24 Haziran 2025 - 28 Zi'l-Hicce 1446 Salı

ANA SAYFA | SURELER  | AYET KARŞILAŞTIRMA |KUR'AN'DA ARA! |FİHRİST | DOWNLOAD | MOBİL
Kullanıcı : Şifre :   Şifremi Unuttum    KAYDOL
Şu’arâ Suresi 102. Ayet

Ayeti Dinle



Meal Ekle/Çıkar

Hepsini Göster/Gizle


Tercihinizin bir sonraki oturumda hatırlanması için giriş yapmalısınız.

Arapça Metin
Türkçe Transcript
Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Abdullah-Ahmet Akgül Meali
Abdullah Parlıyan Meali
Ahmet Tekin Meali
Ahmet Varol Meali
Ali Bulaç Meali
Ali Fikri Yavuz Meali
Bahaeddin Sağlam Meali
Bayraktar Bayraklı Meali
Besim Atalay Meali (1965)
Cemal Külünkoğlu Meali
Cemil Said (1924)
Diyanet İşleri Meali (Eski)
Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Kur'an Yolu (Diyanet İşleri)
Diyanet Vakfı Meali
Edip Yüksel Meali
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Elmalılı Meali (Orijinal)
Emrah Demiryent Meali
Erhan Aktaş Meali
Hasan Basri Çantay Meali
Haydar Öztürk-Serkan Yılmaz Meali
Hayrat Neşriyat Meali
İhsan Aktaş Meali
İlyas Yorulmaz Meali
İsmayıl Hakkı Baltacıoğlu
İsmail Hakkı İzmirli
İsmail Yakıt
Kadri Çelik Meali
Mahmut Kısa Meali
Mahmut Özdemir Meali
Mehmet Çakır Meali
Mehmet Çoban Meali
Mehmet Okuyan Meali
Mehmet Türk Meali
Muhammed Esed Meali
Mustafa Çavdar Meali
Mustafa İslamoğlu Meali
Orhan Kuntman Meali
Osman Fırat Meali
Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Suat Yıldırım Meali
Süleyman Ateş Meali
Süleyman Tevfik (1927)
Süleymaniye Vakfı Meali
Şaban Piriş Meali
Ümit Şimşek Meali
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Eski Anadolu Türkçesi
Satıraltı Meal (1534)
Bunyadov-Memmedeliyev
M. Pickthall (English)
Yusuf Ali (English)
Tercihinizin hatırlanması için
giriş yapmalısınız.

Meallerdeki sıralama bir tercih sıralaması değil alfabetik sıralamadır. Ziyaretçilerimiz takip etmek istedikleri mealleri sol sütundan seçerek ilerleyebilirler. Tercihlerinin hatırlanması için "Tercihimi Hatırla" tıklanmalıdır.
 
 

Felev enne lenâ kerraten fenekûne mine-lmu/minîn(e)

Ne olurdu bir kere daha dünyaya dönebilseydik de inananlardan olsaydık.

“Ah keşke, bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik" (diye pişmanlık göstereceklerdir.)

Ne olurdu, o hayata bir kere daha dönebilseydik de, inananlardan olsaydık.

“Ah, keşke, bizim için dünyaya bir dönüş fırsatı olabilseydi, biz de mü'minlerden olurduk.”

bk. Kur’ân-ı Kerim, 7/53; 36/56; 38/64; 40/47.

Keşke bizim için bir geri dönüş olsaydı da mü'minlerden olsaydık.

'Bizim bir kere daha (dünyaya dönüşümüz mümkün) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik.'

Bari bizim için geriye bir dönüş olsaydı da müminlerden olsak.”

“Keşke bir kere daha dünyaya dönseydik de müminlerden olaydık.”

96,97,98,99,100,101,102. Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: “Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi âlemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır. Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

Yeniden dünyaya gönderilirsek, inanlılar arasına gireriz»

“Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de mü'minlerden olabilsek.”

98-102. "Sizi rabbu’l ’âlemîn ile bir ’ayarda ’add itdiğimiz vakit bizi ancak mücrimler dalâlete sevk idiyorlar idi. Bize şefa’at idecek hiç bir kimse hiç bir dost şefîk yokdur. Kâşki bir def’a daha dünyâya ’avdet idebilse idik mü’min olur idik" diyecekler.

96,97,98,99,100,101,102. Orada putlarıyla çekişerek: "Vallahi biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi Alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; bizi saptıranlar ancak suçlulardır; şimdi şefaatçimiz, yakın bir dostumuz yoktur; keşke geriye bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak" derler.

“Keşke (dünyaya) bir dönüşümüz olsa da inananlardan olsak.”

Ah keşke bizim için bir dönüş daha olsa da müminlerden olsak!”

Ah keşke bizim için (dünyaya) bir dönüş daha olsa da, müminlerden olsak!

"Bir şansımız daha olsaydı da, inananlar olsaydık."

