onların içine sokulup hayvanlarımızı) sulamayız. Babamız da büyük bir ihtiyardır (O gelemez)."

Kız oldukları için erkeklerin içine sokulamıyorlar, herkesin çekilmesini bekliyorlar, su içmek için sabırsızlanan hayvanlarının suya gitmelerine engel... Devamı..

Medyen şehrinin kenarındaki çeşmenin yanına geldikde orada hayvânlarını sulamakda olan bir takım adamlar buldı. Biraz ötede, koyunlarını diğer sürülere karışmamak içün muhâfaza ile uğraşan iki kadın gördi ve onlara: "Hâliniz nedir? Niçün hayvânlarınızı sulamıyorsunuz?" didi. Onlar: "Bütün çobanlar gitmedikce biz sulamayız. Pederimiz bir ihtiyâr adamdır." didiler.

Medyen suyunun başına varınca bir takım insanlar gördü, hayvanlarını suluyorlardı. Arkalarında iki kadın vardı; onlar da sürülerini engelliyordu. Musa onlara; “ne yapmak istiyorsunuz?” deyince; “Çobanlar çekilmeden hayvanlarımızı sulamayız. Babamız çok yaşlı” dediler.

Medyen suyuna vardığı zaman, orada bir topluluğun hayvanlarını suladığını gördü. Onların aşağısında da iki kadının sürüsünü sudan uzak tuttuğunu gördü. Meseleniz nedir dedi?-Çobanlar suyun başından ayrılmadıkça biz sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı dediler.

Medyen'in suyuna varınca, orada hayvanlarını sulayan bir toplulukla karşılaştı. Onların gerisinde de hayvanlarını sudan uzakta tutan iki kadın gördü. Onlara “Niçin böyle yapıyorsunuz?” diye sordu. “Çobanlar çekilmeden biz hayvanlarımızı sulamayız,” dediler. “Babamız ise çok yaşlı birisi.”

Medyen suyuna ulaştığında, su başında halktan bir grup gördü. Hayvanlarını suluyorlardı. Biraz ötelerinde çekingen bir halde duran iki kadın fark etti. "Derdiniz nedir?" dedi. "Şu çobanlar çekilip gidinceye kadar biz hayvanlarımızı sulamayız. Üstelik babamız da ileri yaşta bir ihtiyardır." dediler.

daħı ol vaķt kim geldi medyen śuyına buldı anuñ üzere bir bölük ādemįlerden śuvarurlar ya'nį yılķıyı daħı buldı anlardan ayruķ iki 'avrat ya'nį şu'ayb peyġamber ķızları sürerler ya'nį ķoyun. eyitti “nedür siz ikinüñ işi?” eyittiler “śuvarımazuz ya'nį ķoyun tā döne śuvatdan çobanlar daħı atamuz ulu ķocadur.”

Ḳaçan kim Medyen ṣuyına yitişdi. Ṭapdı ḳuyusı üstinde bir bölük ḫalḳdavarların ṣuvarurlar. Daḫı ṭapdı anlardan aşaġa iki ‘avrat ḳoyunların ṣuvar‐maḳ isterler, anları ḳaytarurlar. Mūsā eyitdi: Ḥālüñüz nedür? Ol ikisieyitdi: Ṣuvarabilmezüz, çobanlar ḳoyunları ṣudan dönmeyince ve atamuz uluḳoca kişidür, didiler.

(Musa) Mədyən kənarındakı bir quyuya çatanda onun başında (heyvanlarını sulayan) bir dəstə adam və onlardan başqa (qoyunlarını özgə heyvanlara qarışmasın deyə) geri çəkən iki qadın (qız) görüb dedi: “Sizə nə olub (dərdiniz nədir)?” Onlar: “Çobanlar (heyvanlarını) sulayıb getməmiş biz (qoyunlarımıza) su vermirik. Atamız da ixtiyar bir qocadır (buna görə qoyunları sulamağa biz gətiririk)”, - deyə cavab verdilər.

And when he came unto the water of Midian he found there a whole tribe of men, watering. And he found apart from them two women keeping, back (their flocks). He said: What aileth you? The two said: We cannot give (our flocks) to drink till the shepherds return from the water; and our father is a very old man.

And when he arrived at the watering (place) in Madyan,(3350) he found there a group of men watering (their flocks), and besides them he found two women who were keeping back (their flocks). He said: "What is the matter with you?" They said: "We cannot water (our flocks) until the shepherds take back (their flocks): And our father is a very old man."(3351)

3350 The first thing that a wanderer in a desert would make for would be an oasis where he could get water from a spring or well, the shade of trees a... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.