24 Haziran 2025 - 28 Zi'l-Hicce 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şu’arâ Suresi 97. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Ta(A)llâhi in kunnâ lefî dalâlin mubîn(in)

Allah hakkı için gerçekten de biz, apaçık bir sapıklık içindeydik.

“Andolsun Allah’a, biz gerçekten apaçık bir sapkınlık içinde bulunduk,”

Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik.

“Vallahi biz, tamamen başımıza buyruk bir hayat, koyu bir cehalet, dalâlet ve bozuk düzen içindeymişiz.”

"Allah'a andolsun, biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

'Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz,'

“-Vallahi, doğrusu biz, açık bir sapıklık içinde idik.

“Şüphesiz biz, apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

96,97,98,99,100,101,102. Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

Derler ki: «Allaha ant, bizler açık bir sapkınlık içersindeydik

“Allah'a Andolsun ki biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

97. Putlar ve putlara tapanlar bütün iblîsin orduları ateşe atılacaklar, orada biri birileriyle muhâsame idecekler ve "Allâh" (Allâh hakkı içün) biz bir dalâlet-i zâhire içinde idik".

96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

“Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

97-98. “Vallahi, biz sizi âlemlerin rabbi ile eşit tutarken gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

Vallahi, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

"ALLAH'a andolsun, biz gerçekten çok açık bir sapıklık içinde imişiz."

"Vallahi biz, gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

Tallahi biz doğrusu açık bir dalâl içinde imişiz

“Allah’a yemin olsun ki, biz (dünyada iken) apaçık bir sapkınlık içindeymişiz.

“Allah'a yemin olsun ki, biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz.”

«Allaha andolsun, hakıykat biz apaçık bir sapıklık içinde idik».

"Vallahi biz gerçekten apaçık bir sapkınlık içindeymişiz,

96,97. Onlar orada (putlarıyla) çekişerek derler ki: “Allah'a yemîn olsun ki, (biz)elbette apaçık bir dalâlet içinde imişiz.”

Vallahi biz gerçekten açık bir sapıklık içindeymişiz. ”

“Allah’a yemin olsun ki biz açıkça bir sapkınlık içerisinde idik.”

«Allah’a ant olsun işte bizler kesin olurak apaçık birsapkınlık içinde idik.

97, 99. Tanrı/ya ant olsun ki bizler bir sapıklık içindeydik. Sizi âlemlerin Rabbiyle beraber tutuyorduk. Bizi ancak günahkârlar saptırmışlardı»;

“Allah’a andolsun! Biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz.”

“Andolsun Allah'a, biz gerçekten apaçık bir sapıklık içindeymişiz”

“Allah şâhittir ki, biz gerçekten de apaçık bir sapıklık içindeydik.

-“Tallahi / Allah’a yemin olsun ki biz açık bir sapkınlıktaydık”.

96,97,98. İçeride birbirileriyle çekişirlerken itiraflarda bulunacaklar: " putları kainatın sahibi ile bir tutmakla herhalde ne yaptığımızı bilememişiz.

"Vallahi biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz."

97,98. Allah’a yemin olsun: [*] Sizi âlemlerin Rabbiyle eşit saymakla doğrusu apaçık bir sapkınlık içindeymişiz.

[Tellâhi] ifadesi, Kur’an’da dokuz kez geçen yeminlerden birisidir. Bu yeminler için bkz. Yûsuf 12:73, 85, 91, 95; Nahl 16:56, 63; Enbiyâ 21:57; Şu‘ar... Devamı..

“Vallahi gerçekten de biz, apaçık bir sapkınlık içerisindeydik.”

“Allah şahittir ki, biz apaçık bir sapıklık içindeydik,

–Hayret vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz ki. 15/42

“Hayret vallahi![³²²⁷] Her ne kadar, apaçık bir sapıklığın ortasına düşen biz isek de,

[3227] Vallâhiden farklı olarak, tallâhi hayret ve şaşkınlık içerir (Bkz: 12:73, not 71).

"Allah’a andolsun ki biz -dünyada- apaçık bir sapıklık içinde idik."

Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!

«Allah'a kasem olsun, biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz.»

96, 97, 98, 99, 100, 101, 102. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz! ”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu. “Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz! ” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık! ” [36, 56; 40, 47; 7, 53; 38, 64]

Siyaktan iyice anlaşıldığı üzere âyet, kâfirler lehindeki şefaati reddetmektedir. Yoksa müminler hakkındaki şefaati inkâr edenlerin bu âyeti ileri sür... Devamı..

Vallahi biz apaçık bir sapıklık içinde imişiz!

96,97,98. Tapanlar ve tapılanlar cehennemde birbiriyle gavga iderek: "Sizi 'âlemlerin rabbiyle müsâvî tutarak 'ibâdet iylediğimizde vallâhi âşikâr dalâletde idik."

“Vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeydik.

-Vallahi biz, açıkça sapıklıktaydık.

“Allah'a yemin olsun, apaçık bir sapıklık içindeymişiz.

"Vallahi, biz açık bir sapıklığın ta içindeymişiz."

“Tañrı-çun bayıķ olduġ-ıdı azġunlıķ içinde bellü.”

Tañrı ḥaḳḳı‐çun biz ulu azġunluḳ içinde‐y‐imişüz diyeler,

“Allaha and olsun ki, biz (haqq yoldan) açıq-aydın azmışdıq!

By Allah, of a truth we were in error manifest

"´By Allah, we were truly in an error manifest,(3183)

3183 Error manifest: 'our error is now plainly manifest, but it should have been manifest to us before it was too late, because the Signs of Allah wer... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.