"Ah keşke (dünyaya) bir kere daha dönebilsek de, müminlerden olabilseydik."

Bari bizim için geriye bir dönmek olsa idi de mü'minlerden olsa idik

Âh, keşke, bizim için (dünyaya) bir geri dönüş olsaydı da (biz de) mü’minlerden olsaydık.”

“Keşke bizim için geri dönüş olsaydı da biz de inananlardan olsaydık.”

«Bizim için hakıykaten bir geri dönüş olsaydı da biz de mü'minlerden olsaydık».

Keşke geri dönebilsek de mü’minlerden olsak!”

[14/44; 32/12; 39/58; 6/28]

“Buna rağmen ah keşke, bizim için hakikaten (dünyaya) bir (dönüş) daha olsa da mü'minlerden olsak!”

Eğer bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı, o zaman biz (gerçekten) mü’minlerden olurduk (derler).

“Keşke bizim için tekrar geri dönüş olsa da, inananlardan olsak” derler.

Gerçekten ne olurdu gerisin geriye dönebilseydik de artık inanan kimseler olsaydık.»

100, 102. «— Bugün bize şefa/at edecek kimsemiz yok, candan bir dostumuz yok. Ne olurdu! Bir kere daha dünyaya dönseydik de mü/minlerden olsaydık!»

“Keşke bizim için bir kere daha (dünyaya dönme) mümkün olsa da mü’min olsak.”²¹

21 Krş. Bakara, 2/167; En’âm, 6/28

“Bizim için bir kere daha (dünyaya dönüş) olsaydı da iman edenlerden olabilseydik!”

Ah, keşke dünyaya geri dönebilseydik de inananlardan olsaydık!”

“Keşke bizim için bir kere fırsat bulunsa da Müminler’den olsak!”.

Keşke dünya hayatı bir kere daha sil baştan olsa da bir güzel inansak!… "

"Ah keşke bir kere daha dünyaya dönüşümüz olsa da biz orada tekrar yaşasaydık! Yeni yaşamımızda inananlardan olup, ahirete inanmış olarak gelebilseydik!"

Keşke bizim için (dünyaya) bir daha dönüş olsaydı da müminlerden olsa(ydı)k!” [*]

Benzer mesajlar: Bakara 2:167; En‘âm 6:27; Mü’minûn 23:99-100.

“Keşke (dünyaya) bir daha dönebilsek de Müslümanlardan olabilsek!”

N’olurdu, [o hayata] bir kere daha dönebilseydik ⁴⁷ de inananlardan olsaydık!”

47 Lafzen, “bizim için bir kere daha olsaydı”. Ayrıca, bkz. 6:27-28 ve ilgili not.

Keşke bize bir fırsat daha verilse de inanıp güvenen müminlerden olsak. 6/26...28, 23/99, 35/37

Keşke bizim için bir kez daha dönüş olsaydı da, biz de inananlardan biri olsaydık.”

"Keşki bizim için (dünyaya) bir dönüş olsa da müminlerden olsak" derler.

Şayet (dünyaya) bir kere daha dönüşümüz olsa da iman edenlerden olsak.

«İmdi bizim için bir kere (geriye) dönüş olsa idi de artık mü'minlerden olsa idik.»

96, 97, 98, 99, 100, 101, 102. Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler “Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz! ”“Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu. “Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz! ” “Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık! ” [36, 56; 40, 47; 7, 53; 38, 64]

Siyaktan iyice anlaşıldığı üzere âyet, kâfirler lehindeki şefaati reddetmektedir. Yoksa müminler hakkındaki şefaati inkâr edenlerin bu âyeti ileri sür... Devamı..

Ah keşke bir dönüşümüz daha olsa da inananlardan olsak!

"Eğer bize bir kere daha dünyâya 'avdet olsa idi mü'minlerden olurduk" dirler.

Keşke bize fırsat verilse de müminlerden olsak.”

Keşke bizim bir hakkımız daha olsaydı da müminlerden oluverseydik.

“Ne olur, bir fırsatımız daha olsa da mü'minlerden olsaydık!”

"Keşke bir dönüşünüz daha olsaydı da müminlerden olabilseydik."

“pes eger olsadı bizüm bir gez dönmekligümüz oladuķ inanıcılardan.”

Pes eger bize ikinci kez dünyāya dönüp varmaḳ olsa‐y‐dı mü’minlerden olur‐duḳ.

Kaş bir də (dünyaya) dönə biləydik; mö’minlərdən olardıq!”

Oh, that we had another turn (on earth), that we might be of the believers!

"´Now if we only had a chance of return we shall truly be of those who believe!´"(3185)

3185 This apparent longing for a chance of return is dishonest. If they were sent back, they would certainly return to their evil ways: 6:27 -28. Besi... Devamı..


Designed by ÖFK
En iyi 1024 x 768 pikselde görüntülenir.