İnne fî żâlike leâye(ten)(s) vemâ kâne ekśeruhum mu/minîn(e)
Şüphe yok ki bunda bir delil var, fakat halkın çoğu inanmaz.
Gerçekten, bunda (Kur’an’da anlatılanlarda) bir ayet ve ibret vardır, ama onların çoğu iman etmeyen (ve etmeyecek) olan (kimselerdir.)
Şüphesiz bütün bunlarda, insanlar için bir ders vardır, onların çoğu buna inanmasalar da…
Kesinlikle bunlarda Allah'ın kudretine, ilmine, hikmet sahibi olduğuna işaretler, insanlar için ibretler vardır. Fakat onların çoğu iman edecek değildir.
Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmemişti.
Gerçekten, bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Şüphesiz bu haberlerde kesin bir ibret var; öyle iken kavminin çoğu kendisine iman etmediler.
Şüphesiz bunda önemli bir ayet (delil) vardır. Fakat onların çoğu inanmadılar.
103,104. Bunda şüphesiz bir ders vardır, ama çoğu inanmamaktadır. Doğrusu Rabbin, güçlüdür, acıyandır.
Bunda bir ibret vardır, pek çokları inanmazlar
103, 104. Bunlar ’ibret alınacak şeylerdir. Fakat İbrâhîm kavminin ekserîsi îmân itmezler. (*)
Bunda şüphesiz bir ders vardır ama çoğu inanmamıştır.
Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.
İşte bu anlatılanlarda elbet alınacak büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
Bunda elbet (alınacak) büyük bir ders vardır; ama çokları iman etmezler.
Bunda bir ders var; ancak çoğunluk inanmaz.
Şüphesiz bunda bir âyet (alınacak bir ders) vardır; oysa çokları iman etmiş değillerdir.
Şübhesiz bunda mutlak bir âyet var, öyle iken ekserîsi mü'min olmadı
Şüphesiz bunda (insanlar için alınacak nice) ibret (ler) vardır, ama (bunca hakikatlere rağmen, insanların) çoğu îmân etmezler.
Şübhesiz ki bunda mutlak bir ibret vardır. (Fakat) onların çoğu îman ediciler değildir.
Bunda elbette bir ayet vardır, yine de onların çoğu inanmaz.
Şübhesiz ki bunda, elbette bir ibret vardır. Fakat onların çoğu îmân etmiş kimseler değildir.
(İşte Resulüm!) Bütün bu olup bitenlerde (İbrahim’in yaşadıklarında) elbette çok önemli bir ayet (ibret, mesaj) vardır. Ama buna rağmen, onların (halkın) çoğu inanmış değillerdi.
Elbetteki bu anlatılanlarda bir ibret var. Ancak onların çoğu (ayetlere) inanıcı değillerdir.
İşte bu olayda bir öğrence vardır. Oysaki onların pek çoğu inanan kimseler değildiler.
İşte bunda bir ibret vardır. Halbuki onların çoğu İbrahim/e iman etmemişlerdi.
Muhakkak ki bunda bir ibret [âyet] vardır, fakat onların pek çoğu inanmamaktadır.
Şüphesiz bunda bir ayet vardır, ama onların çoğu iman etmiş değildirler.
Dinle, ey insan; hiç kuşkusuz bu anlatılanlarda, ilâhî adâleti gözler önüne seren apaçık bir delil, bir işâret var fakat insanların çoğu, yine de inanmamakta diretiyor.
Şüphesiz ki, bunda bir âyet vardır. Yine de çoğu mümin olmadı.
Resulüm! Çokları inanmasa da, bu yeniden dirilme olayında şuna işaret vardır:
Şüphesiz bütün bu gerçekleri bildiren, inkâr eden insanların geleceğinden haber veren ayetlerimizde büyük ibretler vardır. Ancak insanlar kendilerine haber verilen gerçeklerle karşılaşmadıkça bir türlü inanmazlar.
Çoğu inanmamış olsa da şüphesiz ki bunda bir ders vardır.
Şüphesiz bu (İbrahim kıssasında, insanlar için) bir ibret vardır ama onların çoğu, (hâlâ) inanmadılar.
Şüphesiz bütün bunlarda [insanlar için] bir ders vardır, onların çoğu [buna] inanmasa da.
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler. 10/97, 13/1
Elbet bu (kıssada) da alınacak bir mesaj mutlaka vardır, fakat insanların çoğu yine de inanmayacaklardır.
Şüphe yok ki bu uyarılarda da ders alınması gereken ibretler vardır. Amma, (onlardan sonra gelen ümmetlerin içinden) çoğu ibret alıp da müminlerden olmadı.
Elbet bunda bir ibret vardır. Onların çoğu iman etmiş değillerdi.
Şüphe yok, bunda elbette bir ibret vardır. Halbuki onların ekserisi imân etmiş kimseler olmadı.
Elbette bunda alınacak ibret vardır; fakat onların ekserisi ibret alıp da iman etmezler.
Muhakkak ki bunda bir ibret vardır, ama yine çokları inanmazlar."
Bütün bunlarda kudret-i bâliğamıza delâlet ider âyetler vardır. Lâkin onların ekserîsi îmân ider olmadılar.
İşte bunda tam bir ibret vardır ama bunlardan çoğu inanacak değillerdir.
İşte bunda da bir ibret vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmezler.
İşte bunda bir âyet vardır. Fakat onların çoğu yine iman etmez.
Kuşkusuz, bütün bunlarda mutlaka bir ibret vardır. Ama onların çoğu müminler değil.
bayıķ anuñ içinde nişāndur ya'nį ibrāhįm ħaberinde daħı olmadı eyregi anlaruñ mü’minler.
Taḥḳīḳ anda āyetler vardur ve anlaruñ çoġı mü’minler degül‐idi.
Həqiqətən, bunda (İbrahimin bu hekayətində) bir ibrət vardır. Halbuki onların (İbrahim qövmünün, yaxud bu əhvalata qulaq asanların) əksəriyyəti iman gətirmədi.
Lo! herein is indeed a portent, yet most of them are not believers!
Verily in this is a Sign but most of them do not believe.
Designed by ÖFK En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir. |